BEDEN MUAYENESİ NEDİR?

Bir suça ilişkin olarak delil elde etmek amacıyla, kişinin bedeninde inceleme yapılması ve/veya örnek alınması gerekebilir. Beden muayenesi başlığı altında yapılabilecek 3 farklı işlem vardır. Bunlar; dış beden muayenesi, iç beden muayenesi ve vücuttan örnek almadır.

Kanun koyucu, şüpheli ve sanığın beden muayenesi, vücudundan örnek alınması ile mağdur ve üçüncü kişilerin beden muayenesi, vücudundan örnek alınması usullerini farklı şekillere tabi kılmıştır. Yazımız devamında, Ceza Muhakemesi Kanunu'na ("CMK") göre şüpheli-sanık ve mağdur-üçüncü kişiler hakkında uygulanacak beden muayenesi ve vücuttan örnek alma usulleri hakkında genel bilgiler verilmiştir.

ŞÜPHELİ VEYA SANIĞIN BEDEN MUAYENESİ

- İç Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alma

Şüphelinin iç beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması hususu, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 75. maddesinde düzenlenmiş olup ilgili maddeye göre;

"CMK 75 - (Değişik madde: 25/05/2005-5353 S.K./2.mad)

(1) Bir suça ilişkin delil elde etmek için şüpheli veya sanık üzerinde iç beden muayenesi yapılabilmesine ya da vücuttan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; Cumhuriyet savcısı veya mağdurun istemiyle ya da re'sen hâkim
veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet savcısının kararı, yirmidört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur. Hâkim veya mahkeme, yirmidört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz.

(2) İç beden muayenesi yapılabilmesi veya vücuttan kan veya benzeri biyolojik örnekler alınabilmesi için müdahalenin, kişinin sağlığına zarar verme tehlikesinin bulunmaması gerekir.

(3) İç beden muayenesi veya vücuttan kan veya benzeri biyolojik örnekler alınması, ancak tabip veya sağlık mesleği mensubu diğer bir kişi tarafından yapılabilir.

(4) Cinsel organlar veya anüs bölgesinde yapılan muayene de iç beden muayenesi sayılır.

(5) Üst sınırı iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda, kişi üzerinde iç beden muayenesi yapılamaz; kişiden kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınamaz.

(6) Bu Madde gereğince alınacak hâkim veya mahkeme kararlarına itiraz edilebilir.

(7) Özel kanunlardaki alkol muayenesine ve kan örneği alınmasına ilişkin hükümler saklıdır. "

İç beden muayenesi bazen cerrahi mahiyette de olmak üzere deri altı, anüs veya cinsel organ bölgesinde gerçekleştirilen inceleme faaliyetidir. Şüpheli ve sanığa yönelik iç beden muayenesi ve vücuttan parça alınması, kişinin rızası olsun veya olmasın soruşturma evresinde Sulh Ceza Hakimi kovuşturma evresinde ise mahkeme kararıyla mümkündür. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise Cumhuriyet savcısının talimatıyla da iç beden muayenesi yapılabilir. Ancak bu kararın 24 saat içerisinde hakim onayına sunulması ve 24 saat içerisinde de hakimin kararını açıklaması gerekmektedir. Aksi takdirde bu tedbirle elde edilen deliller hukuka aykırı hale gelir ve yok edilmesi gerekir.

Kanun koyucu, iç beden muayenesine şüpheli-sanık bakımından ölçülülük sınırı ile iki temel uygulama şartı koymuştur. Bu anlamda temel uygulama şartları;

1. İç beden muayenesi ve vücuttan parça alınması ancak 2 yıl ve daha fazla cezayı gerektiren suçlarda uygulanabilir. Hafif suç niteliğindeki suçlarda iç beden muayenesi ve bedenden parça alınması mümkün değildir.

2. İç beden muayenesi kişinin sağlığına zarar verecekse bu durumda iç beden muayenesi yapılamaz.

Ayrık bir durum olarak, Kara Yolları Trafik Kanunu'nun 48. maddesine göre trafikte gerçekleştirilen alkol muayenesinden bahsedilebilir. Bilindiği gibi, önleyici bir uygulamada herhangi bir delil elde edilmişse, belirli koşulların varlığı halinde bu delilin suç
soruşturmasında kullanılmasında herhangi bir engel yoktur. Trafikteki alkol muayenesinde kişi alkol metreyi üflemeyi veya çıkan sonucu reddederse CMK 75’ e göre kişinin vücudundan kan alınır. Bu durum genellikle gecikmesinde sakınca bulunan hal kategorisine girdiği için işlem, Cumhuriyet savcı talimatıyla yapılır. İki yıllık sınırlama bu durumda uygulanmamaktadır.

İç beden muayenesinde elde edilen deri veya vücut parçası, yargılamada kullanılmak üzere genetik analize tabi tutulur. İç beden muayenesine ilişkin bütün kararlar itiraz kanun yoluna tabidir.

