İSTANBUL (AA) - Atlantic Council tarafından Limak Holding'in desteğiyle hazırlanan ve Suriye vatandaşlarının Türkiye'deki varlığını inceleyen raporun tanıtımı yapıldı.

Atlantic Council tarafından yapılan açıklamaya göre, Limak Holding'in desteğiyle hazırlanan "Suriyeli Mültecilerle Uzun Vadeli Bir Dayanışma Yolunda, Türkiye'nin Tutumu ve Zorluklar" başlıklı raporun lansmanı gerçekleştirildi.

Raporun tanıtım toplantısına Atlantic Council Başkanı Frederick Kempe, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, Atlantic Council Türkiye Temsilcisi Defne Arslan, raporu hazırlayan Laura Batalla ve Juliette Tolay katıldı.

Türkiye'deki Suriyelilerle ilgili çözüm önerileri içeren rapor, Avrupa Parlamentosu Türkiye Forumu Genel Sekreteri Laura Batalla ve Penn State Harrisburg Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Siyaset Bilimi Öğretim Görevlisi Juliette Tolay tarafından hazırlandı.

Söz konusu raporda, 2011'den bu yana Türkiye'nin Suriye vatandaşlarına yönelik benimsediği yaklaşımı tezahür ettiren politikaları, aktörleri ve konuları bütüncül bir bakışla incelendi.


- "Türkiye, diğer ülkelerden farklı olduğunu gösterdi"


Rapora göre, Türkiye 2011'den bu yana Suriye vatandaşlarına ev sahipliği yapıyor. 2014'ten beri dünyada en fazla mülteci Türkiye'de bulunuyor. Bunların büyük bir çoğunluğu ise Türkiye'ye Suriye'den geliyor.

Türkiye'de kayıtlı toplam 3,5 milyon Suriye vatandaşı bulunurken, gerçek aktif rakamın bunun daha da üzerinde olduğu tahmin ediliyor. 18 yaş altındaki Suriyeli sayısı 1 milyon 660 bin kişinin altında bulunuyor.

Bu süreçte Türkiye'de, 350 bine yakın Suriyeli çocuk doğarken, 5-18 yaşlarında eğitim çağında yaklaşık 1 milyon Suriyeli çocuk bulunuyor. Bunlardan 600 bini eğitim alabiliyor. 20 bin Suriyeli de Türkiye'deki üniversitelerde eğitim alıyor.

Rapordaki değerlendirmelere göre, yaşanılan kitlesel göç hareketleri çağında, Suriye vatandaşlarını karşılamakta gösterdiği hem finansal ve yönetimsel kapasitesi hem de güçlü siyasi iradesiyle Türkiye, diğer ülkelerden farklı olduğunu ortaya koydu. Açık kapı politikası, kamplar ve geçici koruma statüsü Türkiye'nin tutumunun merkezinde yer aldı.

Raporun öneriler bölümünde ise özellikle Suriyeli vatandaşlarla birebir ve yakın ilişki içinde olan belediyelerin imkan ve görev alanlarının güçlendirilmesi, kapsayıcı bir uyum stratejisi oluşturulması tavsiyesinde bulunuldu.

- "Mülteci meselesi gitgide iç siyaset malzemesi haline geldi"


Açıklamada görüşlerine yer verilen Atlantic Council Başkanı Frederick Kempe, mültecilerin büyük kalabalıklar halinde gelme olasılığının, Avrupa toplumunun bazı kesimlerinde yabancı düşmanlığını tetiklediğini belirterek, "Bu da popülist siyasi partiler tarafından kullanıldığından mülteci meselesi gitgide iç siyaset malzemesi haline geldi. Ülkelerin sınırlarını tel örgülerle ve duvarlarla kapatmalarına neden oldu ve halihazırda Avrupa Birliği'nin geleceği ile ilgili devam eden tartışmaları daha da karmaşık bir hale getirdi." değerlendirmelerini yaptı.

Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir de topraklarını terk eden 6,3 milyon Suriyelinin, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük göç dalgasını oluşturduğunu ifade etti.

Şirket olarak bu konuya neden özel bir ilgi gösterdiklerini anlatan Özdemir, şunları kaydetti:

"Çünkü bu geçici bir durum veya kontrol edilebilen bir insani kriz değil. Bu durum Türkiye'ye, bölgeye hatta daha geniş perspektifte küresel düzene dönük uzun soluklu kalkınma sonuçları ortaya çıkartacak. Bugün Türkiye'deki Suriye vatandaşları, özellikle sınır bölgesindeki şehirlerde yerel kalkınmanın önemli bir unsuru haline gelmiş durumda. Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin yüzde 48'i 18 yaşın altında, yüzde 37'si okul çağında, yüzde 46'sı kadın... Suriye'de çatışmaların başladığı günden bu yana Türkiye'de doğan Suriyeli sayısı 350 bini buldu. Bu nüfusun eğitimi, istihdamı ve sosyal entegrasyonu, onları misafir eden toplumun en önemli meselesi. Bu nedenle özel sektör de çözümün bir parçası olmalı, elini taşın altına koymalı."