Kıymetli meslektaşlarım;

TBB Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu Rize'de CHP, Saadet Partisi, AK Parti ve İyi Parti il başkanlıklarını ziyaret edip; “ayrışma, kutuplaşma istemiyoruz” demiştir. Belirli bir kesim yalnızca AKP ziyaretinin fotoğrafını paylaşıp, diğer ziyaretleri yok sayarak Feyzioğlu'nu istifaya davet etmiştir.

Bir süre önce Sayın Metin Feyzioğlu meclisteki tüm hukukçu milletvekillerini TBB'ne davet etmiş ve Adalet Bakanı da dahil olmak üzere ciddi bir katılımla mesleki sorunlar konuşulmuştu. Bu toplantının da aynı kesimde rahatsızlık yarattığını gördük.

Eleştiri iktidarda olanların olmazsa olmazıdır, yol göstericisidir. Ancak muhalif olmakla, düşman olmak aynı şey değildir. Birçok konuda Sayın Metin Feyzioğlu ile farklı düşünen, bu düşünceleri, eleştirileri karşılıklı olarak medeni bir şekilde kendisiyle paylaşan birisi olarak söylüyorum: Hukukun üstünlüğünün sağlanması, avukatlık mesleğinin daha iyi bir duruma gelmesi ve toplumsal barışın tesisi için, en azından biz avukatlar "yapıcı", "çözüm odaklı" eleştirilerimizi birbirimizden esirgemeyip, asgari müşterekte buluşmalıyız.

Mesleki sorunlarımızın ciddi bir bölümünün siyaset eliyle çözülebileceği tartışmasızdır. Bu nedenle; TBB ve baroların, eşit mesafede olmak kaydıyla, tüm siyasi partilerle, devletin ilgili tüm birimleri ile iletişim halinde olması gerektiğini düşünüyorum.

Peki Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu nasıl bir duruş sergilemelidir?

Devlet yeterlilik sınavını, yeşil pasaportu, adliye sorunlarını, Avukatlık Kanunu'nda yapılmasını istediğimiz değişiklikleri ve diğer tüm sorunları siyasi partilerle, devlet yetkilileriyle paylaşmayıp, yalnızca baro başkanları toplantısında mı konuşmalıdır?

Siyasi partilerin üsluplarıyla milletimizi kutuplaştırdığı bir dönemde "Bu millete bunu yapmayın, ayrıştırmayın" dememeli midir?

Türkiye'nin terör sorunu, ekonomi sorunu, eğitim sorunu avukatların sorunu değildir deyip, sessiz mi kalmalıdır?

Birilerinin yalnızca sosyal medyada konuştuğu sorunları, yetkili kişilerin yüzlerine karşı söylememeli midir?

Türkiye Barolar Birliği'nin eğitim konusunda seferberlik ilan ettiği, özellikle genç meslektaşlarımızı küçük alanlara sıkıştıran düzene savaş açtığı bir dönemde, devlet yeterlilik sınavı gündeme gelmişken, avukatlık mesleğini doğrudan etkileyecek olan Yargı Reformu Stratejisi Raporu ile ilgili TBB ciddi bir çalışma yürütürken, profillerindeki tüm paylaşımları parti siyasetinden ibaret olan, yalnızca kendilerini ait hissettikleri tek bir partiyi ziyaret edip, tek bir partinin ziyaretini kabul eden bir takım baro siyasetçisinin, TBB Başkanını siyaset yapmakla suçlaması düşündürücüdür.

Ülkesi ve mesleğinin geleceği için kaygı taşıyan, düşünen, araştıran, sorgulayan, bu anlamda yapıcı eleştiri ve önerilerini esirgemeyen tüm meslektaşlarıma; hukukun üstün olduğu, Cumhuriyetin değerlerinden, demokrasiden, insan haklarından taviz verilmeyen Türkiye'de yaşamak isteyen bir vatandaş olarak, bir meslektaş olarak teşekkür ediyorum.

Türkiye Barolar Birliği ve Barolar Türkiye'dir.

Saygılarımla.

Av. Veysel KIRICI