TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
MEHMET ÖZTOP BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2022/87258) |
|
Karar Tarihi: 27/11/2024 |
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Basri BAĞCI |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Kenan YAŞAR |
|
|
Ömer ÇINAR |
Raportör |
: |
Yüksel GÜNARSLAN |
Başvurucu |
: |
Mehmet ÖZTOP |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yetkisiz infaz hâkimliği tarafından usule aykırı olarak denetimli serbestlik kararının kaldırılması ve açık ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesiyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 12/9/2022 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, adli yardım talebinin kabulüyle başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve ekleri ile başvurucu hakkındaki soruşturmayı yürüten soruşturma makamından temin edilen ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. İzmir 15. Ağır Ceza Mahkemesi, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan yargılanan başvurucunun 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasıyla mahkûmiyetine 5/9/2018 tarihinde karar vermiştir. İstinaf ve temyiz kanun yolu incelemelerinden geçen hüküm 26/2/2020 tarihinde kesinleşmiştir.
6. Başvurucu hakkında düzenlenen 21/2/2021 tarihli müddetnamede koşullu salıverilme tarihi 31/5/2023, hak ederek salıverilme tarihi ise 11/6/2025 olarak tespit edilmiştir.
7. Bolvadin İnfaz Hâkimliği 31/5/2022 tarihinde başvurucunun cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazına karar vermiştir. Anılan karar sonrasında serbest bırakılan başvurucu, Yalvaç Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne (Müdürlük) başvurmuştur. Yalvaç Denetimli Serbestlik Müdürlüğü İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonu (Komisyon) tarafından başvurucu hakkında 1/6/2022 tarihinde denetim planı hazırlanmış ve başvurucuya tebliğ edilmiştir. Söz konusu denetim planında "31/07/2022 tarihine kadar covid-19 sebebiyle izinlisiniz. Bu tarihe kadar izinli olduğunuzdan yükümlülükleriniz başlamayacaktır. İzin bitim tarihinden itibaren denetim planınızdaki yükümlülüklerinize kaldığınız yerden devam etmeniz gerekmektedir." ifadelerine yer verilmiştir.
8. Başvurucu ve eşi M.Ö., Uzunköprü ilçesinde faaliyet gösteren bir otelin lobisinde yasa dışı yollardan yurt dışına kaçma şüphesine binaen başlatılan soruşturma kapsamında 27/6/2022 tarihinde gözaltına alınmıştır. Kolluk görevlileri tarafından düzenlenen Olay ve Yakalama Tutanağı'nın ilgili kısmı şöyledir:
"27/06/2022 Günü [G.] Hotel civarında bir bayan bir erkek şahsın üzerleri çamurlu bir vaziyette olduğu istihbari bilgisine ulaşılması üzerine TEM büro Amirliği personeli olarak bu şahısların [y]urt [d]ışına illegal yollardan kaçma teşebbüsünde bulunan [t]erör [ö]rgütü elemanı olabileceği değerlendirilerek ivedilikle bu gölgeye geçilmiş, çevrede yapılan araştırmalarda bu şahısların [...] Sokak üzerinde bulunan [G.] Hotel isimli işyerinin [l]obi kısmında oldukları görülmüş[tür].
...
Şahıslar ile yapılan mülakatta şahısların [y]urt dışına kaçma amacı ile sınır bölgesine gittikleri ancak karşıya geçmeyi başaramayınca geri döndükleri anlaşılmış[tır]. Şahısların yanlarında valiz veya çanta türünden herhangi bir eşyalarının olmadığı, ayrıca görünüş itibar[ı] ile üzerlerinin çamurlu olduğu ve şahısların üzerlerinde herhangi bir cep telefonu veya dijital materyalin olmadığı anlaşılmış[tır]."
9. Uzunköprü Cumhuriyet Başsavcılığı başvurucu hakkında kolluk tarafından yapılan tespitleri 27/6/2022 tarihinde hem İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına hem de Yalvaç İnfaz Hâkimliğine bildirmiştir. Yalvaç İnfaz Hâkimliğine yazılan yazıda, ilam kaydı bulunan ve hâlihazırda mevcutlu olarak bekletilen başvurucu hakkında herhangi bir tedbir uygulanıp uygulanmayacağının bildirilmesi istenmiştir.
