Struthion bir eşek kiraladı ve yola koyuldu. Anlaşma gereği, ilk konak yerinden geri getirmek üzere eşeğin sahibi de birlikte gelmekteydi. Mevsim yaz, hava çok sıcak ve etrafta tek bir ağaç dahi yoktu. Struthion sıcaktan bunalmıştı. Eşekten indi ve şöyle çaresizce etrafına bakınırken birden eşeğin gölgesini gördü ve oraya oturdu.

"Sıcaktan bayılmak üzereyim, biraz şuracıkta, gölgede oturayım" dedi.

Eşeğin sahibi hemen "Ama beyim, ben size yalnızca eşeği kiraladım, gölgesini değil!" diye çıkıştı.

 Dişçi “şaka ediyorsun herhalde, eşekle gölgesi beraber gider, bu böyledir” dedi.

“Hayır, eşek başka şeydir gölgesi başka, size eşeği kiraladım, gölgesini de kiralamak istiyorsanız onun için ayrıca para vermelisiniz” diye diretti.

Böylece eşeğin gölgesi konusunda, bir tartışma başladı. Dişçi, parayı vermeyince, Abdera'ya geri dönüp, olayı yargıca anlatmaya karar verdiler.

Yargıç, Plippides tarafları dinlemeye başladı.

Dişçi olayı anlattı ve “Eşekle gölgesi beraber gider, eşeği kiralayan neden onun gölgesinden faydalanmasın ki” dedi.

Yargıç, “Evet, gölge eşeğin parçası sayılır, açık bir şey bu” deyip, sözü eşeğin sahibine Anthrax’a verdi.

Anthrax, “Sayın Yargıç, ben eşeğimi Dişçi’ye kendisini ve yükünü taşısın diye kiraladım ama güneşin altında eşeğimi durdurup gölgesinden yararlanmak istedi. Gölgesinde birisi otursun diye eşeğim neden güneşin altında kalsın ki, bana eşeğin parasını ödedi ama gölgesi için ödeme yapmak istemedi. Eşek başka şey gölgesi başka” dedi. 

“Evet, bu da doğru” diye mırıldandı yargıç ve ekledi, “bu durumda yapacağınız en iyi şey aranızda anlaşmaktır. Dişçi yarım drahmi versin anlaşın.”

Ama Dişçi şiddetle itiraz etti ve anlaşamadılar. Yargıç ne yapacağını şaşırdı, zaman kazanmak için “eşek nerde?” diye sordu. “Dışarıda” cevabını alınca “içeri alın” talimatı verdi”

Eşek içeri alındı Yargıcın çabaları ile taraflar yumuşamaya başlamıştı ki, Abdera’nın en ünlü dava vekilleri[1], Physignatus ve Polyphonus çıkageldiler. İşte o an her şey yeniden başladı.

Dava vekillerinin devreye girmesi ile anlaşma ümidi ortadan kalkınca, yargıç duruşma için gün belirlemek zorunda kaldı. Eşek de Abdera’nın resmi ahırına kondu.

Artık sorun, Dişçi ve Eşek Sahibi’nin sorunu olmaktan çıkmış, bütün Abdera'nın sorunu olmuştu. Kısacası, eşeğin gölgesi artık bütün bir kentin üzerine düşmüştü!

Abdera halkının, yarısı Dişçi’yi diğer yarısı da Eşek Sahibi’ni destekliyordu. Dişçi’yi destekleyenler "Eşek Partisi", Eşek Sahibi’ni destekleyenler ise "Gölge Partisi" olmak üzere iki gruba ayrıldı. Dişçi, doktor olması nedeniyle, insan tamircisi, tamirci olması nedeniyle de, kunduracılar loncasına üyeydi. Böylece Kunduracılar Loncası’nın desteğini aldı. Gariban olan Eşek Sahibi ise Başrahibin himayesine sığındı.

Abdera’da adaletin gidişi zikzaklı, hızı da bir sümüklü böcek hızı olduğu için davalar yıllarca sürerdi. Ancak halkın ilgisi sebebi ile bu dava dört ay içinde bitti.

Mahkeme günü geldi, eşeğin gölgesinin, ticaret konusu olup olmayacağı, satılıp satılamayacağı, hatta miras kalıp kalamayacağı şeklinde tartışmalar yapıldı ve sonuçta sekize karşı on iki oyla, Dişçi’nin eşeğin gölgesini kullanma hakkı olduğuna karar verildi.

Mahkemenin aldığı kararı beğenmeyen davacı vekili konuyu Abdera Meclisine götüreceğini haykırdı ve davayı Büyük Meclis’e taşıdı

 Bunu üzerine, partiler arasındaki çekişme daha da büyüdü. Dava artık bir devlet meselesi haine geldi.

Öyle ki,  Lonca Başkanının,  “dava ile demokratik düzenin ortadan kaldırılmak istendiği” iddiası bile kabul gördü.

