ÖZET

Bu makalede, birçok Avrupa Birliği ülkesinde ve ABD’de ayrı bir suç olarak ele alınıp düzenlenen stalking “ısrarlı takip” kavramı üzerinde durulacaktır. Kavramın teorik boyutu, hukuki niteliği, Türk hukukundaki ve diğer hukuk sistemlerindeki yeri açıklanacaktır. Kavram ile ilgili olarak Türk hukukunda yoruma ihtiyaç gösteren muğlak hususlar özellikle feminist hukuk çerçevesinden yorumlanmaya çalışılacaktır.

ABSTRACT

In this article, the concept of stalking “persistent pursuit”, which is considered as a seperate crime in many European Union countries and USA, will be emphasizde. The theoretical dimensionsa of the concept, its legal natüre, its place in Turkish law and other legal sysstems will be explained. The ambiguous issiues that need interpretation in Turkish law regarding the concept will be tried to be interpreted especially within the framework of feminist law.

Selin NAKIPOĞLU[1]

Kavram

Stalking avcılık dilinden gelmekte olup bir hayvanı yakından sessizce, dikkatlice, gizlice takip etmek sezdirmeden ava yaklaşmak, ava yaklaşır gibi yürümek, ölçülü, azimli adımlarla ilerlemek, sinsice takip etmek anlamlarına gelmektedir[2]. Anglo-Amerikan kaynaklı bir kavram olan ‘stalking’, farklı disiplinlerde farklı şekilde tanımlansa da, ortak olgu olarak, aynı veya birbirinden farklı tekrarlanan eylemlerle mağdurun takip, tehdit veya taciz edilmesi ve belli bir sürece yayılan bu eylemler dizisinin mağdurda endişe veya korkuya yol açması hususlarını içeriyor. Reid Meloy “The Psychology of Stalking” adlı kitabında ısrarlı takibi “insanlık tarihi boyunca sergilenen ancak 1990’lı yıllardan beri üzerinde yoğunlaşılan bir suç” diye ifade etmektedir[3]. Tim Lawson-Cruttenden, bir kimsenin, belli bir zaman diliminde, aşırı derecede rahatsızlığa yol açacak şekilde, ya da bir bütün olarak ele alındığında, sarkıntılık veya taciz olarak nitelendirilebilecek şekilde, icrai veya ihmali davranışlar ile takibat altına alınması halini stalking (ısrarlı takip) olarak nitelendirmektedir.

Özel bir insana yönelen tutumun en temel karakteristikleri; kasıtlılık, tekrarlanma, korku yaratma ve maruz bırakılanda yaratılan sürekli korkudur.

Maruz bırakılanı takip etmek, kişi ile herhangi bir şekilde iletişim kurmak/ kurmaya çalışmak, ısrarlı takibe maruz kalana ait olduğu izlenimini veren görsel ve yazılı herhangi bir materyali yaymak, mağdurun bulunduğu herhangi bir kamusal veya özel alana gizlice sızmak, mağdura ait herhangi bir mülkün masuniyetini ihlal etmek, mağduru gözetlemek veya izlemek[4] verilen tanımların ışığında ısrarlı takip (stalking) davranışları olarak değerlendirilebilir.[5]

Kavramın yasal tanımlamaları ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Bazı ülkeler bu kavramı kasıtlı, kötü niyetli ve devam eden takipler ve diğer bir insana zarar vermek olarak görürken bazı ülkeler ise gözetleme, rıza dışında iletişim kurma, telefon tacizi ve vandalizm olarak değerlendirmektedir.6

Stalking, ilk olarak, 1989’da Amerikalı aktris Rebecca Schaeffer’in, aylardır kendisini takip eden bir hayranı tarafından öldürülmesinin ardından kısa bir süre sonra aynı nitelikte cinayetlerin işlenmesi üzerine, 1990’da Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletinde suç olarak düzenlenmiştir.

