Günümüzde teknolojinin geldiği noktada; nakit para kullanımı neredeyse yok denecek kadar azdır. Bazı kadim işletmelerin geleneksel tavırları şöyle dursun, kredi kartı ile ödeme yapılamayacak yer sayısı bir elin parmağını geçmemektedir. Özellikle son iki yılda pandeminin de gelişimi ile birlikte, nakit para kullanımı neredeyse tamamen tedavülden kalkma noktasına gelmiş, tüketiciler ve tacirler tüm işlemlerini banka ve kredi kartları ile ya da mobil bankacılık işlemleri ile sürdürür hale gelmişlerdir.

Mobil bankacılık işlemlerinin ve kredi kartlarının kullanımı noktasındaki bu astronomik artış; bu araçlar üzerinde işlenen suçları ve bu araçlar ile ilgili mağduriyetleri de paralel olarak artırmıştır. Çünkü insanlık yüzünü ne tarafa dönerse, insan ilişkilerini düzenleyen ve canlı bir varlık olan hukuk sistemi de aynı yöne doğru evrilmek zorundadır.

Bu yazımızda, banka ve kredi kartları dolandırıcılıklarında ve mobil bankacılık işlemlerindeki hatalar veya güvenlik zafiyetleri sebebiyle zarara uğramanız durumunda ne tür haklarınız olduğundan bahsedeceğiz.

Banka veya Kredi Kartının Kötüye Kullanılması Suçu Nedir?

Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu, başkasına ait banka veya kredi kartlarının hukuka aykırı bir şekilde kullanılması veya başkası adına sahte olarak kart üretilmesi, satılması, devredilmesi, sahte kartın kabul edilmesiyle oluşan bir bilişim suçudur (TCK md.245). Bu suça halk arasında “kredi kartı dolandırıcılığı suçu” da denilmektedir.

Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu, TCK’da “Bilişim Alanında Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Bilişim suçları, bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi çağdaş iletişim araçları veya pos makinası gibi alışveriş araçları kullanılarak elektronik ortamda işlenen suçlardır.

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu üç farklı biçimde işlenebilir:

- Başkasına ait gerçek bir banka veya kredi kartının kötüye kullanılması (TCK md.245/1),

- Sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek (TCK md.245/2),

- Sahte bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlamak (TCK md.245/3).

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunun Unsurları

Başkasına Ait Gerçek Bir Banka veya Kredi Kartının Kullanarak Yarar Sağlama (TCK 245/1): Başkasına ait kart herhangi bir şekilde ele geçirilip kart sahibinin rızası dışında fail tarafından kullanılarak kendisine veya başkasına yarar sağlanması ile suçun bu şekli oluşur. Banka veya kredi kartının failin eline ne şekilde geçtiğinin bir önemi yoktur. Kartın kart sahibinden izinli elde edilmesi halinde dahi bu fıkradaki suç işlenebilir. Aşağıdaki tüm hallerde suçun bu şekli işlenmiş olur:

- Banka veya kredi kartı sahibinin rızası ile (izinli) elde edilmesine rağmen rızasına aykırı bir şekilde iade edilmeyerek kullanılması,

- Banka veya kredi kartının hırsızlık suçu işlenerek çalınarak kullanılması,

- Banka veya kredi kartının herhangi bir yerde bulunması ve kullanılması,

- ATM cihazına düzenek kurarak kartı elde ettikten sonra kullanılması.

Hemen belirtelim ki, hırsızlık suçu işleyerek banka veya kredi kartını ele geçiren fail kartı kullandığında, hem hırsızlık suçu nedeniyle hem de TCK md.245/1’de düzenlenen banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılmalıdır.

Sahte Banka veya Kredi Kartı Üretmek, Satmak, Devretmek, Satın Almak veya Kabul Etmek (TCK md.245/2): Ceza hukukunda bu tarz seçimlik hareketler “bağlı seçimlik hareketler” olarak nitelendirilmektedir. Fail seçimlik hareketlerden herhangi birini işlediğinde banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu işlenmiş olur. Bu seçimlik hareketle suçun işlenebilmesi için sahte olarak üretilen, satılan, devredilen, satın alınan ya da kabul edilen kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir. Yani, sahte kart ile gerçek bir hesap arasında bağlantı kurulmalıdır. Çünkü, kartın kullanılması ve yarar sağlanması ancak kartın bir hesap ile ilişkilendirilmesine bağlıdır. Kartın bağlı olduğu gerçek bir hesap yoksa suçun vücut bulması mümkün değildir.

Sahte Banka veya Kredi Kartını Kullanarak Yarar Sağlama (TCK md.245/3): Failin bu seçimlik hareket nedeniyle cezalandırılabilmesi için sahte banka veya kredi kartını kullanması yeterli değildir. Failin kartı kullanarak kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekir. Fail sahte banka veya kredi kartını kullanmasına rağmen hiçbir yarar elde edememişse, fiil teşebbüs aşamasında kalır, fail suça teşebbüs nedeniyle cezalandırılır. Suçun tamamlanmış sayılması için bir zarar doğmasını arayan bu tarz suçlara ceza hukukunda “zarar suçları” denilmektedir.

