Dijital aktivizm son 15-20 yıllık süreçte dünyamızda yer bulan ve gün geçtikçe insanları birbirlerine yakınlaştırdığı gibi önem de kazanan bir eylem olarak göze çarpmaktadır.

2010lu yıllarla birlikte aktivist eylemlerin internet ve sosyal medya mecralarında yer bulması da çok hızlı bir şekilde gerçekleşmiştir. Gerek siyasi gerek toplumsal ya da ekonomik eylemlerle birlikte doğaya, yaşama ve insana dair her çalışma da yine dijital aktivizmin konusu olmaktadır. Hatırlanacağı üzere Mısır’daki politik eylemlerde internetin ve sosyal medyanın rolü azımsanmayacak ölçüde olmuş idi. Aynı şekilde online imza kampanyaları ile dünyanın çok farklı ülkelerindeki insanların çevrenin korunmasına dair eylem birliği içerisinde olduğunu görebiliyoruz.

Tüm bunları incelemeden önce birtakım kavramları açıklamanın faydalı olacağı kanaatindeyiz. Aktivizm, insanların yaşamlarında değişim yaratmayı amaçlayan her türlü -bireysel ya da toplumsal, kamusal ya da gayri resmi- beşeri etkinliği şeklinde tanımlanmaktadır. Gönüllü olarak örgütlenmiş bir grup insanın ortak çıkarları tehdit eden bir problemi çözebilmek için gösterdikleri koordineli çabalar “aktivizm” olarak belirlenirken (Kim ve Sriramesh, 2009: 88) bu çaba içinde bulunan aktörler ise “aktivist” olarak adlandırılmaktadır.

Grunig’göre aktivist bir kamu; eğitim, uzlaşma, ikna, baskı ya da güç taktikleri kullanarak başka kamu ya da kamuları etkilemek üzere örgütlenmiş iki ya da daha çok insanın oluşturduğu gruptur. Daha geniş bir tanımlamayla; bireylerin, kurumların ya da hükümetlerin sergilediği yanlış, hatalı ya da zararlı sonuçları olduğuna inanılan davranışlara karşı gerçekleştirilen eylemlere aktivizm, bu eylemlerde bulunan kişilere aktivist denilmektedir (John ve Thomson, 2003: 3). Aktivist gruplar çoğunlukla hayvan hakları, insan hakları, çocuk hakları, yaşam hakkı vb. tek bir konu üzerinde odaklanmaktadırlar.

Dijital aktivizm ise, dijital materyallerin aktivist eylemlerde kullanılması hatta başrolde yer almasını ifade etmektedir. Özellikle internet sayfaları, bloglar, sosyal medyanın eylem birliği içerisindeki insanları örgütleyerek bir araya getirmesiyle dijital aktivizm çok güçlü bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu anlattıklarımıza birkaç örnek verdiğimizde hemen herkes dijital aktivizmin ne kadar güçlü olduğunu anımsayacaktır. 2015 yılında Paris’te gerçekleşen terör saldırısı sonucunda pek çok kişi hayatını kaybetmişti. Tüm dünyada tepkilere neden olan saldırı sonucunda milyonlarca Facebook kullanıcısı, Fransa’ya karşı desteğini göstermek için profil fotoğraflarını Fransız bayrağının renkleri yapmışlardı. Adeta bir akıma dönen destek hareketinde, Peace for Paris sloganı ve Eyfel kulesini andıran barış sembolü, sosyal medyadan milyonlarca kez paylaşılmış, beğenilmiş ve kullanılmıştı.  Benzer  bir  şekilde devletler  de  Fransa’ya  desteklerini göstermek için önemli ülke  yapılarını  Fransa bayrağının renkleriyle ışıklandırmıştı. Greenpeace Türkiye üzerine yapılan araştırmada, kuruluşun 2018 yılı içerisinde 10 farklı konuyla alakalı online imza kampanyası yürüttükleri ve bu imza kampanyalarının biri, ilgili kanunlarda değişiklikler  yapabilecek  kadar  bir başarıya ulaşmışken, diğer imza kampanyalarının da karar vericiler üzerinde baskı mekanizması oluşturduğu anlaşılmıştır.

Seattle Savaşı, Occupy Wall Street, Wikileaks, Arap Baharı, Ukrayna Turuncu Devrimi, Tayvan Ayçiçeği Hareketi, İtalya SoSts Enternasyonal Hareketi gibi küresel sosyal olayları ele alan bu çalışmalar yeni medya etkilerinin daha fazla görünür olmasını sağlamıştır.

Tüm bu gelişmeler ve değişiklikler neticesinde ülkeler çeşitli tedbir ve/veya sansür uygulamalarını devreye sokmuştur. Bunlardan biri de 2011 yılında Türkiye’de yapılan İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı yürürlüğe girmiştir. Böylelikle taslağa göre internet hizmeti sağlayan şirketler, abonelerine dört farklı filtreleme seçeneği (standart, çocuk, aile, yurtiçi) sunacak; aboneler bu seçeneklerden birini seçmek zorunda; seçmeyenlerin internet erişimi "standart" profile uygun olarak filtrelenecektir. Her seçenek için filtrelenecek siteler listesi BTK tarafından belirlenecek ancak kamuoyuna açıklanmayacaktır.

Bu düzenleme taslak halinde kamuoyu ile paylaşıldığında hukuki sürecin başlatılması yanında Twitter’da olayı protesto eden birçok mesaj yazıldı. Mesajlara eklenen #22agustos, Twitter'ın dünyadaki en popüler etiketlerinden biri olmuştur. "İnternetime Dokunma!" Facebook etkinliğine 600.000'den fazla kişi katılmış; Ekşi Sözlük yazarları, kapatma kararına yüzlerce entry ile yanıt vermiştir. Imza.la sitesinde başlatılan İnternetime Dokunma başlıklı imza kampanyası da Twitter ve Facebook’ta duyurulmaya başladıktan kısa süre sonra 8 bin imzayı aşmıştır. Tüm bu tepki ve eylemler neticesinde çok değil yaklaşık 6 ay sonra kurul yeni bir karar yayınlanmış ve “yanlış anlamaları” düzeltmiştir.

Bu örnekten de anlaşılacağı üzere, yeni dünya düzeninde eylem ve eylem birliği içerisinde örgütlenme modelleri de her gün yeni bir hal almaktadır. Dijital aktivizmin bu yönüyle domino etkisi yaratarak tüm dünyada hem daha çok katılımcı sağlaması hem de daha çok insan tarafından bilinirlik sağladığı görülmektedir. Bu etki her ülke için farklılık gösterse de global olarak değerlendirdiğimizde çok daha fazla amaca hizmet ettiği anlaşılmıştır. Ülkeler yönetim biçimlerine göre birtakım engelleme/düzenleme/sansürler getirseler ya da getirmek için birtakım çalışmalar yapmışlarsa da günümüz dünyasında bunun çok faydalı olmadığı, etkisinin sınırlı kaldığı aşikardır. Özellikle internet kısıtlamalarında dahi bireysel kullanıcıların VPN değiştirerek erişim sağladığı dikkate alındığında ülkelerin düzenleme yaparken kısıtlayıcı değil, daha özgür ve güvenli erişimi sağlama yolunda çalışmalar yapması gerekmektedir.