GİRİŞ

İnsan mekanik ve hatasız bir varlık değildir. Bu nedenle hata veya yanlış yapacaktır. Bu hataların veya yanlışların en başında ise insanların, insan gruplarının, tüzel kişiliklerin veya devletlerin diğer insanlara karşı işlenen hatalar gelir. İşte bu hataların önüne geçebilmek, caydırıcılığı arttırabilmek ve insanlar arasındaki barışı daha çok sağlamak üzere tarih boyunca adalet, kanun ve kurum oluşturma kavramı gelişmiştir. İşte Avrupa Konseyi de içerisinde kurulan mekanizmalar ve yargılama kurumları ile bu kurumlardan biridir.

İnsan hakları ihlalleri tüm dünyada çözüme ulaştırılması gereken bir kavramdır. Avrupa Konseyi bu amaç doğrultusunda dünyada bulunan en uzman ve faydacı kurum olarak yer almaktadır. Bu başarısını ise sistemi, çalışanları ve sözleşmeleri ile başarmaktadır. Avrupa Konseyine hukuk ve adalet konusunda devletleri yargılama sıfatını, ona üye ülkelerce bahşedilmiştir. Başka bir deyişle devletler insan hakları konusunda yanlış yapabilme ihtimaline karşı Avrupa Konsey’ini kurmuş veya üye olmuştur ve bu kurumun kendilerini gerektiğinde mahkûm etme ve tazminat ödeme yükümlülüğü altına koymasına karar vermişlerdir.

Avrupa Konseyi esas olarak; insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi konularında faaliyet gösterir. Avrupa Konseyi bu işlemlerinin kaynağını da esas olarak dünyada İnsan Haklarını en fazla koruyan yazılı metin olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden almakta olup, bu sözleşme ve ek başka protokoller uyarınca kendi bünyesinde bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile de yargılama yapma yetkisine haizdir.

Bu çalışmamız da Avrupa Konseyini bir bütün olarak irdeleyip, mekanizmasını, organizasyon şemasını, ruhunu, tüm dayanak metinlerini, bünyesinde faaliyet gösteren tüm kurum ve kuruluşlarını, idari yargısal yaptırımın mekanizmalarının nasıl işletildiğini incelemeye çalışacağız.

AVRUPA KONSEYİ (COUNCİL OF EUROPE)

I. BÖLÜM

AVRUPA KONSEYİNİN OLUŞUM EVRELERİ VE SİSTEMİ

1-) Avrupa Konseyi Kuruluş Amacı Ve Üye Ülkeler

5 Mayıs 1949 tarihinde Avrupa çapında insan haklarını, hukukun üstünlüğünü ve çoğulcu demokrasi ilkelerini korumak, güçlendirmek ve savunmak, ırkçılık, hoşgörüsüzlük ve yabancı düşmanlığı, sosyal dışlanma, uyuşturucu madde ve çevre konularındaki sorunlara çözüm aramak amacıyla kurulmuş hükûmetler arası bir kuruluştur[1]. Konsey'in çalışma alanları insan hakları, medya, hukukî iş birliği, sosyal dayanışma, sağlık, eğitim, kültür, spor, gençlik, yerel demokrasiler, sınırötesi iş birliği çevre ve bölgesel plânlama olmak üzere birçok dala ayrılıp konsey bu dalların ve bu dallardan daha fazlasını planlı, sistematik ve pragmatik bir şekilde çalışmalarına konu etmektedir.

Kuruluş aşamasında ilk olarak Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Fransa, Hollanda, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg, ve Norveç olmak üzere toplam 10 ülke Londra antlaşmasını imzalayarak Avrupa Konseyi kurulmuş olup, merkezi Strazburg, Fransa'dır.

Şu an Avrupa Konseyi'nde toplam 47 üye ülke bulunmaktadır. Ülkemiz Türkiye de, anlaşmayı 1949 yılında imzalamıştır. Türkiye ve Yunanistan her ne kadar ilk kuruluş aşamasında olmasa da Avrupa Konseyi kurulduktan sonra konseye 9 Ağustos 1949 tarihinde ilk giren üyeler oldukları için "kurucu üye" statüsündedirler.  Konsey'in resmî dilleri İngilizce ve Fransızca'dır[2].

Üye Ülkeler:

Almanya, Andorra, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Çekya, Danimarka, Ermenistan, Estonya, Finlandiya, Fransa, GKRY, Gürcistan, Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Karadağ, Letonya, Lihtenştayn, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Malta, Moldova, Monako, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, San Marino, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Türkiye, Ukrayna, Yunanistan.

Avrupa Konseyi'ne Aday Ülkeler: Beyaz Rusya

Gözlemci üyeler: ABD, Japonya, Kanada, Meksika, Vatikan

Parlamenter Meclisi Nezdinde Gözlemci Sıfatını Taşıyan Ülkeler: İsrail, Kanada, Meksika

2-) Avrupa Konseyi Kuruluşunun Tarihi Evresi                         

Genel olarak Avrupa İkinci Dünya Savaşı’ndan büyük maddi ve manevi kayıpla çıkmıştır. Bunun akabinde Avrupa Konseyi, Avrupa halkları arasındaki yıllardır savaşlar ve siyasetler sonucu ortaya çıkan gerginlik ve çatışmanın son bulması, devletler ve halklar arasındaki uzlaşıyı sağlamak amacıyla ortak kurumlar ve antlaşmalar ve standartlar yaratıp, güven ve işbirliği tesis etmek amacıyla o günün koşullarının yarattığı buhran durumunda kurulmuştur[3].

Avrupa Hareketi, 2. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan hükümetler dışı bir sivil toplum hareketidir. İşte Avrupa Konseyi bu durum sonrası kurulan kurumlardan bir tanesidir[4]. Nitekim Avrupa Hareketi, 2. Dünya Savaşı sonrası Avrupa'nın her anlamda yeniden yapılanması amacına haiz olan ve amacı Avrupa halklarının özgürlük içinde bir arada yaşamasını sağlamak olan bir harekettir[5]. 13Avrupa Konseyi, 1948 yılında o dönemki hükümetleri temsilen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin ve parlamenter kanadı temsilen o dönemdeki adıyla Avrupa Konseyi İstişare Meclisi’nin (Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi) birlikte kurulmasıyla oluşturulmuştur[6].

Avrupa Konseyi'nin ruhunu ve esasını oluşturan sözleşmelerden biri olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ise 4 Kasım 1950’de Roma’da imzalanmıştır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), esas olarak Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşların, insan hakları ihlallerine karşı korumaktadır. Avrupa Konseyi’ne üye olabilmek için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ilgili devletlerce imzalanması şartı aranmaktadır.

Avrupa Konseyi, üye devletlerarasında her türlü konulardaki siyasi işbirliğinin yanı sıra; yanı sıra; norm oluşturup bu normları denetlemek gibi bir yapılanmaya sahiptir. Konsey, hükümetler arası kanat, parlamenter kanat ve yerel yönetim kanadı dışında, 200’ü aşkın sözleşme ile bir sözleşmeler sistemini de içerir ki, görev, salahiyet ve amaçlarını bu kurul ve sözleşmeler ile yerine getirir. Keza, günümüzde bütün taraf ülkelerin bireysel başvuru hakkını kabul ettiği yargı organı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başta olmak üzere, birçok denetim mekanizması bulunmaktadır[7].