10. İzmir 3. İnfaz Hâkimliği, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine başvurucu hakkında verilen 31/5/2022 tarihli denetimli serbestlik kararının kaldırılmasına ve başvurucunun açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine 27/6/2022 tarihinde karar vermiştir. Anılan kararın ilgili kısmı şöyledir:
"Hükümlünün halen kesinleşmiş TCK 314/2 maddesi gereğince verilen 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasını İzmir Denetimli Serbestlik müdürlüğünde infaz ettiği, Uzunköprü Cumhuriyet Başsavcılığı hazırlık bürosunun 27/06/2022 tarih 2022/1845 CBS soruşturma sayılı yazısı gereğince şüphelinin diğer şüpheliler ile birlikte haklarındaki mevcut yargılamaların ve kesinleşmiş cezaların olası sonuçlarından kurtulmak amacıyla yurt dışına yasal olmayan yollardan çıkmaya teşebbüste bulunduklarından dolayı Hudut karakolu personelince gözaltında bulundukları bildirilmiş olup, hükümlünün bu şekilde kendisine yüklenen denetimli serbestlik yükümlülüklerini ihlal ettiği, sonuçlarından kaçmaya çalıştığı anlaşıldığından denetimli serbestlik yönetmeliğinin 43/5 maddesi gereğince hakkında verilen Bolvadin İnfaz Hakimliğinin [tarihli] denetimli serbestlik kararının kaldırılarak, hükümlünün açık ceza infaz kurumuna iadesine karar vermek gerekmiştir."
11. Edirne Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu, COVID-19 salgın hastalık iznine gönderilmesi durumunda yurt dışına yasal olmayan yollardan çıkmaya tekrar teşebbüs edebileceği değerlendirilen başvurucunun kapalı ceza infaz kurumuna iadesine 27/6/2022 tarihinde karar vermiştir.
12. Yalvaç İnfaz Hâkimliği, Uzunköprü Cumhuriyet Başsavcılığının 27/6/2022 tarihli talebine ilişkin olarak yaptığı inceleme neticesinde Müdürlük tarafından başvurucunun denetim planında kendisine tebliğ edilen yükümlülükleri ihlal etmediği belirtildiğinden talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermiştir. 29/6/2022 tarihli kararın ilgili kısmı şöyledir:
"Yalvaç Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne yazılan 27/06/2022 tarihli yazı cevabında '[...] Mehmet ÖZTOP'un, 01/06/2022 tarihinde Müdürlüğümüzün 2022/143 NKL sayılı dosya numarası ile kaydı açılmış olup, kendisine denetim süresi boyunca uyması gereken kurallar ve programlar kapsamında denetim planı hazırlanarak bir nüshası elden kendisine teslim tesellüm edilmiştir. Covid -19 pandemisi sebebiyle hükümlünün, 31/07/2022 tarihine kadar izinli olduğu kendisine bildirilmiştir. Mehmet ÖZTOP'[un] yurt dışı yasağının olup olmadığı tarafımızca tespit edilemeyecek olup ilamat infaz bürolarınca tespit edilebileceği, denetim planında kendisine tebliğ edilen yükümlülüklerinde herhangi bir ihlalinin olmad[ı]ğı anlaşılmıştır. Uyap ekranımıza düşen uyarı raporunda kişinin, 27/06/2022 tarihinde Edirne Açık Ceza İnfaz Kurumuna hükümlü olarak girdiği ve sonra 28/06/2022 tarihinde Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza infaz Kurumunda hükümlü olarak kaydının açıldığı anlaşılmıştır. [...]' şeklinde belirtildiği, Yalvaç Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün yazı cevabından anlaşılacağı üzere [...] Mehmet Öztop isimli şahsın ise denetim planında kendisine tebliğ edilen yükümlülüklerinde herhangi bir ihlalinin olmadığı belirtildiğinden hakimliğimizce yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir."
13. Başvurucu; turistik amaçlarla Edirne'de bulunduğunu, yurt dışına kaçmaya teşebbüs etmediğini, hakkındaki denetimli serbestlik yükümlülüklerine uyduğunu, bu durumun Müdürlükten sorulabileceğini beyan ederek İzmir 3. İnfaz Hâkimliği kararına 29/6/2022 tarihinde itiraz etmiştir.
14. İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, başvurucunun itirazını 15/8/2022 tarihinde kesin olarak reddetmiştir.
15. Başsavcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 29/7/2022 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
16. Başvurucu, itirazın reddi kararını 23/8/2022 tarihinde öğrendikten sonra 12/9/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
17. Başvurucu, Elmalı İnfaz Hâkimliğinin hapis cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazına ilişkin kararına istinaden 31/3/2023 tarihinde serbest bırakılmıştır.
IV. İLGİLİ HUKUK
18. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un “Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı" kenar başlıklı 105/A maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) (Değişik:14/4/2020-7242/46 md.) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla, açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunan ve koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan Cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.
