Etik, Türk Dil Kurumu’na göre töre bilimi, çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması gereken davranışlar bütünü, ahlaki, ahlakla ilgili olan anlamlarına gelen bir sözcüktür. Etik ilişkilerinin önceliğinin insan ilişkileri olduğunu, nerede bir insan insanlarla ilgili birşeyler yapıyorsa orada bir etik ilişkisinin olduğunu söyleyen İonna Kuçuradi, etik ilişkinin yapısını ve sorunlarını araştırmada tek ipucunun kişinin eylemleri olduğunu belirtmektedir. Dr. Volkan Dündar ise etiği iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırt etmeye yarayan kuralları içinde barındıran bilim dalı olarak tanımlamaktadır.

Gerek uluslar arası düzenlemelerle gerekse de ulusal hukuk sisteminde kadın haklarına, çalışma hayatında yer alan kadının haklarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Hukuk sistemi ile korunan kadın haklarını etik açısından incelemek bir zorunluluk oluşturmaktadır. Bu çalışma ise çalışma hayatında kadın için iyinin ve kötünün ne olduğu, çalışma hayatında yer alan kadın için neyin istenip neyin istenmeyeceği düşünülerek incelemektedir.

KADINLARIN ÇALIŞMA HAYATINDA YAŞADIKLARI SORUNLAR

Kadınların Ücretlerinin Düşüklüğü - Ücretlerde Kadın Erkek Eşitsizliği

Kadınların ücretinin düşük olması ve ücretlerde kadın erkek eşitsizliği özellikle özel sektörde görülen bir sorundur. Kapitalist sistemin de etkisi ile kadınların yapmış oldukları ücretler karşılığında aldıkları tutar, işin görülmesi için gereken emeğin karşılığı olmamaktadır. Kadınlar bir işi titizlikle yaparken işveren kesim, kadının işinin karşılığı olan ücret konusunda aynı titizliği göstermemektedir. Bir insana sadece cinsiyetinden dolayı hak etmiş olduğu ücret yerine düşük ücret vermek hiçbir toplum düzeni tarafından kabul edilebilecek bir olgu değildir.

Kadın Girişimciliğin Yetersiz Oluşu

Kadını ev işleri, çocuk bakımı, eşinin ihtiyaçlarını karşılayan bir unsur olarak gören toplum içerisinde yaşayan kadın, toplumun kendisine biçtiği bu kaftan sonucunda çalışma hayatında yeterli girişimi gösterememektedir. Kadının toplumda benimsenen yeri kadının iş hayatına adım atmasının önünde bir engel oluşturmaktadır. Kadına toplumun bakış açısı yalnızca kadında olumsuz etki bırakmamakta; farkında olunmasa da toplumun gelişimine yönelik pasif bir etki de bırakmaktadır.

İş - Aile Uyumu

Tarihsel süreç boyunca kadına yüklenen görev ve sorumluluk aynı olmuştur. Kadının en temel görevinin evine, eşine ve çocuklarına bakmakla yükümlü olduğu söylenmiştir. Kadının görevini evin içindeki işleri yapmakla sorumlu tutup, salt eve bağlı bir birey haline getirmek kabul edilebilir nitelikte değildir. Kadın her ne sebeple olursa olsun çalışma hayatında yer bulmak zorundadır. Toplumun geri kalan kısmına düşen ise çalışma hayatında yer alan kadınlara birtakım kolaylıklar sağlamak olacaktır. Evli veya çocuğu olan kadınlar oldukça yoğun bir çalışma hayatının ardından yorgun bir şekilde evine gitmekte ve gün içindeki görevlerine bir de ev işleri eklenmektedir. Çocuklu kadınlar ise çocuklarını bırakacak bir bakıcı bulamadıklarında iş yaşamlarına çocuklarını da dahil etmek zorunda kalacaklardır. Avrupa Parlamento üyesi, İtalyan Meclisi'nde yer alan Licia Ronzulli adlı milletvekili çalışma hayatında yer alan kadınların sorumluluklarına tepki göstermek amacıyla parlamentoya kızı Vittoria ile gelmesi bu konuda oldukça dikkat çeken bir örnektir.

