Karakaş, Türkiye’deki tutukluluk sürelerinin azaltılması yönünde sürekli olarak Türkiye’yi uyardıklarını söyledi. AİHM’ye yapılan başvurular arasında özellikle son 1 yıl içinde yargılama süresinin ve tutukluluğun uzunluğu davalarının sayısında önemli artış olduğuna işaret eden Karakaş, “Geçen yıldan bu yana yüzde 34 artış var. Ve artıyor. Bu çok büyük bir artış. Yani yılda dava sayısı 4 bin iken bu yılda 6 bin 500... Bu yıl gelen davaların içeriği, genel olarak baktığınızda, esas olarak yargılama sürecinin uzunluğu ve tutukluluk süresinin devamına ilişkin...” dedi. Karakaş’ın 14 yıldır tutuklu dediği kişinin terör örgütü üyeliğinden yargılanan Şahap Doğan olduğu belirtildi.

Karakaş, Strasbourg’da, bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Karakaş’ın verdiği mesajlar özetle şöyle:

"En çok başvuru yapılan Rusya, sonra Türkiye, daha sonra da Romanya. Ama nüfusa oranlarsak Gürcistan birinci. Adet olarak baktığımızda Türkiye nüfusu kalabalık bir ülke ama ben şahsen 2. olmasını üzüntüyle karşılıyorum. Ben bunu doğrusu esef verici buluyorum. Şu anda Türkiye için bekleyen 18 bin 500 dava var.

Türkiye’de geçen yıldan bu yana yüzde 34 artış var. Ve artıyor. Bu çok büyük bir artış. Yani yılda dava sayısı 4 bin iken bu yılda 6 bin 500... Bu yıl gelen davaların içeriği genel olarak baktığınızda esas olarak yargılama sürecinin uzunluğu ve tutukluluk süresinin devamı... Mahkeme süresi uzunsa 6. madde devreye giriyor."

“Ergenekon davasının süresi”

"Kesin bir şu kadar süre yok. 3 ay, 5 ay diye bir şey yok. Ama makul süre diye bir şey var. Makul süre, olaya göre değerlendiriliyor. Bir mahkemenin karar vermesinde ele aldığı kararları değerlendirirken olayın karmaşıklığı, birden fazla failin olması... Bunu değerlendirirken makul süre diye bir şey var. Bu süre 15 yıl olamaz, 3 yıl 5 yıl da olmamalıdır. Mahkeme, bazen 2 yıllık bir tutukluluğu bazen makul süre içinde bulmuştur. Bazen de bulmamıştır. Geçenlerde bir davayı hükümete bildirdik, Türkiye’de 14 yıldır tutuklu. Artık bunun nesi makul?.."

AYM’ye bireysel başvuru

"Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) kişisel başvuruyu -eğer düzgün işlerse- çok olumlu. Bu mekanizmaya sahip ülkeler, buraya en az başvuru yapılan ülkeler. AYM, buranın içtihatları gereği sorunu çözerse bir sıkıntı yok. Ama olmazsa gene buraya gelecek.

Türkiye’de tutukluluk mu yargılamalar mı uzun. Ama bunun için bir yol yok Türkiye’de.. Örneğin bir arazi davanız var ama yıllarca sürüyor. 15 yıl sonunda tazminat isteyebileceğiniz bir mekanizma yok. Mesela İtalyanlar yaptı bunu ve binlerce dava gitti. Eğer bu tür basit düzenlemeleri yaparsak, o zaman sıkıntı ortadan kalkar... Bütün kararlarımızda tutukluluk süresi azaltılmalı deniyor. Buradan bir ihlal çıkıyor. “Bunu düzeltin” diyoruz. Aslında kararı bile beklememek lazım."

İyi yargıç kötü yargıç

"İyi yasa kötü yasadan ziyade iyi yargıç kötü yargıç vardır. Kötü yargıç sadece anayasa ve onun lafzına bağlı kalan yargıçtır. Yargının hukukun yorumlanmasındaki yolu çok önemlidir. Siz elinizdeki metni nasıl yorumlarsanız, öyle çıkar. Mutlaka karanlık tarafı görmek gerekmiyor. Mutlaka bir ışık bulursunuz içinde. Türkiye’deki yargı organları yasanın lafzına bakıyorlar. Uluslararası hukuka göre yorumlamıyorlar. Öyle yaparsanız... Bakın ifade özgürlüğü var, bir de kocaman birinci maddesi var. Ama siz birinci paragrafı ikinci paragrafa bakarak sınırlarsanız. O zaman bir yere varamazsınız.

