Genel Olarak

İcra ve İflas Kanununun, Salgın hastalık, umumi bir musibet veya harb halinde Cumhurbaşkanı kararıyla memleketin bir kısmında veya bazı iktisadi zümreler lehine muayyen bir müddet için icra takipleri durdurulabilir” şeklindeki hükmüne müsteniden alınan 2279 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararında;

COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla alınan tedbirler kapsamında; bu Kararın yürürlüğe girdiği tarihten 30/4/2020 tarihine kadar, nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere, yurt genelinde yürütülmekte olan tüm icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ve bu çerçevede taraf ve takip işlemlerinin yapılmamasına, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınmamasına ve ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilmemesine karar verilmiştir” ifadelerine yer verildiği görülmektedir.

Cumhurbaşkanlığı Kararından kısa bir süre sonra, yargılama ve icra takipleri hakkında, özellikle sürelere ilişkin geçici bir düzenleme yapılmıştır. 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişikli Yapılması Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir (25.03.2020 tarihli Resmi Gazete, 26.03.2020, 31080/Mükerrer). Bu Kanunun geçici birinci maddesi ile süreler belirli bir zaman dilimine kadar durdurulmuş ve uzatılmıştır. Aynı düzenlemede bazı hususlar kapsam dışında bırakılmıştır. İlgili hüküm şu şekildedir;

“GEÇİCİ MADDE 1- (1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;

a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,

b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,

itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.

(2) Aşağıdaki süreler bu maddenin kapsamı dışındadır:

a) Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri.

b) 5271 sayılı Kanunda düzenlenen koruma tedbirlerine ilişkin süreler.

c) 6100 sayılı Kanunda düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler.

(3) 2004 sayılı Kanun ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlar kapsamında;

a) İcra ve iflas daireleri tarafından mal veya haklara ilişkin olarak ilan edilmiş olan satış gününün durma süresi içinde kalması halinde, bu mal veya haklar için durma süresinden sonra yeni bir talep aranmaksızın icra ve iflas dairelerince satış günü verilir. Bu durumda satış ilanı sadece elektronik ortamda yapılır ve ilan için ücret alınmaz,

b) Durma süresi içinde rızaen yapılan ödemeler kabul edilir ve taraflardan biri, diğer tarafın lehine olan işlemlerin yapılmasını talep edebilir,

c) Konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları, durma süresince devam eder,

ç) İcra ve iflas hizmetlerinin aksamaması için gerekli olan diğer tedbirler alınır.

(4) Durma süresince duruşmaların ve müzakerelerin ertelenmesi de dâhil olmak üzere
alınması gereken diğer tüm tedbirler ile buna ilişkin usul ve esasları;

a) Yargıtay ve Danıştay bakımından ilgili Başkanlar Kurulu,

b) İlk derece adli ve idari yargı mercileri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemeleri bakımından Hâkimler ve Savcılar Kurulu,

c) Adalet hizmetleri bakımından Adalet Bakanlığı, belirler.”

İhtiyati Haciz Kararı Alınması

Yukarıda ayrıntılı olarak ortaya konulan düzenlemeler çerçevesinde Covid-19 süreci içerisinde ihtiyati haciz talep edilmesine ve mahkemesince ihtiyati haciz kararı verilmesine bir engel bulunmamaktadır. Yasaklama ihtiyati haczin uygulanmasıyla ilgilidir.

7226 sayılı Kanunla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiş olan ihtiyati tedbirleri tamamlayan işlemler kapsam dışında bırakılmıştır. Buna karşın, niteliği itibariyle ihtiyati tedbirin bir çeşidi olmasına rağmen ihtiyati haciz kapsam dışında bırakılmamıştır.

Buna göre Covid-19 sürecinde, şimdilik 30.04.2020 tarihine kadar; uzatılma halinde ise uzatılacak tarih süresince de mahkemeye başvurup ihtiyati haciz kararı alınabilmesi mümkün olacaktır. Bu düzenleme, Covid-19 sürecinde vadesi gelen bir borcun ödenmemesinin ihtiyati haciz sebebi olacağı dikkate alındığında isabetli olmamıştır. Zira, halihazır durumda borcun ödenmesi (daha doğrusu ödenebilmesi) kural değil adeta istisna halini almıştır. Dolayısıyla süreç boyunca ihtiyati haciz yolunun da kapalı olması gerekirdi.