İkinci Dünya savaşı sonrası Avrupa ülkelerinde bir demokrasileşme süreci başlamıştır. Bunun akabinde Avrupa Konseyinin, Avrupa ülkeleri arasındaki siyasi ve hukuki etkinliğini öne çıkarmış olup konsey hızla gelişmiştir. Özellikle 2000 sonrasında küreselleşen dünya nedeni ile günümüz ihtiyaçlarına daha etkin bir yanıt vermek amacıyla bir takım çalışmalar yapmış ve kapsamlı reformları uygulamaya sokmuştur. Yapılan tüm reformlar ile, tüm Avrupa halkının gözünde Avrupa Konseyinin çalışmalarının ve faaliyetlerinin faydasını arttırmak ve uluslararası düzeyde siyasi etkinliğini arttırmayı amaçlamaktadır.[8]. Hatta son yıllarda Avrupa Konseyi, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki halk hareketleri karşısında kendi bünyesinde geliştirdiği demokratikleşme, hukuk devleti ve insan hakları norm ve standartlarını, talepleri üzerine bu ülkelerle paylaşma yolunda çalışmalara başlamıştır.

3-)  Avrupa Konseyine Üyelik Hususu

Avrupa Konseyi'nin Statüsü'ne Dair Sözleşme 5 Mayıs 1949 tarihinde Londra'da imzaya açılmış ve 42. maddeye uygun olarak 3 Ağustos 1949 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye Sözleşmeye 13 Nisan 1950 tarihinde katılmış ve 12 Aralık 1949 tarihinde onaylamıştır. 5456 Sayılı Onay Kanunu 17 Aralık 1949 gün ve 7382 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. İşbu 42 maddelik sözleşmenin üyelik ile ilgili ana unsurları incelenecek olursa;

- Konseyin amaçları ile ilgili konular başta olmak üzere, ekonomik, sosyal kültürel, bilimsel ve hukuksal konuların görüşülmesi, korunması ve daha ileri seviyelere çıkarılması konusundaki eylem ve sözleşmeler konsey organları eliyle izlenir.

- Avrupa Konseyine üye devletlerin, konseye katılmış olmaları Birleşmiş Milletlerin veya taraf oldukları öteki uluslararası örgüt veya birliklerin etkinliklerine katılmalarını etkilemez.

- Devletlerin ulusal savunma konularına ilişkin konular Avrupa Konseyinin kapsam ve alanı dışındadır.

- Hukukun üstünlüğü ilkesini benimseyen, temel hakları ve özgürlüklere saygılı ve bağlı her Avrupa devleti Avrupa Konseyi'ne üye olabilirler[9].

- Avrupa Konseyine her devlet; hukukun üstünlüğü ilkesini ve vatandaşlarının da temel özgürlüklerden yararlanması ilkesini kabul eder. Avrupa Konseyinin amaçları doğrultusunda hareket eden ancak üye olmayan her Avrupa devleti yeterli ve istekli olmaları halinde Bakanlar Komitesi tarafından Avrupa Konseyi üyesi olmaya davet edilebilirler. Bu şekilde çağrılan bir devlet statüye katılma belgesine Genel Sekretere vermesi üzerine üye sıfatına haiz olur. Bu şekilde davet edilen bir devlete çağrı yapılmadan önce Bakanlar Komitesi, önerilen üyenin Parlamenter Meclisinde bulundurmaya yetkili olduğu temsilci sayısını ve mali katkısını belirler.

- Avrupa Konseyinin herhangi bir üyesi, Genel Sekretere resmi bir bildirimde bulunarak tek taraflı olarak Konseyden çekilebilir. Bu türlü çekilmeler, bildirimin mali yılın ilk dokuz ayı içinde yapılması durumunda o mali yılın sonunda, mali yılın son üç ayı içinde yapılması durumundaysa, gelecek mali yılın sonunda hüküm kazanır.

- Konseyin amaç ve ilkelerini İhlal eden bir konsey üyesi ülkenin temsil hakları askıya alınabilir ve sözleşmenin 7. Maddesi hükmü uyarınca Bakanlar Komitesi tarafından çekilmesi istenebilir. Şayet üye bu isteğe uymaz ise, Komite re’sen bu üyenin Konsey üyeliğinin sona erdirebilir

 - Bakanlar Komitesi, mali sorumluklarını ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen bir üyenin bu sorumluluk ve yükümlülüklerini yerine getirmediği süre boyunca Komitedeki ve Parlamenter Meclisindeki temsil hakkını askıya alabilir[10].

II. BÖLÜM

AVRUPA KONSEYİNİN YAPISI VE ORGANİZASYON ŞEMASI

1-)  Genel Olarak Avrupa Konseyinin Organları

Avrupa Konseyine üye devletlerin statüye ve ilgili sözleşmelere ilişkin üyelik yükümlülüklerinin izlenmesi, farklı şekilde çalışan denetim mekanizmaları ile Sözleşme ve Protokoller kapsamındaki uzman komiteler tarafından sağlanmaktadır. Avrupa Konseyi’nin (AK) temel organları;

Hükümetler kanadını oluşturan ve karar organı olan Bakanlar Komitesi,

Parlamenter kanadı oluşturan Parlamenter Meclisi (AKPM),

Sekreterlik

Yerel yönetimlerin geliştirilmesini amaçlayan Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi,

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri,

Avrupa Konseyi Göç Ve Mülteciler Özel temsilciliği

Avrupa Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komisyonu (ECRI)

Avrupa İşkencenin Önlenmesi Sözleşmesi’nin uygulanmasının denetlenmesi çerçevesinde Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (AİÖK)

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Ek Protokolleri çerçevesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’dir[11].

2-) Bakanlar Komitesi

Bakanlar Komitesi Genel tanım ile 47 üye ülkenin Dışişleri Bakanlarından veya Strazburg’daki Daimi Temsilcilerinden oluşur.  Genel olarak oturumlara istinaden Bakanların toplanması söz konusu olsa da bakanlara vekâleten daha sık toplanan Delegeler Komitesi'nde ise Daimi Temsilciler (Büyükelçiler) yer alır. Bakanlar komitesi üye her ülkenin Dışişleri Bakanından oluşur. Delegeler Komitesi ise her ülkenin bakanlarına vekâlet eden kişilerden yani büyükelçilerden oluşur. Asıl olarak aynı organlardır. Delegeler Komitesi Bakanlar Komitesinden farklı bir organ değildir. Bakanlar düzeyinde yılda bir kez toplanmakta, Daimi Temsilciler ise her hafta bir araya gelmektedir. Bakanlar Komitesi, statüde sayılan hususlar uyarınca Avrupa Konseyi adına eylem ve yürütmede bulunan bir organdır. Her üye devlet, Bakanlar Komitesinde bir temsilci bulundurmaya yetkili olup ve her temsilcinin de bir oyu vardır. Üye devletlerin Komitedeki temsilcileri ise her üye devletin kendi Dışişleri Bakanlarıdır. Bir Dışişleri Bakanı hazır bulunamadığında ya da durum bunu gerektirdiğinde ise, kendisi yerine aynı yetkilere haiz bir yedek üye temsilcisi görevlendirebilir. Bakanlar düzeyinde, Komite, Parlamenter Meclisinin her yeni dönem açılışından önce veya açılışında; bunun dışında ayrıca gerek gördükçe toplanır. Avrupa Konseyi’nin karar organıdır.

