AYM Yüce Divan Salonu'nda düzenlenen törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bakanlar, AYM Başkanı Zühtü Arslan ve AYM üyeleri katıldı. AYM Başkanı Arslan, yargı yetkisinin Anayasa'nın 9'uncu maddesi gereği Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından kullanıldığını belirterek, "Mahkemelere ve hakimlere ait olan bu yargı yetkisi, başka herhangi bir kişiye veya organa devredilemez. AYM kararlarında da vurgulandığı üzere yargı bağımsızlığı, hakimlere tanınan bir ayrıcalık değildir. Anayasa ile sağlanan bu teminatın amacı, adaletin dolaylı dolaysız her türlü etki, yönlendirme ve baskıdan uzak şekilde dağıtılacağı yönündeki güven ve inancı yerleştirmektir" dedi.

'KUVVETLER AYRILIĞI OLMADAN TEMEL HAKLARDAN BAHSEDİLMEZ'

Arslan, yargıya yönelik güven ve inancın sarsılmasının bir demokratik hukuk devletinin başına gelebilecek en büyük felaketlerden biri olduğuna dikkat çekerek, "Bu nedenle hukukun üstünlüğü anlayışı, yargının bağımsızlığına halel getirecek, tarafsızlığı konusunda toplumu şüpheye düşürecek her türlü tavır ve davranıştan kaçınmayı gerektirmektedir. Diğer yandan yargı bağımsızlığı, anayasal kimliği oluşturan ilkelerin başında gelen kuvvetler ayrılığının da bir gereğidir. Yargının ve yargıcın bağımsız olmadığı yerde kuvvetler ayrılığından, kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde de temel hak ve özgürlükleri koruyan bir anayasanın varlığından söz etmek oldukça zordur. Zira anayasaların temel işlevi, kamu gücünün tek elde toplanmasını önlemek ve hukukun üstünlüğünü sağlamak suretiyle temel hak ve özgürlükleri güvence altına almaktır" diye konuştu.

'ANAYASA YARGISININ EN UZUN 10 YILI'

AYM'nin varlık sebebi olan Anayasa ile temel hak ve özgürlükleri koruma görevini en iyi şekilde ifa etme gayretinde olduğunu belirten Arslan, "Bugünkü tören vesilesiyle, üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçen kendi yemin törenimi hatırladım. AYM'nin kuruluşunun 50'nci yıl dönümüne denk gelmişti. Henüz bireysel başvuru başlamamış, hükümet sistemi değişmemişti. Aradan geçen 10 yıl, AYM açısından yeniliklerin ve türlü zorlukların yaşandığı bir dönem olmuştur. AYM'ye bir yandan bireysel başvuruları inceleme, diğer yandan da Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini denetleme görev ve yetkisinin verilmesi, anayasa yargısının alanını genişletmiş ve yeni sınamaları beraberinde getirmiştir. Bu süreçte yaşanan darbe girişimi ve Covid-19 salgını gibi olağanüstü durumlar, anayasa yargısı alanındaki değişim ve dönüşümü daha da sancılı bir boyuta taşımıştır. Tüm bu sebeplerle, sanırım bu dönemi Türk anayasa yargısının en uzun 10 yılı olarak nitelemek yanlış olmaz" ifadelerini kullandı.

AYM'nin olağanüstü güçlüklere rağmen paradigmatik dönüşümünü önemli ölçüde tamamlayıp; hak eksenli bir yaklaşımla zengin bir içtihat oluşturduğunu aktaran Arslan, sözlerine şöyle devam etti:

"AYM'nin hak eksenli yaklaşımla inşa ettiği bu içtihat birikimi, bir yandan hukuk düzeninin Anayasa ile uyumlu hale gelmesini sağlamış, diğer yandan da temel hak ve özgürlüklerin koruma alanını genişleterek standartları yükseltmiştir. Mahkememiz, bilhassa 10'uncu yılını kutladığımız bireysel başvuruyla birlikte, yaşama hakkından ifade özgürlüğüne, adil yargılanma hakkından örgütlenme özgürlüğüne kadar, tüm anayasal hak ve özgürlüklerin korunmasına yönelik önemli kararlar vermiş ve vermeye devam etmektedir. AYM, bu süreçte her zaman demokratik hukuk düzeninin yanında olmuş, temel hak ve özgürlükleri korumak için yoğun bir uğraş vermiştir. Bunu yaparken de ne yargısal aktivizme ne de kendini sınırlama yoluna tevessül etmiştir. Mahkememiz istikrarlı bir şekilde bir yandan Anayasa'nın çizdiği sınırları aşmadan, diğer yandan da kendisine tanınan anayasal ve yasal yetkileri kullanmaktan imtina etmeden görevlerini hakkıyla ve hassasiyetle yerine getirmenin çabası içinde olmuştur."

Arslan'ın konuşmasının ardından Muhterem İnce'nin özgeçmişi okundu. İnce, ardından kürsüye çıkarak yemin etti. Daha sonra İnce'ye AYM Başkanı Arslan tarafından kisvesi giydirildi.