Ak Parti’nin kapatılmasına dair hazırlanan iddianameye Google iddianamesi denilmişti. Delil olarak eklenen birçok belgenin internetten derlendiği, 400 belgeden 370 tanesinin Anayasa Mahkemesince de delil olarak kabul edilmediği açıklanmıştı. Bazı sözde belgelerin de, Ergenekon davasında mahkum olan, kara propaganda sitelerinde hazırlandığı ortaya çıktı. Bir kısım sanıklar bu belgeleri komutanın emriyle hazırladıklarını mahkemede itiraf ettiler. Bu itiraflar İlker Başbuğ’un da başını yaktı ve davaya dahil edilerek mahkum olma sürecini başlattı
 
5 Ağustos 2013 günü Ergenekon davasında karar verilince, kapatma davası açısından yeni bir hukuki sürecin başlatılma yolu açılmış oldu. O günden itibaren medyada yaptığım yorumlarda ifade ettiğim gibi, Ak Parti’nin ‘odak’ olmakla mahkumiyetine gerekçe teşkil eden bir kısım delillerin, Genelkurmay Adli Müşaviri Hıfzı Çubuklu’nun deyimiyle “Genelkurmay tarafından kurulan, işletilen ve işlettirilen” internet sitelerinde uydurulup üretildiği anlaşılmış oldu.
 
Yargılamanın yenilenmesi, Ceza Muhakemesi kanunu 311. Maddesinde düzenlenmiş olup, duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliğinin anlaşılması yargılamanın yenilenmesi için yeterli görülmüştür. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 67.maddesinin yaptığı atıfla, parti kapatma davalarında da Ceza Muhakemesi Kanunu yargılamanın yenilenmesi hükümlerinin aynen uygulanacağı belirtiliştir. Özet olarak hukuk yolu açıktır. Maddi delillerin, hükmü etkileyen bir kısım belgelerin sahteliği anlaşılmıştır. Deliller yeniden değerlendirildiğinde verilen hüküm değişebilecektir. Verilen hükmün tümden ortadan kaldırılması ve açılan davanın reddine karar verilmesi mümkündür.
 
Başbakan Erdoğan, konu kendisine sorulunca, hukukçularına talimat verdiğini ve gerekenin yapılacağını açıklamıştır. Ak Parti’nin hukukçu kurmayları ise Ergenekon kararının kesinleşmesini bekleyebileceklerini ifade etmektedirler.
 
Ergenekon davası henüz temyiz aşamasındadır ve kesinleşmemiştir. Ancak kanaatimce yenileme başvurusu için kesinleşme beklenmeyebilir. Zira bir kısım sanıkların mahkeme huzurundaki ikrar ve itiraflarıyla hükmü etkileyen belgelerin sahteliği sabit olmuştur. Hükmün kesinleşme aşaması bu ifadelerin sıhhatini etkilemeyecektir.
 
Ak Parti, yargılamanın yenilenmesi başvurusu yanında, iddianameyi hazırlayan imza sahibi Yargıtay Başsavcısı hakkında da suç duyurusunda bulunabilir. Soruşturulması ve cevabı araştırılması gereken sorular vardır;
Başsavcı delil olarak kullandığı belgelerin sıhhatini araştırmış mıdır?
İnternet andıcı davasına konu kara propaganda sitelerinin kim ya da kimler tarafından kurulup işletildiğini araştırmış mıdır?
Araştırmamış ise, bu durum görevi kötüye kullanma veya görevi ihmal suçu oluşturmaz mı?
Araştırmış ise, bir kısım delillerin kara propaganda amacıyla kurulan, kurdurulan ve işletilen irtica.org gibi sitelerde üretildiğini tespit etmiş midir?
Tespit ederek kullanmış ise, kara propaganda sitelerini kurduran, kuran ve işletenlerle amaç ve eylem birliği içinde değil midir?
Yani, Ak Parti’yi antidemokratik yollarla, cebir ve şiddet kullanarak iktidardan düşürmek için kaos ortamı oluşturma hedefinde ETÖ’nün en önemli eylemlerinden olan kapatma davasını ETÖ’nün talimatı ile mi açmıştır? Örgütün üyesi midir ? Üye olmamakla birlikte örgütün amacı doğrultusunda bir eyleme imza mı atmıştır ?
Bu soruların cevabı yapılacak soruşturma ile verilebilecektir. Hukuk devletinde kimse layüsel olmadığına göre, kara propaganda sitelerinde üretilen sözde delillere dayalı iddianame hazırlayanlar da hukuk önünde hesabını vermelidir.
Yargılamanın yenilenmesi ve beraberinde iddianameyi hazırlayanlar hakkında yapılacak soruşturma, milletin hür iradesine irtica odağı diyenlere hukuk içinde verilecek en iyi cevap olacaktır.
 
Bu cevap verilmeli ki, kimse Sisi’nin Mısır’da yaptığını Türkiye için hayal bile edemesin.