1. Soruşturmacı Avukatlar : Bunlar pek kitap okumaz okusa da anlamaz bunun yerine bir dava geldiğinde akşama kadar ne kadar tanıdık avukat hakim savcı icra müdürü varsa arar durumu anlatır sorarlar. Müvekkile de kesin bilgi vermezler mevzuat değişti uygulama yok araştırıyorum filan derler. Sonunda bir kanaate vardıklarından da abi örnek dilekçe var mı sende diye dilekçeyi de apardılar mı değmeyin keyiflerine. Bunların içinde apardıkları bilgilerle profesöre kafa tutanları gördüm ben.

2. Araştırmacı Avukatlar : Bunlar da o kadar teoriye boğulmuştur ki bazen önlerindeki basit çözümü göremezler. Her konuyu derinlemesine araştırırlar. Sonunda kitap yazacak kadar bilgi sahibi olurlar. Ancak henüz paraya dönüştürdükleri görülmemiştir. Onların yerine parayı onlardan aldıkları bilgiyi çok güvel pazarlayan soruşturmacı avukatlar götürür.

3. Tüccar Avukatlar: Avukatlığı bakkallık kasaplık manavlık gibi bir meslek olarak görürler. Hukukçu olmak gibi bir dertleri yoktur. Şu işe verdiğim emekle kaportacılığa başlasaydım şimdi 10. Şube açılışını yapıyordum derler. Meslek etiği filan umurlarında değildir. İşin büyüğü küçüğü yoktur. Para getiren her işe girerler. Genelde yanlarında 8-10 kişi çalışır. İcra işleri piyasa bunlardan sorulur. Her zaman eleman ararlar.

4. Kolpacı Avukatlar : En tehlikeli türdür. Para için her türlü kolpayı çevirirler. Genelde kendi meslektaşlarını kötüleyerek onların işlerini kapma üzerine ihtisas yapmışlardır. Su gibidirler. Her tür müvekkil kabının şekline uyum sağlarlar. Bir gün roman kardeşlerimizin çadırında bağdaş kurmuş çay içerken başka bir gün bir kalantorun çantasını taşırken görebilirsiniz. Amman uzak durun derim.

5. Şekilci Avukatlar: Üstlerinden başlarından marka, tavırlarından caka akar. Avukatlığı Allahlık gibi bir şey zanneder, öyle de davranırlar. Otoparkçıya, çaycıya emir kipli cümleler kurarlar. Club açılışlarında kart dağıttıkları görülmüştür. Genelde kafada güneş gözlüğü ile duruşmalara iştirak ederler.

6. Partizan Avukatlar : Herhangi bir partiye intisap edip, o partinin ideolojisinin en büyük mümini gibi davranırlar. Bunlardan daha solcu, sagci, Ataturkcu ya da Siyasal İslamcı yoktur. Müvekkillerini genelde bu parti cevresinden ya da tarikat, cemaat veya cemevinden toplarlar.

7. Militan Feminist Avukatlar : Kadın hakları savunuluğu ayaklarına baroların kadın komisyonlarını ele gecirerek, televizyon, gazete, dergi gibi medyatik araclarda baro kadın hakları temsilcisi olarak kendilerini tanıtmak, aile mahkemesi hakimleri ile irtibat kurmak, ayrılık arefesindeki duygusal olarak hassas kadınları manipule ederek, bosanma davası toplarlar. Vekaleti aldıkları kadınlara kocalarına iftira attırırırlar, delil uydururlar. Hukuk bilmezler. Ama cirkeflikte uzerlerine yoktur. Bunların "kasık biti" olarak adlandırılan erkek versiyonları da vardır.

8. Nüfuzi Avukatlar : Savcı ve hakimlerin emeklilerinden kırpıp kırpıp avukat yapılmış avukatlardır. Her duruşmada ''Biz de o kürsüden geçtik efendim'' tümcesiyle kolayca tanınırlar. Mesleğe başladıktan itibaren ortalama 5 yıl içinde çoğunluğu bürolarını kapatırlar. İlk birkaç yıl emekli hakimmiş/savcıymış başkanın kankasıymış, lojman arkadaşıymış söylentisi (!) rüzgarı ile patlama yapıp sonradan bunun fazlaca da bir etkisinin olmadığı farkedilince sıradanlaşırlar. Mesleki etiğe karşı en duyarsız meslektaş tipidir. Tabii istisnası da vardır.

