Ülkemizde gemi kavramı çeşitli mevzuatlar kapsamında tanımlanmıştır. TTK'na göre; tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan her araç, kendiliğinden hareket etmesi imkânı bulunmasa da gemi sayılır. Yine mezkur kanuna göre; ''Sahipsiz bir gemiyi sahiplenme hakkı ise sadece Devletindir. Sahipsiz gemi, sicil kayıtlarından malikinin kim olduğu anlaşılamayan veya usulüne uygun olarak mülkiyeti terk edilmiş olan gemidir. Devlet kendisini gemi siciline malik olarak tescil ettirmek suretiyle gemi üzerindeki mülkiyeti iktisap eder.'' (TTK. m. 998) Görüldüğü üzere, sahipsiz geminin Devlet malı niteliğinde olduğu tartışmasızdır. Devlet de, elbette her şahıs gibi kanun hükümleri gereği batık gemilerin mülkiyetini iktisap edebilecek ve bu kapsamda çıkarılması için ihale ile satışa da sunabilecektir. Kaldı ki, bu husus gerek Devlet/Hazinenin gelir elde edebilmesi gerekse de denizdeki kirliliğin ve çevre temizliğinin sağlanabilmesi adına da hem ulusal hem de taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler gereği zaruridir. Bu minvalde kanun koyucu yakın zamanda Limanlar Kanunu başta olmak üzere belli başlı muhtelif ulusal mevzuatlarımızda değişikliğe gitmiştir.

Liman Kanunu kapsamında; adı, tonilatosu ve kullanma amacı ne olursa olsun denizde kürekten başka aletle seyredebilen her tekne gemi olarak kabul edilmektedir. Batık ya da gemi batığı, deniz veya nehirlerde bir kaza yahut deniz savaşı sonucu suya batan, seyahat, ticaret ya da savaş amacıyla inşa edilmiş deniz taşıtlarına verilen isimdir. Su altında olmayan ama yine de aynı sebeplerden ötürü kullanılmaz hale gelen diğer ulaşım araçları, genellikle enkaz olarak tanımlanırlar. Almanca ve İngilizce gibi bazı avrupa dilleri, batık kelimesi yerine gemi enkazı kelimesini tercih etmektedir.¹

Ülkemizde batık gemilerin, eşyalarının yahut denize düşmüş şeylerin çıkarılması bakımından öncelikle 158 sayılı Milli Emlak Tebliği'nin incelenmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki; geminin eşyası kavramına yalnızca yükü değil, yağı ve yakıtı da dahildir. Bu tebliğe göre batık gemilerin ve denize düşmüş şeylerin çıkarılma işlemlerinin, üç grupta değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir:

1-) Limanlar dahilinde seyir ve seferin selametine engel olabilecek şekilde batan gemi ve eşyanın çıkarılması:

Bu durumdaki batıkların çıkarılması veya çıkarttırılması, 618 Sayılı Limanlar Kanununun 21.10.1935 tarih ve 2829 sayılı Kanunla değişik 7. maddesinde belirtilen usul ve şekle göre, liman idarelerince yapılacak ve bu maddeye göre çıkarılıp liman idarelerince malmemurluklarına satışı için talepte bulunulan enkaz ve eşyanın satışı, yerel malmemurluklarınca 2886 sayılı Kanunun ilgili hükümleri gereğince yapılarak bedelleri, batık sahiplerinin bu maddede belirtilen hakları baki kalmak kaydıyla, hazineye irad kaydedilecektir.

Görüldüğü üzere; anılan tebliğ hükümlerine göre limanlar dahilinde seyir ve seferin selametine engel olabilecek şekilde batan gemilerin ve eşyalarının çıkarılması bakımından Liman Kanunu kapsamında işlem tesis edilmesi gerekmektedir. Buna göre;

Liman başkanlığı idari sorumluluk sahasında can, mal ve çevresel risk taşıyan veya seyir ve seferin selametine engel olabilecek suret ve vaziyette karaya oturmuş, yarı batık veya batık halde yahut terk edilmiş veya atıl halde bulunan gemileri ve eşyasını, geminin donatanı veya kaptanı, liman başkanı tarafından tayin edilecek bir süre içerisinde çıkarmaya veya bulunduğu yerden kaldırmaya mecburdur. Bu süre kırk beş günden fazla olamaz.