- Dış Beden Muayenesi

Dış beden muayenesi aramayı aşan bir şekilde ve aramadan farklı olarak kişinin çıplak bedeni üzerinde gerçekleştirilen muayene işlemidir. Her ne kadar çıplak beden muayenesi içinde görülse de açık düzenlemeye göre cinsel organ veya anüs bölgesinde bir inceleme
yapılacaksa buna ilişkin iç beden muayenesi hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Kanun dış beden muayenesi için herhangi bir özel düzenlemeye yer vermemiştir. Bu sebeple şüpheli-sanığa uygulanacak dış beden muayenesi Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 161. maddesine göre genel araştırma ilkesi çerçevesinde gerçekleştirilir (CMK 161 önemli bir kılıf maddedir). ilgili maddeye göre Cumhuriyet savcısının ve emrindeki kolluk kuvvetlerinin yetkileri;

"CMK 161 - (1) Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir; yukarıdaki Maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir. Cumhuriyet savcısı, adlî görevi gereğince nezdinde görev yaptığı mahkemenin yargı çevresi dışında bir işlem yapmak ihtiyacı ortaya çıkınca, bu hususta o yer Cumhuriyet savcısından söz konusu işlemi yapmasını ister.

(2) Adlî kolluk görevlileri, elkoydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhâl bildirmek ve bu Cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür.

(3) Cumhuriyet savcısı, adlî kolluk görevlilerine emirleri yazılı; acele hâllerde, sözlü olarak verir. Sözlü emir, en kısa sürede yazılı olarak da bildirilir.

(4) Diğer kamu görevlileri de, yürütülmekte olan soruşturma kapsamında ihtiyaç duyulan bilgi ve belgeleri, talep eden Cumhuriyet savcısına vakit geçirmeksizin temin etmekle yükümlüdür

....."

Belirtmek gerekir ki, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 161. maddesi her ne kadar genel araştırma yetkisini düzenlemişse de genel araştırma yetkisinin uygulanamayacağı durumlar vardır. Şöyle ifade etmek gerekir ki;

1. Araştırma faaliyeti koruma tedbiri olarak düzenlenmişse bu maddeye riayet edilmelidir ve hükümleri uygulanmalıdır. Bu durumda genel araştırma hükümleri uygulanamaz.

2. Söz konusu araştırma faaliyeti koruma tedbiri değilse ve fakat üçüncü kişiye yönelikse, Cumhuriyet savcısı herhangi bir şekli koşula bağlı olmaksızın araştırma faaliyetine girişebilir.

3. Şüpheli veya sanığa yönelik delil elde etme işlemlerinde bir koruma tedbiri düzenlenmemiş olsa bile şüpheli-sanığa yönelik bir işlem gerçekleştirilecekse bunun kanunda düzenlenen usule göre yapılması gerekmektedir.

CMK'nın 75’. maddesinin 1. Fıkrasındaki koşulların, dış beden muayenesi işlemlerinde şüpheli sanık bakımından uygulanmasının imkânı yoktur. Sonuç olarak şüpheli sanığa yönelik dış beden muayenesi, (anüs ve cinsel organ hariç) CMK'nın 161. maddesine göre savcı talimatıyla gerçekleşecektir.

MAĞDUR VEYA ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN BEDEN MUAYENESİ

Mağdur veya üçüncü kişinin beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 76. maddesinde düzenlenmiş olup ilgili maddeye göre;

"Madde 76 – (Değişik: 25/5/2005 – 5353/3 md.)

(1) Bir suça ilişkin delil elde etmek amacıyla, mağdurun vücudu üzerinde dış veya iç beden muayenesi yapılabilmesine veya vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; sağlığını tehlikeye düşürmemek ve cerrahî bir müdahalede bulunmamak koşuluyla; Cumhuriyet savcısının istemiyle ya da re'sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet savcısının kararı, yirmi dört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur. Hâkim veya mahkeme, yirmi dört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz.

(2) Mağdurun rızasının varlığı halinde, bu işlemlerin yapılabilmesi için birinci fıkra hükmüne göre karar alınmasına gerek yoktur.

(3) Çocuğun soy bağının araştırılmasına gerek duyulması halinde; bu araştırmanın yapılabilmesi için birinci fıkra hükmüne göre karar alınması gerekir.

(4) Tanıklıktan çekinme sebepleri ile muayeneden veya vücuttan örnek alınmasından kaçınılabilir. Çocuk ve akıl hastasının çekinmesi konusunda kanunî temsilcisi karar verir. Çocuk veya akıl hastasının, tanıklığın hukukî anlam ve sonuçlarını algılayabilecek durumda olması hâlinde, görüşü de alınır. Kanunî temsilci de şüpheli veya sanık ise bu konuda hâkim tarafından karar verilir. Ancak, bu hâlde elde edilen deliller davanın ileri aşamalarında şüpheli veya sanık olmayan kanunî temsilcinin izni olmadıkça kullanılamaz.

(5) Bu madde gereğince verilen hâkim veya mahkeme kararlarına itiraz edilebilir."

İç beden muayenesi mağdur ve üçüncü kişiye cerrahi müdahale olmaksızın yapılabilir. Muayene edilen mağdur veya üçüncü kişi bir kadınsa ve eğer talebi varsa, imkanlar el
veriyorsa muayene bir kadın hekim tarafından yapılabilir.