Sosyal Sorunlar

Kadın çalışma hayatına girmesi ile evden çıkmakta ve toplumsal yaşam içerisinde yer etmeye çalışmaktadır. Evinden çıkıp dış dünya ile bağlantıya geçmesi ile birlikte topluma karışmakta, toplumun bir ferdi olarak kendisini göstermektedir. Bu sebeple aslında kadının çalışma hayatında yaşadığı sorunların tamamı toplumsal ve sosyal sorun kategorisinde alınabilecek niteliktedir.

Kadınlar çalışma hayatlarında kadınsal özelliklere sahip olmalarından ötürü birçok rahatsız edici davranışa maruz kalmaktadır. İstanbul Kağıthane’ de bir inşaat firmasında çalışan kadın inşaat mühendisi ustabaşının üç kez tacizine uğrayınca, ustabaşından şikayetçi olmuştur. Şikayet üzerine gerekli değerlendirmeleri yapan firma ustabaşını çıkarmak yerine kadın mühendisi işten çıkarma kararı almıştır. Taciz toplumun en önemli sorunlarından biridir. İş hayatında tacize uğrayan bir kadına yetkililerin destek olup taciz eden için gerekli yaptırımları uygulaması gerekirken ustabaşını ödüllendirmek gibi tacize uğrayanı işten çıkarmak toplumun kabul ettiği etik değerlerle bağdaşmaz.

Yine kamuoyuna yansımış bir örnek vermek gerekirse; İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi'nde görülen bir duruşmada, hâkim, avukatlık mevzuatına ve giyim kuşam etik kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin etek boyunun ölçülüp, fotoğrafını çekilmesini istemiştir. Hakim bununla da kalmayıp durumu duruşma tutanaklarına yansıtmış, davacı ve davalı vekillerine etek boyunun avukatlık hukukuna ve örfüne uygun olup olmadığı sorulmuştur. Ülkenin içinde bulunduğu koşullardan kaynaklı olarak yargıya güvenin en az olduğu günümüzde bir hakimin giymiş olduğu cüppenin hakkını veren tutum ve davranışları ve adil kararları ile örnek olmak yerine kadın avukatın etek boyuna müdahale ederek anayasa ile korunan haklarını ihlal edip kamuoyunda etik değerlere aykırı bir profilde olmayı tercih etmesinin hiçbir izahı bulunmamaktadır.

Kamuoyuna yansıması olan bir başka vakıa ise gazeteci Büşra Cebeci tarafından yaşanmıştır. Suudi Arabistan Konsolosluğu'nda öldürülen Cemal Kaşıkçı' nın anıtı ile ilgili haberi sunarken bir başka erkek kameramanın sürekli Büşra Cebeci' nin bulunduğu alana girerek görüntüyü kapatmaktadır. Bu olayın akabinde Büşra Cebeci sosyal medya aracılığıyla yaşamış olduğu durumu paylaşınca insanların onu desteklemesi gerekirken olaya sebep olan kişiymiş gibi davranmaları da ayrı bir konudur. Gazeteci Büşra Cebeci olayı tamamen cinsiyetten kaynaklandığını belirtirken, özellikle erkek kameramanların kamerayı bir silah olarak kullandıklarını, ''Sen orda varsın, yoksun, görüntü almaya, haber aktarmaya çalışıyorsun umrunda değil'' sözleri ile ifade etmiştir. Elbetteki kadının çalışma hayatındaki zorluklar bunlarla sınırlı değildir.

ÇALIŞMA HAYATINDA KADININ YAŞAMIŞ OLDUĞU SORUNLARIGİDERME YOLLARI

Kadın haklarına ilişkin ulusal ve uluslararası düzenlemelerin teoride kalmayarak uygulamaya geçirilmesi ve toplum nezdinde kabul edilebilecek şekilde uygulanması gerekmektedir. Çalışma hayatında yer alan bireyler çalışma hayatı dışında özel hayatlarına vakit ayırmakta güçlük çekmekte ve çalışma hayatı dışında sosyal hayatları bulunmayan çalışanların işlerinde performans düşüklüğü görülmektedir. Pullman şirketinin sahibi George Pullman’ ın girişimi sosyal hayat ve iş hayatı arasındaki denge sonucunda performans arttırmaya yönelik bir girişimcilik örneği göstermiştir. Pullman’ ın örneğinde olduğu gibi kadınların ve çocukların sosyal hayatlarına yardımcı olacak girimcilik faaliyeti gerçekleştirilmelidir.

