1. CUMHURİYET SAVCISININ ÖNEMİ

Ceza kanunları bireyin hak ve özgürlüklerine derin bi­çimde müdahale eden yaptırımları içermektedir. Bu nedenledir ki bir ülke­deki ceza kanununa hâkim felsefe, değer ve ilkeler, o ülkedeki siyasî rejimin niteliğini gösterir. Ceza kanunları yoluyla kişi hak ve özgürlüklerinin demokratik toplumun gereklerine uygun olarak geniş bir şekilde uygulanabilmesi için yasaların özellikle Cumhuriyet savcıları ve kolluk görevlilerince çok iyi bilinmesi ve uygulanması gerekir. İnsanların adaletsiz ve haksız biçimde ceza ve/veya tedbir­lere maruz kılınmaması amacıyla başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere birçok uluslararası söz­leşme ve belgede bireyi ceza kanunlarının keyfi uygulanmalarına karşı gü­vence altına alan hükümlere yer verilmiştir. Bu sözleşmelere taraf olan ülkemizin Anayasasında da aynı esaslar öngörülmüş olduğundan, ceza kanu­nunun amacını tanımlayan maddeyle, bireyin sahip bulunduğu hukukî de­ğerler, hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması ön plana çıkarılmıştır. Bire­yin; adalet ve güvenliğin sağlandığı bir toplumda yaşama hakkının gereği olarak, kamu düzeni ve güvenliğinin korunması ile suç işlenmesinin önlen­mesi, ceza kanunun temel amaçları arasındadır. Hukuk güvenliğinin temel taşlarından biri etkin, donanımlı ve değişen teknolojiyi kolayca benimseyip kullanabilen bir Cumhuriyet başsavcılığı kurumudur.

Ceza soruşturmasında ve yargılamasında, medenî yargılamadan farklı olarak, şeklî gerçekle yetinilmeyip maddi gerçek araştırılır. Ceza soruşturmasının ve yargılamasının amacı hiç bir duraksamaya yer vermeden maddî gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bu araştırmada, yani gerçeğe ulaşmada hayatın olağan akışına uygun olan mantık yolunun izlenmesi gerekir. Gerçek, akla uygun ve realist, olayın bütünü veya bir parçasını temsil eden kanıtlardan veya kanıtların bütün olarak değerlendirilmesinden ortaya çıkarılmalıdır. Yoksa bir takım varsayımlara dayanılarak sonuca ulaşılması ceza soruşturmasının ve yargılamasının amacına kesinlikle aykırıdır. Kaldı ki, ceza yargılamasında kuşkunun bulunduğu yerde, mahkûmiyet kararından söz edilemez.

Ceza hukukundaki en önemli unsurlar eylemler ve delillerdir. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için Cumhuriyet savcısının şüphelinin hem lehine hem de aleyhine delil toplamayı bir zorunluluk olarak görmesi şarttır. Sadece şüpheli aleyhine delil toplama faaliyetleri gerçek faillerin kaçmalarına ve delil karartmalarına sebebiyet vermektedir. Cumhuriyet savcısının deliller üzerinden şüpheleri yenerek olayı aydınlatması şarttır. Günümüzde ceza yargılamasında vicdani delil sistemi geçerlidir. Vicdani delil sistemi, uzun tarihsel bir gelişim sonucunda varılmış önemli bir aşamadır. Vicdani delil sistemi tabiri, hem her şeyin delil olarak kabul edilmesi serbestliğini, hem de delillerin serbestçe değerlendirilmesi serbestliğini ifade eder. Gerçekten de maddi gerçeği arayan ceza muhakemesinde, belli hususların belli delillerle ispatı zorunlu olmadığı gibi, mahkeme, tarafların ileri sürdüğü delillerle de bağlı değildir. Bu nedenle ceza muhakemesinde hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş her şey delil olabilir, yani delil serbestliği geçerlidir. Cumhuriyet savcısının suç bazında hukuka uygun delil toplama tekniklerini geliştirerek standardize etmesi gerekir.

2. CEZA ADALET SİSTEMİNDE CUMHURİYET SAVCISININ YERİ

Soruşturmayı Cumhuriyet savcısı yapar. Cumhuriyet savcısı idari görevleri olsa bile bir adalet organıdır. Kanunlar çerçevesinde ihbar veya şikâyetler üzerinden iddiaları inceleyerek suçları soruşturur. Ayrıca kendisine adli açıdan bağlı olan suç araştırması yapan polis, jandarma veya gümrük memurları gibi diğer makamların yaptıkları araştırmaları kamu adına ceza adalet sisteminin temsilcisi sıfatıyla yönetir. Soruşturmaları kural olarak bölgesinde suç işlenmiş olan Cumhuriyet savcısı yürütür.

Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür. Kolluk görevlilerinin nitelik ve nicelikleri göz önüne alındığında Cumhuriyet savcısının özellikle ağır cezalık suçlarda soruşturmayı bizzat yapması şarttır.

Cumhuriyet savcısı önemli veya hukuken veya fiilen zor olaylarda olayı en baştan itibaren bizzat aydınlatır, özellikle olay yerini inceler ve şüpheli ile tanıkları bizzat dinler. Mağdur ve tanıkları bizzat dinleyip dinlememe konusunda karar verirken, işlenmiş olan suçun sonuçlarını dikkate alır. Cumhuriyet savcısı olayı bizzat aydınlatıp yardımcı memurları olan  polis veya jandarma gibi başka makamları görevlendirirse, araştırmaları yönetmek mecburiyetindedir. Hiç olmazsa yönü ve kapsamını hukuki sınırlar çerçevesinde belirler. Belirli araştırma işlemlinin yapılma şekli konusunda emirler verebilir. Suçu ihbar eden, şüpheli veya diğer bir süje ile sözlü olarak yapılan görüşmelerde beyanlar tutanağa geçilerek ceza muhakemesine egemen ilkelere riayet edilir. Anayasa tarafından korunan haklara (kişiye özgürlüğü, konut dokunulmazlığı, mektup posta ve haberleşme gizliliği) yapılan sınırlamalarda Anayasa'nın orantılılık prensibi göz önünde tutulur; özellikle şüpheli olmayan kişiler de haklarına dokunan tedbirlere başvurulurken el koyma, üst araması, araçta veya evde arama yapılırken ölçülülük ve orantılılık ilkesine riayet edilir.

Cumhuriyet savcısı, şüpheliyi veya şüphelileri soruşturmanın amacının zorunlu kılmadığı küçük düşürmelere maruz bırakmamak zorundadır. Özellikle diğer makam ve şahıslarla yapılan yazışmada masumiyet karinesinin gereği olarak özen gösterilir. Şüphelinin adının veya ona isnat edilen fiilin belirtilmesi kaçınılmaz ise, şüpheli hakkında sadece suç işleme şüphesinin bulunduğu açıkça belirtilmelidir. Belli bir fail ile ilgili araştırmalar yapılırken, başka kişiler hakkında da araştırma yapılıyorsa, Cumhuriyet savcısı bu kişilere, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek koşulu ile haklarında yapılan işlemlerin niteliği hakkında bilgi verir. Cumhuriyet savcısı, mağdur bakımından ceza soruşturmasından kaynaklanan maddi veya manevi olumsuzluk içeren yüklerin mümkün olduğu kadar az tutulmasına özen gösterir.

Cumhuriyet savcısının soruşturmayı hızlandırma yükümlülüğü bulunmaktadır. Araştırmalar ve soruşturmalar ilk aşamada, kamu davasının açılması veya kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi konusunda hızlı bir değerlendirme yapmaya yetecek kadar yapılır. Bütün araştırma ve soruşturma işlemlerinin aynı anda ve yan yana yürütülmesine özen gösterilir. İddia konusu olayla ilgili olarak şüphelinin belirlenmesi ile delillerin tespiti veya bir tedbirin hükmedilmesi bakımından önemli olan haller, adil yargılama hakkının ışığında silahların eşitliği ilkesine uyarak soruşturmanın ve kovuşturmanın sağlıklı, hızlı ve etkin bir şekilde yürümesini sağlayacak şekilde aydınlatılır.

Tutuklu işlerdeki araştırma ve soruşturma iş ve işlemleri özel olarak hızlandırılır. Kamuoyunun ilgisini çeken suçlarla, kovuşturma zamanaşımı kısa olan suçlarda da buna dikkat edilmelidir. Araştırma ve soruşturma işlemleri yapılırken gereksiz masrafların ve işlemlerin önüne geçilecek şekilde davranılacaktır. Yapılacak araştırmaların önceden planlanması ve soruşturma veya kamu davası açmamaya ilişkin yasal olanaklardan yararlanılması gerekir. Araştırmaların ve soruşturmaların belli standartlara bağlanması gerekir. Koruma tedbirlerinin uygulanmasına gerek olmayan hallerde dosyanın aydınlatılmasına katkı sunmayacak işlemlerden kaçınmak gerekir. Cumhuriyet savcısının suç oluşturmayan olaylarda örnekleri muhafaza altına almayarak, hızlı bir şekilde hak sahibine geri vermesi gerekir.

