Edathy, Almanya'nın Ankara Büyükleçiliği'nde düzenlediği sohbet toplantısında, Almanya'daki Neonazi cinayetlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Almanya'da 8 Türk'ün Neonazilerce öldürüldüğünü belirten Edathy, 2012'nin Ocak ayından beri cinayeti çözmekle görevli komisyonun başkanlığını yaptığını söyledi. Demokratik hukuk devletinin iki görevinin bulunduğuna işaret eden Edathy, bunlardan birincisinin insanların suçlardan korunması, ikincisinin ise işlenen suçun tarafsız ve detaylı bir araştırma yürütülerek failinin bulunması olduğunu kaydetti. Almanya'da aşırı sağ bir örgütün işlediği cinayetler konusunda devletin görevini yerine getiremediğini ifade eden Edathy, "Biz bundan utanç duymaktayız. Bu yüzden araştırma komisyonu kuruldu. Bu komisyonun çıkardığı sonuçlardan ders alınmalı" diye konuştu. Edathy, 3 kişiden oluşan Neonazi örgütünün, 1998-2011 yılları arasında banka soygunu, adam öldürme, bombalama gibi bir dizi eylemler gerçekleştirdiğini belirterek, bu zaman dilimi içerisinde faillerin bulunamadığını, cezalandırılamadığını ifade etti. 

Komisyonun araştırmasının, Türkiye'deki siyasi çevre ve kamuoyu tarafından ilgiyle takip edildiğini kaydeden Edathy, komisyon olarak olaya ilişkin temasları sürdürdüklerini, bu kapsamda Şubat 2013'te Türkiye'ye bir ziyaret daha gerçekleştireceklerini bildirdi. Olayların tümüyle ortaya çıkması için çaba sarf ettiklerini belirten Edathy, "Devlet içindeki sorumluları, sorumluluklarını paylaşmaya çağıracağız. Demokrasinin en önemli değeri, devletin kurumlarına olan güvendir. Almanya'da kurumlara olan güven sarsıldı. Bu güvenin tekrar duyulması için ihmallerin ve hataların ortaya çıkması gerekiyor" ifadesini kullandı. 

"Tehlike uzun yıllar küçümsenmiş" 

Polisin, cinayetler sonrasında ilk olarak ölenlerin yakınlarından şüphelendiğini anlatan Edathy, gerçeklerin ortaya çıkmasıyla ölenlerin yakınlarının "iki defa cezalandırılmış" olduğunu dile getirdi. Cinayetlere ilişkin bütün karanlık noktaları açığa kavuşturacaklarını vurgulayan Edathy, şöyle konuştu: "Biz şu anda çalışmalarımızı yarıladık, 2013'ün yazında sonuç raporunu açıklayacağız. Cinayetlerin ortaya çıkmasından sonra polis teşkilatının ne gibi çalışmalar yaptığını inceledik. Burada dikkatimizi çeken konu, cinayetlerin yabancı düşmanı ırkçı bir motifle işlendiğine dair şüphe son cinayetle ortaya konuldu. O tarihe kadar failler, onların yakın çevrelerinde arandı. Gerçek şu ki yıllar boyunca aşırı sağ örgütlerin Almanya'da yarattığı tehlike uzun yıllar küçümsenmiş. Emniyet teşkilatında da büyük bir zihniyet sorunu var. Alman toplumunun bir kısmında azınlıklara karşı ön yargılar bulunuyor. Aşırı sağ eğilimi olan grupların şiddete başvurabileceğini erken 
aşamada anlamalıyız." 

"Göçmen polislere daha fazla yer verilmeli"

Polis teşkilatında görevli memurların, "eşitlik ve ayrımcılıkla mücadele" gibi temel değerlere inanmasının önemli olacağını vurgulayan Edathy, emniyet teşkilatında daha fazla göçmen kökenli polislere görev verilmesi gerektiğini savundu. Alman Parlamentosu'nda "etnik azınlıkların hedef olduğu suçlarda ırkçı motiflerin de göz önünde bulundurulmasına" ilişkin yasa önerisinin bulunduğunu belirten Edathy, Alman Emniyet teşkilatında ortak bir veri tabanı oluşturularak aşırı sağcıların bilgilerinin toplandığını kaydetti. Almanya'da, devletin bazı kurumlarında bilgisizlik, tehlikenin küçümsenmesi ve ön yargı tespit ettiklerini ifade eden Edathy, "Devletin elinde bazı bilgiler olduğu halde, grubun tutuklanmadığı, devletin bazı yetkililerince desteklendiği yönünde delil yok. Özellikle bunu açıklığa kavuşturmalıyız. Amacımız bu soruyu cevaplamak" diye konuştu. 

"Davayla ilgili iddianame hazır"

Edathy, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Soruşturmaya ilişkin bazı belgelerin imha edildiğine dair Alman medyasında haberler yer aldı. Bu haberler gerçeği yansıtıyor mu?" sorusuna 
Edathy, "Evet, bu grubun ortaya çıkmasından sonra istihbarat teşkilatlarında bazı belgeler imha edildi. Kasıtlı mı yapıldı, yoksa cehaletten mi henüz bir kanıt yok. Bunu anlamaya çalışıyoruz" karşılığını verdi. Komisyonun çalışmasının engellendiğine dair izlenim yaratılmamasını isteyen Edathy, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in de "devlet içindeki ihmallerin ortaya çıkarılması için elinde geleni yapacağını" söylediğini hatırlattı. "Cinayetleri işleyen 3 kişi mi, yoksa devamı var mı?" sorusu üzerine Edathy, "Davayla ilgili şu anda iddianame hazırlandı. Duruşma, Münih'te yapılacak. Bu iddianamede sanık olan bir kişi ile bunlara destek veren 14 kişi bulunuyor. Bu 14 kişi sahte pasaport, ev, silah gibi şeyler sağlamakla suçlanıyor" dedi. 

"Ölüm cezası Türkiye'yi Avrupa'dan uzaklaştırır"

"Cinayetler sonucu ölenlerin ailelerine devlet tarafından 90 bin avro ödendiği söyleniyor. Devletin ihmali ortadayken böyle bir rakamın ödenmesi sizce normal mi?" sorusuna ise Edathy, "Federal hükümet, ölenlerin aileleriyle yakın temas kurmak üzere uzman görevlendirdi. Bu uzman bütün ailelerle temas içinde. Herhangi bir ailenin maddi desteği eksik bulduğu konusunda bilginiz varsa bunu yetkililere iletin" cevabını verdi. "Türk yetkililerle neler konuştunuz, sizden bir talepleri oldu mu?" sorusunu ise Edathy, "Bizim çalışmalarımızın takdir edildiğini anladım. Büyük beklentileri var. Çalışmaları çok ciddiye alıyoruz. Almanya'daki Türk kurumlarıyla örgütleriyle toplumuyla yakın temas halindeyiz" diye cevapladı. "Türkiye'deki idam tartışmalarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz" sorusuna ise Edathy, "Türkiye'de tüm sorumluların, yetkilerin ve toplumun, ölüm cezasının 
yeniden getirilmesinin Türkiye'nin Avrupa'ya yaklaşmasının değil, Türkiye'nin Avrupa'dan en az 10 adım uzaklaşması anlamına geleceğinin bilincinde olduğuna inanıyorum" diye karşılık verdi.