Bilmiyorum, tek bildiğim kendimi “Çiftlikbank mağduru” gibi hissettiğim…

Hukuk Fakültesi’nden mezun olup ruhsatı aldığımda hukuki tüm ilişkilerde müvekkillerime Avukatlık hizmeti verebileceğimi zannetmiştim.

Çok safmışım.

Önce Marka ve Patent vekilliği diye bir şey uydurdular. “Davasını takip ettiğiniz işin başvurusunu yapamazsınız” dediler.

Peki dedim, sınavına girdim, hem Marka hem Patent vekili oldum. Hiç kullanmadığım belgeler bana bakıyor, ben onlara bakıyorum.

Sonra uzlaştırabilmen için ayrı belge lazım dediler. Tamam olur, dedim.

Bunlar yetmezmiş gibi, Arabuluculuk çıktı. Gerek yok, 35/A var dedim, TBB düzenleyene kadar Arabuluculuk zorunlu oldu.

Bir söylenti çıktı, Arabuluculuk eğitimlerinin 48 saatten 84 saate çıkacağını öğrendim. Kolumda altın bilezik, kullanmayacağım zaten ama dursun dedim, 2017’de eğitimini aldım.

Neden kendimi “çiflikbank mağduru” gibi hissettiğime geleyim.

Anlayamadığım bir şekilde koskoca Meclis, Arabuluculuk Kanununu hazırlarken sınavı düzenlememiş, yönetmelik ile düzenleneceğini söylemiş (madde 38).

Haziaran 2018’e kadar yürürlükte kalan eski Yönetmelik ise ‘yılda iki kez yazılı ve sözlü sınav yapılır’ hükmünü içermekteydi.

Önce 2017 tarihinde sözlü sınav kaldırıldı, sadece yazılı sınav yapılır şekline geldi. O arada bir şeyler oldu. 2016 yılından bu yana tek sınav bile yapılmadı.

25.11.2017 tarihinde Arabuluculuk Daire Başkanlığına bir başvuru yaptım.

“Yönetmeliğe göre yapılması zorunlu olan 3 sınav yapılmadı. Sınavlar neden yapılmıyor? Sorumlular hakkında herhangi bir işlem yapıldı mı yapmayı düşünüyor musunuz?” diye sordum.

20 gün sonra cevap geldi, ‘Yönetmeliği değiştirip yeni sınav tarihini açıklayacağız.’ dediler ama neden kanunen yapmaları zorunlu olan sınavları yapmadıklarını açıklamadılar.

Kimsenin de kabahati yokmuş sanırım.

Neyse, Haziran 2018’de yönetmelik değişti. Sınav yapma zorunluluğu kalktı, “... Bakanlık tarafından belirlenen arabulucu ihtiyaç sayısına göre yapılır.” şekline geldi.

Yani 1.5 yıl boyunca kendi düzenledikleri yönetmeliğe göre yapmaları gereken 3 sınavı sebepsizce yapmadılar, sonra da yönetmeliği değiştirip ‘canımız ne zaman isterse o zaman yaparız’ haline getirdiler.

İyi de oldu aslında. Herkes rahatladı.

2019 Bütçe görüşmelerinde (20.11.2018), Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, 2019 yılının Şubat ayında sınav açmayı planladıklarını söyledi.

Yine bütçe görüşmelerinde, CHP Aydın Milletvekili Süleyman BÜLBÜL, Daire Başkanı’nı aradığını, “Bu sayı yeterli olmaz, siz ne zaman bu konuda sayıyı artıracaksınız” dediğini, Daire Başkanının da kendisine cevaben, “mart ayında sınav açılacak” dediğini söyledi.

Şubat geçti, Mart oldu halen sınav yok.

Bu kurumu başımıza bela edenlerin, bir kaç farklı yerde söylediğine göre sınav Mayıs ayında açılacakmış.