Bakanlar Komitesi'nde genellikle ülkelerin gündeminde mevcut güncel ve siyasi konular ele alınır. Bakanlar Komitesi, Parlamenter Meclisinin tavsiyesi üzerine veya re’sen, sözleşme ve farklıca uzlaşma metinlerinin kabul edilip yapılması veya üye devletler tarafından belli konularda ortak bir politikanın izlenmesi amacıyla Avrupa Konseyi’nin ortak amaçlarını gerçekleştirmek ve uygulamak amacıyla toplanır. Bakanlar Komitesince alınan kararlar, Genel Sekreter tarafından üyelere ilan edilir.

Komite aksi yönde bir karar almadıkça, Bakanlar Komitesinin toplantıları; Kapalı usulde ve konsey merkezinde gerçekleştirilir. Bakanlar Komitesi’nin aldığı kararlar üye hükümetler için tavsiye niteliğinde olup, bu tavsiyeler konusunda üye hükümetler aldıkları önlemleri Avrupa Konsey’ine bildirir. Ancak yine de; Bakanlar Komitesi, Parlamenter Meclisinin yetkilerine ilişin Avrupa Konseyi'nin Statüsü'ne Dair Sözleşme'nin 24, 28, 30, 32 ve 35. maddelerin hükümleri saklı kalmak üzere, Avrupa Konseyinin iç örgütlenmesi ve düzenlenmesine ilişkin her konuda bağlayıcı kararlar alabilir. Bu amaçla, gerekli mali ve yönetsel düzenlemeleri yapar[12].

Bakanlar Komitesi, kendi çalışma prensip ve konularını kendisi belirler ve ayrıca yine

- Toplantı ve karar yeter sayısını;

- Başkanın atanma yöntemi ve görev süresini;

- Karar önerilerinde bulunmak üzere izlenecek yol dâhil, gündemin hazırlanma kurallarını

- Yedek temsilcilerin atanması için gerekli bildirimin koşullarını belirler.

Parlamenterler Meclisinin her toplantısında, Bakanlar Komitesi, gerekli belgeler sunarak faaliyetleri ve etkinlikleri konusunda Parlamenterler Meclisini bilgilendirir. Komitenin üye hükümetlere verdiği tavsiyeler ile ilgili kararlarında oy veren temsilcilerin oybirliğini ve Komiteye katılmaya yetkili temsilcilerin çoğunluğunun oyunu gerektirir. Mali ve yönetimsel konularla ilgili kararlar ise, üye devletlerin temsilcilerin salt çoğunluğuyla kararlaştırılabilir.

Komitenin alacağı kararlar, Komiteye katılmaya yetkili tüm temsilcilerin üçte iki çoğunluğunun oyunu gerektirir.

Bakanlar Komitesi’nin Dönem Başkanlığı, Kasım 2010-Mayıs 2011 döneminde ülkemiz tarafından yürütülmüştür.[13]           

3-) Parlamenterler Meclisi - Danışma Meclisi

Parlamenter Meclisi Avrupa Konseyinin görüşme organıdır. Genel olarak, 47 üye ülkeden gelen 324 parlamenterden yani Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) üye ülkelerin parlamentolarından seçilen 324 asil, 324 yedek üyeden oluşur.

AKPM üyeleri, her üye ülke parlamentosundan, bu ülkelerin parlamentodaki güç dengesini yansıtacak şekilde seçilmektedir. Her üye devletin AKPM’deki Üye sayıları, üye ülkelerin nüfusları ile doğru orantılı şekilde belirlenmektedir. Avrupa Konseyi Statü’sünün 26. Maddesi uyarınca belirtilen sayıda temsilci bulundurmaya yetkilidir. Örneğin, Türkiye'den de 18 asil, 18 yedek üye Milletvekilimizden oluşan heyetimiz AKPM’de Türkiye’yi temsil ederek AKMP çalışmalarına katılmaktadır. Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, 25 Ocak 2010 - 23 Ocak 2012 tarihleri arasında iki yıl süreyle AKPM Başkanlığını yürütmüştür. Tüm temsilcilerin katıldığı Parlamenter Meclisi yılda dört oturum yapar. Ülkelerde mevcut millet meclisi gibi bir kurumdur güncel ve siyasi konuların tartışıldığı, görüşüldüğü bir platformdur

Parlamenter Meclisi, yetki alanına giren herhangi bir konuya ilişkin araştırma ve çalışma yaparak, gerekirse görüş bildirmek üzere komite ve komisyonlar oluşturabilir. AKPM’nin bünyesinde mevut çeşitli komisyonlarında oluşturulan raporlar Genel Kurul'a sunulmasının akabinde işbu raporlar doğrultusundaki hususlar tartışılarak oylanır ve AKPM’ce yetkisi dâhilinde olan konulara ilişkin alınan kararlar tavsiye niteliğinde Bakanlar Komitesine sunulur. Mamafih, AKPM Bakanlar Komitesi tarafından kendisine sorulan konulur üzerinde de tartışıp tavsiyelerde bulunabilir.

Parlamenter Meclisi, Avrupa Konseyine üye devletlerin kendi seçeceği yöntemle kendi parlamentoları tarafından seçilecek üyeler veya parlamento üyeleri arasından atanmış temsilcilerinden oluşur. Ancak, bir meclis üyesi, aynı zamanda Bakanlar Komitesi üyesi olamaz.

Belirtilen bu şekilde atanan temsilcilerin de görev süresi, atanmalarını izleyen dönemin açılış tarihi ile bir sonraki dönemin açılış tarihi arasındadır. Tabi ki, parlamento seçimleri yapılırken, üyelerin yeni atamalarda bulunma yetkisi vardır.

Bir meclis dönemi içinde meclisin izni olmadan hiç bir temsilcinin görevine son verilemez. Her temsilcinin, hazır bulunmadığı durumlarda kendisi yerine oturumlara katılacak, konuşacak ve oy verecek bir yedek temsilci bulunabilir. Bakanlar Komitesinin Parlamenter Meclisi görüşmelerinde topluca temsil edilebilme veya Komitenin bireysel temsilcilerinin ya da yedeklerinin Mecliste söz alabilme koşulları Meclise danışıldıktan sonra Komite tarafından bu konuda hazırlanacak çalışma kurallarına göre belirlenir.

