Hakim Sana, Yunanistan'daki geçici evinde. Sana, Afganistan'daki kadın hakları için mücadeleden asla vazgeçmeyeceğini söylüyor.

Gece yarısına doğruydu. Telefon çaldı. Toplanma yerinin belli olmasıyla beraber, ayrılma zamanı da gelmişti.

Baştan aşağı siyah bir çarşaf giymiş hakim Sana, iki küçük çocuğu ile birlikte sokağa çıktı. Çocukların ikisi de biraz giysi, pasaport, telefon, nakit para ve yolculukları için taşıyabilecekleri kadar yiyecekle dolu birer çanta taşıyordu.

Sana evden ayrıldıklarında nereye gittiklerini bilmediğini söyledi:

"Yolda güvenlik riskleri olabileceği söylendi, ancak tek çıkış yolunun bu olduğunu bildiğimiz için ne var ne yok kabul ettik."

Sana'yı ve çocuklarını almak için bir araç geldi. Sana araca binerken doğduğu, büyüdüğü ve bir aile kurduğu şehre baktı. Hayatta kalıp kalamayacakları, tahliye sürecini koordine eden yabancıların elindeydi. Nereye gittiklerine dair hiçbir fikri yoktu. Ama artık orada daha fazla kalamayacaklarını da biliyordu.

"Ayrılırken çocuklarıma baktığım an, hayatımın en kötü anıydı. Çok umutsuzdum. Onları Afganistan'dan canlı çıkarabilecek miyim diye düşünüyordum" diyerek o anlarını anlattı Sana.

Sana, kadınlara yönelik şiddet suçlarından hapis cezası verdiği erkekler tarafından son üç aydır arandığını söyledi. Çünkü Taliban ülke genelinde ilerleyişini sürdürdüğü sıralarda binlerce tutukluyu, onları hapsedenlerden intikam almaları için serbest bırakmıştı.

Sana, cinayet, intihar ve tecavüz de dahil olmak üzere birçok farklı suçla ilgili olarak bir mahkemede çalıştığını dile getirdi ve verdiği cezaların uzun ve ciddi olduğunu söyledi:

"Ama tamamının serbest kalmasıyla birlikte, hepsi de bize 'Seni bulursak öldürürüz' dedi."

BBC'nin kısa süre önce yaptığı bir araştırmaya göre, Taliban yönetimi altında 220'den fazla kadın hakim, intikamdan korkmaları nedeniyle saklandı. Afganistan'da gizli yerlerden konuşan bu kadınların çoğu, her gün ölüm tehditleri aldıklarını aktardı.

Suçlamalara yanıt olarak BBC'ye konuşan Taliban Sözcüsü Bilal Karimi, "Kadın hakimler herhangi bir aile gibi korkmadan yaşamalı. Kimse onları tehdit etmemeli. Özel askeri birliklerimiz bu tür şikayetleri araştırmak ve bir ihlal durumu söz konusu olduğunda da harekete geçmekle yükümlüdür" dedi.

Karimi, Taliban'ın Afganistan'daki tüm eski hükümet çalışanları için "genel af" vaadini de tekrarladı.

Ancak Sana, son birkaç ayı "kabus" olarak nitelendirdi:

"İki-üç günde bir yer değiştiriyor, sokaktan güvenli evlere ve otellere geçiyorduk. Geri dönemezdik. Kendi evimiz çoktan basılmıştı."

TAHLİYE

Hareket noktasından ayrıldıktan sonra Sana ve ailesi, yolculuklarının bir sonraki ayağına karadan devam ettiler. Sana, çölde 10 saatten fazla seyahat ettiklerini ve asla uyumadıklarını söyledi. Yolda ise silahlı Taliban militanlarının her yarım saatte bir yolcuları denetlediği kontrol noktaları vardı.

Sana en küçük çocuğunu yol boyunca kucağında tuttuğunu söyledi. Oradan sağ çıkabileceklerini düşünmüyordu.

Gözyaşlarını tutamayarak "Hakim olduğumu bilselerdi oracıkta öldürürlerdi" dedi. Sana sık bir biçimde, kocalarının tacizi nedeniyle kendilerini öldüren kadınların davalarına da bakıyordu.

"Bir kadın ne zaman ölümü seçer diye düşünürdüm hep. Ama umudumu yitirmeye başlayınca ben de o noktaya geldim. Kendimi öldürmeye hazırdım."

Çölü güvenli bir şekilde geçmelerinin ardından Sana ve çocukları, bir haftadan fazla bir süre bir güvenli evde, uçağa binmeyi bekledi.

Uçak havalanırken tüm uçağın gözyaşlarına boğulduğunu söyledi Sana. Artık ülkeyi terk etmişlerdi.

SIĞINMA

Atina'ya varmalarıyla birlikte 26 kadın hakim ve ailelerine Covid-19 testi yapıldı. Ardından apartman dairelerine yerleştirildiler. Yunan makamları ve çeşitli hayır kurumlarınca hakimlere geçici bir vize programı kapsamında 14 gün boyunca yiyecek ve barınma garantisi verildi.

İki hafta geçtikten sonra ne olacağı bilinmiyordu. Hakimlere üçüncü bir ülkeye sığınma başvurusunda bulunmaları tavsiye edildi.

İngiltere'ye sığınmak için başvuranlar arasında Esma da vardı. Bu, 25 yılı aşkın hakimlik tecrübesine sahip Esma'nın Taliban'dan ilk kaçışı değildi.

1996 yılında Taliban, ülke yönetimini Sovyetler Birliği'nden aldığı zaman da Esma ve ailesi Afganistan sınırından kaçmıştı.

