Ayasofya konusundaki gelişme ve kararları 3 bölüm halinde sizlere sunmaya karar vermiştik. Yazımızın “1.Bölümünde: Tarihi Süreç, “2.Bölümünde: Dava Süreci” sunulmuştu. Bu “3.Bölümde: Davalının, Davadaki İsteği ve Asıl Konu” ele alınmıştır.

Saygı ile sunulur:

DAVALI NE DEMİŞ, NE İSTEMİŞTİ

Bu davanın davacısı, bir dernek idi. Davalısı “Başbakanlık” idi ancak Başbakanlık kalktığı ve yetkileri Cumhurbaşkanlığına devir edildiği için davalı “Cumhurbaşkanlığı/Başbakanlık” olmuştu.

Davalı durumundaki Cumhurbaşkanlığı, bu davaya verdiği cevap dilekçesinde; “Davacı derneğin, davaya açmaya yetkisinin olmadığı, daha önce aynı konuda açtığı davanın red edilmesi ve kararın kesinleşmesi nedeni ile yeniden dava açılamayacağı, davada istenen taleplerin de haksız, yersiz ve hukuka aykırı olması nedeni ile davanın red edilmesini” istemişti.

Biliyorum ve hak veriyorum, okuyanların kafası karışır, benim de kafam karıştı.

Bu yeni ve ikinci davayı haksız bulan ve red edilmesini isteyen davalı yani Cumhurbaşkanlığı, verilen aksi yöndeki kararı, daha karar kesinleşmeden bu kez, uygulamaya başlamış ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarında tek parti döneminde alınan eski kararın hukuka aykırı olmasının yanında “tarihe ihanet” olduğu da ifade etmişti.

ASIL KONU NEDİR

Bize göre burada asıl konu, bu yerin cami veya müze olarak kullanılmasından önce; Cumhuriyete, adalete, hukuka ve yasalara bakış ve uygulanış şekli ile yargı organları kararlarının gerekçeleri ve veriliş şekilleridir.

Seneler önce verilen, kesinleşen ve uygulanan mahkeme kararlarının iptal (!) edildiğine tanık olmuştuk,

Şimdi ise 86 yıl önce verilen, Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Kararının iptal edilmesine tanık olarak,”açılan tehlikeli bir kapıdan içeri girmekteyiz”.

Dava konusu olayda görüleceği üzere, bir yer veya bir yapı, zaman içinde kilise, cami, müze olarak kullanılabilir.

Önemli olan; hukukun, adaletin, yargı organlarının kullanılış şeklidir. Hukuk yanlış kullanılırsa, bir daha kullanılamaz ve bundan; bir yeri cami, kilise veya müze olarak kullanan tüm insanlar zarar görür.

Av.A.Erdem AKYÜZ