Giriş:

Dünya üzerindeki devletlerin bağımsızlığı beraberinde kendi ülkelerinin iç düzenlemelerinin oluşturulması ve uygulanması zorunluluğu sonucunu doğurmuştur. Egemenlik hakkının bir yansıması olan iç hukuk kurallarının bağlayıcılığı ve sınırlayıcılığı ancak söz konusu ülkenin sınırları içerisinde anlam kazanır. Bu sebepten ötürü yabancı bir ülkede alınmış bir mahkeme ilamının veya idari kararın başka bir ülkede tanınması ve icra kabiliyetine erişebilmesi hususunda devletler kendi iç hukuklarında buna ilişkin birtakım kurallar koyup bu kurallar üzerinden bu işlemler gerçekleştirilir. Sürekli olarak gelişen ve değişmekte olan dünyada yabancı bir ülkede verilen bir kararın başka bir ülke sınırları içerisinde sonuç doğurması ancak söz konusu ülkenin iç hukukunda belirtilen dava veya işlemlerle mümkün olmaktadır.

Yabancı bir ülkenin mahkemesinin veya idari bir biriminin vermiş olduğu kararın başka bir ülkede icra edilebilmesi için işletilen prosedüre Tanıma ve Tenfiz  denir. Türkiye de de iç hukuk düzenlemelerinde uluslararası hukukun belirlemiş olduğu çerçeve ve taraf olduğu Milletler arası anlaşmaların hükümleri gözetilerek 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (MÖHUK)  50-59. Maddelerinde Tanıma ve Tenfize  davasına   yer verilmiştir.

Yabancı mahkeme kararının tanınması konusunda uluslararası hukukta buna ilişkin bir hükmün  olması  halinde , uluslararası  sözleşme hükmü ve bu konudaki iç hukuk düzenlemesi kıyaslanarak lehe olan mevzuat hükümleri uygulama alanı bulur.(1)

Bilindiği üzere yabancı mahkeme kararlarının Türkiye de icrası için açılan tanıma tenfiz davaları yargı sistemi içerisinde ciddi ölçekte iş yoğunluğuna ve yurt dışına çıkarılan tebligatların çok uzun bir zaman da ulaşmasından ötürü yargılama hedef sürelerini aşmasına yol açtığı aşikardır.  Bunun üzerine bazı konulara ilişkin olarak Olağanüstü Hal kapsamında çıkarılan ve 29 Nisan 2017 Tarihli 30052 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 690 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. Maddesindeki düzenleme gereğince yurtdışında Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararların yargı yoluna başvurulmaksızın 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27. maddesinden sonra gelmek üzere 27/A Maddesi eklenerek nüfus kütüğüne tescil edilmesine dair düzenlemenin uygulanmasına ilişkin olarak 7 Şubat 2018 Tarihli 30325 Sayılı YABANCI ÜLKE ADLÎ VEYA İDARÎ MAKAMLARINCA VERİLEN KARARLARIN NÜFUS KÜTÜĞÜNE TESCİLİ HAKKINDA YÖNETMELİK Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

Bu yönetmeliğe göre boşanma, evliliğin butlanı ,iptali ve evliliğin mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin yabancı mahkeme kararlarının Türkiye de sonuç doğurabilmesi için tanıma tenfiz davası yoluna gidilmeden yetkili nüfus idarelerine her iki tarafın bizzat  başvurusu veya iki taraf vekilinin beraber başvurusu üzerine sonuç alınabilmektedir. Bu yol tanıma tenfiz davasının bir şartı değil alternatifi konumundadır.

Alternatif Prosedürde Usul  :

30325 Sayılı YABANCI ÜLKE ADLÎ VEYA İDARÎ MAKAMLARINCA VERİLEN KARARLARIN NÜFUS KÜTÜĞÜNE TESCİLİ HAKKINDA YÖNETMELİK 'in 6. Maddesinde başvuru usulüne yer verilmiştir. Bu maddeye göre yabancı ülke adli veya idari makamların vermiş olduğu kararın aile kütüğüne tesciline ilişkin başvurular ya bizzat tarafların yada taraf vekillerinin Genel Müdürlüğe (İl Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne) başvurması gerekir. Başvuruyu her iki taraf eş zamanlı yapabileceği gibi ayrı zamanlarda da yapabilirler. Ancak farklı tarihlerde yapılan başvuruların arasına girecek olan süre doksan günü geçemez.

