Dünya genelinde hızla yayılan Covid-19 salgını hayatı durma noktasına getirmiş, devletleri ise vatandaşlarının can sağlığını korumak üzere yeni tedbirler alma zorunluluğuna itmiştir. Türkiye'de de bu konuda halk sağlığının korunması ve salgının yayılmasının önlenebilmesi adına toplu olarak bulunulan cafe, kıraathane gibi işletmelerin faaliyetlerinin durdurulmasından, şehirlerarası seyahatlerin kısıtlanmasına; 65 yaş üstü kişiler ve kronik rahatsızlığı olanlar ile 20 yaş altındaki kişilere sokağa çıkma yasağı getirilmesine kadar birçok tedbir hayata geçirilmiştir.

Bunların dışında, cezaevinde bulunan hükümlü ve tutukluların da sağlığının korunması adına cezaevi memurlarının 15 gün cezaevinde çalışma, 15 gün gözetim altında tutulması, hükümlü ve tutukluların aileleri ile görüşmelerinin iptal edilmesi ile Yasama organı ve hükümetin İnfaz Yasası'nda değişiklik yapmaya kadar yeni tedbirler almasına da sebep olmuştur. Bu kapsamda son değişiklik Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile İnfaz Hakimliği Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, Çocuk Koruma Kanunu, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, Hakimler ve Savcılar Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu'nda değişiklik ve düzenlemeler yapılmıştır. Bu yazımızda tutuklu ve hükümlüler hakkında yapılan değişikliklere değinilecektir.

- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 109. maddesine 4. fıkra eklenerek;

- Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği 5275 sayılı Kanunun 16/3 maddesi uyarınca tespit edilen şüpheli ile,

- Gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren 6 ay geçmemiş bulunan kadın şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilecektir.

Hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de adli kontrol kararı verebilir.

Kanun koyucu burada yapmış olduğu değişiklikte yukarıda belirtilen şartları taşıyan kişilerin tutuklanması yerine adli kontrol şartı ile serbest bırakılabileceğini kabul etmiştir. Ancak burada mahkemeye takdir yetkisi tanınmış ve adli kontrol altına alma kararı vermek zorunlu tutulmamıştır.

- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 14. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklik ile aşağıda belirtilen hallerde hükümlüler hakkında verilen cezalar doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilecektir:

- Terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar ile ikinci defa mükerrer olanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hariç olmak üzere kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olanlar,

- Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanlar,

- Adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler,

- 2004 sayılı İcra İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tutulanlar.

Bu madde fıkrası kapsamında yukarıda belirtilen şartları taşıyan hükümlüler kapalı ceza infaz kurumlarında çekmek zorunda oldukları cezaları açık ceza infaz kurumlarında çekecektir. Ancak yukarıda da belirttiğimiz üzere terör suçları, örgüt kurma, yönetme veya örgüte üye olma, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan ceza alanlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel taciz suçlarından mahkum olanlar ile ikinci defa mükerrer olanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler bu hükümden faydalanamayacaklardır.

- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 16. maddesinin 4. fıkrasında da değişiklik yapmıştır. Bu fıkranın eski halinde gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş olan kadınlar hakkında hapis cezasının infazının bu sürelerin sonuna kadar geri bırakılması söz konusu idi. Ancak yeni düzenleme ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren bir yıl altı ay geçmemiş olan kadınlar hakkında hapis cezasının geri bırakılmasına karar verilecektir.

- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 17. maddesinin 4. fıkrasında infazın ertelenmesi süresi ve kapsamı genişletilmiştir. Şöyle ki; bu fıkra kapsamında eski halinde kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya daha az süreli hapis cezalarının infazına başlanmış olsa bile, hükümlünün yükseköğretimini bitirebilmesi, ana, baba, eş veya çocuklarının ölümü veya bu kişilerin sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle ailenin ticari faaliyetlerinin yürütülebilmesinin veya tarım topraklarının işlenebilmesinin imkansız hale gelmesi veya hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi gibi zorunlu ve çok ivedi hallerde, Cumhuriyet Başsavcılığınca altı ayı geçmeyen sürelerle hapis cezasının infazına ara verilebileceği belirtilmiştir. Yeni düzenleme ile bu hükme ek olarak hükümlünün eş veya çocuklarının sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle bakıma muhtaç olmaları halinde de hükümlünün infazına ara verilebileceği kanun fıkrasına eklenmiştir. Ayrıca infazın ertelenmesinin süresi altı ay iken bir yıla çıkarılmıştır. Yani Cumhuriyet Başsavcılığı bu kanun hükmünün 4. fıkrasında belirtilen şartların oluşması halinde hükümlü hakkında artık altı ayı değil bir yılı geçmeyen sürelerle hapis cezasının infazına ara verilmesine karar verebilecektir.

- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesinin eski halinde; "Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;

a) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren,

b) Çocuk eğitim evinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan, koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir." denilmekteydi.

Yani eski madde hükmüne göre iyi halli olarak hükümlü açık cezaevinde cezasını  çekmeye başladıktan sonra cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçirmek ve koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalması halinde talebi halinde denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına infaz hakimi tarafından karar verilmekteydi.

