AİHM'in Büyük Dairesi cinsiyete dayalı muamele farklılığının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu açıkladı. 

Yüksek Mahkeme'ye başvuran dul erkek Max Beeler, 1994'te karısını kaybetti. 1 ve 4 yaşlarındaki iki kız çocuğuna bakabilmek için işinden ayrılan baba, İsviçre'nin dullara sağladığı devlet yardımından faydalandı. 

Fakat bu yardım, küçük kız çocuğu 18 yaşına basması nedeniyle kesildi. Oysa İsviçre yasalarına göre aynı yardım dul kalan kişi kadın olduğunda kız çocuğuna ömür boyu veriliyordu. Bu nedenle ayrımcılığa uğradığını belirten Beeler önce ülkesindeki tüm yargı yollarına başvurdu. Fakat talebinin reddedilmesinin ardından AİHM'in yolunu tuttu. 

İsviçre yasaları göre ailede özellikle de çocuklar doğduğunda kadının mali desteğini hala kocanın karşılamak zorunda olduğunu varsayıyor. Yasalar dul kadınlara dul erkeklerden daha fazla koruma sağlamanın gerekliliğine vurgu yapıyor. 

AİHM, "sadece güçlü ve ikna edici nedenlerin" cinsiyete dayalı bir muamele farklılığını Sözleşme'ye uygun gösterebileceğini belirtirken, devletlerin böyle bir farklılığı gerekçelendirmek için kullanabilecekleri takdir marjının "çok dar" olduğunu vurguluyor.  

Beeler davasında da söz konusu "güçlü ve ikna edici nedenlerin" İsveç tarafından gösterilmediğine hükmeden Yüksek Mahkeme, "başvuranın maruz kaldığı muamele eşitsizliğinin makul ve nesnel bir gerekçeye dayandırılmadığına hükmetti.  

İsviçre'nin bu sebeple Max Beeler'a manevi tazminat olarak 5 bin, masraf ve harcamalar için de 16 bin 500 euro ödemesine karar verildi.