BERLİN (AA) - BAHATTİN GÖNÜLTAŞ - Avrupa Birliği’nin (AB), son aylarda Asya’da büyük pazarlara sahip çok sayıda üçüncü ülkeyle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarının (STA), AB üyesi olmayan ve birliğin karar organlarında yer almayan Türkiye’nin, Gümrük Birliği’nden doğan kazanımlarına zarar verebileceği belirtilirken, Gümrük Birliği'nin zaman kaybetmeden güncellenmesini gerektirdiği ifade ediliyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın son dönemde siyasi ve ekonomi politikalarındaki belirsizliğinin Asya ülkeleriyle daha yakın ekonomik ilişkiler kurmaya zorladığı AB, söz konusu ülkelerle STA'lar imzalamaya başladı.

AB, uluslararası birçok konuda AB'nin en önemli müttefiki haline gelen Japonya ile Temmuz 2018'de, yıl sonunda yürürlüğe girecek bir STA imzaladı. "Serbest ticarette dünyanın en büyük anlaşmalarından biri" olarak nitelendirilen STA, 620 milyondan fazla kişiyi ve dünya GSMH'sinin yaklaşık yüzde 30’unu kapsıyor.

AB, Güneydoğu Asya'daki ana ticaret partneri olan Singapur ile de geçen hafta düzenlenen 12. Avrupa-Asya Zirvesi'nde STA imzalandı.

AB'nin, 95 milyon nüfusuyla Asya’nın gelişen ekonomilerinden Vietnam ile de STA'yı yakında imzalaması bekleniyor. Söz konusu anlaşma, AB'nin gelişen bir ekonomiyle yaptığı ilk STA olacak. Anlaşma kapsamında, karşılıklı vergiler yüzde 99 oranında düşürülecek.

- Avrupa, Asya ile ticarette yakınlaşıyor


Avrupalı liderler, imzalanan STA'ların ABD Başkanı Trump'ın politikalarının aksine, çok taraflı iş birliği ve korumacılığa karşı güçlü bir sinyal göndereceğini belirtirken, "Avrupa ve Asya'nın güçlerini birleştirmesinin dünyayı önemli ölçüde değiştirebileceği" tezini savunuyor. Liderler, Asya'da yükselen piyasa ekonomilerinin AB'li üreticiler için önemli bir ihracat potansiyeli yarattığını da vurguluyor.

Dünyada küresel ticaretin öncü rolünü üstlenmeye çalışan AB'nin, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği'nin yanı sıra (ASEAN) Hindistan, Çin, Malezya, Tayland, Avustralya, Yeni Zelanda, Arjantin, Brezilya, Uruguay, Venezuela ve Paraguay'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda ülkeyle ticaret anlaşmalarını imzalamayı hızlandırması, AB ile Gümrük Birliği anlaşması olan Türkiye’yi nasıl etkileyeceği konusunu da gündeme getirdi.

Türkiye’nin, AB’nin STA imzaladığı ülkelerle eş zamanlı anlaşma yapamaması ve ekonomik hassasiyet gerektiren bazı düzenlemelerin göz ardı edilmesi, özellikle tekstil, taşıt araçları ve elektronik eşya sektörlerinin zarar görmesine neden olabileceği belirtiliyor.


- Türkiye, müzakere sürecinde masada değil

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Berlin Temsilcisi Alper Üçok, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, AB’nin, Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı olduğunu hatırlatarak, Gümrük Birliği'nin, AB ile Türkiye arasındaki ticaret hacmini genişlettiğini ve ticarete konu ürün çeşitliliğini artırdığını belirtti.

AB’nin Japonya ve Singapur ile imzaladığı STA’lardan sonra Türkiye’nin Gümrük Birliği üyeliği dolayısıyla bu süreçten olumsuz etkilenmesi konusunda endişelerin ortaya çıktığını ifade eden Üçok, AB’nin üçüncü taraflarla imzaladığı STA’larla ilgili Türkiye’nin müzakere sürecinde yer almaması ve söz sahibi olmamasının bazı olumsuzluklara neden olduğunu söyledi.


- "Gümrük Birliği’nin güncellenmesi daha kalıcı bir çözüm"


Alper Üçok, söz konusu olumsuzluklara ilişkin şu görüşleri dile getirdi:

"İlk olarak, AB’nin STA yaptığı ülkeler, Türkiye ile de STA yapma konusunda çok istekli olmamaktadır. Ancak Türkiye'nin, Singapur ile zaten STA imzaladığı ve Japonya ile de imza aşamasına yaklaştığı düşünüldüğünde, bu iki ülke örneğinde, çok olumsuz etkilenmeyecektir. İkinci olumsuzluk, AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı STA’ların ticaret saptırıcı etkileri ve bu etkilere karşı Türkiye’nin korumacı önlemler alma zorunluluğudur. Örneğin, AB ile Meksika 2000 yılında STA imzalamıştır. Türkiye-Meksika STA müzakereleri ise sürmektedir. AB ile gerçekleştirdiği STA kapsamında Meksika malları Türkiye pazarına gümrüksüz girebilmekte ve bu durum, Türkiye pazarında haksız rekabete yol açabilmektedir. Diğer taraftan Türk ürünleri Meksika pazarında yüzde 10 ila 20 arasında gümrük vergisine tabidir. Türkiye ise bu ticaret sapmasına önlem olarak AB’nin korumacı politikalar olarak eleştirdiği birtakım önlemler almaktadır. Bunların başında, Meksika menşeli ürünlere getirilen yüzde 10 oranındaki toplu konut fonu uygulaması ve ilave ek gümrük vergileri gelmektedir."

Bütün bunların giderek korumacı eğilimlerin hakim olduğu küresel ticarette bugün için geçerli olduğunu belirten Üçok, "Ancak sürekli olamayacak geçici çözümlerdir. Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin sağlanması bu konuda daha kalıcı bir çözüm oluşturmaktadır." dedi.