Mağdur veya üçüncü kişiye yönelik dış beden muayenesi, iç beden muayenesi ve vücuttan parça alınması tedbirlerinde her biri için izin alınması gerekmektedir. Mağdura veya üçüncü kişilere yönelik karar verme süreci de tıpkı şüpheli veya sanıkta olduğu gibi soruşturma
evresinde Sulh Ceza Hakimi, kovuşturma evresinde mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde 24 saat içerisinde hakim onayına sunulmak ve 24 saat içerisinde hakim kararı alınmak üzere Cumhuriyet savcısı tarafından yürütülür.

Şayet, kişinin rızası varsa bu durumda ayrıca karar alınmasına gerek yoktur. Şüpheli-sanık için dış beden muayenesi yetkili makamın onayına tabii değilken üçüncü kişi veya mağdurun dış beden muayenesi de karara tabidir. Şüpheli veya sanığa yönelik düzenleme olan CMK'nın 75. maddesinin aksine, iki yıl sınırlaması üçüncü kişilere veya mağdura uygulanacak koruma tedbirinde aranmamaktadır. Bu kişiler bakımından iki ihtimal söz konusudur; talep üzerine işlem gerçekleştirilir veya soruşturma organınca gerçekleştirilir.

Mağdur veya üçüncü kişi tanıklıktan çekilme hakkına sahipse beden muayenesi öncesinde bu hak hatırlatılmalıdır. Tanıklıktan çekilme hakkını kullanıyorsa beden muayenesinin hiçbir türüne başvurulmaması gerekir. Tanıklıktan çekilebilecek kişi çocuksa veya akıl hastasıysa bu durumda tanıklıktan çekilme hakkında kanuni temsilci karar verir. Kanuni temsilci şüpheli veya sanıksa çekilme hakkının kullanılıp kullanılmayacağına hakim karar verir (o an için) kovuşturma veya soruşturma tamamlanana kadar beden muayenesine tabi tutulan çocuk veya akıl hastasına yeni bir kanuni temsilci atanır. Elde edilen delillerin kullanılıp kullanılmaması atanan kanuni temsilcinin onayına bağlıdır. Kanuni temsilci tanıklıktan çekilme hakkının kullanılmasını isterse artık elde edilen delillerin kullanılabilmesi mümkün değildir.

Önemli olan vücuttan alınan parçaların daha sonra hakim tarafından kullanılabilecek ispat vasıtalarına dönüştürülmesidir. Alanında uzman kişilerce bu parçalar değerlendirilir.

FİZİK KİMLİĞİNİN TESPİTİ

Beden üzerinde gerçekleştirilen son işlem fizik kimliğinin tespiti olup Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 81. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre;

"Madde 81 – (Değişik: 25/5/2005 – 5353/5 md.) 

(1) Üst sınırı iki yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı şüpheli veya sanığın, kimliğinin teşhisi için gerekli olması halinde, Cumhuriyet savcısının emriyle fotoğrafı, beden ölçüleri, parmak ve avuç içi izi, bedeninde yer almış olup teşhisini kolaylaştıracak diğer özellikleri ile sesi ve görüntüleri kayda alınarak, soruşturma ve kovuşturma işlemlerine ilişkin dosyaya konulur.

(2) Kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz süresinin dolması, itirazın reddi, beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilip kesinleşmesi hâllerinde söz konusu kayıtlar Cumhuriyet savcısının huzurunda derhâl yok edilir ve bu husus tutanağa geçirilir." Fizik kimliğinin belirlenmesi şüpheli veya sanığın ihtiyaç duyulan zamanlarda parmak izinin alınması ve verilerin dosyaya aktarılmasıdır. Bunun uygulanabilmesi için iki ihtimal söz konusudur;

1. Şüpheli veya sanığın kimliği hiç yoktur.

2. Bir kimlik bilgisi vardır ancak bunun teyit edilmesi, doğrulanması için bu tür bilgilere ihtiyaç vardır.

Fizik kimliğinin tespiti bakımından herhangi bir sınırlama ön görülmemiştir, Cumhuriyet savcısının emri yeterli görülmüştür. Ancak suçun 2 yıl veya daha fazla süreyle yaptırım öngörüyor olması gerekmektedir.

Takipsizlik kararı veya beraat kararı verildikten sonra bu veriler dosyalardan çıkartılıp silinirler. Ancak kime ait olduğu bilinmeyen emareler bakımından soruşturma dosyasında tutulmak için özel bir karar alınmasına gerek yoktur. Kime ait olduğu tespit edildikten sonra bu verilerin de silinmesi gerekmektedir.

Polis Vazife Salahiyet Kanunu’nun ("PVSK") 5. maddesinin e bendinde bulunan düzenleme sebebiyle Ceza Muhakemesi Kanunu madde 81’ de yer alan kişisel verilerin silinmesi hükmü anlamını yitirmektedir. Kişi gözaltına allınmışsa PVSK 5’ e göre parmak izi alınacaktır ve bunun silinmesinin de imkanı yoktur. Bu da kişilerin özel bilgilerinin devlet eliyle muhafaza edilmesi anlamına gelmektedir.