Parlamenter Meclisi kendi çalışma kurallarını oluşturup akabinde kendi üyeleri arasından başkanını seçer. Başkan, gelecek olağan döneme kadar görevde kalır. Başkan oturumu yönetir, ancak görüşmelere katılıp oy veremez. Başkan olan temsilcinin yedeği onun yerine oturuma katılır, konuşur ve oy kullanır. Çalışma kurulları ise, Toplantı ve karar yeter sayısını, Başkan ve öteki görevlilerin seçilme yöntemi ve görev sürelerini; Gündemin hazırlanma ve temsilcilere duyurulma yöntemini; temsilcilerin ve yedeklerinin adlarının bildirilme zamanını ve biçimini belirler[14].

Parlamenter Meclisinin; Bakanlar Komitesine tavsiyeleri içeren; Komiteye Mecliste görüşülmesi için konular öneren; Komite ve komisyonlar kuran; Dönemlerin başlangıç tarihini belirleyen; Yukarıdaki fıkralarda yer almayan durumlarda karar yeter sayısını veya kuşku doğduğunda gerekli çoğunluğu belirleyen; kararları dâhil tüm kararları oy veren temsilcilerin üçte iki çoğunluğunu gerektirir.

Parlamenter Meclisinin, görevlilerin seçilmesi, komite ve komisyonlarda hizmet verecek kimselerin atanması ve çalışma kurallarının kabulünü içeren iç işleyişe ilişkin konulardaki kararları, 29. maddenin 5. fıkrası uyarınca Meclisin belirleyeceği çoğunlukla alınır.

Parlamenter Meclisi, her yıl olağan dönemde toplanır. Olağan dönem oturumlarının tarih ve süresi, üyelerin kendi parlamento oturumları ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun oturumlarıyla çakışmayacak biçimde Meclis tarafından belirlenir. Parlamenter Meclisi ve Bakanlar Komitesi birlikte aksi yönde karar almadıkça olağan dönem oturumlarının süresi bir aydan fazla olamaz. Parlamenter Meclisi, Bakanlar Komitesi veya Meclis Başkanının girişimiyle oturumun yer ve zaman konusunda anlaşılarak meclisi olağanüstü bir toplantıya çağrılabilir.

Meclis veya Bakanlar Komitesi aksi yönde karar almadıkça Parlamenter Meclisinin oturumları Konsey merkezinde yapılır. Parlamenter Meclisinde aksine karar almadıkça görüşmeleri açıktır.

4-) Sekreterlik

Avrupa Konseyi Sekreterliği genel olarak, Konseyin Yukarıda sayılan diğer organlarına hizmet vermekte olup, Başkanlığını Genel Sekreter yürütür[15].

Sekreterlik Konseyin merkezinde yer alır. Sekreterlik bir Genel Sekreter, bir Genel Sekreter Yardımcısı ve diğer personelden oluşur. Genel Sekreter ve Genel Sekreter Yardımcısı, Bakanlar Komitesinin tavsiyesi üzerine Parlamenter Meclisi tarafından atanır. Sekreterliğin öteki personelleri ise, Genel Sekreter tarafından atanır.

Sekreterliğin hiç bir üyesi, herhangi bir görev altında herhangi bir hükümetten ücretli bir görev kabul edemez. Yine her bir Sekreterlik üyesi, Parlamenter Meclisin ya da devletlerin yasama organlarının üyesi olmayacağı gibi, göreviyle bağdaşmayan alakasız bir işte de çalışamaz. Genel Sekreter, Sekreterliğin tüm çalışmalarından Bakanlar Komitesine karşı sorumludur.

Avrupa Konseyi Sekreterliği’nin tüm çalışanları, görevinin Avrupa Konseyi çalışmaları için deruhte edildiğine bu görevi herhangi bir ulusal veya yerel düşünceden etkilenmeksizin kendi hür ve özgür vicdanına göre yerine getireceğine, görevlerini yaparken herhangi devletten, bir hükümetten ya da Konsey dışındaki herhangi oluşumdan emir, direktif, tavsiye, talimat almayacağına, yalnız Konsey’e ve organlarına karşı sorumlu olduğuna ve deyim yerindeyse uluslararası bir çalışan, bir memur statüsü doğrultusunda çalışarak, bu statüyle bağdaşmayacak tüm eylem, hareket, düşünce ve fiillerden kaçınacağına ilişkim yemin benzeri resmi bir bildirimde bulunur.

Avrupa Konseyi her üye devlet ve temsilcileri, Genel Sekreterin ve Sekreterlikte bulunan tüm görevlilerinin uluslararası niteliğine saygı göstermek ve onlara asla etkileyecek emir, direktif, tavsiye, talimat vermekten kaçınırlar

5-) Avrupa Yerel Ve Bölgesel Yönetimler Kongresi

Avrupa Yerel Ve Bölgesel Yönetimler Kongresi de tıpkı Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi gibi konseye üye ülkelerden gelen asil ve yedek üyelerden oluşur.

Kongrenin amacı, demokratik yapılanmanın ulusal-yerel düzeyde sağlanıp uygulanması ve yeni yeni gelişen taze demokratik rejimlerin kendi yerel ve bölgesel yönetimlerini kurmalarını, işbu yerel ve bölgesel idarelerin etkin şekilde güçlendirilmesidir.

Söz konusu gaye doğrultusunda kurulan yerel ve bölgesel yönetimlerin hukuki ve idari açıdan irdelenip, denetlenmesi, işbirliklerinin kolaylaştırılması bölgeler arası kültürel farklılıkların korunması ve geliştirilmesi de yine kongrenin amaçları arasındadır.

Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi de Avrupa Konseyi'nin danışman organı olup, Avrupa Konseyi içinde mahalli yönetimleri temsil ederek yerel demokrasiyi destekler.

Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi iki adet meclise bölünmüştür Bunlar, yerel yönetimler odası ve bölgesel yönetimler odasıdır. Yine Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi bir sekreterlik ve kongre tarafından 5 yılda bir seçilen bir genel sekretere sahiptir[16].

Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi dört tür bir ortaklık statüsü öngörmektedir. Bunlar; Yasal Ortak, Kurumsal Ortak, Gözlemci Ortak ve Konuk Gözlemci Ortaklardır. Yerel Yönetimler Odası ve Bölgeler Odası. Avrupa Konseyi üye ülkelerindeki 200.000 yerel ve bölgesel yetkiliyi temsil eder[17].

Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi başkanı Anders Knape (İsveç, EPP / CCE), 6 Kasım olup 2018 tarihinde iki yıllık bir görev süresi için seçilmiştir.  Daha önce de Kongrenin Yerel Otoriteler Odası Başkanı olarak görev yapmıştır

Türkiye olarak biz de Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'nde 18 asil, 18 yedek üye bulundurmaktayız. Bu kişiler Belediye Başkanı, İlçe Belediye Meclisi Üyesi, İl Belediye Meclisi Üyesi gibi sıfatlara haizdir[18]. Diğer üye ilkeler ise aşağıdadır:

Albania, Germany, Poland, Andorra, Greece, Portugal, Armenia, Hungary, Republic Of Moldova, Austria, Iceland, Romania, Azerbaijan, Ireland, Russian Federation, Belgium, Italy, San Marino, Bosnia And Herzegovina, Latvia, Serbia, Bulgaria, Liechtenstein, Slovak Republic, Croatia, Lithuania, Slovenia, Cyprus, Luxembourg, Spain, Czech Republic, Malta, Sweden, Denmark, Monaco, Switzerland, Estonia, Montenegro, Turkey, Finland, Netherlands, Ukraine, France, North Macedonia, United Kingdom, Georgia, Norway.