Belirlenen müddet, gemi yabancı bayraklı ise geminin sicile kayıtlı olduğu devletin ilgili makamlarına, donatana ve kaptana bildirilecek, bu kişilerin adresleri bilinmiyorsa herhangi bir uluslararası denizcilik bülteninde ilan edilecektir. Gemi Türk bayraklı ise donatan veya kaptana bildirilecek, bu kişilerin adresleri bilinmiyorsa yurt düzeyinde dağıtımı yapılan ve tirajı yüz binin üzerinde olan bir gazetede ilan edilecektir. Ayrıca gemi veya gemi vasfını kaybetmiş eşya hacizli ise durum haciz işlemini gerçekleştiren icra dairesine de bildirilecektir. Teknik veya meteorolojik zorunluluk nedeni ile ilgililer tarafından yapılacak itirazlar üzerine bu süreler, liman başkanı tarafından kırk beş günü aşmamak üzere uzatılabilecektir. Bu hususta değerlendirme liman başkanına aittir. Başka bir ifade ile, takdir yetkisi liman başkanına aittir.

Tayin edilen süre içinde bildirimde bulunulanlara ulaşılamaması veya ulaşılsa dahi ilgililer tarafından geminin çıkarılmasından ya da bulunduğu yerden kaldırılmasından imtina edilmesi halinde ise; gemi ve eşyasını, liman başkanı çıkarmaya, çıkarttırmaya, bulunduğu yerden kaldırmaya, kaldırtmaya, imha ettirmeye, satmaya ve sattırmaya yetkili olacaktır.

Bu durumda satış işlemi, liman başkanlıkları tarafından yerine getirilir ve satış aşamasına kadar yapılan masraflar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesinden karşılanır. Yapılan masraflara karşılık gelen tutar, Bakanlık Döner Sermaye İşletmesine gelir kaydedildikten sonra artan tutar, gemi ve eşyası üzerinde haciz var ise ilk haczi koyan dosyaya gönderilecek ve mevzuata göre sıra cetveli yapılarak alacaklılara dağıtılacaktır. Bu işlemler sonucu artan bir tutarın bulunması halinde, söz konusu tutar beş yıl içinde müracaat edilmesi halinde hak sahibine ödenmek üzere Bakanlık Döner Sermaye İşletmesi nezdinde emanet hesabına kaydedilecektir. Belirtmek gerekir ki; satış sürecinde adli veya idari makamlara yapılacak itirazlar ya da başvurular satışı durdurmayacaktır.. Satılan mal takyidattan âri olarak alıcıya teslim edilecektir.

Belirtilen bu durumlar dışında, liman başkanlığı idari sorumluluk sahasında bulunan gemilerin; seyir, can, mal, çevre güvenliği ve emniyet bakımından ciddi tehlike oluşturabileceği durumlarda, gemi veya deniz aracı hakkında herhangi bir mahkeme kararı, adli veya idari tedbir olsa dahi, liman başkanı, anılan sürelere bağlı kalmaksızın geminin emniyetli bir yere nakli de dâhil olmak üzere her türlü tedbiri almaya yetkilidir. Bu durumlarda alınan tedbirlerin masrafı gemi donatanı tarafından karşılanır. Gemi donatanının bu masrafları otuz gün içerisinde ödememesi halinde; barınma haricindeki masraflar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından karşılanır ve biraz evvel anılan hükümler bu noktada da aynen uygulanır. (LK. m.7) Bu hususlarda uygulanacak yöntemleri belirlemeye ve gerekli düzenlemeleri yapmaya Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yetkilidir.

Son olarak belirtmek gerekir ki; bahsi geçen Liman Başkanlıkları idari sahalarından kasıt; Liman Başkanlığının görev, yetki ve sorumluluk sahasıdır. Liman başkanlıklarının liman idari sahaları, Limanlar Yönetmeliğinin eki olan Ek-1’de yer alan kıyı ve denizalanlarıdır.