Kavram Yeni Zelanda, Avustralya, bazı Avrupa ülkeleri ve Kuzey Amerika'da suç olarak tanımlanmaktadır.[6] Bu ülkelerde suç ile mücadele için yapılması gereken çalışmalar da sistemli olarak yapılmakta, örneğin ısrarlı takip suçuna dair istatistikler tutulmakta, raporlar yayınlanmakta, elde edilen veriler doğrultusunda yasalar düzenlenmekte ve geliştirilmektedir. Örneğin, Amerika’da bulunan The National Center For Victims Of Crime (Suç Mağdurları için Ulusal Merkez) web sitesinde yayınlanan ısrarlı takip ile ilgili istatistiklere göre, Amerika’da 2011 yılında 7.5 milyon kişi ısrarlı takibe maruz kalmıştır. Bu suça maruz kalmış kadınların %61’i ve erkeklerin %44’ü halihazırda devam eden ilişkilerindeki kişiler ya da eski eş/partner tarafından takip edilmiştir. Merkezin tahmini verilerine göre kadınların %15 ve erkeklerin %6’sı hayatları boyunca en az bir kez ısrarlı takibe maruz kalmaktadır.

Israrlı takibi suç olarak gören ülkeler açısından takibin hukuka aykırı olmasının bazı şartları bulunmaktadır: Davranışın fail tarafından en az iki kez işlenmesi, mağdurun bu eylemler nedeniyle günlük hayatın rutinlerini yerine getirmede zorluk çekmesi, takibin devamlılık göstermesi, suçun tek bir kurban üzerinde tekrarlanması ve kurbana bilerek korku duygusunu empoze edecek davranışlar sergilenmesidir.

Suçun failleri kimlerdir?

Suç gerek erkek gerekse kadın tarafından işlenebilmekteyse de, ısrarlı takip suçunda genel olarak erkekler fail, kadınlar ise mağdur konumundadır. ABD'de bir yılda 7,5 milyon kişi ısrarlı takip edilmiştir. Kadınların yaklaşık yüzde 15'i ve erkeklerin yüzde 6'sı yaşamları boyunca ısrarlı takibe maruz kalmıştır.[7] Ayrıca ABD Merkezleri İçin Ulusal Merkez’in yapmış olduğu araştırma göstermektedir ki, ısrarlı takip suçuna maruz kalan dört kadından üçü partnerleri tarafından takip edilip öldürülmüşlerdir.

Israrlı Takibin Hedefi Olan Kişi ve Gruplar

Beş farklı ülkeye ait çalışmalar temelinde her dört kişiden birinin hafif (%23-25; kısa süreli, korku ya az ya da hiç yok), her sekiz kişiden birinin orta (%11-13; değişken bir süre, korku duyumsama) ve her yirmi kişiden birisinin de aşırı seviyede (%5-7; uzun süre, şiddet görme korkusu) tacize uğradığı ortaya konmuştur.[8]

Yapılan çalışmalarda şu bilgilere rastlanır: Boşanmış ya da ayrı yaşayanlar evli olanlara oranla daha fazla tacize maruz kalmaktadır[9]. Eşcinseller heteroseksüellere oranla hemen hemen iki kat daha fazla ısrarlı takibe maruz kalmaktadır. Yaş aralığı bakımından ise mağdurların daha çok 18-29 yaş arasında olduğu tespit edilmiştir[10]. Tacize maruz kalanların büyük bir çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktadır[11].

Ayrıca 2002 yılında, 70.000 katılımcının söz konusu olduğu 108 çalışmanın meta analizinde % 20 bireyin mağdur olduğunu ve tüm taciz vakalarının %50 ́sinin bir sevgi ilişkisi sonrası kaynaklı olduğunu ve tacizcilerin de %75 ́nin tanıdık ve %25 ́nin de yabancı olduğu saptamasında bulunulmuştur.[12]

Israrlı Takip ve Şiddet İlişkisi

Tehdit, şantaj, takip, özel hayatın gizliliğinin ihlali gibi davranışların toplamı olan ısrarlı takibi şiddet kavramından bağımsız düşünemeyiz. İstanbul Sözleşmesi’ne göre de ısrarlı takip şiddetin bir türüdür. Israrlı takip eylemlerine zemin hazırlayan sebepler ile şiddetin farklı türlerini harekete geçiren etkenlerin kesişmesi (boşanma, ayrılık, obsesiflik, takıntılı kişilik vb.) bu ilişkiyi kurmayı zorunlu kılmaktadır. Israrlı takibe maruz kalan kişiler, şiddetin farklı türleri olan fiziksel, duygusal, psikolojik, sözlü ya da cinsel şiddete maruz kalabilmektedir.

Israrlı takipler, yaşanan ve hikayesi olan bir ilişki olabileceği gibi hiç yaşanmamış hatta taraflardan birisinin haberi dahi olmadığı olaylar üzerinden gerçekleşebilmektedir. Bu olaylarda hikâyenin bir ucunda bulunan tarafın saplantılı düşünceleri tehlikeli girişimlere kadar gidebilmektedir. Takip, taciz, tehdit, yaralama hatta ölümle sonuçlanan olaylar saplantılı isteklerin olası sonuçları arasında yer almaktadır.