Soruşturma evresinde toplanan deliller suç işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler. Kamu davasını açma veya açmama yetkisi Cumhuriyet savcısına aittir. İddianamede şüpheliye yüklenen suç hakkında; suç teşkil eden fiil, zamanı ve işlendiği yer konusunda açıklama gerektiği gibi olay öyküsünde isnat edilen fiilin hangi fiil olduğu açıkça anlatılmalıdır. Fiilin aynı failin diğer fiillerinden ayırt edilebilir nitelikte belirtilmesi gerekir. Failin her biri birbirinden bağımsız biri diğerinin unsuru olmayan ve ayrı ayrı suç teşkil eden filleri yönünden de iddianamede kamu davasının sınırları açıkça gösterilmelidir. Cumhuriyet savcısı düzenlediği iddianamede mahkemenin suç teşkil eden hangi fiiller konusunda karar vermesi gerektiği belirsiz kalmamalıdır. İddianamede dava konusu yapılmak istenen suç teşkil eden eylemler delilleriyle ilişkilendirilmek suretiyle ayrı ayrı açıklanıp belirlenmelidir. Diğer bir ifadeyle, iddianamede suç teşkil eden fiiller bakımından kamu davasının sınırı açıkça gösterilmelidir. Suç teşkil eden fiil yönünden kamu davasının dışına çıkmak demek, dava olmadan karar verilmesi anlamını taşır. Böyle bir uygulamaya CMK kuralları kesin engel oluşturur. Hâkim, fiilin niteliğini tayin ve takdirde iddianamedeki hukuki görüş ile bağlı değildir. Ancak bilindiği üzere, iddianamede bir olayın açıklanması sırasında başka bir olaydan söz edilmesi o olay hakkında dava açıldığını göstermez. Özellikle dosya içeriğiyle örtüşmeyen olaylardan bahsetmemek gerekir. Mahkeme iddianamede anlatılan fiil ile bağlıdır.  İddianamede dava konusu yapılan ve her biri ayrı ayrı bağımsız suç teşkil eden her bir fiilin yer, zaman, mekân, taraflar ve delilleri ile birlikte açıklanması gerekir. Sanığın suç oluşturan hangi eylemlerden dolayı yargılandığını bilmesi ve ona ilişkin savunma ve delillerini ifade etmesi silahların eşitliğini esas alan adil yargılanma hakkının bir gereğidir. Cumhuriyet savcısının hukuka uygun yöntemlerle, özenli ve titiz bir şekilde delil toplayıp iddianame düzenlemesi, savunmanın sınırlarının belirlenmesi ve kullanılması ile yargılamanın insani olması açısından hukuki bir güvencedir.

Cumhuriyet savcısının şüpheliyi tutuklamaya sevk etmesi için, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, şüphelinin kaçması, saklanması ya da kaçacağı şüphesini uyandıran olguların varlığı, delillerin karartılması, tanık ya da başka kişilere baskı yapılması olasılığına işaret eden akla uygun, dosya içeriğiyle örtüşen somut verilerin bulunması gerekir. Bu olguların kolluk vasıtasıyla araştırılmasının sistematik bir hale getirilmesi gerekir. Ayrıca tutuklama yasağı bulunmamalı, kural olarak adli kontrole başvurulabilecek durumlarda şüpheli tutuklamaya sevk edilmemelidir. Ancak nitelikli hırsızlık, yağma, cinsel saldırı, cinsel istismar, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet, irtikâp, zimmet, kasten insan öldürme, taksirle insan öldürme, uyuşturucu ticareti yapma, netice sebebiyle ağırlaşmış yaralama, ihaleye fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, işkence, göçmen kaçakçılığı, insan ticareti, organ veya doku ticareti vesaire kamu düzeninin işleyişini derinden etkileyen suçlarda kuvvetli şüphe olması halinde adli kontrole başvurulabilme imkânı olmasına rağmen Cumhuriyet savcısı şüpheli veya şüphelileri tutuklamaya sevk etmelidir. Dosyadaki delillerin değerlendirmesi sonucunda şüphelinin atılı suç ve/veya suçlardan mahkûm olma olasılığı kuvvetli ise, bu durumda kuvvetli şüphe olgusunun somut olay açısından olayda varlığından söz edilir.

Cumhuriyet savcısının yasaları çok iyi bilmesi gerekir. Örneğin şüphelinin müştekiye ait park halindeki motosikleti çalmasından ibaret eyleminde, eğer suça konu mala zarar verilmiş ise artık şüpheli hakkında hırsızlık suçunun yanında mala zarar verme suçundan da iddianame düzenlenemez. Somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapılması gerekir. Çünkü hırsızlık suçunun konusunu çalınmak istenen malın oluşturması durumunda, malın çalınması sırasında verilen zarardan dolayı ayrıca mala zarar verme suçundan soruşturma yapılarak iddianame düzenlenemez.

DR.CENGİZ APAYDIN

İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET SAVCISI