(2) (Değişik:14/4/2020-7242/46 md.) Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, diğer şartları da taşımaları hâlinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler.
...
(5) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlünün, koşullu salıverilme tarihine kadar;
a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılması,
b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulması,
c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi,
d) Belirlenen programlara katılması,
yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına, denetimli serbestlik müdürlüğünce karar verilir. Hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak yükümlülükleri değiştirilebilir...
(6) Hükümlünün;
a) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne beş gün içinde müracaat etmemesi,
b) Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi,
c) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi,
hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine, denetimli serbestlik müdürlüğünün bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilir.
...
(10) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazına ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir.”
19. 5275 sayılı Kanun'un geçici 9. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"(5) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle, açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve 106 ncı madde veya diğer kanunlar uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler, 31/5/2020 tarihine kadar izinli sayılır. Salgının devam etmesi hâlinde bu süre, Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere ondokuz kez uzatılabilir. Bu fıkra uyarınca izinli sayılanlar hakkında 95 ve 97 nci madde hükümleri uygulanır.
20. 10/11/2021 tarihli ve 31655 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) "Denetim planı" kenar başlıklı 36. Maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Denetim planı; yükümlü hakkında verilen kararların toplum içinde infazının, denetim sürecinin, yükümlünün iyileştirilmesi ve topluma kazandırılmasına yönelik çalışmaların planlandığı, denetimli serbestlik personelinin çalışma yöntemini belirleyen belgedir.
(2) Yükümlüler için hazırlanan denetim planında; denetim ve kontrole ilişkin hususlar, uyulması gereken kural ve yükümlülükler, denetimin ve yükümlülüklerin süresi, çalışmaların yürütülmesinde iş birliği yapılacak kişi ve kuruluşlara ilişkin hususların yanı sıra haklarında risk ve ihtiyaç belirleme işlemi yapılanların tespit edilen risk ve ihtiyaçlarına yönelik iyileştirme çalışmalarına yer verilir.
...
(5) Denetim planı, hazırlandığı andan itibaren yürürlüğe girer ve derhal komisyonun onayına sunulur. Planın onaya sunulması yürürlüğü durdurmaz.
..."
21. Yönetmelik'in "İzin ve nakiller" kenar başlıklı 43. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Yükümlü, hakkında belirlenen yükümlülükleri etkisiz kılacak ya da aksatacak şekilde müdürlüğün yetki sınırları dışına izinsiz olarak çıkamaz. Yükümlünün haklı bir mazerete dayanan talebi ve vaka sorumlusunun uygun görüşü doğrultusunda denetimli serbestlik müdürü tarafından yükümlüye beş güne kadar izin verilebilir. Denetim süresi boyunca toplam kullanılan izin süresi, yükümlünün ikinci derece dâhil kan veya kayın hısımlarından birinin ya da eşinin ölümü veya ağır hastalığı hariç olmak üzere, on beş günü geçemez. İzinde geçen süreler infazdan sayılır."
22. Yönetmelik'in "Yükümlülerin uyarılması" kenar başlıklı 44. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine yükümlü, komisyon tarafından veya Kanunda yazılı hâllerde komisyonun önerisi üzerine infaz hâkimi tarafından uyarılır.
(2) Uyarı bir yazı ile yükümlüye tebliğ edilir. Gerektiğinde yükümlü, müdürlüğe davet edilerek yükümlülüklerine ilişkin hususlar ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından kendisine sözlü olarak da açıklanır. Yükümlünün gelmemesi durumunda daha önce yapılmış olan yazılı uyarı yeterli sayılır.
(3) Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde mazereti olmaksızın ve kasıtlı olarak üç defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün ikinci kez uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde üçüncü ihlalin tespit edilmesi halinde dosyanın kapatılması ile ilgili süreç başlatılır...
(4) Uyarı için yapılan tebligatta, bir yıl içerisinde suça sürüklenen çocuklar ve denetimli serbestlik kararının infazına başlandığı tarihte çocuk olup infaz sürecinde on sekiz yaşını dolduranlar bakımından dördüncü kez, diğer yükümlüler bakımından üçüncü kez ihlal durumunun tespit edilmesi halinde tekrar bir uyarının yapılmayacağı, dosyanın kapatılması ile ilgili sürecin başlatılacağı ve dosyanın ilgili yargı merciine gönderileceği yükümlüye ihtar edilir.
..."