"Taliban'ın kontrolü ele amasını ikinci kez yaşıyoruz. İlk iktidara geldiklerinde ben bir hakimdim" diye konuşan Esma şöyle devam etti:

"Kadın hakimler o zaman bile toplumdan ilk atılanlar oldu."

2001 yılında ABD ve NATO birliklerinin gelmesiyle Esma eve geri döndü ve hakim olarak çalışmaya devam etti. İki ay öncesinde ise tarih tekerrür etmeye başladı.

Sana da daha önce Taliban'ın yükselişine tanık olmuştu. 90'lı yıllarda Taliban'ın iktidara geldiğinde, hukuk fakültesinden yeni mezun olmuştu. Beş yıl boyunca evde kalmaya ve işten ayrılmaya zorlandığını anlatan Sana, şunları söyledi:

"Kadın hakim olabilmek başlı başına büyük bir mücadele. Kadının önce okuyabilmesi için kendi ailesini ikna etmesi gerekiyor. Sonra üniversiteye gidip iş bulduğunda bile, her adımda kendini kanıtlaması gerekiyor.

"Fakat Afganistan'daki kadınların nasıl bir acı içinde olduklarını anlamak için kadın hakimlere ihtiyaç var. Tıpkı hastaları iyileştirmek için bir doktora ihtiyaç olduğu gibi, bir kadın hakim de kadınların karşılaştığı zorlukları anlayabilir ve eşitsizliği çözmeye yardımcı olabilir.

"Kadınlar için, burada bir suçu bildirmenin bile ayıplanacak bir yanı var. Ancak, bir kadın hakim varsa, ailelerin kadın üyelerini destekleme olasılığı daha yüksek."

GERİDE KALANLAR

Yunanistan'daki küçük geçici dairesinde turlayan Sana, telefonunu açtı, ailesinin eski evine ait bir fotoğrafı gösterdi. Kanunen kocasının değil, kendisine ait olduğunu gururla söylediği bir evin fotoğrafıydı bu.

Ülkeden kaçmalarından sonra, evin üst düzey bir Taliban üyesi tarafından ele geçirildiğini söyledi. Bu Taliban üyesi kişi artık onun evinde yaşıyor, onun arabasını kullanıyor ve de tüm eşyalarına sahipti.

Yunanistan'a ulaşan tüm kadın hakimler arasında, ardında bıraktıkları şeylerden ötürü en çok üzgün olanlar ise daha genç yaştaki hakimler.

Genç bir hakim olan Nergis, Taliban'ın kontrolü öncesinde, beş yıldan az bir süre boyunca bir eyalet aile mahkemesinde görev yaptı. Tüm üniversite ve çalışma hayatını, ABD tarafından desteklenen Afgan hükümeti zamanında yaşadı.

Nergis, "Taliban iktidardayken kadınların ilerlemesi ve son 20 yılda elde edilen her şeyi sahip çıkabilmesi imkansız olacak" dedi.

Daha önce Taliban'ın yalnızca yükselişine değil, aynı zamanda düşüşüne de tanık olan daha yaşlı hakimler ise daha umutlu.

Esma, "Afganistan'ın kadınları 20 yıl öncesinin kadınları değil" dedi ve ekledi:

"Taliban'ın geldiği ilk günlerde protesto eden, haklarını isteyen, eğitim isteyen kadınlara bakın. Bu aşamaya gelmek hiç kolay olmadı. Ancak bugün ülkemizin her kızı ayakları üzerinde duruyor."

Sana da umutlu. Kendisi ve kadın hakim arkadaşlarının oluşturulmasına yardım ettiği yasaların tarihten kolayca silinemeyeceğini söyledi. Hakların belki Taliban tarafından görmezden gelinebileceğini ama asla silinemeyeceğini belirten Sana, arşivlerde duran kayıtların aranıp bulunabileceğini, paylaşılabileceğini vurguladı.

Nitekim Anayasa'dan alıntılar yaptı:

"Madde 22: Kadın ve erkek tüm Afganistan vatandaşları eşit haklara sahiptir.

"Madde 43: Eğitim, tüm Afganistan vatandaşlarının hakkıdır.

"Madde 48: Çalışmak her Afgan'ın hakkıdır."

Sana, 2009'da yasalaşan ve kadınlara yönelik tecavüz, darp, zorla evlendirme, kadınların mülk edinmesini engelleme, kadın veya kız çocuğunun okula veya işe gitmesini yasaklama da dahil olmak üzere 22 eylemi suç olarak tanımlayan Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması yasasının hazırlanmasına yardım etmişti.

Taliban şimdilik tüm işyerleri ve okulların "güvenli" kabul edilene kadar tüm çalışan kadınların ve kız öğrencilerin evde kalmaları gerektiğine karar verdi. Bunun geçici bir önlem olduğu ifade edildi, ancak durumun ne zaman değişeceği konusunda henüz bir takvim belirlenmedi.

BBC röportajında kadınların gelecekte hakim veya bakan gibi önemli roller üstlenip üstlenemeyeceği yönündeki bir soru hakkında yorum yapmayacağını söyleyen Karimi, "kadınlar için çalışma koşulları ve fırsatların hala tartışıldığını" söyledi.

Sana, Yunanistan'daki geçici yeni evinden baktığında, memleketinde acı verici bir adaletsizlik görüyor:

"Şimdi kadınlar evlerinde hapsedildi ama benim, zamanında hapse attığım suçlular özgür."

Sana, memleketinden uzaktayken bile bu adaletsizlikle mücadele etmeye devam edeceğini ve her Afgan kadınını destekleyeceğini söylüyor:

"Afganistan ne Taliban'ın ne de belirli bir grubun. Afganistan, tüm Afganların."

BBC Türkçe