Sona ermiş ilişki ya da evlilik sonrası özellikle de erkeğin kadın üzerinde uyguladığı bu ruhsal baskının birçok nedeni vardır[13]. Mağdur üzerinde kontrol sağlama isteği, korku aşılama, öfke ve terk edilmenin yarattığı tahrik, bağlılık bozukluğu, kıskançlık, kendini geride bırakana duyulan öfke, terk edilme, duygusal dalgalanmalar, kin ve üzüntünün birleşimi olan duygular verilebilecek birkaç örnektir. Bütün bu sebepler biten ilişki sonrası tacizcilerin ilişkiyi bitirememesine bağlı olarak ortaya çıkan duygu durumları ya da duygu bozukluklarıdır. Bu sebeplere ek olarak madde bağımlılığı ve sair sebepler de saymak mümkündür.

Takip davranışını kendince haklı gören, bu davranışa meşruiyet kazandırma çabası içinde olan bir bireyin içinde bulunduğu koşulların toplamı önemlidir. Takipçiler için gerçeklik ve fantezi arasındaki çizgi ya belirsizdir ya da yoktur.

Failler, eylemlerini bazen bir hak (“sen benimsin”) bazen öfke (“bunun bedelini ödeyeceksin”) bazen de kadere (“biz birlikte olmalıyız”) bağlayarak açıklama çabası içindedirler. Takipçilerin kendi düşünce ve davranışları herkesten ve her şeyden daha önemlidir. Bu inanış davranışa meşruluk kazandırmayı da kolaylaştırmaktadır. "ben acı çekiyorsam sen de çekmelisin", "eğer benimle değilsen hiç kimse seninle olamazsın" ifadeleri birçok takipçi tarafından dillendirilmektedir.[14] https://www.morcati.org.tr/attachments/article/416/mor-cati-2017-yili-6-aylik-faaliyet-raporu.pdf

Görsel ve yazılı basında sıkça karşılaştığımız haber başlıkları ısrarlı takibin işlenme biçimlerini ve yoğunluğunu göstermesi bakımından çarpıcıdır. Örneğin; “Eski eşi tarafından her gün takip edilen ve yolu kesilen...”, “Eski sevgilisinin sürekli telefonla ve iş çıkışına gelerek taciz ettiği...”, “Reddettiği kişi tarafından sürekli evine çiçek gönderilen...”Okul bahçesinde aşk kurşunları” “Gece yarısı telefonlarıyla hayatı zindan etmişti” şeklindeki haberlerden anlaşılacağı üzere suça maruz kalan hangi eylem ile ne zaman karşılaşacağını bilmediği için bu bilinmezlik sonucu huzursuz olmakta ve gündelik yaşamını etkilemektedir.

Israrlı takip aslında yaygın bir şekilde görülen ve diğer şiddet türleriyle bağlantılı olan bir şiddet türüdür. Kadınlar hukuki tedbir kararları çıkartma, boşanma, partnerinden ayrılma, bulunduğu yerden uzaklaşma gibi yöntemlerle, bu şiddetten kurtulmak için mücadele vermektedir. Mevzuatımızda, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun içerisinde ısrarlı takip kavram olarak geçmekte ancak Türk Ceza Kanunu’nda tanımlı bir suç olmadığı için ayrı bir yargılama biçimi olarak görülmemektedir.

2016 Temmuz ayında Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, 2017 yılının ilk altı ayında merkeze başvuran 609 kadın ve çocukla yaptıkları görüşme raporunu yayınlamıştır.* Görüşülen kişiler bu raporda ısrarlı takibe ilişkin şunları söylemişlerdir; “Kadınların yaşadığı huzursuzluğun sebeplerinden birisi de, başvurdukları ve tükettikleri hukuki yollara rağmen bu şiddetin yargılanmasının ve verilen cezaların fail üzerinde caydırıcı etkisinin olmayışı veya ısrarlı takip ayrı bir suç olmadığı için hukuk mercilerinin vakalara ilgisiz kalışıdır. Israrlı takip, ayrı bir suç olarak değerlendirilmelidir. Kadına yönelik şiddete karşı mücadelede yetki ve sorumluluğu olan kurumlarda yaşanılan aksaklıklar, zorluklar ve gecikmeler kadınların şiddetten korunmalarını sağlayamadıkları gibi başka şiddet türlerine de maruz kalmalarına neden olmakta ve kadınların gördüğü zararı artırmaktadır.”[15]

