Şimdi gündeme “akil adamlar” düştü.
         Akil adam nedir, nasıl belli olur.
Hani çocuklar için bir söz vardır. “Akıllı çocuk ve adam olacak çocuk b…’dan belli olur” diye, Peki “akil adam neyinden belli olur.”
İşte bu belli değil…
Peki, bu akil adamlar ne yapacaklar.
O da tam belli değil ama …
Anlaşıldığı kadarı ile; Anayasa değişikliği, açılım süreci ve benzeri konularda dile getirilemeyen, açıkca söylenemeyen, tehlikeli şeyleri bu akil adamlara söyletecekler ve “Bak akıllı adamlar böyle söylüyor” diye topluma yutturacaklar. Yani karar başdan hazır.
         Bir atasözü der ki “Akıllı adamlar tartışır ama kararı başka adamlar verir.
         Görevin dışında, Akil adamlar sözüne de tepkiler var.
         Kimileri bu deyimi beğenmiyor, yerine başka sözcükler konmasını istiyor.
         Önemli ölçüde “isim karışıklığı” var ve bu isim karışıklığı giderek “kafa karışıklığına” sebep oluyor.
         O kadar ki, bu heyetin ismini belirleyecek bir heyetin kurulması bile gündemde.
         Bir başka öneri “Ak Sakallılar” deyiminin kullanılması. Öyle ya, heyette yer alacak kişilerin saçı, sakalı ağarmış olmalı. Saçı dökülmüş olsa bile, sakalı mutlaka “ağarık” olmalı.
         Öyle öneriler var ki, “akıllara ziyan” adeta “Zihni Sinir Procesi” gibi.
         Örneğin “Heyet-i Nasiha” ve “Heyet-i Ulema” veya “Ombusdman-ı Mehteran” denmesini isteyenler bile var.
         Ve bunlar “ağır abi” tipinde olmalılar. Her olur olmaz şeye ahkam kesmemeliler.
         Karşıt görüşte olanlar ise “Akıl Küpü” veya “Göbeğini kaşıyan adam” veya “Sahibinin Sesi” ismini öneriyorlar.
         İsim yanında, seçim şekli de önemli.
         Bel ki de bir sınav sistemi öngörülmeli.
         Üniversiteye Giriş Sınavı “ÜGS” gibi, “AAS” yani “Akil Adamlar Seçim Sınavı” yapılabilir.
        İsim ve seçim sisteminin yanında adaylarda aranacak yetenek ve özellikler de belirlenmeli.
         Gerçi, tarih içinde, akıllı adamların ön plana çıkan bazı “yetenekleri belirlenmiş” ;
         “Sıradan bir adam kendi aklını, akıllı adam bir başkasının aklını kullanır.”
         “Akıllı adam için bilmemek ayıp değil, yeter ki çaktırmasın.”
         “Akıllı adamın dokuz parmağında dokuz marifet vardır. Onuncu parmağı ile kulağını karıştırır.”
         falan-filan gibi… 
         Aslında “akıllı adamlar” yetmez “adamakıllı adamlar” bulmak lazım.
        Hani “akıllı telefonun” ne olduğunu biliyoruz da, “akil adamın” ne olduğunu bilmiyoruz.
Onu da “açılım” sayesinde öğreneceğiz.
 
Bu köşe yazısı, sayın Av. Erdem AKYÜZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.