Dişçi’nin dava vekili savunmasını şöyle tamamladı: "Müvekkilim eşeği kiralamakla, doğal olarak gölgesini de kiralamıştır. Bu tıpkı aldığımız bir müzik aletinin çıkardığı sese de ayrıca para vermemize benzer. Böyle bir şey olamaz.”

Savunma şırası Eşeğin Sahibinin vekiline geldi.

"Saygıdeğer Baylar, biz bir eşek kiralarken, gölgesini de kiralayıp, kiralamadığımızı düşünmeyiz. Ama dişçi gibi, kavurucu güneşin altında, tarlanın ortasında, eşekten inip de, sırf dinlenmek için, bu zavallı hayvanı sıcakta durmaya zorlarsak, işte o zaman iş değişir.” dedi.

Ve davada sona gelindi.

 Karar günü ahır görevlileri bu kargaşanın ana sebebi eşeğin de Mahkemeye götürülmesinin uygun olacağını düşüp, hayvanı tımar ettiler, kafasına çiçekler koydular ve her tarafını kurdelelerle süslediler.

Eşeğin gelişini görenlerden biri, “hey eşeğin kendisi geliyor” diye bağırdı. “Yargıçlara yardım edecekmiş!” dedi bir başkası. “Başımıza bu işleri açacağına kurtlar yeseydi seni!” dedi öfkeli biri. “Haydi şunun hesabını görelim” diye bağırınca bir diğeri, kalabalık bir anda eşeğe saldırdı ve zavallı eşeği iki dakikada parçaladılar.

Bu vahim olaydan sonra Nomophylax “Tanrıya şükür, tüm bu sorunların kaynağı olan eşek artık yok ve eşek artık olmadığına göre, gölgesi için konuşmanın da faydası yok!” deyip, “davanın sonlanmasına, dava masrafları ile tarafların zarar ziyanlarının devlet bütçesinden karşılanmasına, tarafların sonsuza dek bu konuda konuşmamalarına” dair karar verilmesini teklif etti. Zavallı eşek için ise, “büyük ve zengin bir cumhuriyetin bir eşek gölgesi uğruna nasıl yıkılacağını gösterdiğinin ebedi hatırası olarak, bir anıt dikilsin” dedi.

Bu tekliflerin tamamı Meclis tarafından kabul edildi!

Av. Fatih Altun

--------------------------------

* Hikâye, Christoph Martin Wieland‎’ın “Abderalılar - Eşeğin Gölgesi Davası” adlı kitabından tarafımca özetlenmiştir. Abdera, Yunanistan'ın Gümülcine dolaylarında, Avdhira kentinin bulunduğu yerde, MÖ 6. YY'da Batı Anadolu'dan gelen Teos halkının kurduğu bir şehir devletidir. Abderalılar, Eski Çağ'ın yergi ve taşlama yazarlarına sık sık konu olmuş, günümüzde ülkemizdeki Karadenizli fıkraları ve hikâyeleri benzeri pek çok fıkra ve hikâye, o dönemlerde Abderalılar hakkında üretilmiştir. Eserin ana teması, bağnazlık, dogmacılık, tutuculuk, dar kafalılık, bilgi sahibi olmadan görüş sahibi olmak gibi konularla ilgili taşlamalardır. Çeşitli bölümlerde Abdera'nın felsefesi, devlet yönetimi, hukuk sistemi ve mahkemeleri, tiyatrosu ve sanat hayatı, akademisi ve bilim dünyası konularında bilgi edinen okuyucu, (Haldun Taner'in aynı adlı ünlü oyununa da esin kaynağı olan) "Eşeğin Gölgesi Davası" bölümünde, bir hukuk parodisine tanıklık eder.

[1] O zamanlar Abdera’da bazıları, dalavereli işleri dürüst işmiş gibi göstermek sanatından para kazanırlar, geçinip giderlerdi. Bunlara dava vekili deniyordu. Bunlar sadece iki numara çevirir ya gerçeği saptırırlar ya da yasaları kendi amaçlarına göre yorumlarlardı. Bu yaşayış tarzı gayet kazançlı olduğundan, zamanla o kadar çok sayıda işsiz güçsüz kişi bu mesleğe yöneldi ki, bu işin şarlatanları ustaların ekmeğini ellerinden aldı, meslek de böylece saygınlığından epeyce kaybetmiş oldu. Çoğu bir incir karşılığında kendilerinden istenen her şeyi söylemeye hazırdı. Bunlar Abdera nüfusunun yirmide birini oluşturduğundan ve adamların artık sadece incirle yaşamaları söz konusu olmadığından hukuki davalara yol açacak normal vesileler de yetmez hale gelmişti.

"Bu yazı daha önce ‘Edirne Barosu Dergisi-1923’ Ekim 2019 sayısında yayınlanmıştır"