WASHINGTON - Townsend, Washington'daki Dış Basın Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında bir soru üzerine, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin, Avrupa'ya kurulması planlanan füze savunma sistemi konusunda önceki yönetimin benimsediği modelde yeni düzenlemeye giderek, "aşamalı uyarlanabilir yaklaşım" (Phased Adaptive Approach) geliştirdiğini hatırlattı.

Bu yeni yaklaşımın eskisinden en önemli farklarından birisinin, NATO İttifakını da işin içine katmak olduğunu ifade eden Townsend, "Dolayısıyla, İttifak içinde konuyu dillendirmeye başladık ve bunun, NATO'nun üzerine alabileceği önemli bir kapasite olduğu önerisinde bulunduk. Bunu yaparken, NATO'da alınmış bir karar olmadığını düşünerek, diğer ülkelerle de ikili düzeyde temasa geçtik. Daha önce de söylediğimiz gibi, (NATO) buna hala siyasi bir karar olarak bakıyor" dedi.

"Aşamalı ve uyarlanabilir yaklaşımın en azından ilk aşamasında ve diğer aşamalarında da rol oynayabilecek ülkelerle görüşmeler yapmaya başladık" ifadesini kullanan Townsend, "Görüştüğümüz ilk ülkelerden biri, bildiğiniz gibi Polonya idi, kapasitenin bazı unsurlarına ev sahipliği yapıp yapamayacaklarını öğrenmek istiyorduk. Çeklerle, Romanya ile, Türkiye ile konuştuk. Dolayısıyla bu yeni yaklaşımla ilgili görüştüğümüz ve kapasitenin bazı unsurlarına ev sahipliği yapmaya istekli olup olmadıklarını sorduğumuz ülkeler var" diye konuştu.

Townsend, Türkiye'nin de bu hususta önemli bir rol oynadığını kaydederken, "Türkiye, NATO içinde en başından beri çok güçlü ve çok aktif bir müttefik oldu ve dolayısıyla Türkiye ile çalışmak bizim için çok doğal bir şey" ifadesini kullandı.

"Aşamalı uyarlanabilir yaklaşım" bağlamında, Türkiye'nin, coğrafi konumundan dolayı bu programda önemli bir rol oynadığını dile getiren Townsend, "balistik füze tehditlerinin nereden gelebileceğine baktığımızda, bize göre Türkiye çok fazla ön cephede yer alıyor. Dolayısıyla coğrafi açıdan, Türkiye, sistemin bazı bölümlerine ev sahipliği yapmada iyi bir yer olabilir" dedi.

"ANKARA ŞİMDİ BİR KARAR VERECEK"
Townsend, özetle şöyle devam etti:
"Dolayısıyla, aşamalı uyarlanabilir yaklaşımın başlangıcından beri, planı belirginleştirip, ülkelerin sistemin işleyişi ve benzeri konulardaki sorularıyla ilgilenirken, Türkiye ve diğer ülkelerle görüşüyoruz. Konu NATO içinde de çok fazla konuşulmaya devam ediyor. Söylediğim gibi, bazı ülkelerle ikili düzeyde görüşüyoruz ancak İttifak içinde, yeni planın NATO ve NATO üyeleri için maliyet unsurlarının neler olduğu, nasıl bir işleyişinin bulunduğu gibi soruları yanıtlıyoruz.

Bu çalışmaya koyulmamızdan beri ülkelerin çok sayıda soruları oluyor. Şu ana kadar bu soruların bir çoğunun yanıtlandığını düşünüyorum. NATO bünyesindeki bazı komiteler de bunun üzerinde çalışıyor.

Dolayısıyla ortada devam eden bir süreç var. Bu, konuları çözmede bize yardım eden, çok faydalı bir süreç. Türkiye de çok yardımcı bir rol oynadı. Türkiye ile çok iyi, derin görüşmelerimiz oldu. Şimdi Ankara bir karar verecek, hem Türkiye'nin rolü konusunda, hem de özellikle, İttifak içinde, füze savunma sistemini bir NATO kapasitesi olarak üstlenmeye dair siyasi kararla ilgili oylama olduğunda Türkiye'nin nerede duracağı noktasında."

Townsend, İttifak'ın, füze savunma sistemini bir NATO kapasitesi olarak üzerine alıp almayacağı kararının çok önemli olduğunu yineleyerek, Türkiye'nin de bu konuda oy hakkına sahip olduğuna dikkati çekti. Townsend, "Dolayısıyla, Türkiye'nin ve tüm müttefiklerin öne çıkarak, füze savunmasının NATO kapasitesi olarak kabul edilmesinde anlaşma içinde olacağından umutluyuz" dedi.

"TÜRKİYE'NİN İSTEKSİZ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM"
ABD'deki düşünce kuruluşlarından Atlantik Konseyi'nde düzenlenen toplantıda da bir soru üzerine Townsend, Türkiye'nin, sistemin bazı unsurlarına ev sahipliği yapma konusunda isteksiz ya da kararsız olduğunu düşünmediğini söyledi.

Türk yetkililerin konu üzerine derinden kafa yorduğunu düşündüğünü ifade eden Townsend, Türkiye'nin birçok açıdan çok özel bir konumda yer aldığına dikkati çekerek, Ankara'nın siyasi bağlamda bir karar alırken, coğrafi konumu, komşuları, komşularıyla olan derin tarihi ve ticari ilişkileri gibi hususları da hesaba katmak durumunda olduğuna işaret etti.

Türkiye'nin gelecek ay Lizbon'da düzenlenecek NATO zirvesinde en az iki hususun üzerinde düşünmesi gerektiğine değinen Townsend, "Birincisi, NATO'nun, füze savunma sistemini bir İttifak kapasitesi olarak üstlenmesi konusunda verecekleri oy. İkincisi de, Türkiye'nin ne tür bir rol oynamak istediği. Şurası açık ki, coğrafi konumundan dolayı Türkiye, sistemin bazı bölümlerine ev sahipliği yapmada iyi bir yer" diye konuştu.

"ANKARA DA FÜZE SAVUNMA SİSTEMİNİN ÖNEMİNİ FARKINDA"
Townsend, bu konuyu Türkiye ile çok fazla görüştüklerini belirterek, "Ankara'nın, füze savunma sisteminin önemini farkında olduğunu düşünüyorum" ifadesini kullandı. Townsend, "Bence, NATO'yla ilgili bir güvenlik tehdidi bulunduğunun, balistik füze tehdidinin zaman içinde İttifak'ın üzerinde uğraşmak zorunda olduğu bir konu olduğunun farkındalar" dedi.

Türkiye'nin geçmişten bu yana, füze savunma sistemi konusunda NATO bünyesinde yürütülen çalışmaların ve tartışmaların içinde yer aldığına değinen Townsend, "Bence şu an gördüğümüz, Ankara'nın kararsızlığı ya da isteksizliği değil. Daha çok, Avrupa ve NATO'nun olduğu kadar kendilerinin de güvenliği için önem taşıdığını düşündükleri birşeyle, bunun, içinde yaşadıkları bölgede kendi siyasi hesaplamalarıyla ne kadar eşleştiğini görmeye, bir denge oturtmaya çalışıyorlar" diye konuştu. (aa)