6-) Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, Avrupa Konsey’ine taraf üye devletlerin tamamında insan haklarına duyulan saygınlığı arttırmak ve hassasiyet yaratmak gayesiyle kurulmuş bağımsız ve yargı yetkisi olmayan bir kuruluştur. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri 7 Mayıs 1999 tarihinde Bakanlar Komitesi (99)50 sayılı kararıyla Bakanlık Komitesi tarafından kurulmuştur[19].

Bu hususta Bakanlar Komitesi Avrupa Konseyi Statüsünün 16. Maddesinde yer alan yetkisini kullanarak Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliğini kurmuştur. Bu kurulumdaki amacın temel dayanağı ise Avrupa Konseyi Statüsünün 1/2 maddesinde öngörülmüş ve hükme bağlanmış örgütün amaçları arasında yer alan insan hakları ve temel özgürlüklerin korunmasını takip etmesidir.

İnsan Hakları Komiserliği kurulması akabinde Parlamenter Meclisine de yeni bir görev tevdi edilmiştir. Bakanlar Komitesi, Parlamenter Meclisine 3 aday önerecek, Meclis ise önerilen bu 3 aday arasından herhangi birini seçerek İnsan Hakları Komiseri olarak 6 yıllık bir süre için görev verecektir. Adaylarda aranan özellikler ise, insan hakları konularında yetkili ve uzman olmaları, Avrupa Konseyi ve sözleşmelerin tüm ilke ve duruşlarına içten bağlı olmaları, yüksek şahsiyet, kişilik, ahlak ve erdem sıfatlarına haiz olmalarıdır.

Komiser faaliyetlerini etkiden uzak, tarafsız ve bağımsız bir şekilde yürütmelidir. Aynı zamanda komiserin ana amaçlarından bir tanesi, insan haklarını yüceltmek, bilincini sağlamak ve bu konularda gözle görülür bir iyileştirme sağlamaktır[20].

Bakanlar Komitesinin Komitesi (99)50 sayılı kararına göre, Avrupa Konseyine taraf üye devletler bünyesinde insan haklarının ve temel hak ve hürriyetlerin ektin ve önemli bir şekilde uygulanması yönünde çalışmalar yapıp tedbirler almak ve uygulanmasında üye devletlere yardımcı olmak, insan hakları konusu ile ilgili eğitimler düzenleyerek bilinç ve farkındalık yaratmak, insan hakları ile ilgili tüm mevzuatlardaki boşluklara ve eksikliklere dikkat çekmek, insan haklarının korunmasına yönelik tavsiyelere sunmak Komiserin görevleri arasında sayılabilir.

Belirtmek gerekir ki İnsan Hakları Komiserliği dayanağını bir mevzuat ya da sözleşmeden almamıştır. Yani diğer Avrupa Konseyi kurumları gibi sözleşme ile Bakanlar Komitesi kararıyla kurulmuştur. Bu durum komiserliğe farklı bir boyut kazanmaktadır. Komiserlik, Bakanlar Komitesi kararıyla kurulduğu gibi yine bir Bakanlar Komitesi kararıyla kaldırabilir ve görev ile yetkilerinin değiştirilebilir olması ihtimaline rağmen, bir görüşe göre Komiser’in bir sözleşmeye bağlı olmadan görev yapması olgusu, onu ve kurumu daha da bağımsız ve özgür kılarak daha etkin çalışmasını ve asıl amaç olan insan hakları kavramını genişletmesine yol açacağını savunur.

İnsan Hakları Komiserliği ve Avrupa İnsan Hakları arasında da tam bir uyum söz konusudur. Örneğin, komiserlik bireysel başvurularla ilgilenmez ve kendi aldığı kararlar bağlayıcı değilken, bu husus mahkeme açısından tam tersi nitelikte olup, mahkeme bireysel başvurulara bakar ve üye devletler açısından bağlayıcı nitelikle kararlar verebilir. Ancak komiserliğin karaları her ne kadar bağlayıcı olmasa da mahkeme gibi yalnızca başvuru sahiplerine yönelik değil, başvuru hakkı olmayan ve ulaşamayanlar için de bir takım kararlar verebilir.

Bu durumda mahkeme ile komiserlik arasında meydana gelebilecek muhtemel bir yetki sorununu da aşmak içini Komiserin, AİHM’in ve diper tüm birimlerin kararlarına saygı duyması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

AİHS’e ek 14 numaralı protokolün yürürlüğe girmesi itibarıyla, Komiser’e mahkeme nezdinde devam eden davalara bir 3. Şahıs sıfatı ile katılması hakkı tanınmış olup, bu şekil de Komiser de Mahkeme huzurunda devam eden yargılamalara müdahil olma sıfatına haiz olmuştur.

Komiser, ayrıca üye devletlerle herhangi bir aracı kurum olmaksızın doğrudan temasa geçme yetkisine de haizdir.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatović olup, 2018 yılının Ocak ayında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından İnsan Hakları Komiseri seçilmiş ve 6 yıl sürecek görevine 1 Nisan 2018 tarihinde başlamıştır.

Bakanlar Komitesinin Komitesi'nin Komiseri 7 Mayıs 1999 tarihli (99)50 sayılı kararının 9. Maddesi uyarınca; Komiser, Parlamenterler Meclisi tarafından Bakanlar Komitesi tarafından hazırlanan üç aday listesinden alınan oyların çoğunluğu ile seçilir. Üye Devletler adayları Genel Sekretere gönderilen mektupla sunabilirler. Adaylar, Avrupa Konseyi'ne üye bir Devletin vatandaşı olmalıdır. Adaylar, insan hakları alanında uzmanlığa sahip, yüksek bir ahlaki karaktere sahip, Avrupa Konseyi değerlerine kamuya bağlı bir sicil ve Komiserin görevini etkin bir şekilde yerine getirmek için gerekli olan kişisel otoritenin seçkin kişilikleri olacaktır.

Görev süresi boyunca Komiser, tam zamanlı bir ofisin taleplerine aykırı herhangi bir faaliyette bulunamaz.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği Müdür ve personelleri, Avrupa Konseyine üye devletlerden temin edilir.  47 üye devletten seçilen kişiler Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği'nde görev yaparlar. Günümüzde halen Işıl GACHET Ofis direktörü, Özgür DERMAN, Bojana URUMOVA, Giancarlo CARDINALE ise Müdür vekilleri sıfatıyla görev yapmaktadır. Komiserliği'nin Türkiye ile ilgili çalışma ve izlenimleri ise ekteki kaynak linkinde mevcuttur[21].