23. Yönetmelik'in "Denetimli serbestlik kararlarının değiştirilmesi, durdurulması veya kaldırılması" kenar başlıklı 45. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Denetimli serbestlik kararının;
a) Yükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi,
b) İnfazının mümkün olmaması,
c) Yükümlünün tutuklanması, hapis cezasının infazına başlanması veya askere alınması nedeniyle infazının imkânsız hale gelmesi,
ç) 5395 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tedbirden beklenen yararın elde edilmesi,
d) Hapis cezasından daha ağır sonuçlar doğurması,
durumunda Kanunda aksine bir düzenleme yoksa vaka sorumlusunun önerisi üzerine komisyon tarafından ilgili yargı merciinden denetimli serbestlik kararının değiştirilmesi, kaldırılması veya uygun olan başka karar verilmesi talep edilebilir.
(2) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazına veya koşullu salıverilmede denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenecek yükümlülüklere tabi tutulmasına karar verilen hükümlüler hakkında belirlenen yükümlülüklerin değiştirilmesine komisyon tarafından karar verilir.
..."
24. Yönetmelik'in "Kaydın kapatılması" kenar başlıklı 47. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Denetimli serbestlik yükümlülüğünün;
a) Usulüne uygun tebligata rağmen yerine getirilmesine başlanmaması,
b) Uyarılara rağmen ihlal edilmesi,
c) Yargı mercii tarafından kaldırılması,
ç) İnfaz edilmesi,
halinde kayıt kapatılarak durum Cumhuriyet başsavcılığı aracılığıyla ilgili yargı merciine bildirilir.
(2) Tedbir veya yükümlülüğün infazının tamamlanması ya da yükümlülüğün herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, ilgili kurum ya da kuruluştan yükümlüyle ilgili yapılan işlemlere dair belgelerin gönderilmesi istenir.
(3) Denetimli serbestlik kararlarının infazı sırasında ihlal nedeniyle dosyanın kapatılması halinde durum yükümlüye tebliğ edilerek ilgili mahkemeye itiraz hakkı olduğu bildirilir.
...
(5) Birinci fıkrada belirtilen hâller için; adli kontrol kararlarında 57 nci maddeye göre, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazı kararlarında ise 87 nci maddesine göre işlem yapılır."
25. Yönetmelik'in "Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazı" kenar başlıklı 78. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"(2) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezalarının infazına karar verilen hükümlüler hakkında;
a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma,
b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma,
c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmeme,
ç) Belirlenen programlara katılma,
yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tâbi tutulmasına hazırlanan denetim planına göre komisyon tarafından karar verilir."
26. Yönetmelik'in "Bir bölgede denetim ve gözetim altında bulunma" kenar başlıklı 83. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Bir bölgede denetim ve gözetim altında bulunma; toplumun ve mağdurun korunması amacıyla bir bölgede bulunmayı esas alan, belirlenen yere belirlenen tarih ve saatlerde başvurma veya belirlenen bölge sınırları dışına çıkmama yükümlülüğüdür.
(2) Hükümlüden, belirlenen tarih ve saatlerde, denetimli serbestlik müdürlüğüne, kolluğa, muhtarlığa veya müdürlüğün belirleyeceği bir kamu görevlisine başvurması istenir.
...
(4) Bu yükümlülük, hükümlünün denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmasından itibaren on gün içinde başlar, koşullu salıverme süresinin sona ermesi ile tamamlanır.
..."
27. Yönetmelik'in "Açık ceza infaz kurumuna iade" kenar başlıklı 87. maddesi şöyledir:
"(1) Hükümlünün;
a) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne beş gün içinde müracaat etmemesi,
b) Hakkında belirlenen;
1) Yükümlülüklere uymamakta ısrar etmesi,
2) Denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına uymamakta ısrar etmesi,
3) Denetimli serbestlik personelinin uyarı ve önerilerine uymamakta ısrar etmesi,
4) Denetim planında yükümlülüklerin infazına ilişkin belirlenen kurallara uymamakta ısrar etmesi,
c) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi,
hâlinde, komisyonun kararı üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderilmesi, infaz hâkiminden talep edilir. İnfaz hâkiminden karar gelene kadar, denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilir.
(2) Hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmış olması hâlinde, komisyonun kararı üzerine, infaz hâkiminden hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesi talep edilir.
