HaberTürk yazarı Ayşe Özek Karasu'nun haberine göre; Özel jetlerle Art Basel senin Marakeş benim geziyor, ama Uber çağıracak, restoranda hesap ödeyecek, otel resepsiyonuna gösterecek bir kredi kartı yok. Marakeş tatilinde başkasına ödettiği 62 bin dolarlık apart villa hesabı dahil, bütün borçların üstüne yatıyor. Otel krallarından sanatçısına, emlak simsarından galeri sahiplerine gastronominin ünlülerinden, teknoloji CEO'ları, bankacılar ve mimarlara New York'ta kalburüstü hayatın altından girip üstünden çıkan Anna Delvey, zengin Alman babanın yeni ufuklara açılıp kendi işini kurmak üzere kente gelmiş kızı olduğuna inandırmayı başarıyor herkesi. Ve dolandırdığı meblağ 275 bin doları bulduğunda macera da sona eriyor.

Yeni iş kurmak dediysek, butik, restoran ya da galeri açmak değil, en az 25 milyon dolara mal olacak projelerle çıkıyor piyasaya: Soho House tarzı özel kulüp, altı katlı tarihi binada görsel sanatlar merkezi. Damien Hirst, Jeff Koons eserleri sergilenecek, açılış için Christo binayı paketleyecek. Manhattan eliti bu projeleri 25 yaşındaki bir kız için fazla iddialı bulsa da Anna'nın dümen suyunda gidiyor.

Bazı ipuçları nedeniyle şüphelenenler oluyor ama hiç kimse tez uyanmıyor. New York Magazine'de, Anna'nın hikayesini uzun uzun anlatan yazı “Becerikli Bay Ripley” çağrışımı yapıyor. Anlatılana göre, pek güzel de olmadığı halde tasarım kıyafetleri, havası ve tafrası, mavi gözlü melek yüzüyle herkesi pervane ediyor etrafında. Sağa sola dağıttığı 100'er dolarlık bahşişlerin dışında para gören yok. Ama aşırı zenginliğine veriyorlar. Hani öyle çok ki, para kavramı yok, hiç önemsemediği için aldığını da unutuyor.

OTELLERDEN KAPI ÖNÜNE

Kimse tam olarak bilmiyor, neyin nesi olduğunu. Kimi diyor ki, “Aslında Almancası da pek iyi değildi...” Alman sanayici babanın hangi sektörde iş yaptığına dair rivayet de farklı. Kimi güneş paneli üreticisi olduğunu söylüyor, kimi “petrol kralıymış” diyor, Rusya'da görevli Alman diplomat zannedenler de var.

Kızın en göze batan becerisi, biriyle tanıştığı an sıkı fıkı olup çekim alanına alması. Bir galerici aracılığıyla, Pekin'deki modern sanat müzesi M Woods'un kurucusu ve koleksiyoner Michael Xufu Huang ile tanışıyor mesela. “Hadi Venedik Bienali'ne gidelim” diyor. “Uçak biletleri ve otel rezervasyonunu senin kredi kartınla yapalım” demesini tuhaf karşılıyor Huang ama kabul ediyor. Sonra Venedik'te sadece nakit kullanmasını da tuhaf buluyor. Anna, Huang'a 2-3 bin dolar borç takıyor ve unutuyor. Bitmedi; Soho'nun göbeğindeki Sadelle's'te doğum günü partisi veriyor Anna. Huang da davetli. Kızın borcu aklında ama hesap bakımından bir kaygısı yok. Ta ki Anna ile Huang'ın fotoğrafını Instagram'da gören işletmeciden o mesaj gelene kadar. Kızın iletişim bilgilerini soruyorlar, ödenmemiş hesabı tahsil etmek için. Huang o saat anlıyor kızın dolandırıcı olduğunu.

Zenginlikle pek bağdaşmayan başka tuhaflıklar da var. Örneğin dostlarını havalimanından arayıp, kredi kartıyla kendisine taksi çağırmalarını istemesi gibi. Marakeş tatilinde, Anna'nın yetersiz bakiye veren kredi kartı, Vanity Fair'in foto editörü Rachel Williams'a 62 bin dolara patlıyor. Yıllık kazancını da aşan parayı, iş için kullandığı Amex kartından karşılıyor kadın.

