I. Boşanma

Türk Medeni Kanunu’nda boşanmanın net bir tanımı yapılmamıştır. Fakat boşanmayı genel hatlarıyla evliliğin yasal olarak sona ermesi olarak tanımlayabiliriz. Boşanma için geçerli olarak kurulmuş olan bir evlenmenin, eşlerin sağlığında ve kanunda öngörülen sebep ve koşullara dayanarak mahkeme kararıyla sona erdirilmesi gerekmektedir. Boşanma sebepleri için farklı ayrımlar söz konusu olsa da genel olarak mutlak-nispi ve özel-genel boşanma sebepleri ayrımları yapılmaktadır. Bunları inceleyecek olursak;

Mutlak Boşanma Sebepleri: Zina (TMK m. 161), Hayata kast(TMK m. 162), Pek kötü veya onur kırıcı davranış(TMK m. 162), Terk(TMK m. 164), Anlaşmalı boşanma(TMK m. 166 f. III), Eylemli Ayrılık((TMK m. 166 f. IV).

Nispi Boşanma Sebepleri: Suç işleme(TMK m. 163), Haysiyetsiz hayat sürme(TMK m. 163), Akıl hastalığı(TMK m. 165), Evlilik birliğinin sarsılması(TMK m. 166 f. I-II).

Özel Boşanma Sebepleri: Zina(TMK m. 161), Hayata kast(TMK m. 162), Pek kötü veya onur kırıcı davranış(TMK m. 162), Suç işleme(TMK m. 163), Haysiyetsiz hayat sürme(TMK m. 163), Terk(TMK m. 164), Akıl hastalığı(TMK m. 165).

Genel Boşanma Sebepleri: Evlilik birliğinin sarsılması(TMK m. 166 f. I-II), Anlaşmalı boşanma(TMK m. 166 f. III), Eylemli Ayrılık((TMK m. 166 f. IV).

Tüm bunları belirttikten sonra yazımızın konusu olan ve mutlak ve genel boşanma sebeplerinden biri olan anlaşmalı boşanmayı ele alacağız.

II. Anlaşmalı Boşanma

TMK m. 166 f. III’e göre, “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.”

Söz konusu kanun maddesinde de belirtildiği gibi anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesi için şu şartlar gerekmektedir:

1. Evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalıdır.

2. Eşlerin birlikte başvurması veya bir eşin, diğerinin davasını kabul etmesi gerekir.

3. Hakim tarafları bizzat ve aynı anda dinlemeli ve tarafların iradelerini serbestçe açıkladığına kanaat getirmelidir.

4. Anlaşmalı boşanma protokolü hakim tarafından uygun bulunmalıdır.

5. Protokolde boşanmanın mali sonuçları ve müşterek çocukların durumu düzenlenmiş olmalıdır.

Önemle belirtmek gerekir ki, söz konusu bir yıllık sürenin resmi evlilik tarihinden dava tarihine kadar dolmuş olması gerekir. Taraflarca önerilen değişiklik kabul edilmezse davaya evlilik birliğinin sarsılması(TMK m. 166 f. I-II) hükümlerine göre devam edilmesi gerekir. Yargıtay’a göre de anlaşmalı boşanma davasının temyizi halinde davaya çekişmeli boşanma olarak devam edilmesi gerekmektedir. Tarafların hazırlamış oldukları bu düzenlemeye uygulamada; anlaşma protokolü, boşanma protokolü, protokol, proje, taslak, düzenleme gibi adlar verildiği de görülmektedir. Taraflar, protokolde; eşlerin evliliği bitirme noktasında mutabık kaldıklarını, müşterek çocuk var ise velayet, iştirak-yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat ve mal rejimi hususlarında anlaştıklarını şüpheye mahal bırakmayacak bir şekilde belirtmedir. Hazırlanan bu protokolden duruşma öncesinde, duruşma sonrasında ve hatta karardan sonra da karar kesinleşinceye kadar dönülebilmesi mümkündür. Bu hususun da gözden kaçırılmaması gerekmektedir. Son olarak önemle belirtmek gerekir ki anlaşmalı boşanma davasında görevli ve yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.

III. İçtihatlar

Özü: Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. (2. HD, 09.07.2015, 2015/14856 -2015/14816).

Özü: Bölge adliye mahkemesi tarafından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a-6 maddesi gereğince verilen kararlar kesin niteliktedir.