(3) Başka bir mahkûmiyet kararı nedeniyle ceza infaz kurumuna alınan hükümlünün kaydı kapatılarak, 5275 sayılı Kanunun 107 nci maddesinin uygulanabilmesi yönünden toplama kararı alınması ve müteakip infaz işlemlerinin buna göre yapılması amacıyla dosya hükümlünün bulunduğu ceza infaz kurumuna gönderilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına iletilir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
28. Anayasa Mahkemesinin 27/11/2024 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
29. Başvurucu, başvuru formunda özetle;
i. 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesi gereğince açık ceza infaz kurumuna iade kararı vermeye yetkili mercinin denetimli serbestlik işlemlerinin yürütüldüğü yer infaz hâkimliği olduğunu, kendisi hakkında uygulanan denetimli serbestlik tedbirinin Yalvaç Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından takip edildiğini, buna rağmen açık ceza infaz kurumuna iade kararının yetkisiz olan İzmir 3. İnfaz Hâkimliği tarafından verildiğini,
ii. 31/7/2022 tarihine kadar izinli olması nedeniyle anılan planı hiçbir şekilde ihlal etmediğini, Yalvaç İnfaz Hâkimliğince verilen kararda da denetimli serbestlik planına uygun davrandığına ilişkin tespitlere yer verildiğini, buna rağmen açık ceza infaz kurumuna iade kararının verildiğini,
iii. İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin konuya ilişkin araştırma yapmadan ve gerekçesiz olarak itirazın reddine karar verdiğini beyan ederek Anayasa'nın 10., 11., 37. ve 141. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
30. Bakanlık görüşünde, Anayasa Mahkemesi kararlarına atfen denetimli serbestlik tedbiri kararının yetkili infaz hâkiminin takdir yetkisinde olması nedeniyle tedbirin Anayasa'nın 19. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi kapsamında güvence altına alındığından bahsetmenin mümkün olmadığı ve başvurucunun denetimli serbestlikten yararlanamamasının hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün süresini de uzatmadığı belirtilmiştir. Bakanlık görüşünde ayrıca yapılacak değerlendirmede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının gözönüne alınması gerektiği belirtilmiştir.
31. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki iddialarını tekrarlamıştır.
B. Değerlendirme
32. Anayasa'nın 19. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
Şekil ve şartları kanunda gösterilen:
Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; ... halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz."
33. Somut olayda başvurucunun iddialarının özü, şartları oluşmadığı hâlde denetimli serbestlik kararının kaldırılmasına ve açık ceza infaz kurumuna iadesine yetkisiz infaz hâkimliği tarafından karar verildiğine ilişkin olduğundan başvurunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
34. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
a. Genel İlkeler
35. Anayasa'nın 19. maddesinin birinci fıkrasında herkesin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına sahip olduğu ilke olarak ortaya konduktan sonra ikinci ve üçüncü fıkralarında şekil ve şartları kanunda gösterilmek koşuluyla kişilerin özgürlüğünden mahrum bırakılabileceği durumlar sınırlı olarak sayılmıştır. Dolayısıyla kişinin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının kısıtlanması ancak Anayasa'nın anılan maddesi kapsamında belirlenen durumlardan herhangi birinin varlığı hâlinde söz konusu olabilir (Murat Narman, B. No: 2012/1137, 2/7/2013, § 42).
36. Anayasa'nın 19. maddesinde tanımlanan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ilk istisnası "Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi" olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda yargı organlarınca verilecek mahkûmiyet kararlarının sonucu olarak hapis cezası veya güvenlik tedbirlerinin uygulanması kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlali olarak kabul edilmeyecektir.
37. Bir mahkûmiyet kararının infazına ilişkin olarak Anayasa'nın 19. maddesi açık bir hüküm içermemektedir. Bununla birlikte Anayasa'nın 19. maddesinin amacı kişileri keyfî bir şekilde hürriyetten yoksun bırakılmaya karşı korumak olup maddede öngörülen istisnai hâllerde kişi hürriyetine getirilecek sınırlamaların da maddenin amacına uygun olması gerekir (Abdullah Ünal, B. No: 2012/1094, 7/3/2014, § 38). Bu itibarla Anayasa Mahkemesince hükümlülerin ceza infaz kurumlarında kalacağı süreyi doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen durumların Anayasa'nın 19. maddesinde tanımlanan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmiştir (İbrahim Uysal, B. No: 2014/1711, 23/7/2014, § 26). Mahkeme tarafından verilen bir mahkûmiyet kararının infazının sağlanması ve bu bağlamda ceza infaz kurumunda tutulma süresi bakımından ceza mahkemesinin kararına uygun hareket edilmesi kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının korunması açısından zorunludur. Dolayısıyla hükümlülerin ceza infaz kurumunda kalacakları sürenin mahkûmiyet kararına ve ilgili mevzuata uygun olması Anayasa'nın 19. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi kapsamında güvence altına alınmıştır (İbrahim Uysal, § 32).
38. Öte yandan 14/4/2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanun'un 46. maddesiyle değiştirilen 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesi hükümlerine göre hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla, açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunan ve koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan Cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin hükümlülerin ceza infaz kurumunda geçirecekleri süreyi kısalttığı açıktır (Mithat Bakikuşağı, 2013/4682, 17/9/2014, § 35).