Ve gün geliyor, deniz bitiyor. Soho'da yeni açılan lüks butik otel 11 Howard'a, Le Coucou'dan getirttiği yemeklerin hesabı da dahil 30 bin dolar borcu biriken Anna, düzmece belgelerle aldığı kredi sayesinde parayı ödüyor ama kredi kartı veremediği için kapı önüne konuluyor. Başka otellerden de kovulunca sokakta kalıyor. Pahalı otel ve restoranlara taktığı borç nedeniyle açılan davayla manşetlere çıkıyor, Ekim 2017'de tutuklanıyor.

BİR ŞOV BİTİYOR, DİĞERİ BAŞLIYOR

Artık herkes asıl adıyla Anna Sorokin'in gerçek hikayesini öğrenmiş bulunuyor. 16 yaşındayken ailesiyle Rusya'dan Almanya'ya göç ediyorlar. Baba aslen kamyon şoförü, Almanya'da iklimlendirme işi kuruyor. Köln yakınındaki Eschweiler kasabasında liseyi tamamlayan Anna, bir süre Londra'da sanat okuluna devam ediyor, sonra Paris'te Purple dergisinde stajyer olarak çalışırken aniden Anna Delvey olup soluğu New York'ta alıyor.

2016'nın kasım ayından 2017 ağustosuna kadar çok sayıda hırsızlık ve sahtecilikten yargılanan Anna'nın şovu şimdi de mahkemede devam ediyor. Avukatı Todd Spodek, Rikers Cezaevi'nin formasıyla gelip jüriye hapishane kuşu gibi görünmesin diye kıza zengin görünüm vermek üzere stilist tutuyor. Courtney Love gibi ünlüleri giydiren Anastasia Walker'ın parasını kim ödüyor, bilinmiyor.

Manhattan Adliyesi'ndeki duruşmalara Celine marka gözlüğü, Miu Miu, Michael Kors ve Victoria Beckam imzalı kıyafetlerle geliyor. Gardrop fazla ses getirince yargıç Diane Kiesel, “Kılık kıyafetle oyunlara artık son veriyoruz. Burası podyum değil” diyerek defileyi bitiriyor. Anna'nın mahkeme gardrobu için açılmış Instagram hesabı dört kareyle sınırlı kalıyor.

Variety'nin haberine göre Netflix Anna'nın hikayesini dizi yapacak. Grey's Anatomy dizisinin yapımcısı Shonda Rhimes, New York Magazine'de bütün detayların yer aldığı yazının telif haklarını satın almış, senaryoyu yazıyormuş. Anna rolü için de Jennifer Lawrence ya da Margot Robbie düşünülüyormuş.

Ailesinin 68 milyon dolarlık serveti olduğu iddiasıyla bankadan 22 milyon dolar kredi almak için sahte belge düzenlemekle de suçlanan Anna Sorokin “Bazı hatalar yapmış olabilirim ama planlarım sahiciydi” diyor. Kardashian'lar hiçbir şey yapmadan mülti milyarlık imparatorluk kurduysa, o neden yapamasın. Medyada “sosyete özentisi” diye tanımlanmasına da içerliyor. Savcı tarafından “alışveriş yapmak için saadet zinciri kurmuş açgözlü budala” olarak tanımlanmasına da... “Asla sosyetik olmak istemedim, tamam lüks lokantalarda yemeklere gittim ama hepsi iş yemeğiydi. Ciddiye alınmak istiyordum” diyor.

Avukat Todd Spodek, Anna'yı "New York, New York"un şarkı sözleriyle savunuyor.

Savunma stratejisi de o noktadan ilerliyor. Avukatı Spodek, “New York, New York” alıntısıyla savunuyor Anna'yı; “Sinatra demişti ki, 'Yepyeni bir başlangıç yapacağım eski New York'da, orada yapabilirsem hem yerde yaparım', çünkü New York'un fırsatları sonsuzdur. Anna gelir adaletsizliğinin kurbanıdır. O da Sinatra gibi şansını denemek istemişti. Asla hırsızlık niyetinde değildi.”

Ceza davasında suçlu bulunduğu takdirde Anna'nın pek şansı olmayacak. 15 yıla kadar hapis cezası ve Almanya'ya sınırdışı bekliyor onu.