Hayrat ilçesi Dağönü köyü muhtarı Muhittin Süleymanoğlu, azalar Dursun Çakmak ve Hızır Kaya, köye atanan imamların, kalacak yer olmaması nedeniyle köyü terk etmeleri üzerine, yardım toplayarak imam evi yaptırmak istedi. Köyün grup yolunu da yaptırmak isteyen bu kişiler, köylerine ve yaylalarına başka yörelerden koyun otlatmak için gelen çobanlardan ''kırtıl (bir ot türü) parası'' adı altında para alıp köyün ihtiyaçlarında kullanmayı kararlaştırdı. Muhtar ve 2 aza daha sonra aralarında Şükür Doğanay ile Fatma Baş'ın (68) da yer aldığı köylülerden yardım parası alıp köye imam evi yapmaya başladı. Bu süreçte Fatma Baş'ın çoban olan oğlu Recep Baş, yaylada koyun otlatırken başka bir kişi tarafından, henüz belirlenemeyen bir nedenle öldürüldü.

Recep Baş'ın öldürülmesi olayıyla ilgili soruşturma başlatan savcılık, aynı zamanda Süleymanoğlu, Çakmak ve Kaya hakkında köylülerden makbuz vermeden zorla yardım parası adı altında para toplayıp zimmetlerine geçirdikleri ve sahtecilik yaptıkları iddiaları sebebiyle Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Tutuklanan Süleymanoğlu, bir süre cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi. Oğlunun öldürülmesinde muhtar ve 2 azanın ilgisi olduğunu sanan Fatma Baş da davayı oğlunun öldürülmesi olayı sanarak, 3 sanıktan şikayetçi oldu.

''Zimmet ve sahtecilik'' iddiasıyla görülmesine başlanan davanın ilk duruşmasına sanıklar Süleymanoğlu, Çakmak ve Kaya ile şikayetçiler Fatma Baş ve Şükür Doğanay katıldı. Duruşmada kimlik tespiti yapmak isteyen mahkeme heyeti başkanı, önce Süleymanoğlu'na adı, soyadı, yaşı, eğitim düzeyi ve gelir durumuna ilişkin sorular sormaya başladı. Duymadığı için hakimi anlamakta güçlük çeken Süleymanoğlu'nun sözleri salonda gülüşmelere yol açtı. Bunun üzerine mahkeme başkanının soruları, Süleymanoğlu'nun yanına giden mübaşir tarafından yüksek sesle tekrarlandı. Bu sırada sempatik tavırları ile dikkati çeken, yöresel kıyafetlerden ''keşan'' giyen Baş, oturduğu yerden ve kendisine söz verilmeden davayla ilgisi olmayan konular hakkında konuşmaya başladı.

Baş'ın duruşmada sanıklar konuşurken başka bir konu hakkında yöresel şiveyle konuşması, heyeti üyeleri ile cumhuriyet savcısını da güldürdü. Duyma sorunu nedeniyle Süleymanoğlu'nun kimlik tespitini yapmakta güçlük çeken mahkeme başkanı da gülümseyerek ''Fatma teyze, susar mısın, henüz sana söz vermedim'' dedi. Kısa süre sustuktan sonra yeniden konuşmaya başlayan Baş, elini ağzına getirerek susma işareti yapan mahkeme heyeti üyesi bir kadın hakim ve cumhuriyet savcısı tarafından susması amacıyla uyarılmak istendi. Mahkeme başkanı da mübaşir aracılığıyla ilettiği sorularla Süleymanoğlu'nun kimlik tespiti işlemini tamamlamaya çalıştı. Baş'ın konuşmayı sürdürmesi üzerine, duruşmanın düzeninin bozulmaması için duruma müdahale eden Mahkeme Başkanı, Baş'ı salondan çıkardı. Kimlik tespiti işleminin ardından güçlükle savunması alınan Süleymanoğlu ve 2 aza, kimseden zorla para almadıklarını, sahtecilik de yapmadıklarını belirterek, amacının köye bir imam evi ve yol yaptırmak olduğunu söyledi.

Şikayetçi Şükür Doğanay da Süleymanoğlu'na köy hizmetlerinde kullanılması için çeşitli paralar verdiğini ifade ederek, kendisinden zorla para istemediğini anlattı. Doğanay'ın mahkeme başkanının ''Muhtardan yardım parası karşılığı makbuz aldın mı?'' sorusuna ''Hayır'' yanıtı vermesi üzerine, başkan ''Ya muhtar paraları yediyse?'' diye bir başka soru sordu. Doğanay da ''Muhtar öyle yanlış işler yapmaz, kendisine itimadım olduğu için para verdim'' dedi. Bu kişilerin ifadelerinin alınması sonrası mahkeme heyeti başkanı mübaşire ''Fatma teyzeyi çağır bakalım anlaşabilecek miyiz?'' diyerek, ifadesini almak için Fatma Baş'ı yeniden salona aldı.
 

'Uşuğum olay pilduğun gibi teğil'

Mahkeme heyeti başkanı, Baş'a ''Teyze sen bu muhtara yardım olarak para verdin mi?'' diye sordu. Baş, yöresel şiveyle kendisine ''Uşuğum olay pilduğun gibi teğil'' deyince hakim, ''Anlat bakalım teyze doğrusunu, muhtara para verdin mi'' şeklinde konuştu. Davayı oğlunun öldürülmesi davası sanan Baş, ''Uşuğum bunlar penum uşuğumu öldürdüler'' dedi. Mahkeme başkanı da ''Teyze konumuz o değil, o olay başka. Sen muhtara para verdin mi onu anlat'' sorusunu yöneltti. Bu sırada, hakim ile Baş arasında yaşanan diyalog duruşma salonunda gülüşmelere yol açtı.

Baş ise ''Verdum'' diye konuşunca hakim, ''Ne parası verdin'' şeklinde bir başka soru yöneltti. Baş da ''Yayla parası verdum. Penum oğlumdan aldılar parayı oğlumu da öldürdüler. Ben verduğum paranın teğil oğlumun peşindeyum, puraya oğlum için geldum'' şeklinde konuştu. Mahkeme başkanı ''oğlunu kim vurdu'' diye sorunca Baş, ''Pilmeyirum, bunlar biliyi, muhtar biliyi. o tesun'' şeklinde konuştu. Hakim de bunun üzerine Baş'a bu davanın oğlunun öldürülmesi davası ile ilgisi bulunmadığını anımsatarak, muhtarın kendisinden zorla para alıp almadığını sordu.

Şivesi, sempatik tavırları ve davayla ilgisi olmayan konular hakkında konuşması yüzünden salondakileri güldüren Fatma Baş, muhtara yönelik çeşitli suçlamalar yaptıktan sonra dava dışında konuşmayı sürdürmesi üzerine tekrar salondan çıkarıldı. Duruşma daha sonra eksikliklerin giderilmesi amacıyla ertelendi. Öte yandan, Recep Baş'ın öldürülmesi olayıyla ilgili olarak ise bir kişinin tutuklandığı ve hakkındaki soruşturmanın sürdüğü belirtildi.



AA