Kitleleri yönlendirmede en önemli araçlardan birisi, medyayı kullanarak kamuoyu oluşturmaktır. Devlet büyükleri kasıtlı söylemleriyle medya önünde vermiş oldukları demeçlerde toplumu yönlendirmektedirler. Özellikle Türk toplumunda devlet büyüklerinin Tanrı'nın yeryüzündeki yardımcısı anlayışı bir grup insan için hala geçerliliğini koruyan bir durumken devlet büyüklerinin bu durumu dikkate alarak açıklamalarda yapması gerekmektedir.

Yine toplumdaki yeri tam olarak bilinmeyen ama belirli bir kesim üzerinde hakimiyeti olan kişilerden '' Her çalışan kadın, gözü doymamış erkek demektir. Bir kadın çalışmayı tercih ederek fuhşa hazırlık yapmış olur'' ifadesini kullanan Fetvacı Hoca Nureddin Yıldız ile ''Kadınlar çalıştığı için maaşlar az, ekonomi bozuk'' sözlerini sarf eden Cüppeli Ahmet ' in düşünce yapısı aynıdır. Ahlaki değerler konusunda kendilerince dersler veren bu kişiler, kadınların çalışma hayatında etik olmayan sözler söylemişlerdir.

Kadınların çalışma hayatlarında yaşamış oldukları sıkıntıları anlayabilmek için çalışan kadınları dinlemek gerekmektedir. Kadınların yaşamış olduğu sıkıntıları gidermeye odaklı yaklaşımlarda farklı meslek grupları içerisinde yer alan kadınlarla iletişime geçilmeli ve onlardan görüş, tavsiye alınmalıdır.

Türkiye'nin kadının iş gücüne katılımı 2023 yılı için %35 oranı hedeflenmektedir. Dünya Ortalaması %52 iken Avrupa Birliği ülkeleri için kadın istihdam hedefi %75'tir. Türkiye'nin kadın istihdamı konusunda daha etkin bir hedef belirlemesi ve o hedef doğrultusunda çalışmalarda bulunması gerekmektedir.

Mustafa Kemal Atatürk 21 Mart 1923’de Konya’da yapmış olduğu konuşmada “Büyük Türk kadınını çalışmamıza ortak kılmak, hayatımızı onlarla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmi, ahlaki, sosyal ve ekonomik hayatta erkeğin ortağı ve destekleyicisi yapmak gerekir.”sözü ile kadına vermiş olduğu ve toplum tarafından da verilmesi gereken değeri göstermiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ ün Türk milleti için hedeflemiş olduğu muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak toplumun ayrılmaz bir parçası olan kadını çalışma hayatının da ayrılmaz bir parçası haline getirmekle mümkün olacaktır.

Av. Cennet Betül TOKGÖZ

KAYNAKÇA

İonna KUÇURADİ, Etik,Türkiye Felsefe Kurumu, 6. Baskı, Ankara, 2015, s. 12

http://www.milliyet.com.tr/galeri/anneligin-kariyere-engel-olmadigini-kanitlayan-avrupa-parlamento-uyesi-licia-ronzulli-2167696/3 Erişim Tarihi: 14.11.2019

http://www.milliyet.com.tr/gundem/genc-muhendis-hem-tacize-ugradi-hem-kovuldu-2624130 Erişim Tarihi:16.11.2019

https://www.evrensel.net/haber/389158/kadin-gazeteciler-hayatta-gorev-dagilimi-esit-degil-meslekte-de-oyle Erişim Tarihi: 16.11.2019

Zerrin, TOPUZ, İş Yerinde Etik Standartların Çalışanın İş Tatminine Etkisi,Yayımlanmamış Yükseklisans Tezi,Hacettepe Üniversitesi, Ankara, 2018, s. 6

https://onedio.com/haber/-bir-kadin-calismayi-tercih-ederek-fuhusa-hazirlik-yapmis-olur--414334 Erişim Tarihi: 16.11.2019

https://tr.sputniknews.com/turkiye/201909101040134046-cubbeli-ahmet-kadinlar-calistigi-icin-maaslar-az-ekonomi-bozuk/ Erişim Tarihi: 16.11.2019