Anlaşmalı boşanma davaları TMK. m. 166/3 hükmünde düzenlenmiştir. İlgi hükme göre,

"Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz".

İlgi kanun hükmü değerlendirildiğinde anlaşmalı boşanma davası açabilmek için dört şartın bir arada gerçekleşmiş olması gerekir. Bu şartları şöyle sıralayabiliriz:

- Evlilik birliği en az bir yıl sürmüş olmalıdır.

- Eşler boşanmak için birlikte dava açmalı ya da eşlerden birinin açmış olduğu davayı diğer eş kabul etmelidir

- Hakim tarafları bizzat dinlemelidir.

- Boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumuna ilişkin düzenlemeler hakim tarafından uygun bulunmalıdır.

Yukarıda anlaşmalı boşanma davası açabilmek için gerekli şartları sıraladık. Şimdi bu şartları detaylı bir şekilde inceleyelim.

1- Evlilik Birliği En Az Bir Yıl Sürmüş Olmalıdır

Anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesi için tarafların en az bir yıl evlilik birliği içerisinde bulunmaları gerekir. Kanun koyucunun bu şekilde düzenleme getirmiş olmasının temelinden yatan felsefe, toplumun temelini oluşturan aile kavramına vermiş olduğu değerdir. Kanun koyucu yeni evlenmiş olan çiftlerin henüz evliliğe alışamamış olup birtakım zorluklar yaşayınca aile düzeninin bozulmaması gerektiği ve çiftlerin evliliğe alışabilmesi için bir yıl süre verilmesi gerektiğini öngörmüştür. Tarafımızca da bu düzenleme yerinde bir düzenlemedir. Birbirlerini seven çiftler iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta bir arada olmak için birbirlerine söz verip toplumumuzun en kutsal değeri olan aileyi kurmak istemektedirler. Evlenene kadar türlü zorluklardan geçen bu gençlerimiz elbette ki evliliğin getirmiş olduğu o güzel sorumluluklara bir anda alışamayacaklardır. Unutulmamalıdır ki eşler birbirinin dalıdır ve dalından kopan yaprağın akıbetini rüzgar belirler. Sonuç olarak eşler bir yıl süre ile evlilik birliğini sürdürmelidir. Burada altı çizilmesi gereken nokta bir yıllık süre nikah töreninin yapıldığı andan itibaren başlayacaktır.

2- Eşler Boşanmak için Birlikte Dava Açmalı ya da Eşlerden Birinin Açmış Olduğu Davayı Diğer Eş Kabul Etmelidir

Anlaşmalı boşanma davasının temel şartını tarafların irade birliği oluşturmaktadır. Tarafların anlaşmalı boşanma noktasında iradelerinin uyuşması gerekmektedir. Taraflardan biri dahi boşanmak istemiyorsa bu durumda anlaşmalı boşanma davası açılamayacak ya da dava açılmışsa reddedilecektir.

Burada tarafların anlaşmasından kasıt yalnızca anlaşmalı boşanma yönünde anlaşmaları değildir, tarafların boşanmanın tüm sonuçları üzerinde de anlaşmış olması aranır. Taraflar tek bir konuda anlaşmamış olsalar dahi, TMK m. 166/3 hükmü uyarınca karar verilemez.

3- Hakim Tarafları Bizzat Dinlemelidir

Anlaşmalı boşanma davalarında yüzyüzelik ilkesi geçerlidir. Diğer bir deyişle, bu davalarda karar verilebilmesi için eşlerin mutlaka duruşmaya gelmesi ve hakim tarafından bizzat dinlenilmesi şarttır. Tarafları kendilerini vekil ile temsil ettirseler dahi mutlak duruşma salonunda bulunmaları ve hakim karşısında iradelerini açıklamaları şarttır.

İlgi hususta Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 20.12.2018 tarih, 2018/6129 E. 2018/14961 K. Sayılı ilamında bu durum özetle şöyle açıklanmıştır:

- Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim, tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının takdiri gerekirken, davacı duruşmada hazır bulunduğu halde dinlenilmeksizin sadece vekilinin imzalı beyanı ile yetinilerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.

4- Boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumuna ilişkin düzenlemeler hakim tarafından uygun bulunmalıdır.

Kanun koyucu anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesini tarafların mali düzenlemeler ve çocukların durumuna ilişkin yaptıkları düzenlemeleri hakimin uygun bulmasına bağlamıştır. Hakim tarafların yapmış oldukları protokoldeki düzenlemeleri tarafların ve çocukların menfaatini gözeterek gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilecektir. Bu halde tarafların ikrarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmayacaktır.

Anlaşmalı Boşanma Davalarında Görev, Yetki ve harca ilişkin Bilgiler

Anlaşmalı boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise, TMK m. 168 hükmü gereğince, ‘’ Boşanma ve ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi ‘’ dir.

Boşanma davaları maktu harca tabidir. Yine bu davalarda vekalet ücreti de maktudur. Boşanma davası ile birlikte maddi – manevi tazminat talep edilse dahi maktu harç alınır. Aynı şekilde boşanma davasının fer’i niteliğindeki iştirak ve yoksulluk nafakası için ayrıca bir harç ve vekalet ücreti ödenmesine karar verilemez. Bununla birlikte, boşanma davası haricinde açılan tazminat ve nafaka davalarında, dava değerine göre nispi harç alınır ve vekalet ücreti de nispidir.

NOT: İŞBU ÇALIŞMA AV. AHMET İHSAN KABLAN TARAFINDAN HAZIRLANMIŞ OLUP, İZİNSİZ BİR ŞEKİLDE KOPYALANMASI YASAKTIR.