Ara tatilin tadını çıkaran öğrenciler, ikinci dönemin başlamasıyla birlikte yoğun bir ders dönemine merhaba dedi. Bu dönem ders seçimi yapacak öğrencilerin yükseköğrenim hedeflerini belirlemelerinin önemine değinen Doğa Koleji Genel Müdürü Ali Rıza Lüle, “Kariyer planlama, gelişimsel bir süreçtir. Doğduğumuz an başlar, eğitim ve iş hayatımız boyunca devam eder. Bu nedenle üniversite ve bölüm seçmek kariyer planlamanın sadece bir parçasıdır’ dedi.

İkinci dönemin başlamasıyla birlikte lise öğrencilerini, geleceklerini ve kariyer planlamalarını şekillendirecek önemli kararlar bekliyor. MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği gereğince, 10. sınıf öğrencileri gelecek yıl hangi dersleri seçeceklerini Şubat ayı sonuna kadar belirleyecek.

Öğrencilerin ders seçimiyle ilgili karar vermeden önce Yükseköğrenim Kurumları Sınavı’na (YKS) hangi puan türünden hazırlanacağına karar vermesi gerektiğini belirten Doğa Koleji Genel Müdürü Ali Rıza Lüle, öğrencilerin üniversiteye giriş sistemini iyi bilmesi ve yükseköğrenim hedeflerini belirlemiş olmasının önemli olduğunu söyledi. Ders seçimi ve YKS arasındaki bağlantıyı bilmenin doğru ders seçimi yapmanın ilk adımı olduğunu kaydeden Lüle, öğrencilere tavsiyelerde bulundu.

“Öğrencilerin yeteneklerini keşfederek öğrenme ortamları oluşturuyoruz”

Bu süreçte kararsızlık yaşayan öğrencilere tavsiyelerde bulunan Lüle, “Bilim ve teknolojinin hızla değiştiği dünyamızda iş hayatının ve mesleklerin farklılaşması, yeni iş kollarının doğması öğrencilerimizin karar vermesini zorlaştırabiliyor. Bu süreci kolaylaştırmak için öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini keşfederek potansiyellerini ortaya çıkaracakları, çok yönlü gelişecekleri öğrenme ortamları oluşturuyoruz” dedi.

Aileler nasıl bir yol izlemeli?

Kariyer planlamanın ilk aşamasının ‘kendini tanıma’ olduğuna dikkat çeken Lüle, “Öğrencilere uygulanacak kişilik ve ilgi testleri, rehberlik ve kariyer danışmanlığı, okuldaki öğrenmenin yanı sıra ailelerin de çocuklarını bilgilendirmesi ve desteklemesi, bireyin yol haritası çizmesine yardımcı oluyor” diye konuştu.

Sadece ders ortamında değil, sınıf dışında da öğrencilerin proje ve etkinliklerle yaşayarak öğrenmelerine fırsat tanınması gerektiğini belirten Lüle, “Ailelerin, çocuklarının meslekleri ve iş dünyasını tanımasına yardımcı olması, üniversite tercihiyle iş dünyası arasındaki bağlantının bilincinde olarak seçim yapmalarını sağlayacaktır’ dedi.

“Çocuklara tercih döneminde baskı yapılmamalı”

Araştırma sonuçlarının, çocukların meslek seçerken en çok anne ve babalarından etkilendiklerini gösterdiğini kaydeden Lüle, “Bu nedenle mesleklerle ilgili ön yargısız konuşmak, çocukla ilgili gerçekçi bir beklenti içine girmek, ilgi, yetenek ve kişilik özellikleri doğrultusunda seçim yapmasına olanak tanımak, baskı yapmamak büyük önem taşıyor. Günümüzde gençlerin daha çok kararsızlık yaşadıkları düşünülürse, ailelerin bu süreçte sabırlı olmaları ve okul ile iş birliği içinde çocuklarına yardımcı olması gerekiyor” ifadelerinde bulundu.

Okullara ne gibi sorumluluklar düşüyor?

Üniversiteler ve akademisyenlerle iş birliği yapılarak üniversite gezileri düzenlemenin, lise öğrencilerinin ders seçim sürecini olumlu yönde etkilediğini belirten Lüle, “Üniversite ve bölüm tanıtımları organize ederek, öğrenciye yükseköğrenimdeki seçenekleri tanıtılmalıdır. Mesleki gözlem uygulamaları, günümüzle gelecek arasında köprü kurmalarını sağlarken, iş dünyasıyla ilgili farkındalıklarını artıracaktır” şeklinde konuştu

“Kararsız öğrenciler için atölye çalışmaları yapılmalı”

Öğrencinin kariyer planlama olgunluğuna sahip olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini de ifade eden Lüle, “Kararsız öğrenciler için kariyer danışmanlığı görüşmeleri ve atölye çalışmaları yapılmalıdır. Bu çalışmalarla birlikte üniversiteye giriş sistemi, ders seçimi süreci ve kariyer hedefi belirlemeye yönelik sunumlar, gençlere yol gösterici olmalıdır” yorumlarında bulundu.

Lüle, öğrencilerin meslek tercihlerine göre hangi dersleri almaları gerektiğini ise şöyle sıraladı:

“Tıp, Diş Hekimliği, Veterinerlik gibi sağlık bilimleri, mühendislik bilimlerinde, Mimarlık, İç Mimarlık gibi bölümlerde eğitim almak isteyen öğrenciler üniversite sınavlarına Sayısal (SAY) puan türünden hazırlanmalıdır. Dolayısıyla dört yıl boyunca Matematik, Fizik, Kimya ve Biyoloji derslerini almalıdır.

Hukuk, İşletme, Ekonomi, Uluslararası İlişkiler, Psikoloji gibi bölümleri hedefleyen öğrenciler Eşit Ağırlık (EA) puan türünden üniversiteye hazırlanmalı ve dört yıl boyunca Matematik, Edebiyat, Tarih ve Coğrafya derslerini almalıdır.

Sözel (SÖZ) ya da Yabancı Dil (DİL) puan türü ile ilgili bölümler ve ilgili dersler arasındaki bağlantı bilinmeli ve ders seçimine buna göre karar verilmelidir.

Gençlerin birden fazla alanda beceriye sahip olması karar verme sürecini zorlaştırıyor. Bu nedenle tek bir mesleğe ve programa yönelmek yerine çoklu ve esnek hedeflerle ilerlemek ve çok yönlü olmak, kişisel gelişim ve geleceği garanti altına almak adına önem taşıyor.”