Anlaşmalı boşanma kurumu; eşlerin, boşanmanın maddi ve manevi tüm sonuçları üzerinde mutabık kalarak kanunda aranan şartları da taşıması koşuluyla evlilik birliğini anlaşmalı olarak sona erdirebilmelerine imkan vermektedir. Anlaşmalı boşanma süreci, çekişmeli boşanmaya istinaden daha kısa sürmekte ve tarafların manevi olarak daha az yıpranmasını sağlamaktadır. Anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için her iki tarafın boşanmak için birlikte başvurusu yapmış olması veya bir eşin açtığı boşanma davasını diğer eşin kabul etmiş olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra taraflar arasında mevcut bir çekişmeli boşanma yargılaması sırasında da taraflar, boşanmanın tüm sonuçları konusunda anlaşmaya vardıklarını mahkeme huzurunda sözlü veya yazılı olarak bildirdikleri takdirde anlaşmalı olarak boşanabilmektedir. Ancak burada yapılacak olan sözlü bildirimin duruşma zaptında yer alması gerekmektedir.

Eşlerin anlaşmalı olarak boşanabilmeleri için evlilik birliğini anlaşarak sonra erdirme hususunda irade beyanlarının uyuşması gerekli olmakla birlikte; yeterli değildir. Zira hakim, anlaşmalı olarak boşanmak isteyen tarafların boşanmanın tüm sonuçları üzerinde serbest iradeleri ile mutabık kalıp kalmadıklarını irdeleyerek oluşacak sonuca göre karar verecektir. Bu sebeple tarafların anlaşmalı olarak boşanabilmeleri için;

1. Evlilik birliğinin en az bir yıl sürmüş olması,

2. Her iki tarafın da ilk celseye katılım sağlayarak ortak irade ile evlilik birliğinin sona ermesini talep ettiklerini hakim huzurunda beyan etmesi,

3. Müşterek çocukların velayetinin hangi tarafta kalacağı, iştirak nafakası ödenip/ödenmeyeceği; ödenecek ise miktarı, ödeme şekli ve artış oranı,

4. Velayeti kendisine verilmeyen anne/baba ile küçük çocuk arasında tesis edilecek kişisel ilişkinin hangi günlerde ve hangi şartlarda olacağı,

5. Yoksulluk nafakası ödenip/ödenmeyeceği, ödenecek ise miktarı, artış oranı ve ödeme şekli,

6. Eşler arasında yapılacak mal paylaşımının detayları,

7. Tarafların birbirlerinden maddi veya manevi tazminat taleplerinin bulunup/bulunmadığı, talep olması halinde ise tazminat miktarı,

8. Ortak konutun ve ortak malların hangi eşe tahsis edileceği belirlenmelidir.

Belirtmek gerekir ki her ne kadar taraflar arasında velayet konusunda anlaşma yapılmış olsa da hakimin velayet konusunda takdir yetkisi bulunmaktadır. Bu nedenle hakim, çocuğun üstün yararını gözeterek tarafların yaptığı anlaşmanın aksi yönde velayet tesisinde bulunabilmektedir.

Velayet kendisinde bulunmayan taraf, anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan 'çocukla kişiel ilişki kurulması' hususunda daha sonra değişiklik yapılması için dava açılabilmektedir. Zira kurulan kişisel ilişkinin ne zaman ve hangi şekilde olacağına ilişkin olarak protokolde yer alan düzenleme, kesin hüküm teşkil etmemektedir.

Usulüne uygun olarak hazırlanmış ve taraflarca imzalanmış anlaşmalı boşanma protokolünün varlığına rağmen eşlerden her biri dava esnasında boşanmaktan vazgeçebilirler. Zira anlaşmalı boşanma davasında protokolün yer alması yeterli olmayıp tarafların, hakim huzurunda da anlaşmalı boşanma yönündeki iradelerini beyan etmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla protokol imzalanmış olsa da duruşma esnasında aksine beyanda bulunulmasının hukuken geçerliliği bulunmaktadır. Bu beyanında ardından hakim, davanın çekişmeli olarak devam edilmesinin talep edilip edilmediğini sormakta ve yargılamaya çekişmeli olarak devam edilmesinin talep edilmesi halinde; hakim tarafından verilen süre içerisinde çekişmeli boşanma yargılaması için dava dilekçesinin sunulması gerekmektedir.

Hakim tarafından eşlerin anlaşmalı olarak boşanabileceği yönünde kanaat getirilirmesi ve bu yönde karar verilmesi halinde tarafların kararı süresi içinde istinaf etmemesi halinde boşanma kararı kesinleşerek hüküm ifade etmektedir.