Anayasa Mahkemesi 2 Nisan 2014 günü twitter.com isimli internet sitesine erişimin engellenmesi yolunda TİB’in verdiği kararı ifade özgürlüğünün ihlali kabul eden bir karar verdi.

İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için de, kararı TİB’e ve ilgili bakanlığa gönderince TİB kararı uygulayarak erişimin engellenmesini kaldırdı. Twitter isimli sosyal paylaşım sitesine erişim yeniden sağlanmış oldu.
 
Bütün kanun yolları tüketilmeden AYM bu kararı nasıl verir sorusuna cevap ararken AYM Başkanı Sayın Haşim Kılıç, dün basın mensuplarına yaptığı açıklamada kararın ne denli hukuksuz olduğunu adeta itiraf etti.
 
Nasıl mı? Anlatalım.
 
Önce Sayın Kılıç’ın açıklamasını okuyalım:
“ AYM 25 Mart’da toplandı (tarihe dikkat !) saat 09.30’dan 12’ye kadar bütün kurul bu konuyu enine boyuna görüştü ve karar çıktı. Öğlen ara verdiğimizde televizyonlarda 15. İdare Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı verdiğini öğrendik, biz de aldığımız kararı uygulamadık. Bir hafta bekledik ancak İdare Mahkemesinin verdiği kararın uygulanmaması nedeniyle AYM bu kararı uygulamak zorunda kaldı.”
 
Sayın Başkan’ın itibar etmemiz gereken bu açıklamasına göre AYM, kararını 25 Mart tarihinde vermiş.
Kararı verdiklerinde 15. İdare Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı verdiğini bilmiyorlarmış. Öğle arası öğrenmişler. Gerçekten de İdare Mahkemesi kararı da 25 Mart tarihli.
 
Peki şimdi AYM kararının “kabul edilebilirlik yönünden” gerekçesine bakalım.
Gerekçede, Ankara 15. İdare Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararının TİB tarafından derhal uygulanmadığı, bu nedenle idari yargı merciine başvurulmasının etkili bir başvuru yolu olmadığı, dolayısıyla bütün yargı yollarının tüketilmesinin gerekmediğine yer verilmiş.
 
Şimdi şu soruları sormak gerekiyor:
15. İdare Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararından haberdar olmayan Anayasa Mahkemesi, kararını yürütmeyi durdurma kararının uygulanmamasına nasıl dayandırıyor?
 
25 Mart tarihinde hukuki olmayan gerekçelerle karar verilip (Başkan 25 Martta karar verdiklerini açıkladı ) 2 Nisan tarihinde gerekçe mi uyduruldu?
 
Hukuki gerekçe yazılmamış olsa bile, tartışılıp karar verildiğine göre, İdare Mahkemesinin nasıl karar vereceği ve kararın TİB tarafından uygulanmayacağı nereden biliniyordu ?

Ortada ne idare mahkemesi kararı ve ne de kararın uygulanmaması söz konusu değilken, başvurucuların idari yargı mercileri önünde iptal davası açılmasının tüketilmesi gerekli etkili bir yol olmadığı iddiası nasıl kabul edildi?
 
İdare Mahkemesinin oy çokluğu ile verdiği karar itiraz üzerine kaldırıldığı takdirde TİB, İdare Mahkemesi kararını mı, AYM kararını mı uygulayacak?
 
Yargı mercilerine başvuru yolları tüketilmeden, AYM’ye bireysel başvuruların kabul edilmesi, idare mahkemelerinin kapısına kilit vurmak anlamına gelmeyecek mi?
 
AYM, Anayasa ve kanunların vermediği bir yetki kullanabilir mi?
 
Hatırlayacaksınız Anayasa Mahkemesinin geçmişte 367 kararı ve yine  ‘411 el kaosa kalktı’ şeklinde manşetlere konu olan 10 ve 42. Madde değişikliklerine dair Anayasa değişikliğinin iptali davasında Anayasa ve kanunları çiğneyerek, şekil yerine esastan inceleme yapıp karar vermişti. Tarihe kara birer leke olarak geçen bu kararlara olumlu oy verenler mahcup oldular ve kararlarını toplum önünde savunamadılar. Zira Anayasa, AYM’nin anayasa değişikliklerini sadece şekil yönünden denetlemek ile yetkili olduğunu, esastan inceleme yetkisinin olmadığını öngörüyordu. Yine 367 kararı da tam bir skandaldı. Cumhurbaşkanı seçilmesi için yeterli oy sayısı olarak anayasada yer alan 367, toplantı yeter sayısı kabul edilince Sayın Abdullah Gül’ün seçimi iptal edilmişti. Belli bir zaman sonra bazı Anayasa Mahkemesi üyeleri de verdikleri bu kararın ne derece hukuksuz olduğunu dillendirmişlerdi.
 
Şimdi twitter kararına  gelince AYM, twittera erişimin engellenmesi yönündeki idari işleme karşı tüm hukuk yolları tüketilmeden, AYM ilk ve son derece mahkemesi gibi karar verdi.

Böyle bir kararı verebilmesi için anayasal bir dayanağı var mı? Hayır yok.  Yasal bir dayanağı yok. Peki nasıl böyle bir karar veriyor ? Yorum yoluyla.
 
Anayasa ve kanunlarda açıkça düzenlenen bir konuda, yorum yoluyla yetki ihdas edilmesi AYM’nin kendisini yasa koyucu yerine koyması anlamına gelir. Anayasa 148. Maddesi ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri  Hakkındaki Kanunun 45 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan düzenlemeler idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmesini şart koşuyor. Bu nedenle işin esasını başka bir yazıya bırakarak, usul yönünden AYM’nin twitter kararının hukuka uygun olmadığını söyleyebiliriz.
 
(Bu köşe yazısı, sayın Reşat PETEK tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)