93 yaşındaki eski Nazi SS subayı, yargılandığı Alman mahkemesinde, Stutthof'taki toplama kampında geçirdiği zamanı unutmak istediğini söyledi ve kampta işlenen suçlarda payı olmadığını iddia etti.

İşgal altındaki Polonya'da Danzig yakınlarında bulunan kampta, Dey'in görev aldığı bölge ve zamanda, neredeyse tamamı Yahudi 5 bin 230 kişi öldürülmüştü. Dey de bu katliama katılmak suçlamasıyla yargılanıyor.

Hazırlanan İddianamede cinayetler Ağustos 1944 ile 2. Dünya Savaşı'nın bitişi olan Nisan 1945 arasında gerçekleştirildiği belirtiliyor.

Almanya'nın Hamburg şehrinde bir mahkemede yargılanan Dey, "Ben bunların hiçbirine katılmadım, sadece gardiyan olarak orada bulundum. Zorla gardiyanlık yaptırdılar, bu bir emirdi." diyerek suçlamaları reddetti.

Dey, suçun işlendiği dönemde 17 yaşında olduğu için çocuk mahkemesinde yargılanıyor.

Ocak ayındaki bir duruşmada, bir tarihçinin verdiği ifadeye göre Dey, o dönemin Alman silahlı kuvvetlerine mensup bir asker olarak kampa gönderildi ve Eylül 1944'te SS subaylarına katıldı. Bu bilgiden yola çıkarak mahkeme, kamplarda toplu katliamlar yaptığı bilinen SS subayları yerine başka bir birime transfer olmayı talep edebileceğini, ancak Dey'in farklı bir talepte bulunmayı tercih etmediğini savunuyor.

"Bir deri bir kemik kalmış, acı çeken insanları gördüğümü hatırlıyorum"

Ekim ayında mahkemesi başlayan Dey, SS subayı olarak görev yaptığı zamanlarla ilgili mahkemeye bilgi vermişti.

Buna göre Dey, savaş bitmek üzereyken Stutthof kampındaki esirlerin Almanya'nın kuzeyindeki Neustadt'a götürmek üzere teknelere bindirilmesi sırasında gözlemcilik yaptı.

İngiliz askerler bölgeye yaklaştığında SS subayları tüm esirleri sığınma alanına götürdü. Dey, bu aşamada bölgeden ayrıldı.

Geçen yıl, Stutthof'taki gaz odalarını bildiğini ve "bir deri bir kemik kalmış, acı çeken insanları gördüğünü hatırladığını" söyledi.

Aralık ayında da 91 yaşındaki Stutthof esirlerinden Abraham Koryski, İsrail'den duruşmaya katılarak ifade verdi. 1944 yılında 16 yaşındayken kampa götürülen ve buradan sağ çıkabilen Koryski, "Sürekli dövülüyorduk, çalıştırılırken bile dövülüyorduk" dedi ve SS subaylarının esirlerin önünde "sadist gösteriler düzenlediğini" söyledi.

Koryski'ye göre bunlardan birinde bir erkek çocuk, babasını öldürene kadar dövmeye zorlandı.

Bu dava, Nazi Almanyası'nın işlediği suçlarla ilgili son davalardan biri. Çünkü o dönemde işlenen suçlara ortak olanlar da mağdurlar da ya çok yaşlı ya da artık o günleri hiç hatırlamıyor.

Bruno Dey'in avukatı Stefan Waterkamp, müvekkilinin akıl sağlığının ve hafızasının yerinde olup olmadığını görmek için psikiyatrik muayene talep etti.

Koronavirüs salgını sebebiyle önlemler alınan mahkemede, Dey ve mahkemeye katılan herkes maske taktı.

2011'den sonra SS subaylarına yönelik birçok dava açıldı

2011 yılına kadar Almanya'da 2. Dünya Savaşı'nda Nazilerin işlediği suçlara yönelik açılan davalarda, davalının suça doğrudan iştirakı şartı aranıyordu.

Ancak Sobibor kampının gardiyanlarından John Demjanjuk, 2011'de, doğrudan karar alıcılardan biri olmadığı halde, kamptaki toplu katliam suçuna eşlik etmekten ceza aldı. Bu ceza emsal alınarak 2011 sonrasında, Nazi kamplarında gardiyanlık yapmış birçok SS subayına dava açıldı.

2016'da kamplarla ilgili soruşturmaları yürütenler, Dey'in adının yazılı olduğu bir SS üniforması buldu. Ardından Stutthof kampına ait arşivde yer alan belgelerde imzaları görüldü.

2015'te de Auschwitz kampının muhasebecisi Oskar Gröning'e, herhangi bir cinayetle doğrudan bağlantısına dair hiçbir kanıt olmasa da, 300 bin Yahudi'nin öldürülmesine suç ortaklığı yaptığı gerekçesiyle 4 yıl hapis cezası verildi. Gröning, başarısız olduğu temyiz sürecinin sonunda cezaevine gitmeden kaldırıldığı hastanede 2018'de hayatını kaybetti.

Stutthof da resmi olarak 1942'de kayıtlara giren bir toplama kampıydı. 9 Mayıs 1945'te Sovyetler Birliği tarafından Nazilerden alındı.

Haziran 1944'te gaz odalarının inşa edildiği kampta 65 bin kişinin öldüğü tahmin ediliyor.