39. 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesi, infaz hâkiminin takdir yetkisi ve belirlenecek yükümlülükler çerçevesinde hükümlülerin infaz rejiminin şeklini belirleyip cezalarının bir kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak ceza infaz kurumu dışında geçirmelerini sağlamaktadır. Anılan kural uyarınca hükümlünün talebi ve kanuni şartlar oluşmuş olsa dahi infaz hâkimi tedbirin uygulanması talebini reddedebilecektir. Dolayısıyla bütün hükümlüler için Anayasa'nın 19. maddesi kapsamında hapis cezasının tamamının veya bir kısmının denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması suretiyle infaz edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Başka bir ifadeyle denetimli serbestlik tedbiri kararı, yetkili infaz hâkiminin takdir yetkisinde olduğu için tedbirin Anayasa'nın 19. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi kapsamında güvence altına alındığından bahsetmek mümkün değildir. Öte yandan başvurucunun denetimli serbestlikten yararlanamaması, hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün süresini de uzatmamaktadır (Mithat Bakikuşağı, § 38).
40. Bununla birlikte denetimli serbestlik kararından farklı olarak denetimli serbestlik kararının kaldırılması ve serbest bırakılan yükümlünün açık ceza infaz kurumuna iade edilmesi ancak belirli koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesinin (6) numaralı fıkrası ile Yönetmelik'in 45. ve 87. maddelerinde denetimli serbestlik kararının hangi hâllerde geri alınabileceği ve yükümlünün açık ceza infaz kurumuna iadesinin şartlarının neler olduğu açıkça düzenlenmiştir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanan bir kimse ancak belirtilen koşulların gerçekleşmesi üzerine yine anılan düzenlemelerdeki usule uygun olarak verilecek karara istinaden açık ceza infaz kurumuna gönderilmek suretiyle tutulabilir.
b. İlkelerin Olaya Uygulanması
41. Başvurucu öncelikle denetimli serbestlik kararının kaldırılması ve açık ceza infaz kurumuna iade kararının yetkisiz infaz hâkimliği tarafından verildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca hakkında düzenlenen denetim planına aykırı bir davranışı bulunmamasına ve bu durumun yetkili Yalvaç İnfaz Hâkimliği kararında belirtilmesine rağmen haksız olarak açık ceza infaz kurumuna iade edildiğini ileri sürmüştür.
42. Başvurucunun anılan iddiasına dayanak gösterdiği 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesinin (6) numaralı fıkrası uyarınca hapis cezası denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilen hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine denetimli serbestlik müdürlüğünün bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilir (bkz. § 18). Başvurucu hakkındaki denetimli serbestlik tedbiri, Yalvaç Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından yerine getirilmektedir (bkz. § 7). Anılan hükme göre başvurucunun açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar vermeye yetkili merciin de Yalvaç İnfaz Hâkimliği olduğu anlaşılmaktadır. Ancak somut olayda bu karar başvurucunun infaz işlemlerini yürüten İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının bulunduğu yer infaz hâkimliğince verilmiştir (bkz. § 10).
43. Gerek 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 18. maddesinde gerekse 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 19. maddesinde yetki itirazının ilk itiraz olarak düzenlendiği görülmektedir. Dolayısıyla Türk hukukunda somut olay açısından yer bakımından yetki kamu düzenine ilişkin bir durum olarak kabul edilmemektedir. Bu itibarla başvurucu hakkındaki açık ceza infaz kurumuna iade kararının hangi yer mahkemesi tarafından verildiğinin tutmanın hukuka uygunluğu bağlamında bir etkisi yoktur. Esasen başvuruya konu kararı verme yetkisine sahip olan farklı yerdeki hâkimlikler arasında hâkimlik teminatı, mahkemelerin tarafsızlığı veya bağımsızlığı yönünden hiçbir farklılık bulunmamakta olup anılan hâkimler tümüyle aynı güvencelere sahiptir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Yıldırım Turan [GK], B. No: 2017/10536, 4/6/2020, § 145; Mustafa Karaca [GK], B. No: 2020/15967, 20/5/2021, § 56). Bu nedenle söz konusu kararın yer yönünden yetkili hâkimlik dışında aynı niteliklere ve güvencelere sahip farklı bir hâkimlik tarafından verilmesi, kararı tek başına hukuka aykırı hâle getirmeyeceği gibi kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlali sonucunu da doğurmayacaktır. Ancak bu durum sürecin bütünsel olarak ağır ve açık bir usulsüzlük içerip içermediğinin değerlendirilmesinde gözönüne alınabilir.
