Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Topluluğu tarafından düzenlenen “Osmanlı’da Sanayileşmenin Halka Etkisi; Karcı Esnafı Buz Fabrikasına Karşı” başlıklı konferansta, İstanbul Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarih Bölümü’den Doç. Dr. Burcu Kurt öğrencilerle bir araya geldi.

Düzce Üniversitesi Kutadgu Bilig Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programda, kar ve buzun yeme içme kültüründeki yerinin, milattan öncesi dönemine kadar dayandığını söyleyen Doç. Dr. Burcu Kurt, temini ve saklanmasında zahmetli bir ürün olduğu için kar ve buzun sadece seçkin insanların sofrasın da yer bulduğunu ifade etti.

Bizans ve Selçuklu dönemlerinde de Anadolu’ da kar ve buzun özellikle içeceklerin soğutulmasında kullanıldığını dile getiren davetli konuşmacı, temini zor olan bu materyalin saklanmasının iki şekilde olduğunu belirtti. İlk olarak kar ve buzun dağlardan temin edildiğini ifade eden Doç. Dr. Kurt, dağların olmadığı bölgeler de ise buz havuzları sayesinde üretildiğine işaret ederek karın erimemesi içinse erken saatlerde veya gece taşındığını, daha sonra ise keçe, saman ya da kurumuş otlara sarılarak muhafaza edildiğini sözlerine ekledi.

Kar ve buzun Osmanlı mutfağına 15. yüzyıldan itibaren girdiğini dillendiren Doç. Dr. Burcu Kurt, İstanbul çevresinde yeterince beyaz ve temiz kar olmadığından sarayın buz ihtiyacının Bursa bölgesindeki dağların tepesinden ve Uludağ’daki göllerden sağlandığını kaydetti.

18. yüzyılda gerçekleşen sanayi devrimi neticesinde Avrupa’da ve tüm dünyada makineleşmeye gidildiği gibi Osmanlı devletinde de kar ve buz fabrikaları kurulduğunu belirten konuşmacı, halk açısından olumlu görünen bu durumun esnaf açısında ise farklı bir hal aldığını söyledi. İstanbul’da karcı esnafının tekel halde iken bir anda kendilerini fabrikalar ile rekabet içinde bulduklarını dile getiren Doç. Dr. Burcu Kurt, karcı esnafının buz fabrikaları ile nasıl rekabet edeceğini düşünürken, devletin uygulamış olduğu vergi planlaması ile daha da zor duruma düştüğü değerlendirmesinde bulundu.