Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) tarafından "12 Mart İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü" kapsamında ’Mehmet Akif ve İstiklal Marşı’ konulu konferans düzenlendi.

Dr. Öğretim Üyesi Ömer Demirbağ’ın konuşmacı olarak katıldığı program, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) konferans salonunda saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Mehmet Akif Ersoy’u rahmet, minnet ve şükranla andığını ifade eden Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, bu ülkenin ve İslam ümmetinin tarihinde Mehmet Akif’in müstesna bir yere sahip olduğunu söyledi. Bu ülke ve ümmetin kendisine çok şey borçlu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Demirtaş, “Mehmet Akif bu ülke için, bu İslam ümmeti için seferber olmuş, fedakarlıklar yapmıştır. Yaşadığı bütün zorluklara rağmen bir an bile vatana ve millete hizmetten geri durmamış müstesna bir şahsiyettir” dedi.

Zorluk ve sıkıntıların insan ruhunu incitmediğini ama vefasızlığın insanın ruhuna azap verdiğini vurgulayan Prof. Dr. Demirtaş, “Vefa insanı insan yapan en temel değerlerdendir. Mehmet Akif’in, kendisine karşı vefasızlık yapılmasına rağmen ülkesine, milletine ve ümmete hakkını helal ettiğini eserlerinden anlıyoruz” diye konuştu.

İslam ümmetini geleceğe taşıyan duyguların aşılanmasında da Mehmet Akif’in büyük rol oynadığını ifade eden Prof. Dr. Demirtaş, programın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.

"Mehmet Akif’i, Mehmet Akif yapan ıstırabıdır”

Mehmet Akif’in mahrum olduğunu, fakat bütün mahrumların zamanla mahrumluğunun yerleştiği için farkında olmadan meçhule dönüştüklerini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Ömer Demirbağ ise, “Mehmet Akif maalesef bunlardan biridir. Büyük mustariplerimizin başında gelir. Akif, milli mücadele döneminde olmasaydı, belki tek mısra yazmayacak ve veteriner hekim olarak bu dünyadan göçüp gidecekti. Mehmet Akif’i, Mehmet Akif yapan ıstırabıdır” dedi.

Edebiyatımızda en etkili şiirlerinin kıskançlık üzerine olanlar olduğunu ifade eden Demirbağ, Mehmet Akif’in vatanına düşman çizmesinin girmesinden ötürü adeta çıldırdığını ve bu vatanını kıskanma duygusuyla hareket ettiğini söyledi. Mehmet Akif’in özgeçmişinden de bahseden Demirbağ, “Deha seviyesinde öğrenme yeteneği vardı. Sırf kızgınlıktan dolayı Fransızca çeviri yapabilmek için 4 ayda Fransızcayı öğrendi” ifadelerini kullandı.

Akif’in veteriner hekim ve fikir adamı olduğunu anlatan Demirbağ, Tanzimat döneminde okunan fermanın ardından Mehmet Akif’in Mehmet Akif olduğunu söyledi. Tanzimat döneminde okunan fermanda Doğu medeniyetinin Batı karşısında pes ettiği bilgisinin yer aldığını aktaran Demirbağ, bu fermandan sonra batılılaşmanın başladığını ve çökmekte olan topluluklarda bazı saçmalıkların başladığını belirtti. Demirbağ, “Akif bu sürecin farkındaydı ve Akif’in bu hali prens olan birinin dilendirilmesine benzemektedir” şeklinde konuştu.

8 Haçlı seferini püskürten İslam medeniyetinin Tanzimat Fermanı ile beraber içine düştüğü hali, Akif’in kabul etmediğini anlatan Demirbağ, “Akif bu durumu izleyip ıstırap çekmektedir. Çanakkale Savaşı’nın olduğu dönemlerde Akif, çok uzaklarda Yemen taraflarındaydı. İçinde bulunduğu kaos ve ümitsizlik hallerinden Çanakkale Zaferi ile çıkar ve Çanakkale Şiiri’ni yazar. Çanakkale Zaferi’nden sonra Akif’e bir ruh gelir, bir can gelir ve milleti ateşlendirmek için her yeri gezer” dedi.

Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerinden örnekler vererek konuşmasına devam eden Demirbağ, Akif’in sürgün edildiği Mısır’da hastalığa yakalanarak Türkiye’ye döndüğünü ve 1936 yılında da vefat ettiğini sözlerine ekledi.

Program, Üniversite Rektör Vekili Prof. Dr. Mehmet Demirtaş’ın Dr. Öğretim Üyesi Ömer Demirbağ’a plaket takdim etmesinin ardından hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.