Alaaddin’in sihirli lambasından çıkan dev soruyor :

         - Dile benden ne dilersen ?

         Şaşıran ve korkan sahibi cevap veriyor :

         - Özür dilerim.

 

         Bir özür dileme yarışıdır sürüp gidiyor.

         Nerede ise, Roma’yı yakan Neron adına özür dilenecek.

         Ama deprem çadırlarında yanarak can veren deprem’zedelerden özür dilemek kimsenin aklına gelmiyor.

         Asgari ücretle, kredi borcunu ödeyemediği için icraya düşen haciz’zedelerden özür dilemek ise hiç kimsenin aklına gelmiyor.

         Söz ve düşüncesinden veya düşündüğü ama yapmadığı eyleminden ötürü senelerce hapis yatmakta olan yargı’zedelerden özür dilemek ise hiç kimsenin aklının ucundan bile geçmiyor.

        

Demokratik hukuk devletinde asıl olan; hakkında soruşturma yapılan veya dava açılan bir kişinin, suçluluğu sabit oluncaya kadar masum ve suçsuz olarak kabul edilmesidir.

 

Bu durumun doğal sonucu, suçu sabit olmayan kişinin yargılamasının tutuksuz olarak yapılması veya en azından tutukluluk süresinin makul ve kabul edilebilir bir süreyi aşmamasıdır. Yargılamanın en kısa sürede bitirilmesidir.

 

Adına Ergenekon ve Balyoz denilen davalar ile benzer davalarda ise, tutuklanarak ceza evine konulan kişiler hakkındaki davaların açılması bile aylar sürmüş, senelerce süregelen yargılama aşamasında yapılan yüzlerce duruşmaya rağmen sanıkların savunmalarının tamamlanması dahi mümkün olmamıştır.

 

Bu arada geçen seneler zarfında, suçlu olup olmadığı belli olmayan kişilerin tutukluluk hali devam etmiş ve hayatlarının uzunca bir süresini cezaevinde geçirmek zorunda kalmışlardır. Bu durum sanıklar, yakınları ve toplumda onarılmaz yaralar açmıştır.

 

Uzun seneler önce cereyan eden, tarihe intikal eden bazı olay ve davalar nedeniyle devlet adına özür dilemenin gündeme geldiği günümüzde, asıl özür dilenmesi gereken kişiler bu davalarda yargılanan ve tutuklulukları devam eden kişilerdir. Bu kişilerin tutukluluklarına bir an önce son verilmesi ve davalarının ivedi olarak bitirilmesi gereklidir. Aksi takdirde bu davalar, tarihe kara bir not olarak düşmek durumundadırlar.

 

Böyle bir durumda özür dilemek de para etmeyecektir.

 

Futbol’daki şike davasında, milli olaylarda bile bir araya gelemeyen siyasi partilerin tümü ortak kanun çıkararak cezayı azalttılar. Son durumda bu kanun bazı nedenlerle veto edilmiş gibi görünse de bir çıkış yolu nasıl olsa bulunacaktır.

 

Şike davasında yargılanan; 2 futbol takımı, 4 yönetici, 6 futbolcu için taraftar, basın, halk, kısaca Türkiye ayağa kalktı. Diğer davalarda yargılanan ve senelerdenberi hapiste olan onlarca bilim adamı, çok sayıda gazeteci, yüzlerce subay için büyük bir kesimin kılı bile kıpırdamadı.

 

         Şimdi söyleyin bakalım, böyle bir durumda ne dilersiniz ?

         - Özür dileriz.


 Av.A.Erdem Akyüz,
Hukukun Egemenliği Derneği
Genel Başkanı


(Bu köşe yazısı, sayın Av. Erdem AKYÜZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)