Banka veya Kredi Kartının Kötüye Kullanılması Suçunun Cezası (TCK 245/1-2-3)

- Başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçunun cezası 3 yıldan 6 yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıdır (TCK md.245/1).

- Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek suçunun cezası 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve 10 bin güne kadar adli para cezasıdır (TCK md.245/2).

- Sahte bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlama suçun cezası 4 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ve 5000 güne kadar adli para cezasıdır (TCK md.245/3).

Başkasına Ait Kartın Kötüye Kullanılması Suçunda Şahsi Cezasızlık Hali (TCK 245/4)

Banka ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçunda da, kanun koyucunun aile bütünlüğünü korumak maksadı ile malvarlığına karşı suçlar bakımından öngörmüş olduğu şahsi cezasızlık sebebi ihdas edilmiştir. Bazı yakın akrabalara ait gerçek bir kartın izinsiz bir şekilde kötüye kullanılması halinde faile ceza verilmez. Başkasına ait bir banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçunun;

- Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,

- Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,

- Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

MOBİL BANKACILIK SİSTEMİNDE DOLANDIRICILIK

Mobil bankacılık, akıllı telefon veya tablet bilgisayar gibi bir mobil cihazı kullanarak müşterilerinin uzaktan finansal işlem yapmalarını sağlayan sistemler olarak tanımlanabilir. Niteliği itibariyle bir bilişim sistemi olarak tanımlanabilen mobil bankacılık sistemleri vasıtasıyla işlenen suçlar, bu itibarla bilişim suçları kapsamında değerlendirilebilecektir.

Mobil bankacılık sistemlerinde, bankalar tarafından bireysel müşteri sözleşmesi kapsamında elde edilen müşterilere ait birçok kişisel veri bulunmakta ve işlenmektedir. Buna binaen, bunca finansal ve kişisel verinin saklandığı ve işlendiği mobil bankacılık uygulamalarının, yüksek güvenlik sistemleri ile korunması gerekmektedir.

Yer yer bankaların müşterilerine ait kişisel ve finansal veriler; kişilerin ihmali veya bankaların sistemlerindeki güvenlik açıkları sebebiyle üçüncü kişilerin eline geçebilmekte ve mobil bankacılık kullanıcısı bireylere ait finansal verilere bu yolla saldırı gerçekleştirilmektedir. Ya da kişilerin finansal ve kişisel verilerine bankaların güvenlik açıkları sebebiyle ulaşan kişiler, banka müşterilerini banka personeli gibi arayarak kendilerine ait sadece bana personelinin bilebileceği hesap açılış tarihi, bakiye miktarı gibi verileri aktararak güvenlerini kazanıp kendilerine uzaktan işlem yaptırarak onları zarara uğratabilmektedir. Bu yönteme, ikna yöntemi ile dolandırıcılık veya sosyal mühendislik yöntemi ile dolandırıcılık denmektedir.

Burada dikkat çekilmesi gereken husus, kişinin ihmalinin yanında bankanın sorumluluğuna gidilip gidilemeyeceğidir. Eğer müşterilere ait kişisel verilerin sızıntısında veya üçüncü kişilerin eline geçmesinde bankanın bir kusuru veya ihmali tespit edilirse, burada uğranılan zarar bakımından bankanın da sorumluluğu gündeme gelecektir. Çünkü bankalar, bireysel müşteri sözleşmeleri kapsamında müşterileri için garantör ve KVKK kapsamında veri sağlayıcısı konumunda oldukları için, müşterilerine ait kişisel verileri özenle korumak ve saklamanın yanında, üçüncü kişilerin bu bilgilere erişiminin engellenmesini de temin etmelidir.

Mobil bankacılık yöntemi ile gerçekleştirilen dolandırıcılık hadiselerinde; dolandırıcılık suçunu işleyen kişilere karşı cezai takibat yapılabileceği gibi, bankanın sorumluluğunun tespiti ve uğranılan zararın tazmini için de tüketici mahkemesinde tazminat davası açılabilecektir. Ancak geride de değinildiği gibi burada bankanın sorumluluğuna gidilebilmesi için, bankanın kişilere ait verilerin korunması bakımından ihmali yahut kusurunun bulunduğunun tespiti gerekir. Bu hususun tespiti de, ancak uzman bilirkişilerce yapılabilmektedir.

Bilişim sistemleri ile işlenen suçlar ve bunun yanında banka ve kredi kartı marifetiyle işlenen dolandırıcılık ve diğer suçlar ile bunlara bağlı olarak yürütülen tazminat davaları, oldukça teknik ve komplike süreçler içermektedir. Bu noktada, herhangi bir hak kaybının yaşanmaması adına, süreci uzman bir hukukçu ile takip etmek oldukça yararlı olacaktır.