Temyiz eden, temyiz başvurusunda hükmün neden dolayı bozulması gerektiğini ileri sürmek zorundadır (CMK md.294/(1). Önceki CMUK’dan farklı olarak 5271 sayılı CMK’nın temyizde getirdiği çok önemli bir değişikliktir bu. İleri sürülmek zorunda olan temyiz sebebi ya maddi hukuka aykırılıktır ya da muhakeme hukukuna aykırılıktır. Muhakeme hukukuna aykırılık temyiz sebebi olarak ileri sürülüyorsa yalnızca muhakeme hukukuna aykırılık nedeniyle hükmü temyiz ediyorum, demek yeterli olmayıp, ileri sürülen muhakeme hukuku aykırılığı somutlaştırılmak ve buna ilişkin olaylar da açıklanmak zorundadır (CMK.md.301). Buna karşın maddi hukuka aykırılık temyiz nedeni bakımından 301.maddede böyle bir kısıtlamaya yer verilmemiştir. Bu nedenle Türk Hukukunda da, Alman Hukuku ve uygulamasında olduğu gibi, maddi hukuka aykırılık temyiz nedeninde yalnızca maddi hukuka aykırılık nedeniyle hükmü temyiz ediyorum, demek yeterli olduğu gibi, temyiz başvurusunda somut bir maddi hukuk normu gösterilmiş olsa bile temyiz denetiminde Yargıtay tüm maddi hukuku göz önüne alıp, hükmü başka bir maddi hukuk normuna aykırılık nedeniyle bozabilir.

Maddi hukuka aykırılık, yargılamada sabit görülen maddi olaya uygulanması gereken maddi hukuk normunun hiç uygulanmaması ya da yanlış uygulanması veya hukuk normu olmayan bir kuralın uygulanmış olmasıdır. Maddi hukuk, yalnızca maddi ceza hukuku olmayıp, medeni hukuk, kamu hukuku, uluslar arası hukuk, yabancı hukuk vd. da maddi hukuktur[1].

Temyiz başvurusundan muhakeme hukuku aykırılığına mı ya da maddi hukuka aykırılığa mı dayanılmış olduğunun anlaşılması yeterlidir. Maddi hukuka aykırılık nedeninin ayrıca gerekçelendirilmeye ihtiyacı yoktur; bu aykırılık bizatihi hükümden ortaya çıkarılır. Bu nedenle Alman Öğretisinde bir temyiz nedeninin (maddi hukuka aykırılık temyiz nedeninin) ileri sürülmüş olduğunun kabulü için ‘’maddi hukuka aykırılık nedeniyle hükmü temyiz ediyorum’(‘’Gerügt wird die Verletzung des materiellen Rechts’’)[2] demek yeterli görülmektedir. Bu noktada önemli olan temyize başvuranın hükmün hukuka aykırılığını iddia etmiş olmasıdır.[3]

28.06.2016 tarihli Hamm Yüksek Eyalet Mahkemesi, müdafinin açıklamalarında temyiz nedeni olarak açıkça hükmün (maddi) hukuka aykırılığının ileri sürülmeyip, bu açıklamalarda sadece bir sıfat olarak hukuken hatalı (Rechtsfehlerhaft) hükümden söz edilmiş olmasını temyiz sebebinin varlığı için yeterli görmeyip, temyiz başvurusunu sebep yokluğu nedeniyle reddetmiştir[4]. Kanımca bu dahi temyiz sebebinin varlığı için yeterlidir. Çünkü genel bir ifadeyle muhakeme hukukuna aykırılığın ileri sürülmesi yasal açıdan mümkün değildir, bunun somutlaştırılması zorunludur; bu nedenle genel bir kavram olarak hukuken hatalı (Rechtsfehlerhaft) hüküm kavramından muhakeme hukuku aykırılığı temyiz nedeni anlaşılamaz; ancak aynı genel kavramla maddi hukuka aykırılığın ileri sürülmesi yasal açıdan mümkündür, çünkü bunun somutlaştırılması zorunlu değildir. Bu nedenle temyize başvuran avukat, temyiz dilekçesi (CMK.md.291) veya temyiz gerekçesinde (CMK.md.295) hukuken hatalı hükümden söz etmişse bundan anlaşılması gereken maddi hukuka aykırılık nedeniyle hukuken hatalı hükümdür ve temyiz sebebi vardır.

Bu arada temyiz denetiminde, CMK’nın 289.maddesinde yer verilmiş muhakeme hukuku aykırılıklarının, ileri sürülmemiş olsa bile yasa gereği hukuka kesin aykırılık halleri olarak kabul edilmiş olduklarından temyiz denetiminde re’sen göz önüne alınacağını da belirtelim.

-----------------------------------

[1] Klaus VOLK, Strafprozessrect, München, Beck, 1999, s.257, no.21

[2] VOLK, no.21; Volker KREY, Deutsches Strafverfahrensrecht, 2.Cilt (Band 2), no.1233;

Sabine TOFAHRN,Strafprozessrecht, 3. Bası, no.191

[3] Rainer HAMM, Die Revision in Strafsachen, 7.Bası, no.220

[4] OLG Hamm: Auch für die Sachrüge braucht es schon ein bisschen vernünftige Begründung!

von Carsten KRUMM, (Yayın tarihi)08.08.2016: Der Verteidiger des Betroffenen hatte zwar mit Einlegung der Rechtsbeschwerde am 23.11.2015 bereits erste Ausführungen zur Begründung derselben gemacht. In diesen Ausführungen ist jedoch nicht die Erhebung der allgemeinen Sachrüge enthalten. Denn aus dem Beschwerdevorbringen ergibt sich nicht eindeutig, dass die Nachprüfung des angefochtenen Urteils in sachlich-rechtlicher Hinsicht begehrt wird. Der Verteidiger hat das angefochtene Urteil mit dem Adjektiv „rechtsfehlerhaft“ beschrieben. Damit könnte er sowohl das Fehlen von Verfahrensvoraussetzungen gerügt haben, als auch Verfahrensfehler oder Fehler in der materiell-rechtlichen Gesetzesanwendung. Oberlandesgericht Hamm, Karar Tarihi: 28.6.16 - 4 RBs 135/16 https://community.beck.de/2016/08/08/olg-hamm-auch-fuer-die-sachruege-braucht-es-schon-ein-bisschen-vernuenftige-begruendung (Erişim Tarihi: 09.06.2020)