2-) Hazinenin bilgisi altında olan batık gemi ve denize düşmüş şeylerin çıkarılması:

Olayın meydana gelmesi sırasında veya sonradan bildirilmekle veya bazı özel ve tüzel kişilerin başvuruları nedeniyle ilgili daireler ile Bakanlığımız kayıtlarına girmiş olan Türk karasularında batmış batık gemi ile şeylerden;

a) Başvuru üzerine verilen izin gereği çıkarma çalışmaları halen devam edenlerin,

b) Sözleşmede belirtilen sürenin sona ermesi nedeniyle çıkarma çalışmaları durdurulmuş bulunanların,

c) İstekli bulunmama veya başka nedenlerle bugüne kadar çıkarma müsaadesi verilmeyenlerin,

çıkarılma işlemleri, 158 sayılı Tebliğde belirtilen usulde yapılacaktır.

3-) Hazinenin bilgisi dışında olan batık gemi ve denize düşmüş şeylerin çıkarılması:

Bakanlığımız mahallî teşkilatında, bu konuda açılmış olan dosyalar ile kayıtların incelenmesinden, liman, gümrük, askerî teşkilatlar ile Kültür Bakanlığının mahallî teşkilâtları ve diğer kuruluşlardan alınacak bilgiler sonucu, Hazinenin bilgisine girmediği anlaşılan ve ancak isteklilerin başvurusu üzerine varlığı tesbit edilecek olan batık ve denize düşmüş şeylerin çıkarılması işlemleri de 158 sayılı Genel Tebiğ hükümlerine göre gerçekleştirilecektir.

Batık gemi ve eşyanın çıkarılması ve satışı konusunda, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununda, 51. maddenin (o) fıkrası dışında bir hüküm bulunmamaktadır. 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 51. maddesinin (o) fıkrasına göre ise, batık gemi ve eşyanın çıkarılması ve satışı ihaleleri yapılacaktır.

Yukarıda sıralı olarak sayılan çıkarma işlemlerinden 1 numaralı olarak sayılan çıkarma işlemleri liman idarelerince ve kendi mevzuatı uyarınca, 2. ve 3. numaralarda belirtilen batık gemi ve eşyanın çıkarılması ve satışı işlemleri ise, 158 sayılı Tebliğdeki hükümler uyarınca malmemurluklarınca yapılacaktır. 158 sayılı Tebliğde yer almayan hususlarda ise, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun ilgili hükümleri uygulanacaktır. Ancak mezkur tebliğe göre; ihale işlemi yapılmadan önce geminin sahipsiz mal durumuna gelip gelmediği araştırılmalı, sahipsiz mal durumuna geldiği anlaşıldığı takdirde bir defada da gemi üzerinde hak iddia eden kimseler var ise, tayin edilen süre zarfında müracaatları, aksi takdirde gemi üzerindeki tüm haklarından feragat etmiş olacakları ve ileride gerek enkaz, gerekse enkaz bedeli üzerinde herhangi bir hak iddia edemeyecekleri hususları gazete ile ilân edilmelidir. Bu ilân üzerine herhangi bir hak sahibi ortaya çıkmadığı takdirde, batık gemiyi çıkarma işi, ihale edilecek ve bu işlem sonunda çıkarılıp Hazine hissesine ayrılan mal satılarak tasfiye edilecek ve bedeli Hazineye irad kaydedilecektir. Ancak, batmış olan gemi ve eşyası Devlete ait ise, ilâna gerek kalmaksızın 158 sayılı Genel Tebliğ gereğince çıkarılacak veya çıkarttırılacaktır.

Yine tebliğe göre ihale ile yapılacak çıkarma ve satış işlemleri bakımınan; ihale, Bakanlıkça onaylanıp müşteriye tebliğ edildiği zaman, müşteri 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 57. maddesinde belirtilen süre içinde sözleşmeyi yapmak, geçici teminatı kesin teminata çevirmek ve yapılan sözleşmeyi notere tescil ettirerek idareye vermek zorundadır. Ayrıca defterdarlık veya malmüdürlükleri, bu sözleşmeye, ihtiyaç duyulan özel hükümleri de ilâve edebileceklerdir. Batık gemi ve eşyanın çıkarılması konusundaki sözleşmeler, üç yıldan fazla olamayacak; işin ne kadar sürede yapılabileceği önceden belirlenerek, şartname ve sözleşmede gösterilecektir. Nihayet, ihale yapılıp sözleşme bağlandıktan sonra, batık gemi veya eşyanın çıkarılma işi, Tesbit ve Gözetim Komisyonunun gözetim ve denetimi altında yapılacaktır.