Failin çeşitli vasıtalarla mağduru rahatsız ettiği ancak amacına ulaşamadığı durumlarda genellikle cinayetle sonuçlanan ağır şiddet fiillerini işledikleri görülmektedir.10* Böylece bu tür durumlarda mağdurun etkin bir şekilde korunabilmesi için ısrarlı takip teşkil eden fiilleri gerçekleştiren faile olabildiğince erken müdahaleyi öngören kanunî düzenlemelerin oluşturulması gerekmektedir. Bu sebeple, mağdurun etkin bir şekilde korunması ve ısrarlı takip teşkil eden fiillerin islenmesini engellemek adına Türk Ceza Kanununda söz konusu fiiller suç̧ olarak düzenlenmelidir. Ayrıca yasa çıkarılması tek başına yeterli olmadığından yasaların yaşama geçirilmesi için gerekli mekanizmaların kurulması gerekmektedir. Bu düzlemde, ısrarlı takip konusunda özellikle kolluğa, ortada bir suç yokmuş gibi davranıp, kadının kendi gerçekliğini sorgulamasına neden olmasının önüne geçilmesi yönünde eğitimler verilmesi ve alanda deneyimli sivil toplum örgütleriyle işbirliği halinde çalışma yapılmasının önemi büyüktür[16].

Yeni bir şiddet biçimi olarak Siber Takip

Israrlı takibe maruz kalan kadınlar, çoğunlukla dijital şiddete de maruz kalmaktadırlar. Evrensel olarak kabul edilen bir siber-takip tanımı olmamakla birlikte, genel hatlarıyla internet, e-posta ve diğer elektronik iletişim cihazlarının başka bir kişiyi takip etmesi olarak tanımlamak mümkündür. Siber - takip pek çok ülke tarafından suç olarak düzenlenmeye başlanmıştır. Örneğin, İletişim araçlarıyla bir başkasını rahatsız etmeye yönelik düzeleme Birleşik Krallık’ta 1984 tarihli Telekomünikasyon Kanunu m.43/b’de yer verilmiştir. Madde düzenlemesinde sıkıntı, rahatsızlık ya da gereksiz endişeye neden olmak amacıyla telekomünikasyon araçlarıyla bir kişiyi rahatsız etmek yaptırım altına alınmıştır.[17]

İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte siber suçların işlenme oranı da artmaktadır. İnternet, ısrarlı takipçiler için suçun işlenmesi açısından yararlı bir araç haline gelmiştir. Anonimlik perdesi, failin doğrudan mağduru tehdit ederek veya üçüncü şahıslara taciz ve mağdurlara yönelik tehdit edici davranışlarda bulunmalarına yol açan mesajlar göndererek, mağdur üzerinde kontrol gücü uygulamasına izin vermektedir.

Siber takibin diğer suçlardan iki farklı yönü bulunmaktadır. Birincisi çevrimiçi ortamda gerçekleştiğinden fail ile suça maruz kalan arasında mesafe koymakta ve şiddetin uygulanmasını kolaylaştırmaktadır. Failin sanal ortamda uyguladığı bu şiddetin maruz kalan üzerindeki etkilerini o anda görmüyor olması failin şiddeti daha uzun sürdürmesine neden olmaktadır. Diğer bir tarafı da tek bir tuşla yüzlerce, binlerce ve hatta milyonlarca insana ulaştırılabiliyor olmasıdır. Bu kadar süratli işlenen bir suç doğal olarak ki suça maruz kalanı daha fazla travma olmasına, anksiyeteye kapılmasına, majör depresyona girmesine, panik atak geçirmesine, sosyal yaşamdan tecrit etmesine, sebep olmaktadır. Kadınların yüzde 60’ı tanıdıkları veya tanımadıkları erkekler tarafından siber takibe maruz kalmaktadırlar.[18]

Siber takip örnekleri şöyle sıralanabilir:

- Mağdurun ya da yakınlarının sahte veya gerçek cinsel görüntülerini oluşturmak ve göndermek.

- Arabalarına bir GPS cihazı yerleştirerek kişinin her hareketini takip etmek.

- Mağduru ve/veya ailesini e-posta yoluyla tehdit etmek.

- İnternete isim, adres, vatandaşlık numarası, adres veya telefon numarası gibi kişisel bilgileri yüklemek.