9 tane reform paketi geçti Türkiye’de 2001’den bu yana. 2001 değişikliği, Türkiye’nin önünü açan en önemli değişikliktir. 2004 değişikliği keza. 90. madde varken hâkim neyi düşünür? Anlıyorum, çok zor bir iş. 90. madde tereddütleri gidermek için koşulmuş ama buna rağmen ne AYM ne Yargıtay kararlarında bunu görüyoruz.

Türk hâkimi değerlendirmiyor, incelemiyor, yasada kendisine bir şey denmişse gayet kolay şekilde uyguluyor. İnisiyatif almıyor." (Cumhuriyet)


PKK üyesi olduğu iddiasıyla 1996'dan beri tutuklu olan Şahap Doğan, AİHM'de Türkiye'yi tazminata mahkûm ettirdi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türk yargıcı Işıl Karakaş, AİHM’deki Türkiye aleyhine davalar hakkında bir grup Türk gazeteciye bilgi verirken ilginç bir detaya işaret etti. Karakaş, Türkiye’de 14 yıldır Tutuklu olan bir insanın bulunduğunu ifade etti. Radikal, Karakaş’ın o anda hatırlayamadığı o ismi AİHM arşivlerinde buldu. AİHM’in 27 Mayıs 2010 tarihli kararına göre, PKK üyesi olmakla suçlanan Şahap Doğan gözaltına alındığı 19 Haziran 1996’dan beri hakkında kesinleşmiş ceza olmamasına karşın tutuklu. Doğan şu anda Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde tutuluyor.


'AİHM'nin kararı, türbanı yasaklıyor gibi anlatılıyor'


1996’da gözaltına alındı
1974 doğumlu Şahap Doğan’ın yargılanma süreci, Türkiye’de tutukluluk süresi ve adil yargılama konusuna ışık tutar nitelikte:
19 Haziran 1996: Polis Doğan’ı ‘PKK üyesi’ diye gözaltına aldı.
15 Temmuz 1996: İstanbul DGM savcısı iddianamesinde Doğan’ı ‘PKK üyesi olmakla’ suçladı.
2 Aralık 1996: İstanbul DGM Savcısı başka bir iddianamede Doğan’ı bölücülükle” suçladı.
10 Nisan 1997: İstanbul DGM iki ayrı dosyayı birleştirdi.
13 Haziran 2001: İstanbul DGM Doğan’ı eski TCK’nın ‘bölücülük’le ilgili 125. maddesi çerçevesinde ölüm cezasına çarptırdı.
12 Şubat 2002: Yargıtay DGM’nin kararını bozdu.
30 Haziran 2004: Resmi Gazetede yayımlanan 5190 sayılı yasa ile DGM’ler kapatıldı. Doğan ile ilgili dosya 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne transfer edildi.
12 Nisan 2007: Doğan, tutukluluğuna itiraz etti ve tahliye istedi.
28 Mayıs 2007: 9. Ağır Ceza Mahkemesi atılı suçu işlediğine dair güçlü şüphe bulunduğu ve cezalandırılması ihtimali yüksek olduğu için bu başvuruyu reddetti.
Gerekçe hep aynı
4 Haziran 2008: Yapılan Duruşmada 14. Ağır Ceza Mahkemesi, aynı gerekçe ile tutukluluğun devamına karar verdi.
12 Kasım 2010: Doğan hakkındaki yargı süreci hâlâ devam ediyor.
Avukatları aracılığıyla AİHM’ye başvuran ve İnsan Hakları Sözleşmesi’nin tutukluluk süresiyle ilgili maddelerinin ihlal edildiğini iddia eden Doğan, yüklü bir tazminat istedi. AİHM de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkıyla ilgili 5. maddesinin üçüncü ve beşinci fıkralarıyla 6. maddesinin 1. fıkrasının ihlal edildiğine hükmederek Türkiye’yi 13 bin 800 euro manevi tazminat ödemeye mahkûm etti. AİHM’nin çıkardığı mahkeme masrafı ise bin euro oldu. (Radikal)