7-) Avrupa Konseyi Göç Ve Mülteciler Özel Temsilciliği

İşbu birim bir kereliğine oluşturulmuş olup, evrensel olarak Ad-Hoc sıfatına haizdir[22]. Avrupa Konseyi Göç ve Mülteciler Özel Temsilciği, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafından Avrupa Konseyi Statü’sünün 36. Maddesi uyarınca bir sözleşmeye ya da Bakanlar Komitesi ya da Parlamenter Meclisi kararına dayanmaksızın kurulan bir kurumdur.

2015/188 sayılı Genel Sekreter Kararıyla kurulmuş olup, esasen işbu temsilciliğin amacı da, isminden de anlaşılacağı üzere Avrupa’da yaşayan mülteci ve göçmenlerin insan hakları konusu ile ilgili haklarında analiz yapıp, durumlarını öğrenmek ve devletlere yardım etmektir[23].

8-) Avrupa Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komisyonu (ECRI)

Avrupa Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komisyonu, Avrupa Konseyi'ne üye devletlerin tamamında ırkçılık, ayrımcılık, müsamahasızlık ve hoşgörüsüzlük ile etkin şekilde mücadele etmeyi amaçlayan ve tüm bu değerler başta olmak üzere ırkçılık ve faşizme karşı bir takım siyasi ve hukuksal tedbirler alan bir insan hakları komisyonudur.

Komisyonun yukarıda sayılan unsurlara ek olarak yabancı düşmanlığı ve anti semitizm ile de hukuk temelli bir insan hakları mücadelesi vermekte olup ulusal ve uluslararası önlemler almış ve Avrupa'da bir zamanlar yaşanan ırkçılık olaylarının bir daha tekrarlanmaması amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir.

Avrupa Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komisyonu, 1993 yılında kurulmuştur[24].

9-) Avrupa işkencenin Önlenmesi Sözleşmesi’nin uygulanmasının denetlenmesi çerçevesinde Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (AİÖK)

İşkence Ve İnsanlık Dışı Veya Küçültücü Ceza Veya Muamelenin Önlenmesi Avrupa Sözleşmesi 26 Kasım 1987 tarihinde kabul edilmiş ve 1 Şubat 1989 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İşbu sözleşme uyarınca da Avrupa İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele ve Cezayı Önleme Komitesi, ya da daha kısa adıyla Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi oluşturulmuştur.

Bir insan hakları komitesi olan Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi, Avrupa Konsey'ine üye taraf devletlere önceden planlı ya da aniden plansız şekilde bir takım ziyaretler yapar. Söz konusu bu ziyaretlerin konusu ise, ziyaret edilen ülkelerde işkence ve türevi olayların olmasını önlemektir. İşbu ziyaretler genel olarak işkencelerin gerçekleşebileceği sivil ya da askeri gözaltı merkezleri, hapishaneler, hastaneler, akıl hastaneleri vb. Gibi merkezlere yapılarak raporlar düzenlenmek suretiyle bir işbirliği amaçlanır. Ancak, Avrupa Konsey'ine üye taraf devletlerin bahsedilen bu işbirliğini yapmaktan kaçınması veya Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi'nin tavsiyelerine uymaması, gerekli iyileştirmeleri yapmaması, insan hakları ihlali işlemesi, işlenen bir ihlal varsa devam etmesi halinde; Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi söz konusu tüm olayları basın veya herhangi bir yol ile dünya kamuoyuna açıklayabilir[25]

III. BÖLÜM

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

1-) Genel Olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’de yukarıda sayılan diğer 7 adet kurum gibi bir Avrupa Konseyi kuruluşudur. Ancak yapısı ve detaylandırılması sebebi ile ayrı bir bölüm halinde işlenecektir. Genel olarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan tüm hakların herhangi bir nedenle herhangi bir kişi ya da devlet tarafından kısmen ya da tam olarak çiğnenmesi ve ihlal edilmesi halinde, birey gruplarının, tüzel kişiliklerin ve diğer devletlerin, mevzuatlarda belirtilen şartlar dâhilinde Avrupa Konseyi bünyesinde bulunan ve bir mahkeme görevi olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’e başvurma hakları mevcuttur.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 1959 yılında kurulmuş uluslararası bir mahkeme sıfatına haiz olup,  merkezi Fransa'nın Strazburg şehrinde bulunmaktadır. Avrupa Konseyi’ne üye 47 devlet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’in tüm yargı yetkisini kabul etmektedir.

Bu nedenle AİHM’de Avrupa Konsey’ine taraf üye ülke sayısı kadar yani 47 adet hâkim görev yapar. Hâkimler, Avrupa Konsey’ine taraf üye ülkeler tarafından sunulan 3 kişilik hâkim bildirim listesinden Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisince 9 yıllık görev süresi için seçilir. Hâkimler sadece bir dönem görev yapabilirler. Hâkimler mahkeme adına görev yaparlar, başka bir deyişle kendi ülkelerini kesinlikle ve kesinlikle temsil etmezler[26].

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), AİHS ve ek protokoller ile tanınmış devletsel ve bireysel başvurulara dayanan, tam yargısal bir denetim ve yargılama teşkilatıdır[27]. AİHM’in aldığı karar üye devletler açısından bağlayıcı olup, belki de bu nedenden ötürü dünyada en çok bireysel başvuru yapılan şikâyet mekanizmasıdır. Ancak yine de AİHM’in aldığı kararların nasıl yerine getirileceği konusunda devletlerin takdir yetkisi mevcuttur.

Yapılan başvurular öncelikle olarak şekil ve zamanaşımı gibi usul denetlemelerine yani öninceleme aşamasına tabi tutulurlar. Akabinde, İç hukuk yollarının tüketilmiş olması ve son iç hukuk yolunun nihai kararından 6 ay geçmemesi bir başvurunun ana koşullarıdır.

Dostane çözüm yöntemi de bir başvuru dosyasının kapatılmasında kullanılabilmektedir. Başvurunun bu yolla sonuçlanması, ilgili devletin ihlali kabul etmesi anlamına gelmemektedir.

Yine AİHS karşılılık ilkesine dayanır. Buna göre, AİHM’in görev alanına giren her türlü konuda insanlar vatandaş, vatansız, mülteci olarak sınıflandırılmıştır. AİHM’e başvurmak isteyen herhangi bir kişinin başvurusu konusu ile ilgili olarak ilgili insan hakları ihlalini yaratan devlet ile herhangi bir bağı ya da vatandaşlık konusu olması gerekmemektedir[28].

Sözleşme çerçevesindeki denetim mekanizması, önceleri Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ve bunun bir üst organı olan Avrupa İnsan Hakları Divanı tarafından yürütülmüştür. 1 Kasım 1998 tarihinden itibaren bu iki organ yerine tek bir Mahkeme kurulmuş olup günümüzde de halen faal olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’dir. Türkiye 1987 yılında Komisyon'a bireysel başvuru hakkını, 1990 yılında da zorunlu yargı yetkisini kabul etmiştir.

Mahkemede yer alan birimleri kendi içerisinde idari ve yargısal birimler olarak ikiye ayırmak mümkündür.