- Cep telefonu ile kontrol etmek.

- E-postaları, kısa mesajları ve sosyal medya mesajlarına girmek ve iletileri kaydetmek ve kişiyi taciz etmek veya şantaj yapmak için kullanmak.

- Saldırgan materyal ve yorumlar yayınlamak amacıyla mağdurun sosyal medya hesaplarına girmek.

- Kişinin çalışma ortamında itibarını zedelemek gayesiyle bilişim yoluyla kişisel veya sahte bilgi vermek.

- Sosyal medyada paylaştığı konumların, katıldığı organizasyonların izini sürerek aniden karşısına çıkmak.

- Kişinin sosyal medya hesabını veya e-posta adresini başkalarını takip etmek ve iletişime geçmek için kullanmak.

- Kişi ile ilgili ilgili kötü amaçlı olarak web siteleri, sahte sosyal medya profilleri ve bloglar oluşturmak.

- Çevrimiçi utandırma (online shaming)

Siber takip hususunda uygulamada çok çeşitli problemlerle karşılaşılmaktadır. Bazı kolluk kuvvetleri ve savcılar şikayeti “ciddiye alırken”, büyük bir çoğunluğu bu şiddet türünden haberdar değildir ve siber vakaları tespit ve takip etmek için uzmanlık ve kaynaklardan da yoksundur. Benzer şekilde, bazı internet servis sağlayıcıları siber ısrarlı takibe karşı sert önlemler almış olsalar da, genel olarak, endüstrinin bu suça ve diğer sanal yolla yapılan tehditlere karşı bireyleri korumak ve güçlendirmek için yapabileceği ve yapması gereken oldukça fazla düzenleme eve uygulama bulunmaktadır. Mevcut eğilimler ve kanıtlar göstermektedir ki; siber ısrarlı takip, daha fazla kişinin interneti ve diğer telekomünikasyon teknolojilerini kullandığı ölçüde büyüyecek kapsam ve karmaşıklıkta ciddi bir sorundur. Kadınlar, toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliklerden dolayı gerçek hayatta (çevrimdışı hayat) şiddetin farklı biçimlerine maruz kalmaktadır. Aynı eşitsizlikler sanal hayatlarda da (çevrimiçi hayat) kadınları hedef almakta ve onların güvenliklerini tehdit etmektedir.

Bu çalışmada yer alan veriler, analiz ve öneriler, bir şiddet türü olan stalking ile mücadelede için bir çerçeve sunmaktadır. Ancak bu öneriler mücadelesi oldukça güç olan bu suça dair sadece bir girizgâh niteliğindedir. Suçun önlenmesine dair tedbir almada, caydırıcılığın yerleştirilmesinde ilgili devlet kurumları, yargı, hizmet sağlayıcıları, kolluk kuvvetleri, sivil toplum kuruluşları bu şiddetle mücadelede kapsamlı ve etkili bir yanıt geliştirmek için iş birliği içinde çalışırsa ancak önemli ilerleme kaydedilebilir. Bununla birlikte, ilk savunma hattı, bireyleri siber saldırılara ve diğer çevrimiçi tehditlere karşı kendilerini korumak için eğitmek ve yetkilendirmek, ayrıca siber saldırı olaylarına cevap vermek üzere eğitilmiş ve donanımlı kolluk kuvvetlerine, savcılık birimlerine hızlı bir şekilde bildirmek için ilgili görevlileri eğitme, süreci hızlandırma, cezasız bırakmama politikalarını içerecektir.

Siber takip bir şiddet biçimi olarak, teknolojik gelişmelere paralel biçimde ve artan oranda devam etmektedir. Çevrimiçi taciz ve tehditler birçok şekilde karşımıza çıkabilse de siber takip çevrimdışı yani gerçek hayattaki tacizle önemli özellikler göstermektedir. Hem çevrimiçi hem çevrimdışı olsun birçok ısrarlı takipçi, mağdurlar üzerinde kontrol uygulamak için benzer davranışlarda bulunmaktadır. Çevrimdışı takipte olduğu gibi, mevcut kanıtlar, genellikle de anekdotal nitelikte olanlar, siber-tacizcilerin çoğunluğunun erkek olduğunu ve maruz kalanların çoğunluğunun da kadın olduğunu ortaya koymaktadır. Çoğu durumda, siber- tacizcinin ve taciz edilenin bir ilişkisi olup taciz edilen ilişkiyi koparmaya çalıştığında siber takip başlamaktadır. Bununla birlikte, tanıdık olmayan kişilerce uygulanan siber- taciz örnekleri de mevcuttur. Sosyal medya üzerinden tacize uğrayan 58 kadından tacizi gerçekleştiren kişinin profilini açıklamaları istendiğinde %79’u tacize yabancı kişi(ler) tarafından maruz kaldıklarını %14’ü tanıdıkları bir kişi tarafından taciz edildiklerini ve %7’si hem tanıdıkları bir kişi hem de yabancı bir kişi tarafından taciz edildiklerini belirtmişlerdir.[19]

