Trakya Üniversitesinde, “Mirasımızın İzinde: 1. Balkan-Türk Kadın Çalıştayı” kapsamında, “Çok Kültürlülük İçerisinde Balkan Türklerinde Milli ve Manevi Değerlerin Korunması, Aile İçi Değer Aktarımında Karşılaşılan Zorluklar ve Çözüm Önerileri” başlıklı panel düzenlendi.

Trakya Üniversitesinde gerçekleşen, moderatörlüğünü Trakya Üniversitesi Dış İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Murat Türkyılmaz’ın üstlendiği panelde, Balkanlar ve Türkiye’den akademisyen ve STK temsilcileri, birbirinden farklı çok sayıda olgu üzerinde bilgi paylaşımında bulundu.

Panel kapsamında, Bosna Hersek’ten Şefika Muratagiç, Bulgaristan’dan Gülay Çınar İspir, Kosova’dan Agnesa Raşit, Kuzey Makedonya’dan Sevdiye Selim, Seyhan Murteza İbrahimi ve Şeyma Körbayram, Moldova’dan Irina Rişilyan, Sırbistan’dan Emine Sadıkoviç, Türkiye’den Ümmi Murati, Özkan Öztürk, Gülsüm Pehlivan Ağırakça, Necip Fazıl Kurt ve Halil Ekşi, Balkanlar’daki Türk kadınlarının sesini tüm Türkiye ve dünyaya duyurmaya ve onların sorunları için çözüm önerileri geliştirmeye çalıştı.

Kadının aile ve toplum arasında bir köprü vazifesi gördüğünü ve kadının toplumlarda yerine getirdiği görevleri itibariyle, sosyal sistemin işleyişine katkısının büyük olduğunu vurgulayan Priştine Elana Gjika Okulu Müdür Yardımcısı Agnesa Raşit, "1990’lı yılların sonunda yaşanan savaşı ve silahlı çatışmaları geride bırakan Kosova’da, tüm bu mücadelenin içinde kadınlar kilit bir rol oynamaktadır. Kosova’daki en önemli sorun işsizlik olup en çok azınlık toplulukları etkilemektedir. Kosova’nın tüm şehirlerinden bulunan kadın dernekleri kadınlara istihdam sağlamak, onların yeteneklerini keşfetmeye yardımcı olmak, kadınlara yol göstererek kendilerini iş sahibi yapmak ve aile ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla aktif bir şekilde çalışmaktadır" dedi.

Katılımcılar, sonuç çıktısında, "1990’lı yıllarla beraber Balkan coğrafyasında siyasi, ekonomik ve toplumsal alanlarda yaşanan köklü dönüşüm süreci neticesinde Türk ve Müslüman toplumlar da derinden etkilenmiş; buna paralel olarak söz konusu coğrafyada ortaya çıkan ulus devletlerde Türk ve Müslüman kimliğe sahip toplumlar önemli haklar elde etmiştir. Bu bağlamda, Türk ve Müslüman kimliklerin resmi olarak tanınmasıyla birlikte kendi kültürlerini koruyup devam ettirebilmeleri mümkün hale gelmiştir. Milli ve manevi değerlerin korunmasının yanında gelecek kuşaklara aktarılabilmesinde ailenin ve özellikle kadınların büyük öneme sahip olduğu genel kabul görmektedir" görüşünde birleşti.