SAMET ALTINTAŞ 

Dil öğrenmek, okullarda gerçekleşmesi en zor işlerden kuşkusuz. Öyle ki eski Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, görevdeyken verdiği mülakatta söz konusu yaraya şu sözlerle işaret etmişti: “Okullarımızda 10 sene yabancı dil görüyoruz, İngilizce eğitim alıyoruz. İsteğimiz Türk dilinin yayılması, güçlenmesi ama günümüz şartlarında yabancı dil gerekli. Fakat aldığımız eğitimlere rağmen bir gelişme yok, hep aynı yerde kalıyoruz, konuşamıyoruz.” İngilizcenin bilim dili, dünyanın her yerinde konuşulan bir lisan oluşu, bilhassa velilerin çocuklarına İngilizce öğretme arzusunu teşvik ediyor. Birçok kursun yanına bir de yabancı dil eğitimi kursları ekleniyor. 41 yaşındaki Avukat Zamir Demir’in İngilizce ile ilgili hikâyesi de benzer. Demir’i, ‘Tek Harfle İngilizce Öğretimi’ kitabını yazmaya sevk eden gerçeği şöyle anlatıyor: “26 yaşındaydım. Okulu bitirirken bir de dil öğreneyim dedim. Ama baktım metotlar çok düz ve öğretmekten uzak.” Bir gün yine evde tek başına İngilizce kelimelerin arasındayken kendi deyişiyle ‘artık karnına ağrılar giriyorken’ ‘fight’ kelimesine tesadüf eder. İght kelimesinin başına n, m, l, s harflerini ekler. Ve sistemi çözmüş olur. Çünkü her bir harf yeni, bir başka İngilizce kelimeyi işaret ediyordur. “Dil içinde gizli bir sistem var. Ve İngilizce dünyanın en basit dili.” diye konuşan Demir’e göre, her gün düzenli çalışan biri lisanı çok rahat öğrenir.
 
TDK, önce reddetti, sonra kabul etti
 
Zamir Demir’in kitabı yazma süresi ince araştırmalar ve yoğun uğraşlar nedeniyle 10 yılı bulmuş. Hatta birtakım bürokratik engellere dahi takılmış. Nasıl mı? Kendisinden dinleyelim: “Sahaftan Türk Dil Kurumu’nun eski bir İngilizce-Türkçe kitabını buldum. Ankara’ya yazacağım kitapta kaynak göstermek maksadıyla dilekçe yazdım, izin istedim. Beş ay ses çıkmadı, gitmeye karar verdim. Dilekçe yazılan yeri buldum ve durumu anlattım. Görevli, ‘Neticesini şimdi yazıyorum, ret.’ dedi. Canım çok sıkıldı. Sonuçta topluma faydalı bir iş yaptığımı düşünüyorum. TDK başkanına çıktım. Sekreteri çalışmamı anlatmış, onlar da TDK’nın bağlı olduğu Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’na sevk etti. Sonuçta izin çıktı ve kitabı 2011’de piyasaya çıkardım.”
 
Avukat Demir, geliştirdiği yöntemle 20 bin kelime öğrenilebileceğini söylüyor. Metodun hafızada kaldığını ve ezber yeteneğini kuvvetlendirdiğini de ekliyor. Yazarın kitabını çeşitli yayınevleri, dil kursları istemiş. Ama onun gönlü çok yok gibi. Bu işi, ‘topluma yararı olsun’ diye yaptığını hatırlatıyor. “İngilizce kursu açmayı düşünmüyor musunuz peki?” diye sorduğumuzda şu cevabı alıyoruz: “Düşünmüyorum. İş o zaman başka bir şeye evriliyor. Ben herkesin kendi başına öğrenmesini isterim.”