Siber takibin fiziksel teması içermemesi gerçeği, fiziksel takipten daha az tehlikeli olduğuna dair bir yanlış algılamaya yol açabilir. Bunu mutlak doğru olarak kabul etmek isabetli değildir. İnternet, kişisel ve profesyonel hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldikçe, siber- tacizciler, internet üzerinden edinilen kişisel bilgiye erişimin artmasından yararlanmaktadırlar. Kaldı ki, bir siber- tacizci, tacize maruz bırakacağı kişi hakkında özel bilgileri birkaç tuşlama ile kolayca bulabilir. Buna ek olarak, kullanım kolaylığı ve internet iletişiminin anlaşılmayan, belirsiz ve bazen anonim niteliği, suçun işlenip işlenmemesi bakımından büyük öneme sahip olan caydırıcılık unsurunu ortadan kaldırabilir. İnternetin anonimliğinin de siber-tacizciler için yeni fırsatlar sunduğu kuşku götürmez bir gerçektir. Bir siber – tacizci, farklı servis sağlayıcıları veya farklı isimler kullanarak kimliğini alıcıdan gizleyebilir. Anonimlik, siber – tacizci için büyük bir avantajdır.

Hukukumuzda Israrlı Takip

Türk hukukunda 20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe giren Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna kadar “ısrarlı takip”e ilişkin özel bir düzenleme yer almamaktaydı. Türk Ceza Kanunu açısından ise ısrarlı takip teşkil eden fiiller bir bütünlük içerisinde değerlendirilmeyip, bütünden ayrı olarak ele alınmaktadır. Örneğin, cinsel taciz (TCK. m.105), tehdit (TCK. m.106), şantaj (TCK. m.107), cebir (TCK. m.108), kasten yaralama (TCK. m.86), özel hayatın gizliliğini ihlâl (TCK. m.134), kişilerin huzur ve sükûnunu bozma (TCK. m.123) gibi suçların maddî unsurları, bazı ısrarlı takip teşkil eden fiillerin bünyesinde yer almaktadır. Bu durumun olumsuz yanı, ısrarlı takip teşkil eden fiillerin tekil olarak kanunlarda suç olarak düzenlenmemesi nedeniyle, kavramın sınırlarını belirlemenin güçleşmesidir. Türkiye’nin de taraf olduğu “İstanbul Sözleşmesi”nin 34 üncü maddesinde, ısrarlı takip, “Başka bir kişiye yönelik, kendi güvenliği için korku duymasına neden olacak şekilde tekrar eden kasıtlı davranışlar” olarak ifade bulmuş olup söz konusu sözleşme taraf devletleri, bu anlamda Türkiye’yi de bu tarz fiillerin cezalandırılması için hukukî ve diğer tedbirleri almakla yükümlü kılmaktadır.

