Demiryolunu kapattım.

İşte o kadar, “kapattım” deyince kapanıyor,

Kapanan yol ;

Türkiye Cumhuriyetinin Başkenti Ankara ile Türkiye’nin ve dünyanın en büyük kentlerinden biri olan İstanbul arasındaki demiryolu.

Yılda 15 milyon kişinin yolculuk yaptığı bu iki büyük kent arasında, milyonlarca kişi demiryolu ile yolculuk yapmaktaydı..

Ulaştırma Bakanlığı sayfasında yer alan “iki satırlık” açıklama bu kapatmaya yeterli oluyor :

“Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi kapsamında yol çalışmaları nedeniyle, 01.02.2012 tarihinden itibaren 24 ay süreyle; Fatih Ekspresi, Ankara Ekspresi, Anadolu Ekspresi, Meram Ekspresi, Eskişehir Ekspresi, Başkent Ekspresi, Cumhuriyet Ekspresi, Sakarya Ekspresi ve Adapazarı trenlerinin seferlerine ara verilmiştir.”

Kapatmaya konu olan bir çok tren seferi var.

Bunlara ek olarak; İstanbul-Adapazarı, Ankara-Sincan arasında işleri ve okulları nedeniyle her gün trenle gidip gelen insanlarda yollara düştüler.

Kapatma süresi şimdilik 24 ay ama 30 ay olacağı da söyleniyor.

Kim bilir belki yeniden açılmaz da…

Üstelik kapatma tarihi Şubat ayında, tam “kışın göbeğinde” başlıyor. İnşaat mevsimi bile değil.

Aradan aylar geçti, henüz bir hazırlık yok.

Üstüne üstlük “Halkın yoğun olduğu bazı yerlerde demiryolu hatlarını sökelim de, hem halk görsün, hem geri dönüş olmasın” deniyor.
         
Kapatma gerekçelerinin de hiç biri geçerli değil :

Yenisini yapmak için, eskisini kapatmak gerekiyorsa; yeni hastahaneler yapmak için, mevcut bütün hastahaneleri kapatın, kimse hasta olmasın…

Okul yapmak için bütün okulları kapatın kimse okula gitmesin.

Bu kesilmeye gerekçe olarak gösterilen; coğrafi şartlar, şehirleşme ve istimlak zorlukları da hiç bir şekilde geçerli olamaz. 
Şehirleşmenin daha yoğun olduğu ve kamulaştırma maliyetlerinin çok daha yüksek olduğu diğer bazı projelerde, bu sayılan gerekçeler hiç bir şekilde yer almamaktadır. 
Örneğin açılması yolunda fikirler üretilen ikinci İstanbul boğaz geçişi, ikide bir dalgalar tarafından yıkılan Karadeniz sahil yolu ve yapımı öngörülen bir takım eğlence merkezleri, alış-veriş merkezleri için bu nedenler ileri sürülmemiştir.


Bu iki kent arasında trenle yolculuk yapacak olanların, önümüzdeki 2 sene içinde zorunlu olarak karayolu taşımacılığı ile gitmeleri halinde, bunun ekonomiye yükleyeceği yük yanında, aşırı taşıma sonucu neden olacağı kazalar da nazara alınmalıdır. 


Tren seferlerinin kalkması nedeniyle karayolu taşımacılığı yoğunlaşacağı için; güzergaha paralel karayolunda acil durumlar hariç iki yıl süreyle “rutin bakımların kaldırılmasına” ve yolun sürekli açık tutulması karar verilmiştir.


Bunun anlamı; karayollarında da bakım yapılmayacağıdır.


Bütün bu kuşku ve olumsuzluklara rağmen, bu gibi olaylar karşısında kişilerin, demokratik kitle örgütlerinin bütünleşmesi, yasal ve demokratik hakları kullanmaları gerekir. Bu kapatma olayının, tam anlamıyla “iptal davası konusu yapılabilecek”  yargısal bir idari işlem olduğu unutulmamalı ve iptali için dava açılmalıdır.


Bu hatalı kararlar nedeniyle hasıl olacak kazaların sorumlusu kim olacaktır…diye sormuyoruz.


Çünkü hızlı trenin ilk uygulaması nedeniyle Pamukova’da meydana gelen, 41 kişinin ölümü, onlarca kişinin yaralanması ve sakat kalması ile sonuçlanan olayda iki makinist hakkında açılan dava gibi, bir trafik polisi ile iki sürücü hakkında dava açılması yeterli olacaktır,


Tabii ilk olayda olduğu gibi, açılan dava zamanaşımından düşmezse.


Av.A.Erdem Akyüz
Hukukun Egemenliği Derneği
Genel Başkanı


(Bu köşe yazısı, sayın Av. Erdem AKYÜZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)