1.2. İdari Birimler

AİHM idari birimleri, Mahkeme Genel Kurulu, Bölümler Ve Filtraj Bölümü olmak üzere 3’e ayrılır.

1.2.1 Mahkeme Genel Kurulu

AİHM içtüzüğünün kabul edilmesi ve Mahkeme üyelerinin seçilmesi en önemli görevlerinden biridir. Mahkemeler Başkan, İki Başkan Yardımcısı ve Üç Bölüm Başkanı, Başkan yardımcılarından oluştuğu gibi bununla birlikte her daire(mahkeme) bağlı oldukları bölümün başkanlığını da üstlenebilir. Süreler 3 yıllık bir dönemi kapsar. Ayrıca Genel Kurul 5 yıllık süre için yazı işleri müdürü ve onun yardımcısını da seçer.

1.2.2. Bölümler

Mahkeme bünyesinde idari bir yapılanma olarak beş bölüm oluşturulmuştur. Mahkeme İçtüzüğüne göre her bir hâkim, oluşturulan beş bölümden bir tanesinde görev yapmaktadır. Hâkimlerin bölümlere dağılımında coğrafi bölgeler, cinsiyet ve üye devletlerin sahip olduğu farklı hukuk sistemlerinin dengeli temsiline özen gösterilir. Ayrıca bölümlerin kompozisyonu her üç yılda bir değiştirilmektedir[29].

1.2.3 Filtraj Bölümü

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne Ek 14 Numaralı Protokolün yürürlüğe girmesiyle oluşturulan tek hâkim sistemi Sarih biçimde kabul edilemez başvurular ve dayanaktan ve hukuki nedensellikten yoksun başvuruları bir eleyici görevi ile inceleyen yargısal mekanizma görevini almıştır.

Bu sistemin pragmatik sonuçlar vermesinin akabinde yazı işleri müdürlüğü bünyesinde önceki beş bölüme ek olarak filtraj bölümü kurulmuştur. İşbu bölüm haklarında en çok başvuru yapılan 5 ülkenin hukukçularından oluşan alt bir birimdir. Bu bölümlerin oluşturulmasındaki ana gaye, kabul edilmezlik kararlarında bir standardı meydana getirmeye çalışmak, kararları arasında uyum sağlamak, ikiliği önlemek ve daha karaların daha rasyonel olmasını sağlamaktır[30].

1.2. Yargısal Birimler

AİHM yargısal birimleri, Daireler, Komiteler, Tek Hâkim, Büyük Daire, Yazı İşleri Müdürlüğü olmak üzere 5’e ayrılır.

1.2.1 Daireler

Her bir bölüm içerisinde daireler meydana gelmektedir. Bölüm başkanı, tüm davalarda yer aldığı gibi, aynı zamanda aleyhine başvurulan devletin ülke hakimi ise seçildiği ülkeye karşı açılan davada yer alır

Ancak, AİHM huzurundaki herhangi bir başvuru bölüm başkanının seçildiği ülkeye karşı yöneltilmişse, bu durumda bölüm başkan yardımcısı müzakereye başkanlık eder. Daire önündeki her davada, o dairenin asıl üyesi olmayan bölüm üyeleri yedek üye olarak yer alırlar.

1.2.2 Komiteler

Her bölüm içerisinde 3 hâkimden meydana gelen komiteler kurulur ve bu komiteler 12 ay boyunca görev yapar. Komiteler esas olarak, mahkemenin yerleşik içtihatları ile ilgili olan genel davaları karara bağlarlar[31].

1.2.3 Tek hâkim

Sarih biçimde kabul edilemez başvurular ve dayanaktan ve hukuki nedensellikten yoksun başvuruları bir eleyici görevi ile inceleyen yargısal mekanizmadır. AİHM’e yapılan toplam başvuruların %90’ı oluştururlar. Tek hâkim olarak görev yapan hâkimler, bu birimlerde kendi ülkelerine karşı yapılan başvurularda davaya bakamazlar[32].

1.2.4 Büyük Daire

Büyük Daire 17 üyeden oluşmakta olup, Başkan, Başkan yardımcıları ve bölüm başkanları doğal üye sıfatına haizdirler. Diğer geriye kalan üyeler ise kura usulü ile seçilirler.

Büyük Daire, AİHS’in uygulanması ve içeriğindeki hüküm ve hakların korunmasının yorumlanması açısından karşılaşılan ciddi sorunlar içeren başvurulara bakmaktadır. Daireler, incelemenin her aşamasında Büyük Daire lehine yargılama yetkisinden el çekebilirler. Öte yandan Daire kararını verdikten sonra taraflardan biri üç aylık süre içinde başvurunun Büyük Daire önünde yeniden görülmesini talep edebilir. Bu talep ilk olarak Mahkeme başkanını da içinde bulunduran beş kişilik panel tarafından incelenir, eğer kabul edilirse, başvurunun tamamı yeniden Büyük Daire tarafından incelenir.

1.2.5. Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğü

Yazı işleri müdürlüğü, mahkemenin görevlerini icra etmekte ona hukuki, yönetsel ve idari destek vermektedir. Müdürlük, hukukçular, idari ve teknik personeller ile mütercimlerden oluşmaktadır. Yazı İşleri Müdürü Mahkeme Genel Kurulu tarafından seçilmekte olup, yazı işlerinin en yüksek rütbeli amiridir[33].

2-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Yargılama Usulü

AİHS’e taraf devletler veya AİHS’nin içeriğinde yer alan hakların ihlalinden mağdur olduğunu iddia eden Gerçek kişi, hükümet dışı kuruluşlar, kişi grupları, ölen kişinin mirasçısı yada akrabaları, çocuklar, AİHS’te hüküm altına alınan insan haklarından birinin veya birkaçının taraf devlet tarafından ihlal edildiği iddiası ile AİHM’e başvurabilir.

Yargılama usulü aleni olup, kamuya açıktır ve çekişmeleri yargılama ilkesine haizdir. İncelemenin büyük bir kısmı yazılı olarak yapılır. Lakin Büyük Daire, bir takım şartlar halinde duruşmaların gizliliğine karar verebilir.

Kişiler, kendileri, avukat ya da bir vekil aracılığıyla başvuru yapabilirler. Ancak başvuru dilekçesi ilgili hükümete tebliğ edildiğinde bir avukat veya vekil bulunmak zorundadır. Burada vekilden kasıt avukat manasında değildir. Kişiler kendilerini ister bir avukat ile isterse vekil tayin edecekleri bir şahıs ile örneğin avukat olmayan hukukçu bir öğretim üyesi ile temsil edebilirler. Ülkemizde mevcut olan CMK ve Adli Yardım Kurumları benzeri bir kurum Avrupa Konseyi ve AİHM’de de mevcut olup, ekonomik durumu olmayan başvuruculara bir adli yardım sistemi doğrultusunda bir avukat tayin edilebilir.