O halde;

- Şimdilik 30.04.2020 tarihine kadar,

- ‘Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir’ şeklindeki düzenleme gereği uzatılacak yeni tarihe kadar ihtiyati haciz yoluna başvurmak ve bu yönde karar almak mümkün olmakla birlikte bu süreç içerisinde veya öncesinde verilmiş olan bir ihtiyati haciz kararı Covid-19 süreci boyunca icra edilemeyecektir.

Covid-19 Sürecinden Önce veya Süreç İçerisinde Alınmış İhtiyati Haciz Kararına İtiraz

İhtiyati haciz kararına itiraz, borçlu ve menfaati ihlal edilmek kaydıyla üçüncü kişiye tanınmış olan bir haktır (İİK m. 265, I-II).

Covid-19 sürecinden önce veya süreç içerisinde ihtiyati haciz alınabileceğini belirledikten sonra, ihtiyati hacze itiraz sürecinin de belirlenmesi gerekir. Covid-19 sürecinden önce alınmış olan ihtiyati haciz kararına itiraz süresi süreç başlamadan önce dolmuş ise bu durum inceleme kapsamımız dışında kalmaktadır. Burada önem arz eden hususlar, süreç öncesinden alınmış olmasına rağmen henüz itiraz süresinin dolmamış olması veya Covid-19 süreci içerisinde ihtiyati haciz kararının alınmış olması halleridir.

Cumhurbaşkanlığı Kararının ardından 26.03.2020 tarihinde resmi gazetede 7226 sayılı Kanun yayımlanmış ve icra işlemleri ve sürelere ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. 7226 Sayılı Kanunun yayımlanması ile Geçici 1.Maddesinde “ ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır.“ denmek suretiyle sürelerin işlemesi, hak kayıplarının yaşanmaması için, durdurulmuştur.

7226 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin a ve b bentlerindeki duracak sürelerin başlangıcı farklı tarihler olarak belirtilmiştir. Geçici 1. maddenin a bendinde genel olarak tüm davalarda sürelerin 13.03.2020 tarihinden itibaren duracağı belirtilirken b bendinde ise “İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku” açısından 22.03.2020 tarihinden itibaren duracağı belirtilmiştir. Geçici 1. maddenin a bendinde “itiraz”a ilişkin sürelerin de 13.03.2020 tarihinde duracağı belirtildiğinden ihtiyati haciz itirazlarının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. O halde;

Kanunda süre bakımından bir uzatılma durumu söz konusudur. Yani “durma süresinin başladığı tarih olan 13.03.2020 tarihi itibariyle, bitimine “on beş gün ve daha az” kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır” denmek suretiyle 13.03.2020 tarihinden önce olacak şekilde on beş gün veya daha az itiraz süresi kalan tarafa durma süresinin sona erdiği günden itibaren on beş günlük bir işlem yapabilme imkânı tanımıştır.

İhtiyati haciz kararına itiraz İİK. m.265’te düzenlenmiş olup şu şekildedir;

Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir (m. 265, I).

Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir (m.265,II).

Buna göre, 13.03.2020 tarihinden önce ihtiyati haciz kararı kendisine tebliğ edilmiş veya ihtiyati haczi öğrenmiş menfaati ihlal edilmiş üçüncü kişilerin 7 günlük itiraz süreleri 13.03.2020 tarihinde dolmamış ise ihtiyati haciz kararına itiraz edemeyenlerin hakkı korunacak ve ihtiyati haciz kararına itiraz süresinin geçmemesi sağlanmış olacaktır.  

7226 sayılı Kanun özel bir düzenleme olduğundan İİK m. 265’te öngörülen 7 gün değil 7226 sayılı Kanunla belirlenen 15 günlük süre uygulanacak ve sürecin bitmesini müteakiben 15 gün içerisinde ihtiyati hacze itiraz edilebilecektir.

İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceğinden (İİK m.265, IV), ihtiyati haciz kararına yapılan itiraz üzerine mahkemece verilmiş olan karara karşı istinaf süresinin Covid-19 sürecine denk gelmesi durumunda, yukarıda ayrıntılı bir şekilde yapılan açıklamalar istinaf süreci bakımından da geçerli olacaktır.