Israrlı Takip İle Mücadele Yöntemleri

Israrlı takip, tacize maruz kalan kadının tüm sosyal medya hesaplarını kapatması, kendini görünmez yapması, sosyal alandaki sınırlamalar belirli restoranlara, kahvelere, eş dost ziyaretlerine gitmeyerek baş edebileceği bir şiddet türü değildir, böyle olması da hukuk güvenliği bakımından kabul edilemez. Erkek şiddetinin bir türü olan ısrarlı takibi ataerkiden uzak bir şekilde ele almak ve çözüm aramak, mücadele yöntemlerinin tespitinde de yanılgıya düşülmesine sebep olabileceğinden, yanlış bir yorum olur. Feminist politikanın en önemli şiarlarından olan “Özel olan politiktir” ile bu noktada anlatılmak istenen bireysel yaşantıların dönüşebilmesi için kadınların yaşadıklarını yüksek sesle dile getirirken birçok hikâyenin ortak paydası olan sistematik erkek şiddetine de dikkat çekmek adına “kişisel” hikâyelere önem vermeyi, özel alanların esasen kamusal mekanizmalar tarafından belirlendiği gerçeğinin yok sayılmamasını ve özel alanda olup biten konunun sadece kendi içerisinde değerlendirilmesi yerine kamusal alana çekilip politik bir mücadeleye dönüştürülmesinin kaçınılmaz olduğu anlatılmaktadır. Özel olan politik olduğu için, kişisel görünen her hak ihlali, her ayrımcılık, her şiddet ancak konuşulur hale geldiğinde eşitlikçi bir dünya mümkün olabileceğinden yasatılan bu şiddet kişinin salt özel alanına ilişkin bir mesele değildir, bir cins aleyhine yapılan hak ihlalidir. Özel alanda ortaya çıkan şiddet ailenin “bütünlüğü ve kutsallığı” argümanları altında devletin denetleme alanından çıkartılmaya çalışılmakta olduğunu gözlemlemekteyiz. Israrlı takibe, siber takibe maruz kalan kadınların maruz kaldıkları şiddete karşı üç maymunu oynamamak son derece önemlidir. Son yıllarda görsel ve yazılı basında, sosyal medyada kadınların maruz kaldığı şiddeti anlattıkları mesajlara sıklıkla rastlamaktayız. Örneğin 13.11.2017 tarihinde Milliyet Gazetesinde yer alan habere göre, H.A. kendisini rahatsız ettiğini öne sürdüğü ve polise şikâyet ettiği bir kişinin polis tarafından serbest bırakıldığını ifade ederek bu kişinin fotoğrafını instagram hesabından paylaşmıştır. Bu ve bunun gibi ve özünde “adalet” arayışı içeren paylaşımlar, kadınların yargı mekanizmalarını çalıştırmada zorlanmasından, soruşturma başlatılmasında önlerine çıkarılan zorluklardan ileri gelmektedir.

İstatistiki verilerin önemi; yapılan araştırmalar şiddetin kim tarafından, ne tür dinamiklere dayanılarak uygulandığı, ne tür önlemlerin etkili olduğu, tacizin dinamiğini çözmede nelerin ipucu olacağı gibi verileri ortaya koymaktadır. Türkiye’de ise bu konuda aile içi şiddet bağlamı dışında kayda değer bir çalışma bulunmamaktadır.

Şiddet olarak görülmeyen ısrarlı takibin tekil olarak suç olarak kabul edilmesi caydırıcılık açısından oldukça önemlidir. İstanbul Sözleşmesi de devletlere bu yükümlülüğü yüklemektedir. Bunun yanısıra, kolluk ve savcılık birimlerinin genel olarak stalking ile ve özel olarak da dijital ortamda işlenen biçimi olan siber-stalking ile mücadelede eğitimli ve donanımlı olması gereklidir.

Özellikle tacizin neden olduğu depresyon, anksiyete, paranoya gibi psikolojik rahatsızlıklar düşünüldüğünde takibe maruz kalanların desteklenmesi asla atlanmaması gereken bir husustur. Israrlı takip, maruz kalan için evlerinde hareket ve güvenlik temel özgürlüklerinden mahrum eden psikolojik bir hapishane oluşturur.

Israrlı takibin Türk Ceza Kanunu’nda ayrı olarak suç olarak düzenlenmesiyle failin eylemlerinin suç olma niteliği öngörülebilir olacak ve caydırıcılığı olacaktır. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulamasını izleyen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Eylem Uzman Grubu (GREVIO)’ nun Türkiye’ye ilişkin açıkladığı ilk değerlendirme raporunda yer aldığı gibi; Türkiye’nin zaman kaybetmeden tek taraflı ısrarlı takibi tekil bir suç olarak tanıması ve dijital ortamdaki olası tezahürlerini de göz önünde bulundurarak etkili ve caydırıcı bir ceza ile cezalandırması gerekmektedir.

KAYNAKÇA

*** Oxford Wordpower Dictionary 1994, P. 608

* Journal of Socail and Humanities Sciences Research 2017 Vol:4 Issue:3

** https://morcati.org.tr/faaliyet-raporlari/416-mor-cati-2017-yili-6-aylik-faaliyet-raporu/

** Türkmen, Ahmet: Yeni Bir Hukuki Olgu Olarak Israrlı Takip ve Taciz (Stalking) ve Bunun Türk Medenî Hukuku Bakımından Değerlendirilmesi, DEÜHFD, C.11, Özel Sayı, 2009, s. 1387-1434.