28453 sayılı Limanlar Kanunu Yönetmeliği'nin Limanda Seyir Emniyeti'nin düzenlendiği Genel Esaslar başlıklı 8. Maddesinin 9. Fıkrasına göre; "Liman başkanlıklarının idari sahasındaki sığlık, batık, yarı batık ve kayalıkların tespit edilmesi ve markalanmasını sağlamak, liman başkanlığının görevidir." Yine mezkûr yönetmeliğin 46. Maddesinin 2. Fıkrası gereği; Liman idari sahasında batık, yarı batık veya terk edilmiş vaziyette bulunan gemi ve deniz araçlarının en kısa zamanda çıkarılması, çekilmesi veya zararsız hale getirilmesinden, liman başkanlığının izni dâhilinde, gemi ilgilileri sorumlu ise de; biraz evvel de detaylarıyla anlatıldığı üzere; 618 sayılı Limanlar Kanunu'nun 7. Maddesi kapsamında idari sorumluluk sahasında can, mal ve çevresel risk taşıyan veya seyir ve seferin selametine engel olabilecek suret ve vaziyette bir yarı batık yahut batık bulunması halinde ise Liman Başkanlığının seyrüseferin selametini sağlamak bakımından ilgili batık veya batıkları çıkarttırma görevi bulunmaktadır.

Tüm bu anlatılanlara ek olarak; anfor, fosil, gemi gibi batıkların çıkarılması bakımından, Su Ürünleri Yönetmeliği'nde de özel bir düzenleme bulunmaktadır. Nitekim 22223 sayılı Su Ürünleri Yönetmeliği'nin 10. maddesine göre; ''Su ürünlerinin korunması bakımından gemi, anfor, fosil gibi batık çıkaracak, su altında sondaj ve benzeri çalışmalar yapacak olanlar, kullanacakları alet ve araçları ve izleyecekleri yöntemleri açıklamak ve çalışmanın yapılacağı alanın özelliklerini belirten bir krokiyi eklemek suretiyle Bakanlığa başvurarak izin almakla yükümlüdürler.'' Mezkur yönetmelik kapsamında sözü edilen Bakanlık ise Tarım ve Orman Bakanlığımızdır. Görüldüğü üzere; bu madde kapsamında batık çıkarılabilmesi için, Bakanlık nezdinde izin alınması zorunlu olmakla birlikte, izin talebinde bulunulabilmesi için ise temel şart; su ürünlerinin korunması amacıyla ve su ürünlerinin korunması bakımından gereklilik söz konusu olduğu hallerde mümkündür. Bu bakımdan Bakanlıktan izin talebinde bulunacakların; batığın çıkarılması bakımından kullanacakları alet ve araçlar ile izleyecekleri yöntemleri detaylarıyla açıklayıp, çalışmanın yapılacağı alanın özelliklerini de ihtiva eden bir krokiyi talep dilekçelerine ekleyerek başvuruda bulunmak zorundadırlar.

Sonuç olarak, bu durumlardaki batıkların çıkarılması esas olarak maliki bulunmakta ise kendilerinin, yok ise Devletin sorumluluğundadır. Bununla birlikte, gemi mülkiyetini elinde bulunduran kişiler yapılan ihtar veya uyarılara rağmen gereğini yerine getirmezseler Devlet söz konusu gemileri derhal, aşırı tehlike söz konusu ise bildirimde dahi bulunmaksızın; çıkarmaya veya çıkarttırmaya, emniyetli bir yere almaya, aldırmaya ve hatta satmaya ya da sattırmaya yetkilidir. Gerçekten de söz konusu batıkların bulunduğu bölgeler ve idari sahalardaki batıkların çıkarılması; su ürünlerinin korunabilmelerinin sağlanabilmesi, balık veya sair su ürünlerinin istihsali ile uğraşan kişilerin can ve mal güvenliği,, deniz ve çevre kirliliğinin önlenmesi ile sağlık ve çevre hakkı kapsamında elzemdir. Kaldı ki, söz konusu mevzuat hükümlerinin, kanun koyucunun bu yönde hususi ve açık düzenlemeler getirmesindeki gaye de zaten budur.

----------------

¹ https://tr.wikipedia.org/wiki/Bat%C4%B1k E.T.: 27.07.2021