Mahkemelerin iş yükünün oldukça fazla olması ve davaların uzun sürmesi nedeni ile alternatif çözüm arayışına giren Adalet Bakanlığı tarafından İngiltere, Amerika, İtalya gibi ülkelerde uygulaması oldukça yaygın olan ve oldukça başarılı sonuçlara götüren bir sistem olan Arabuluculuk Alternatif Uyuşmazlık Yöntemi, bazı uyuşmazlık konuları yönünden zorunlu hale geliyor.

Hükümetin 2016 Eylem Planları arasında yer alan Arabuluculuğu geliştirme ve yaygınlaştırma projesi kapsamında Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından şu an tasarı halinde olan Arabuluculuğa ilişkin yeni düzenlemeler gündeme geldi.

İş hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda Arabuluculuk yolu zorunlu olarak uygulanacak. Mahkemelerde mevcut devam eden işçi alacağından kaynaklanan uyuşmazlıklar arabuluculara yönlendirilecek ve böylece dosyadaki uyuşmazlığın çözümünde zaman bakımından önemli bir tasarruf sağlanacak. 

İngiltere uygulamasında ilk önce mahkemelerin dosya yoğunluğunun azaltılma gayesi ile başlayan Arabuluculuk süreci, daha sonra tarafların uyuşmazlıklarını çözmede tercih ettiği öncelikli yol olarak karşımıza çıkıyor. Bu yolun zorunluluktan öte bir yaşam biçimi olarak, uzlaşı kültürünün geliştirilmesi ile de yakından ilgisi var. 

Türkiye’de davalar uyuşmazlıkların çözümüyle sonuçlanmıyor bilakis uyuşmazlıklardan başka uyuşmazlıklar doğması ihtimalini de güçlendiriyor. Bir labirent içerisinde kendisini bulan tarafların dava yolunda kendi kararlarını kendilerinin vermeleri oldukça güçleşiyor ve davalar sonucu ortaya çıkan kararlar tarafların gerçek iradesini yansıtmayabiliyor.

Arabuluculuk, tarafların gerçek ihtiyaçlarını ve beklentilerini ortaya koyabileceği ve sorunu temelden çözme yolunda önemli bir adım. Görüşmeler oldukça esnek zamanlarda ve tarafların talep ettikleri mekanda yapılabiliyor. Taraflar karşılıklı olarak taleplerini ortaya koyuyor ve arabulucu burada en önemli katalizör olarak görev alıyor. Tarafların vardıkları sonuç ise tamamen kendi iradeleri doğrultusunda ortaya koyuluyor. Bu nedenle beklide en sağlıklı ihtilaf çözme yöntemi diyebiliriz. 

Bu süreci avukatlar olarak geç kalmadan tanımaya çalışmalı, sürece dahil olmaya çalışmalı ve müvekkillerimizi bu sürece dahil olmaları yolunda bilgilendirmeliyiz. Müvekkillerimiz tarafından onlara kaybettirdiğimiz zaman bize tazminat olarak geri dönebilir. Kapıda böyle bir tehlike bizi bekliyor.

Taraflar en kısa sürede bir arabulucuya başvurup, süreç konusunda bilgilenmeli ve ihtilaflarının çözümünde bu yolu öncelik listesine almalı. Dava en son çare olmalıdır. 


(Bu köşe yazısı, sayın Av. Sabire Sanem YILMAZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için gönderilmiştir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)