Adalet Bakanı Bozdağ, TBMM'de 'nöbetçi bakan' uygulaması kapsamında milletvekilleriyle bir araya gelirken, basın mensuplarının da sorularını yanıtladı. Bozdağ, başörtüsü düzenlemesine ilişkin anayasa değişikliği teklifiyle ilgili, "Anayasa'nın 24'üncü maddesine eklenecek fıkralar ile 41'inci maddenin 1'inci fıkrasında yapılacak değişikliğe ilişkin çalışmalarımızı tamamladık. Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerimizle de bunları görüştük. Yani metni değil de bu konuda hazırlık çalışmalarına destek vermelerini ve yasalaşma sürecinde de desteklerini istedik. Ancak hazırlık çalışmalarına destek vermeyeceklerini ifade ettiler. Biz hazırlık çalışmalarını tamamladık. Sayın Cumhurbaşkanı'mız yurt dışı seyahati programları nedeniyle bu kamuoyuyla paylaşılamadı. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ziyaretleri tamamlandı, Türkiye'ye döndü. Muhtemeldir ki önümüzdeki hafta bu konu Türkiye Büyük Millet Meclisi'mizin gündemine gelecektir. Verilmesi kuvvet ve muhtemel. Çünkü farklı şeyler olabilir; ama ben önümüzdeki hafta anayasa değişiklik teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulacağını düşünüyorum" dedi.

'SON DERECE ÖNEMLİ REFORM'

Bakan Bozdağ, teklifin, Cumhur İttifakı oylarıyla tek başına gerekli olan 400 oyu bulamayacağını belirterek, "Cumhur İttifakı'nın oyu şu an 335. Meclis Başkanı'mız oy kullanamadığı için 334 oyu var ama konuyu gündeme getiren Cumhuriyet Halk Partisi, 'Kanunla bu işi yapalım' diyen Cumhuriyet Halk Partisi. Meclis'te grubu bulunan 2 siyasi parti de şu ana kadar bu konuda karşı duruş ifade eden bir açıklama yapmadılar. Ben diğer partilerin, değişiklik önerilerini gördükleri zaman destek verme ihtimallerini çok yüksek görüyorum. Çünkü yaptığımız şey insan haklarına ilişkin hukuk devletinin gereklerine ilişkin son derece önemli bir reformdur, önemli bir değişikliktir. Ülkemizde insanların kıyafeti nedeniyle bundan sonra herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamasını anayasal güvence altına almaktadır. Her Türk vatandaşının lehine olan bir durumdur. Aileyi korumak da son derece önemli. Toplumun temeli ve bu konuda vatandaşlarımızın da kahir ekseriyeti müttefiktir zaten. Toplumun önemli bir kesiminin üzerinde ittifak ettiği 2 maddede değişiklik geliyor" diye konuştu.

'MUHALEFETTEN UMUTLUYUM'

Muhalefetin de teklifi gördükten sonra olumlu yönde tavır değiştirmesini beklediğini kaydeden Bakan Bozdağ, "Siyasi partilerimiz de toplumun eğilimlerini dikkate alacaklardır. Şu ana kadar İYİ Parti ve HDP teklife karşı olduklarına dair bir açıklama yapmadılar. Cumhuriyet Halk Partisi, 'Hazırlık aşamasına yokuz' dediler, 'Kanunla olur' dediler ama ayrıca teklif verildikten sonra da bunu değerlendirebileceklerini ifade ettiler. Bu da tabii teklif çıktıktan sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nin tutumunu gözden geçireceğini gösteriyor. Umuyoruz ki hem Anayasa Komisyonu’nda hem de Genel Kurul'da siyasi partilerimizin desteği ile anayasanın aradığı 400 ve üzeri çoğunlukla kabul edilir. Cumhuriyet Halk Partisi, teklif çıktıktan sonra yeniden bir değerlendirme yapacağını ifade ediyor. Ancak onların böyle muğlak değil de açık tavır koymaları daha doğru olur. Çünkü sonuçta Meclis'e geldiğinde tavırlarını hep beraber göreceğiz. Genel Kurul'da da her partiden milletvekillerimiz var. Dolayısıyla bu aşamalarda siyasi partilerimizin tutumlarını hep beraber göreceğiz. Benim dileğim, arzum; bu konuda artık Türkiye'nin gündeminden çıkaracak bir irade ortaya konulması ve başörtüsüyle ilgili tartışmaların geri dönmemek üzere Türkiye'nin gündeminden çıkarılmasıdır. Bunun yolu da en az 400 oy ile bu değişikliklerin Meclis'imizin kabulünden geçmektedir. İnşallah böyle bir sonuç çıkar yani umudumuzu, ben şahsen umudumu kesmiş değilim. Muhalefet partilerinden umutluyum" dedi. 

'HİÇBİR KADININ BAŞINI AÇMASI VE ÖRTMESİ ŞARTA BAĞLANAMAZ'

Bakan Bozdağ, teklifin çerçevesine ilişkin de "Çerçeve itibarıyla hem temel hak ve hürriyetlerin kullanılması, hiçbir kadının başını açması ve örtmesi şarta bağlanamaz. Bir nevi hem başını örten hem de başını açan kadınlarla ilgili son derece önemli bir koruma getirmek. Tek taraflı bir koruma değil. Öte yandan tabi bu Türkiye'de pek çok tartışmayı da yarına dönük tartışmaları da kaldıran bir şey. Dini inancı sebebiyle başını örten ya da başka bir kıyafet tercihinde bulunmayı da ayrıca garanti altına alan bir değişiklik önerisi. Tabi öbürü de aile ile ilgili. Daha ziyade evlilik birliğinin kimler arasında kurulacağı konusuna açıklık getirmektedir. Türkiye'de neslimizin devamını sağlamak, toplumun temeli olan aileyi korumak, geleceğimizi korumak, devletimizi korumak. Çünkü aile aynı zamanda devletin de temelidir. Onun için onu korumak bakımından da atılan önemli bir adım. Anayasa'nın 24'üncü ve 41'inci maddelerine yapılacak değişikliğe 3 fıkra eklenecek" diye konuştu.

---

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

24. Madde

VI. Din ve Vicdan Hürriyeti

Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.

14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir.

Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.

Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.

Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.

41. Madde

I. Ailenin Korunması

Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.

42. Madde

II. Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi

Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.

Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.

Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkilapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.

Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.

İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.

Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.

Devlet, maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.

Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.

Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.