AİHM resmi dilleri Fransızca ve İngilizce olmasına karşın Avrupa Konseyine üye taraf devletlerin dillerinden biri ile de yargılama yapılabilmesi esasen mümkündür. Ancak, yine başvuru taraf devletlere tebliğ edilirken mahkemenin resmi dillerinden herhangi birisi kullanılarak gerçekleştirilir. Yine de davanın ilerleyen seyirlerinde, mahkeme başkanı veya daire başkanı, başvurucunun kendi dilini kullanmasına izin verebilir

Daha sonra AİHM, kabul edilebilirlik ve esas hakkında görüş, gözlemlerini, cevap ve savunmalarını sunmak üzere başvuruyu ve davayı aleyhine dava açılan hükümete bildirir. Kural olarak aleyhine dava açılan hükümet 16 hafta içerisinde savunma ve beyanlarını AİHM’de ikame edilen dosyaya sunmak zorunadır. Aleyhine dava açılan hükümetin cevabını sunması akabinde işbu cevap ve beyan dilekçesi de başvurucuya iletilir ve başvurucuya cevaba cevap dilekçesi ve varsa hakkaniyete uygun tatmin talebini sunması için 4 haftalık süre verilir. Başvurucunun cevabı ve talepleri ise son kez cevap ve beyanlarını (Cevaba Cevaba Cevap dilekçesi) sunması amacıyla aleyhine dava açılan hükümete gönderilir. İşbu sürenin de geçmesi akabinde raportör bir hakim (tetkik hakimi benzeri), taslak hazırlayıp, karar için dosyayı dosyaya bakan ilgili daireye tevdi eder.

İhlale ilişkin davaya bakacak ilgili dairenin AİHS’de hüküm altına alınan insan haklarından birinin ya da birkaçının ihlal edildiği yönünde bir karara varması halinde, AİHS 41. Madde uyarınca bir miktar paranın başvurucuya ödenmesine karar verebilir.Yine ilgili daire, AİHS 46. Madde hükmünce, tespit edilen ihlale neden olan probleme ve onun çözümü için alınması gereken tedbirlere ilişkin talimatlara da hükmedebilir.

Ancak ilgili dairenin kararları kesin değildir. Taraflardan birinin veya her ikisinin kararı Büyük Daire önüne götürme hakları vardır ki bu durum hak düşürücü süreye bağlanmış olup bu süre 3 aydır. İşbu süre içerisinde herhangi bir itiraz kararı olmazsa ya da taraflar kararı Büyük Daire’ye taşıyıp, dava Büyük Daire önündeyken taleplerinden feragat ederlerse ya da itirazları reddedilerse daire kararı kesin hüküm sıfatına haiz olur

Mahkemenin kesin nitelikteki bütün kararları, yöneltildiği karara konu taraf devlet açısından bağlayıcıdır.

Ayrıca, 14 numaralı Protokol AİHS 46. maddeyi değiştirerek uygulama aşamasına ilişkin iki yeni usul kabul etmiştir olup bu usuller, Bakanlar Komitesi’nin AİHM’den kararın anlam ve içeriğinin sarih ve belirgin olmasını talep etme hakkı ve kararın tarafı olan devletin kararı doğru bir şekilde infaz ve icra edip etmediğini değerlendirmesi yetkisidir.

3-) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarının İcrası

3.1 Hukuki Temel

Bilindiği gibi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) yaptığı yargılamaların dayanağı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’dir (AİHS). AİHM kararlarının icra edilmesine AİHS’nin 46. Maddesi ve 39/4 maddelerinde yer verilmiş olunup, buna göre Avrupa Konsey’ine taraf üye devletler AİHM’in verdiği kararlara kesinlikle uymayı taahhüt ederler. Mamafih, AİHM kararlarının göre Avrupa Konsey’ine taraf üye devletlerce uygulanıp uygulanmadığı veyahut ne derecede nasıl uygulandığı gibi konuları Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi adına Delegeler Komitesi tarafından denetlenir.

3.2. Yetkili Birim

Yukarıda değinildiği üzere Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi ve bir kurulu Delegeler Komitesi, AİHM kararlarının icrasının denetlemekle yetkili birimdir. Teknik manada bu birim AK İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Genel Müdürlüğü bünyesinde yer alan ve İnsan Hakları Direktörlüğü altında yapılandırılan AİHM Kararlarının İcrası Dairesi’dir (Department for the Execution of Judgments of the ECtHR).

3.3. Sorumlu Birim

650 sayılı KHK’nın 1/c maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bünyesinde İnsan Hakları Daire Başkanlığı’nın (İHDB) kurulmuş olunup, işbu başkanlık AİHM kararlarının icrasının takibinden sorumlu tutulmuştur. İlgili maddeye göre İnsan Hakları Daire Başkanlığı’nın görevi, AİHM tarafından ülkemiz hakkında verilen tüm kararların infazı ile ilgili tüm iş ve işlemleri yapmak, gereken tedbir ve önlemleri almak, işbu ihlal kararlarını sorumlu ve ilgili mercilere iletmek ve ihlali ortadan kaldırmaya yönelik tüm süreci takip etmek gibi konulardır[34]. Bu bent gereğince İHDB, AİHM’in ülkemiz hakkında verdiği ihlal kararlarının infazı ile ilgili genel önlemleri almak, ihlal kararlarını ilgili mercilere iletmek ve ihlalin ortadan kaldırılmasına yönelik süreçleri takip etmek ile görevlendirilmiştir.

3.4 Sorumluluğun Kapsamı

Adalet Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı arasında 14 Kasım 2011 tarihinde imzalanan işbirliği protokolü uyarınca AİHM’ne karşı yapılacak devlet savunmalarının koordinasyonu 1 Mart 2012 tarihinden itibaren Adalet Bakanlığı’nca yapılmaktadır. Protokolün AİHM Kararlarının İcrasına ilişkin 5.1. maddesi uyarınca, ihlal kararlarının uygulanmasına yönelik tüm işlemler İnsan Hakları Daire Başkanlığı tarafından yürütülür[35].

3.5 AİHM Kararlarının İcrasının Anlamı

AİHM’ce verilen ihlal kararlarının icrası, bir manada eski hale iade kavramı gibi olup, başvuranın durumunun karara konu insan hakları ihlalinin önceki haline getirilmesi hükmündedir. Ancak bu durum mümkün değilse, devletin bir tazminat ödemesi de söz konusu olur

AİHM kararlarının icrası, bireysel (özel) önlemler ve genel önlemler olmak üzere iki esas unsurdan oluşur. Bireysel önlemler, başvurucunun ihlal edilen insan haklarının ihlaline neden olan sebep ve/veya sebepleri yok edecek tüm tedbirler veya ödenecek tazminat iken; genel önlemler ise, başvurucunun başvurusuna haiz ihlali herkes açısından ortadan kaldırmayı, yani bu ihlali sübjektif değil genel manada kökten çözerek, devamını önleyecek tedbirler, mevzuat veya uygulama değişiklikleridir.

3.6. İcranın Takibi

Yukarıda da belirtildiği gibi AİHM kararlarının icrasının takip ve denetimi AK Bakanlar Komitesi adına Delegeler Komitesi tarafından yapılmaktadır. İşbu takip basit-standart (simplified-s