Diyelim ki Mayıs ayında sınav yapıldı. Yönetmeliğin 45.maddesine göre; sınav ilanında belirtilen arabulucu ihtiyaç sayısı kadar aday, alınacak.

Mevcut arabuluculu sayısı ise 9.360.

Bu sınava 25.000 Avukatın gireceği tahmin ediliyor.

Bir söylentiye göre 3.000 kişi alınacakmış.

Peki 5.000 Avukat tam puan alırsa ne olacak?

Kimse bilmiyor. Belki yazı tura atarlar.

Eğer 3000-5000 gibi komik bir kontenjan alınırsa geri kalan 20.000 Avukat, peşin para ödeyip aldığı eğitim belgesiyle ne yapacak?

Bir sonraki sınavı bekleyecek.

Ne zaman?

Bir ara. Daire Başkanı ne zaman isterse. Yönetmelik öyle diyor.

Ortalıkta başka söylentiler de var. Bunun son sınav olacağı, noterliğe döneceği vs vs. “Bunlar dedikodu” diyenler olacaktır ancak kendi yaptığı yönetmeliğe uymayan bir “daire başkanlığı”nın olduğu yerde, dedikodu en masum şeydir.

Bu sırada Daire Başkanlığı, 9 mart 2019 ve sonraki tarihlerde başlayacak bütün eğitimleri (ikinci bir emre kadar) durdurduğunu açıkladı. Eğitimi alan aldı yani (yaklaşık 25.000 kişi). 

Ben 48 saatlik eğitimi alırken ücretler 900-2000 TL arasıydı, 84 saate çıktığında ise 1700-4000 TL arası oldu.

Eğitim için vakıf üniversitelerine kişi başı ortalama 1500 TL ödedik diyelim;

25.000 x 1.500 = 37.500.000 TL-otuzyedimilyonbeşyüzbintürklirası-

2017’de 3.52-3.96 TL bandında gezen Dolar, 3.75 - 4.51 TL bandında gezen Euro kurlarını hesaba dahil bile etmiyorum.

İnanılır gibi değil. Hiçbir konuda bir araya gelemeyen biz Avukatlar bir araya geldik, aramızda para topladık ve vakıf üniversitelerini kalkındırdık. Yetmezmiş gibi bomboş bir eğitimle hayatımızın en az 48 ila 84 saatini harcadık.

Ne uğruna?

Kaç kişi alınacağı belirsiz; ne zaman yapılacağını bu ülkenin Bakanın, Milletvekilinin ve Avukatının bilmediği, sadece daire başkanının bildiği bir sınav uğruna.

Sizi bilmem ama ben kendimi enayi gibi hissediyorum.

***

+ Şimdi sen internetten parayı yatırıyorsun, firma o parayla hayvan alıyor Avrupanın en büyük sığır çiftliğini kuracaklar! Sen de bu oyunda yumurta falan topluyorsun. Firma sığırların sütlerini, peynirlerini satacak sana kâr payı dağıtacak sen de o parayı kısa sürede çıkaracaksın! Sonra kâr etmeye başlayacaksın. Kazan-Kazan yani!

+ Şimdi sen parayı verip bir vakıf üniversitesinden belgeyi alıyorsun, sonra sınav yapılacak (ne zaman olduğu belli değil), sonra kontenjan açılacak (ne kadar olduğu belli değil), sonra arabulucu olacaksın. Çok kolay zaten. Mevzuatı bomboş, Whatsapp gruplarından daire başkanının yazdıklarını takip edersin. Taraflar ofisine gelecek onlar konuşacak, sen 2 saat oturacaksın, sadece oturduğun için para alacaksın, anlaşılarsa bir de %6 alacaksın, Devlet bunu her konuda da zorunlu yapacak... Onlar da davadan kurtulacak. Kazan-Kazan yani!

Bence Çiftlikbank daha inandırıcıydı. En azından mobil oyunu vardı.

...

Av. Erdost BALCI