Başvuru esnasında birtakım belgelerin ibrazı gerekmektedir. Bu belgeler şunlardır;

a) Başvuru Formu,

b) Aile kütüğüne tescili talep edilen usulüne göre onaylanmış kararın aslı ile noter veya dış temsilcilik tarafından onaylanmış veya ilgili ülkenin yetkili makamı tarafından Apostil şerhi tatbik edilerek onaylanmış Türkçe tercümesi,

c) Adli veya idari makam kararında kesinleşme şerhi yok ise kararın verildiği ülke kanunlarına göre kesinleştiğine dair onaylanmış belge veya yazının aslı ile noter veya dış temsilcilik tarafından onaylanmış veya ilgili ülkenin yetkili makamı tarafından Apostil şerhi tatbik edilerek onaylanmış Türkçe tercümesi,

ç) Kimlik veya pasaport fotokopileri, taraflardan biri yabancı ise kimlik veya pasaportların noter tasdikli Türkçe tercümeleri,

d) Vekil aracılığı ile yapılacak müracaatlarda noter tarafından düzenlenen fotoğraflı özel vekâletnamenin aslı veya onaylanmış aslına uygun örneği.

İzlenecek yol:

Taraflar beraber veya araya doksan günden fazla süre girmeyecek şekilde tek başına ilgili Nüfus İdaresine başvuruda bulunmalıdır. Yukarıda belirtilen belgelerle başvuru yapan tarafa / taraflara başvurunun alındığına dair tarih ve sayı içeren belge verilir.   Diğer bir husus ise alınan belgelerde eksiklik olması halinde eksikliğin giderilmesi için doksan günlük süre verilir. Bu sürede eksik belge ibraz edilmezse başvuru reddedilir.

Tescil işlemlerini karara bağlamak üzere dış temsilciliklerde ve Bakanlıkça belirtilen il müdürlüklerinde komisyonlar oluşturulur. Komisyon vali yardımcısı , il nüfus müdürü , iki ilçe nüfus  müdürü ve hukuk formasyonuna sahip kamu görevlisinden oluşur.

Komisyon da ararlar oy çokluğu ile alınır.

Komisyon  Gündem olması halinde en gez on beş gün içinde toplanır . Toplandıktan sonra başvuruda sunulan evraklar ilgili mevzuat çerçevesinde incelenir, karar verilir.

Verilen karar  ilgili taraflara ve il müdürlüğüne bildirilir.

Komisyonda tescile yönelik kararlar dış temsilcilikler ve il müdürlüklerince yedi gün içinde aile müdürlüklerince tescil edilir.

Türk kamu düzenine açıkça aykırı kararlar gerekçesi gösterilmek suretiyle reddedilir.

Yabancı ülke yetkili adli veya idari makamlarınca verilen kararların tesciline ilişkin başvurunun reddedilmesi halinde 5718 sayılı yasa gereğince yetkili aile mahkemelerinde tanıma tenfiz davası açılabilir.

Sonuç   :

Yabancı bir ülkede verilen bir mahkeme ilamının ya da idari bir kararın Türkiye de icra edilebilmesi için 5718 sayılı MÖHUK çerçevesinde yetkili ve görevli mahkemelerde Tanıma Tenfiz davası gerekmektedir. Ancak Olağanüstü hal kapsamında bazı konulara ilişkin getirilen yeniliklerle boşanma, evliliğin butlanı,iptali ve evlilik ilişkisinin tespitine ilişkin durumlarda dava yoluna gidilmeden bakanlıkça yetkilendirilmiş vatandaşlık ve nüfus işleri genel müdürlüklerine başvurularak tanıma ve ilgili sicile kayıt işlemi yapılabilmektedir. Ayrıca bu prosedür davanın şartı değil alternatifi olarak düzenlenmiştir. Bu yönetmelikle getirilen bu yenilik ile birlikte bu konulara ilişkin tanıma işlemini yapan Aile mahkemelerinin de iş yükünün bu anlamda azalacağı anlamına gelmektedir. Diğer bir olumlu sonuç ise Dava harç ve masraflarına ilişkindir. Şöyle ki tanıma tenfiz davalarında ilgili mevzuatta belirtilen oranlar üzerinden nispi harç alınmakta iken bu alternatif yola başvuru halinde tanıma işlemi için herhangi bir harç ödenmesi söz konusu değildir. Yine aynı şekilde yurt dışına çıkarılan tebligatların hedef yargılama sürelerini aşarak ulaştığı düşünüldüğünde bu prosedürün tercihe şayan olduğu görülebilmektedir.

Kaynakça

KÖLE , Mehmet , "Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanım ve Tenfizinde Usul " , Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 21, Sayı: 34, Yıl: 2016 , s . 39-97.

http://www.resmigazete.gov.tr

                                                                                                 

DİPNOT

(1) Karaaslan, Erol / Karaaslan, Varol, Alman ve Türk Hukukuna Göre Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması, Adalet Dergisi, S: 22 T. 2005, s. 122.