İşte o paylaşım:

Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesinde sabah duruşmasına koştur koştur gittim. Zira hakime hanım her daim duruşmalarını zamanında alan birisi.
Beni telaşlı görünce

-Avukat hanım telaş etmeyin ben davacı tarafı 10-15 dakika her durumda bekliyorum ( karşı taraf itiraz etmezse ki itiraz ederse yani bekleyemem derse zapta da geçiriyorum )
Bende: “Çok sağolun, beklemeniz büyük incelik” dedim.

“Ne demek, görevim” dedi Hakime hanım devam etti: “Benim görevim sabahtan akşama kadar burada iş yapmak. Zaten mesai bitene kadar buradayım, niye beklemeyeyim, niye vatandaş ya da avukatları bekleteyim ki! Ne hakkım var! Ben mahkemede mesai saati bitimine kadar bulunmak durumundayım. Avukatlar öyle değil.

Benim duruşmam bitince başka duruşmaya koşturuyorlar. Kiminizin savcılıkta, karakolda vs işi oluyor. Toplantılarınız oluyor. Nasıl olur sizin işlerinizi duruşmalarımı saatinde almayıp geciktirebilirim. Avukatların ne kadar zor şartlarda çalıştığının farkındayım. Kaldı ki benim bunu vatandaşa da yapmaya hakkım yok…
- O kadar duygulandım ki cevap veremedim. Sadece varlığınız daim olsun diyebildim.
İşte aşk. Mesleğine aşık olup, arada aşkı sekteye uğrayan birisi olarak bu tür güzel şeyler beni tekrar mesleğime aşık ediyor.
Böyle kıymetli insanların sayısının artması temennisiyle...