"...Davacı kadın, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açmış, tarafların 09.05.2018 tarihli celsede anlaşmalı olarak boşanmak istediklerini belirtmeleri üzerine mahkemece tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına (TMK m. 166/3) karar verilmiş, hükme yönelik davacı kadın tarafından istinaf talebinde bulunulmuş, bölge adliye mahkemesi ta rafından davacı kadının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın HMK m. 353/1-a-6 uyarınca çekişmeliye dönüşen boşanma davası hakkında hüküm kurulmak üzere yerel mahkemesine iadesine karar verilmiş, davalı erkek tarafından temyiz talebinde bulunulmuştur. Bölge adliye mahkemesi tarafından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a-6 maddesi gereğince verilen kararlar kesin niteliktedir. Bu sebeple temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir..."(2. HD, 20.05.2019, 2018/8179-2019/6310).

Özü: Anlaşmalı boşanma kararı kesinleştikten sonra artık boşanmanın mali sonuçları hakkında istekte bulunulamayacağı gibi kesinleşme tarihi öncesinde açılan feri isteklere ilişkin davalar da konusuz kalır. (2. HD, 21.05.2019, 2019/3351-6398).

Özü: Taraflar boşanmanın mali sonuçları hususunda mutabık kalamadıklarına göre dava anlaşmalı boşanma olmaktan çıkmış, kendiliğinden çekişmeli boşanmaya dönüşmüştür (TMK m. 166/1-2). Bu durumda mahkemece, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyanları ile iddia ve savunmalarının dayanağı olarak ileri sürdükleri her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip, ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanmak suretiyle gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir. (2. HD, 03.07.2019, 2019/4548-7998).

Özü: Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları gerekse çocukların hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. (2. HD, 25.09.2019, 2019/5426-9226).

Özü: Anlaşmalı boşanmaya karar verilirken, protokolün(anlaşma) tasdiki hükmü yanında, protokol hükümlerinin de hükmün fıkrasına geçirilmesi gerekir. (2. HD, 18.12.2014, 2014/15186-2014/26043).

Özü: Boşanan eşlerin kişisel eşya ve ziynetlere dair talepleri boşanmanın ferisi niteliğinde değildir. Bu nedenle, anlaşmalı boşanma protokolünün söz konusu maddeleri içermesi gerekmez. (6. HD, 11.06.2013, 2012/18165-2013/10252).

Özü: Eşlerin anlaşmalı boşanmaya esasa alınacak düzenlemeyi temyiz aşamasında dahi sunmaları mümkündür. (2. HD, 20.02.2018, 2018/413-2018/2248).

Özü: Boşanma protokolüne dayanan tapu iptali ve tescile ilişkin davalarda Aile Mahkemesi görevlidir. (2. HD, 06.11.2014, 2014/14165-2014/21817).

Özü: Anlaşmalı boşanma kararı tebliğ ettirilmeyip, iki yıldan fazla birlikteliğin sürdürülmesi açıklanan iradelerin samimi olmadığını gösterir. ( 2. HD, 14.03.2011, 2010/3558-2011/4409).

Özü: Taraflar tek bir konuda anlaşamamışlar olsalar dahi anlaşmalı boşanma kararı verilemez. (2. HD, 24.02.2011, 2010/2776-2011/3216).

Özü: Anlaşmalı boşanma koşulları oluşmamışsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması(TMK m. 166 f. I-II) hükümlerine göre değerlendirme yapılır. (2. HD, 09.06.2011, 2010/9476-2011/10239).

Özü: Anlaşmalı boşanmada, mahkemece edayı sağlayıcı ve infazda duraksamaya yol açmayacak şekilde hüküm kurulması zorunludur. (2. HD, 17.03.2010, 2009/2721-2010/5079).

Özü: Anlaşmalı boşanma düzenlemesinde yargılama giderlerinin ödenmesi konusunda bir anlaşma varsa hüküm bu anlaşmaya göre kurulmalıdır. (2. HD, 10.05.2011, 2010/6233-2011/8026).

KAYNAKÇA

1. GENÇCAN, Ömer Uğur, (2019). Aile Mahkemesi Davaları. Ankara: Yetgin Yayınları

2. KIRMIZI, Mustafa, (2021). Boşanma Davaları. Ankara: Bilge Yayınevi

3. KABOĞLU, İbrahim Özden-GÜREL, Begüm vd. (2021). Avukatın Öz-El Kitabı. İstanbul: Platon Plus Yay.

4. https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4721.pdf