Alman spor doktoru Mark S., uluslararası doping çetesini yönetmek suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. Birçok atlete yıllarca kan dopingi yaptığını itiraf eden doktor, ancak bunun karşılığında para almadığını söyledi. Mark S., sporcuların sağlığını kesinlikle tehlikeye atmadığını da savundu.

Sekiz ülkeden en az 23 atlete kan dopingi yaptığını belirten Mark S., sporcuların rakipleri karşısında haksız avantaj elde etmelerini sağladı. Savunmasında, kan dopingi karşılığında ekstra para kazanmadığının altını çizen Mark S., “Benim için en önemli şey, sporcuların sağlığının kesinlikle riske edilmemesiydi. Onların sağlığına etki edecek hiçbir şey yapmadım” dedi.

Ancak Mark S.’in sporcuların sağlığını tehlikeye atmadığını belirtmesine rağmen, kan dopinginin insan vücudunda birçok yan etkiye sebep olabileceği biliniyor. Mark S., bir yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemi ile yargılanıyor. Mahkemenin Aralık 2020 tarihine kadar sürmesi bekleniyor.

KAN DOPİNGİ NEDİR?

Kan dopingi, bir kişinin kırmızı kan hücre kütlesini arttırmak amacıyla, belirli bazı teknik ve maddeleri kötü amaçla kullanılmasıdır. Bu durumda kaslara daha fazla oksijen taşınacak, dayanıklılık ve performansta artış oluşur. Kan dopingi yapmak için yaygın olarak kullanıldığı bilinen üç metot vardır. Bunlar Eritropoetin (EPO), kan nakli (Transfüzyon) ve sentetik oksijen taşıyıcılarıdır.

ERİTROPOETİN (EPO): EPO, doğal olarak insan vücudu tarafından üretilen bir peptid hormonudur. Böbreklerden salgılanır ve kemik iliğine etki ederek kırmızı kan hücrelerinin üretilmesi fonksiyonunu uyarır. Kırmızı kan hücrelerindeki yükselme, kanın vücut kaslarına taşıdığı oksijen miktarını ve vücudun laktik asidi tamponlama kapasitesini de arttıracaktır.

YAN ETKİLERİ: EPO sporcular tarafından, sportif rekabette avantaj sağlayabilmek için, kötü amaçla kullanıldığı zaman ise çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. EPO'nun kanı yoğunlaştırarak, kalp hastalıkları, felç, pıhtı (Akciğer ve beyin) gibi bazı ölümcül hastalıklara sebep olduğu yaygın olarak bilinmektedir.

KAN NAKLİ (TRANSFÜZYON): Doping amacıyla iki şekilde, otolog kan ya da homolog kan kullanılarak transfüzyon yapılmaktadır. Otolog kan ile yapılan dopingde, kişinin kendi kanı alınır, dondurularak veya soğukta saklanır; gerekli olduğu zaman, aynı kişiye nakil yapılır. Homolog kan ile yapılan dopingde, aynı kan grubuna mensup başka bir kişiden alınan kan, diğer bir kişiye verilir.

YAN ETKİLERİ: Kan dopinginin diğer formlarında olduğu gibi, kan nakli çok ciddi tıbbi sakıncalar içermektedir. Nakil yapılmak üzere, başka bir kişiden alınan kanda bir virüs olabilir ve farkına varılmadan nakil yapılan kişiye taşınabilir. Kendi kanını kullanan sporcu, eğer kanın alınması, saklanması ve nakli uygun koşullarda yapılmaz ise önemli sağlık riskleri ile karşı karşıya kalabilir. Ayrıca, kırmızı kan hücreleri doğal olmayan yöntemlerle artırılırsa; kalp krizi, felç, akcğer ve beyin embolisi (pıhtı) riskini yükseltmektedir.

SENTETİK OKSİJEN TAŞIYICILAR: Hemoglobin tabanlı oksijen taşıyıcıları ( HBOC) ya da perflorokarbonlar (PFC) gibi saflaştırılmış proteinler veya kimyasallar, oksijen taşıma kapasitesine sahip sentetik maddelerdir.

YAN ETKİLERİ: Sentetik oksijen taşıyıcıların doping yapmak için kötü amaçlarla kullanımı birçok yan etki ( felç, miyokard infarktüsü, pıhtı) ile birlikte kalp-damar hastalığı riski taşımaktadır.

SKANDAL 2019 YILINDA PATLADI

Avusturya’nın Seefeld kentinde 2019 Şubat ayında düzenlenen Nordic Dünya Kupası Kayak Şampiyonası’nda Alman savcılığı, doping çetesine yönelik bir baskın düzenlemişti. Mark S. ile birlikte 2’si Avusturyalı 5 atlet kan dopingi yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınmıştı.

Soruşturmayı yürüten Münih Savcısı Kai Graeber, atletlerin dopingi 2011’in sonundan 2019’a kadar aldığını saptamıştı. Alman Savcı, kan dopinginin Almanya, Avusturya, İtalya, İsveç, Finlandiya, Estonya, Hırvatistan, Slovenya ve Hawaii’de gerçekleştirildiğine işaret etmişti. (Sözcü)