*** Ruhi, Ahmet Cemal: Ailenin Korunmasına Dair Kanun Çerçevesinde Eş ve Çocukların Aile İçi Şiddete Karşı Korunması, AÜEHFD, C. 8, S.1-2, 2004, s. 529-562.

**** Stalking Report, Committee On Equality And Non-Discrimination, Council Of Europe Parliamentary Assembly, Doc.13336, 15.10.2013, http://assembly.coe.int//nw/xml/ XRef/X2H-Xref-ViewPDF.asp?FileID= 20036&lang=en ( Erişim Tarihi: 23.01.2015)

*** MILLETT, Kate (1987) “Cinsel Politika Kuramı”. Cinsel Politika. İstanbul: Payel Yayınları.

*** Savran Acar Gülnur ‘ Beden Emek Tarih’ Istanbul, Kanat Kitap Yayınevi.

*** İTİŞGEN Rezzan, Kişilerin Huzur ve Sükûnu Bozma Suçu, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 9, Sayı 113-114, Ocak – Şubat 2014 S: 109- 130.

*** UYUMAZ Alper, AKDAĞ İdris, Türk Özel hukukunda Şiddet ve Israrlı Takip Kavramı ile Israrlı Takip Mağdurunun Korunması, , Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIX, Y. 2015, Sa. 2

*** [1] MELOY J. Reid The Psychology of Stalking, Academic Press, 1998

*** http://members.victimsofcrime.org/our-programs/past-programs/stalking-resource-center/stalking-information/stalking-statistics

*** Tjaden ve Thoannes, 2000, Dougles and Dutton; 2001, Gürgezoğlu, 2010: 27, Stalking and Domestic Violence: The Third Annual Report to Congress Under the Violence Against Women Act, U.S. Department of Justice; 1998:14, Regehr: 267, Mullen vd. 1999).

*** Kadına Yönelik Bir Şiddet Türü Olarak Israrlı Takip Kavramı ve Suçu Doğan Recep ; Ankara Barosu Dergisi 2014

*** LAWSON-CRUTTENDEN, Tim, “Is There a Law against Stalking?” NLJ 418, 1996.

Anahtar kelimeler: Israrlı takip, taciz, kadına yönelik şiddet, fail profili, 6284 sayılı kanun, feminizm, siber ısrarlı takıp

Keywords: Persistent follow-up, harassment, violence against women, perpetrator profile, Law No. 628, feminism cyber stalking

------------------

[1] Avukat, İstanbul Barosu

[2] Oxford Wordpower Dictionary 1994, P. 608

[3] MELOY J. Reid The Psychology of Stalking, Academic Press, 1998

[4] LAWSON-CRUTTENDEN, Tim, Is There a Law against Stalking? NLJ 418, 1996.

[5] Kadına Yönelik Bir Şiddet Türü Olarak Israrlı Takip Kavramı ve Suçu Doğan Recep ; Ankara Barosu Dergisi 2014

6 Stalking and Domestic Violence: The Third Annual Report to Congress Under the Violence Against Women Act, U.S. Department of Justice; 1998: 5

[6] MELOY J. Reid The Psychology of Stalking, Academic Press, 1998

[7] http://members.victimsofcrime.org/our-programs/past-programs/stalking-resource-center/stalking-information/stalking-statistics

[8] Hoffmann, 2006

[9] Dressing ve Gass, 2005; Vob vd., 2006

[10] Tjaden ve Thoenness, 1997

[11] Sheridan vd., 2003

[12] (Spitzberg, 2002).

[13] Tjaden ve Thoannes, 2000, Dougles and Dutton; 2001, Gürgezoğlu, 2010: 27, Stalking and Domestic Violence: The Third Annual Report to Congress Under the Violence Against Women Act, U.S. Department of Justice; 1998:14, Regehr: 267, Mullen vd. 1999).

[15] https://morcati.org.tr/faaliyet-raporlari/416-mor-cati-2017-yili-6-aylik-faaliyet-raporu/

[16] UYUMAZ Alper, AKDAĞ İdris, Türk Özel hukukunda Şiddet ve Israrlı Takip Kavramı ile Israrlı Takip Mağdurunun Korunması, , Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIX, Y. 2015, Sa. 2

[17] İTİŞGEN Rezzan, Kişilerin Hüzur ve Sukununu Bozma Suçu, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 9, Sayı 113-114, Ocak – Şubat 2014 S: 109- 130.

[18] www.gearingup.com

[19]