44. İzmir 3. İnfaz Hâkimliği 27/6/2022 tarihli kararını Yönetmelik'in 43. maddesinin (5) numaralı fıkrasına dayandırmıştır. Anılan hüküm uyarınca yükümlü, hakkında belirlenen yükümlülükleri etkisiz kılacak ya da aksatacak şekilde müdürlüğün yetki sınırları dışına izinsiz olarak çıkamaz. Söz konusu kararda başvurucunun denetim planı ile kendisine yüklenen hangi yükümlülüğü ihlal ettiği açık bir şekilde belirtilmemiştir. Ancak karar içeriği ve anılan Yönetmelik hükmü birlikte değerlendirildiğinde başvurucunun denetimli serbestlik müdürlüğünün yetki sınırlarını izinsiz olarak terk ederek ve yurt dışına yasal olmayan yollardan kaçmaya teşebbüs ederek denetimli serbestlik yükümlülüğünü ihlal ettiğinin kabul edildiği anlaşılmaktadır (bkz. § 10). Öte yandan başvurucu hakkında başlatılan ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile neticelenen soruşturma süreci, yargısal merciler tarafından denetimli serbestlik kararının kaldırılmasına dayanak kabul edilmemiştir.
45. Somut olayda Edirne'nin Uzunköprü ilçesindeki bir otelin lobisinde gözaltına alınan başvurucu hakkında düzenlenen Olay ve Yakalama Tutanağı'nda başvurucu ve yanında bulunan eşinin üzerlerinin çamurlu olduğu, yanlarında valiz veya çanta türünden herhangi bir eşya ile cep telefonu veya dijital materyallerin bulunmadığı tespitlerine yer verilmiştir. Anılan tutanakta ayrıca başvurucu ve eşiyle yapılan mülakatta yurt dışına kaçma amacı ile sınır bölgesine gittikleri ancak karşıya geçmeyi başaramayınca geri döndüklerinin anlaşıldığı belirtilmiştir (bkz. § 8). Söz konusu tutanağın içeriği ve başvurucu ve eşi hakkında yakalandıkları sırada yapılan tespitler gözönüne alındığında başvurucunun aynı suçtan yargılaması devam eden eşiyle birlikte yurt dışına çıkmaya teşebbüs ettiğine ilişkin değerlendirmenin olgusal temellerinin bulunduğu söylenebilir.
46. Bununla birlikte İzmir 3. İnfaz Hâkimliği kararına esas alınan Yönetmelik'in 43. maddesinin (5) numaralı fıkrası denetimli serbestlik altındaki kişilerin izin ve nakillerine ilişkin bir düzenlemedir. Buna göre hükümlünün hakkında belirlenen yükümlülükleri etkisiz kılacak ya da aksatacak şekilde müdürlüğün yetki sınırları dışına çıkabilmesi ancak haklı bir mazerete dayanan izin talebinin vaka sorumlusunun uygun görüşü doğrultusunda denetimli serbestlik müdürü tarafından kabul edilmesine bağlıdır. Ancak müdürlük sınırlarının izinsiz olarak terki gerek 5275 sayılı Kanun gerekse Yönetmelik'te tek başına denetimli serbestlik kararının kaldırılması veya açık ceza infaz kurumuna iade nedeni olarak düzenlenmemiştir. Dahası yükümlülüklerle ilgili olarak açık ceza infaz kurumuna iade kararı verilebilmesi için aranan koşul yükümlülüğün ihlali değil yükümlülüklere uymamakta ısrar edilmesidir. Yükümlülüğe uymamada ısrar kavramı ise Yönetmelik'in 44. maddesinin (3) numaralı fıkrasında açık bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde mazereti olmaksızın ve kasıtlı olarak üç defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yine Yönetmelik'in 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre denetimli serbestlik kararının kaldırılması ancak hükümde belirtilen durumlarda vaka sorumlusunun önerisi üzerine komisyon tarafından ilgili yargı merciinden talep edilmesine bağlıdır. Benzer şekilde Yönetmelik'in 87. maddesi uyarınca bir yükümlünün açık ceza infaz kurumuna iade edilebilmesi ancak hükümde belirtilen koşulların gerçekleşmesi sonrasında infaz işlemleri değerlendirme komisyonunun kararıyla yapılan talebin infaz hâkimliğince kabulüyle mümkündür.