9. El Altıcı Avukatlar : Genelde icra işlerinde başarıları oldukça yüksektir el altından verilenlerle pek çok işleri şipşak hallolur tüm adliye personelleri tarafından sevilir ve tanınırlar yanına yeni avukat veya stajyer aldıklarında da selamlarıyla giden stajyer ve avukatların işleri hemen yapılır bu avukatların havaları kimselerde yoktur, zira sanki mesleki bir başarıymış gibi işleri hemen halletmekle övünürler.

10. Avukat Olmayan Avukatlar : Genelde akademik çevrede yetişen ünvanı bol kişilerdir. avukatlık pratikleri pek yoktur. Genelde, bu açığı, baroların yönetim kurullarında, başkanlıklarında kaptıkları koltuklar ile gidermeye çalışırlar. Amaçları meslek sorunları onuru filan olmadığı için dillerinin ayarı yoktur. Rüzgar yönünde yelken şişirmeye maildirler. asıl amaçları, daha şaşaalı bir koltuğa mabatlarını yerleştirmektir. Avukatlığı kariyer basamağı olarak gördüklerinden avukatlık ile ilgileri, alkış sayısını arttırmak için arada bir yaptıkları şov ile sınırlıdır. Koltuklarının kadifesi ne kadar kabarık ise, rayiçleri de o kadar yükselir.

11. Harabi Avukatlar : Kendilerini müvekkilleri ile özdeşleştirip sanırım fazlaca empati ile karşı taraf vekilini de kendi gibi sanıp düşman belleyen avukat tipidir. Bunları duruşmada biz diye hitaplarından ve her celse meslektaşına harlamasından tanıyabilirsiniz. Her davada vekil olduğunu unutup asil gibi davrandıklarından hata yapma olasılıkları yüksektir. Her davayı kişiselleştirdiklerinden kendilerini harap ederler. Bulaşmamakta fayda vardır.

12. Şovmen Avukatlar : Genelde ceza davalarında görülürler. Hitabet sanatında iyidirler. Dolu tribünler önünde coşarlar. Her davaya özgü savunma genelde yapmazlar. Geçmişte savcının kürsüdeki yerinden girip atatürk portresinden çıkan konuya gelene kadar salonda birkaç kez alkış tufanı kopartarak salonun boşaltılmasına vesile olan örnekleri de yaşanmıştır. Muhabbetleri de anı dağarcıkları da müthiştir. Rakılı muhabbette yakalarsanız kaçırmayın derim

13.Omuz Omuza Avukatları : Sanal ortamda gruplaşan grubu taşra avukatlar lokaline çevirmiş, taşra münzevisi kılıklı cemaatleşmiş avukat tipidir. Cemaat liderinin gazı ile zaman zaman coşan, zaman zaman ülke standartlarının üstünde muhalefet yapan, eleştiride dur durak bilmeyen garip bir topluluktur. Özgürlüğü duble yolda seçim otobüsü içerisinde goygoy şarkıları söyleyebilmek olarak bilen kesim tarafından densizlikle edepsizlikle suçlansa da yoluna gerekirse tek başına da gitmeyi bilen, egolardan fal tutmayı seven ve hayatta dalga geçilemeyecek hiçbirşey olmadığına inanan meslektaş tipidir. Yakalarsanız öpün sevin derim ben.

14. Yancı Avukatlar : Bunlar genellikle yeni mezun hukukçular arasında çıkmakta olup, anayasa, evrensel hukuk kuralları, uluslararası sözleşmeler, hukuk felsefesi, parlamenter sistem, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, eleştiri, ağır eleştiri ve hakaretin sınırı gibi kavramlardan bihaberdirler. Hukuk üzerinden yürütmenin işlemlerine dair eleştirileri, insan hakkı ihlallerine dair tepkileri siyasi taraflık üzerinden okurlar ve herdaim karşısındaki hukukçuyu başka bir siyasi tercihin yandaşı olmakla suçlarlar. Özgürlük algıları ve sınırları ise tamamen kendi siyasi, kültürel ve dinsel evet dinsel tercihleriyle sınırlıdır. Çok okumazlar, klişelerle konuşur, tartışmalarda sonlara doğru yorumlarını hakarete vardırırlar.

15. Plaza Avukatları : Sanırım sadece İstanbul için geçerli: yabancı dil bilen, 6 aylık mastırını yurt dışında yapan , işe girdiklerine "adliyeye gitmem" tarzı şartlar koyan, yaptıkları işin nitelikli tercümanlık olduğunu bir türlü kabul edemeyen yine de kendilerini avukat olarak gören Plaza Avukatları

hukukihaber.net