Ancak yeni yasa ile bu maddenin a ve b bentlerinde belirtilen süreler değiştirilmek suretiyle koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken sürenin beşte dördünü ceza infaz kurumunda geçiren ve açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitim evinde bulunan iyi halli hükümlülerin talepleri halinde cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan Cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilebilecektir. Ancak bu fıkra uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz süresi üç yılı geçemez. Örneğin; 20 yıl hapis cezası alan ve cezası kanunda belirtilen istisnalardan olmayan hükümlünün koşullu salıverilmeye kadar ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre 10 yıldır. Ancak bu 10 yıllık sürenin beşte dördünü yani 8 yılını ceza infaz kurumunda geçirmesi, iyi halli olması ve açık ceza infaz kurumunda bulunması halinde 8 yıl ceza infaz kurumunda çektikten sonra geriye kalan 12 yıllık cezasını denetimli serbestlik ve koşullu salıverme ile dışarıda çekecektir.

Yani yeni hüküm ile artık hükümlünün açık ceza infaz kurumunda cezasını çekerken koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalması şartı ve açık ceza evinde cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçirme koşulları aranmamaktadır. Bu hükümden ayrıca;

1. Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, diğer şartları da taşımaları halinde,

2. a) Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan kadın hükümlüler,

b) Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler, koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken sürenin beşte üçünü ceza infaz kurumunda geçirmeleri ve diğer şartları da taşımaları halinde yararlanabileceklerdir.

Ancak burada yapılan düzenlemelerde Geçici Madde 6 kapsamında önemli bir detay göze çarpmaktadır. Yeni düzenleme ile getirilen Geçici Madde 6'ya göre 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesinde yapılan değişiklik 30.03.2020 tarihinden sonra işlenen suçları kapsayacaktır. 30/3/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu, (madde 87, fıkra iki, bent d), işkence suçu (madde 94 ve 95), eziyet suçu (madde 96), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (madde 188) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar hariç olmak üzere, bu maddede değişiklik yapan Kanunla değiştirilen 105/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bir yıl”lık süre, “üç yıl” olarak uygulanır. Ayrıca bu hükümler iyi halli olmak koşuluyla kapalı cezaevinde kalan hükümlüler hakkında da uygulanacaktır.

- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'da Denetimli Serbestlik sürelerinde ve kapsamında değişiklik yapıldığı gözlemlenmektedir. 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinin eski halinde ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezası hariç diğer süreli hapis cezalarına mahkum olanlar cezalarının üçte ikisini ceza infaz kurumunda çektikten sonra koşullu salıvermeden yararlanabilmekte idiler. Ancak 107. maddede yapılan değişik ile süreli hapis cezalarına mahkum olanlardan,

1. Kasten öldürme suçlarından (madde 81, 82 ve 83) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

2. İşkence suçundan (madde 94 ve 95) ve eziyet suçundan (madde 96) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

3. Cinsel saldırı (madde 102, ikinci fıkra hariç), reşit olmayanla cinsel ilişki (madde 104, ikinci ve üçüncü fıkra hariç) ve cinsel taciz (madde 105) suçlarından süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

4. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan (madde 102, 103, 104 ve 105) hapis cezasına mahkûm olan çocuklar,

5. Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlardan (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

6. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan (madde 188) hapis cezasına mahkûm olan çocuklar,

7. Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından (madde 326 ilâ 339) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

8. Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olan çocuklar hakkında,

cezalarının üçte ikisini iyi halli olarak infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler.

Bu suçlar dışında belirli süreli hapis cezasına mahkum olanlar için ise cezalarının yarısını iyi halli olarak ceza infaz kurumunda çektikten sonra koşullu salıvermeden yaralanabileceklerdir.

Ayrıca ağırlaştırılmış müebbet cezası alanlar 30 yılını, müebbet hapis cezası alanlar 24 yılını iyi halli olarak ceza infaz kurumunda çekmesi halinde koşullu salıvermeden yararlanacak olup kanunun eski halinden farklı olarak düzenlenmemiştir.

- Tekerrür halinde ise koşullu salıverilmeye kadar hükümlünün cezaevinde iyi halli olarak geçirmesi gereken süre değişiklik göstermektedir. Şöyle ki; Tekerrür hâlinde işlenen suçtan dolayı mahkûm olunan;

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuzdokuz yılının,

b) Müebbet hapis cezasının otuzüç yılının,

c) Birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuziki yılının,

d) Süreli hapis cezasının üçte ikisinin,

infaz kurumunda iyi hâlli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir. Ancak hükümlünün Türk Ceza Kanununun 102 nci maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan cinsel saldırı suçundan, 103 üncü maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçundan, 104 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı belirli süreli hapis cezası alması halinde süreli hapis cezasının üçte ikisinin değil, dörtte üçünü iyi halli olarak geçirmesi durumunda koşullu salıvermeden yararlanabilecektir.

Sonuç olarak gündeme bir "Af Yasası" beklentisi içerisinde tartışılan İnfaz Yasası hükümlerinin kanunlaşmış halinde af kapsamına dair herhangi bir hüküm içermediği, denetimli serbestlik ile koşullu salıvermeye ilişkin sürelerde değişiklik yapıldığı, yaşanan Covid-19 salgını nedeniyle de 30.03.2020 tarihinden işlenen suçlarda ceza infaz kurumlarının   güvenliği ve sağlık gerekçesiyle denetimli serbestlik sürelerinde birtakım düzenlemelerin yapılmış olduğu açıklığa kavuşmuştur.