47. Başvurucu hakkında düzenlenen 1/6/2022 tarihli denetim planında başvurucunun 31/7/2022 tarihine kadar izinli olduğu ve iznin sona erdiği tarihe kadar belirlenen yükümlülüklerin başlamayacağı açık bir şekilde belirtilmiştir (bkz. § 7). Başvurucunun COVID-19 sebebiyle izinli olduğu dönemde denetimli serbestlik müdürlüğünün yetki sınırları dışına çıkabilmek için ayrıca izin almasının gerekli olup olmadığı veya başvurucunun söz konusu eyleminin yükümlülüğe uymamada ısrar olarak kabul edilip edilemeyeceğine ilişkin değerlendirmenin ilk elden Anayasa Mahkemesince yapılması bireysel başvurunun ikincillik ilkesi ile bağdaşmayacaktır. 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesinin (6) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca başvurucunun hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar edip etmediğini belirleme yetkisi ilk olarak denetimli serbestlik müdürlüğüne aittir. Bu yönde bir tespitte bulunan denetimli serbestlik müdürlüğü infaz işlemleri komisyonu alacağı bir kararla yetkili infaz hâkimliğinden başvurucunun açık ceza infaz kurumuna iadesine karar verilmesini talep edecektir.
48. Somut olayda Komisyonca başvurucunun açık ceza infaz kurumuna gönderilmesini gerektiren koşulların gerçekleştiğine ilişkin herhangi bir tespit yapılmadığı gibi İnfaz Hâkimliğinden bu konuda bir talepte de bulunulmamıştır. İzmir 3. İnfaz Hâkimliği de başvurucunun açık ceza infaz kurumuna iadesine karar verirken Yönetmelik'in 87. maddesinde yer verilen hangi koşulun gerçekleştiğine dair somut bir belirleme yapmamıştır. Dahası başvurucunun Uzunköprü ilçesinde yakalandığı tarihte yapılan bildirim üzerine Müdürlük tarafından düzenlenen ve Yalvaç İnfaz Hâkimliğine gönderilen 27/6/2022 tarihli yazıda yakalama tarihi itibarıyla izinli olan başvurucunun kendisine tebliğ edilen yükümlülükleri ihlal etmediği açık bir şekilde belirtilmiştir (bkz. § 12).
49. Başvurucu, açık ceza infaz kurumuna iade kararına yaptığı itirazında hakkındaki denetimli serbestlik işlemlerini yürüten merciden yükümlülüklerini ihlal edip etmediğinin sorulmasını talep etmiş ancak İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi bu hususta herhangi bir araştırma yapmadan ve anılan talebin neden karşılanmadığını açıklamadan soyut ve genel ifadelerle itirazın reddine karar vermiştir (bkz. §§ 13-14).
50. Bu açıklamalar ışığında başvurucu hakkındaki açık ceza infaz kurumuna iade kararının ilgili Kanun'da gösterilenden farklı bir hâkimlik tarafından Kanun ve Yönetmelik'te belirlenen usule uyulmadan ve denetim planına göre izin nedeniyle henüz başlamamış olan yükümlülüklerin ihlal edildiği gerekçesiyle verildiği görülmektedir. Yargısal merciler tarafından başvurucunun eyleminin belirlenen yükümlülüklere uymamakta ısrar olarak kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin bir değerlendirmenin de yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle -somut olayın kendine özgü koşullarında- incelemeye konu sürecin ağır ve açık bir usulsüzlük içerdiği sonucuna varılmıştır.
51. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 19. maddesinin ikinci fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
VI. GİDERİM
52. Başvurucu, ihlalin tespiti ile ceza infaz kurumunda tutulduğu her gün için 5.000 TL maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
53. Başvuruda, denetimli serbestlik kararının kaldırılması ve açık ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesi nedeniyle Anayasa'nın 19. maddesinin ikinci fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmiştir. Bireysel başvurunun incelendiği süreçte başvurucu 31/3/2023 tarihinde denetimli serbestlik tedbirinden yararlandırılarak serbest bırakılmıştır (bkz. § 17). Dolayısıyla hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
54. Öte yandan somut olayda ihlalin tespit edilmesinin başvurucunun uğradığı zararların giderilmesi bakımından yetersiz kalacağı açıktır. Başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik müdahale nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 40.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zararla ilgili bilgi ve belge sunulmadığından maddi tazminat talebi reddedilmiştir.
VII. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Denetimli serbestlik kararının kaldırılması ve açık ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesiyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Denetimli serbestlik kararının kaldırılması ve açık ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesi ile Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 40.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
E. Kararın bir örneğinin bilgi için İzmir 3. İnfaz Hâkimliğine (E.2022/9808, K.2022/9813) GÖNDERİLMESİNE,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 27/11/2024tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.