HaberTürk'ten Abdurrahman Yıldırım'ın yazısı...

17 gün aradan sonra İstanbul seçimlerinde sayım işlemlerinin sonuçlandırılması ve mazbatanın yeni başkana verilmesiyle finansal piyasalarda belirgin bir rahatlama meydana geldi. Ancak bu durum kısa sürdü. Dolar 5.71’e kadar inmişken 5.85’e kadar yükseldi. Akşam saatlerinde ise 5.80 civarında işlem gördü.

- Kurda bu dalgaya yol açan olay Merkez Bankası rezervlerinin yeniden gündeme gelmesiydi. Tıpkı seçim öncesinde swap şokuna yol açmasında olduğu gibi.

Bu kez konuyu gündeme getiren ve manşetinden veren Financial Times (FT) gazetesi ise TCMB net rezervlerinin görünen 27 milyar dolardan 11 milyar dolar daha eksik olduğunu öne sürdü. Son dönemde swapla borçlanan TCMB’nin net döviz rezervini şişirdiğini ima etti. TCMB ise hesapların uluslararası kayıt sistemine göre tutulduğunu açıkladı.

ŞEFFAFLIK VE AÇIKLAMA ŞART

Durum bununla da sınırlı tutulmadı. Net döviz rezervi ile dış borç ve yıllık dış finansman ihtiyacı karşılaştırılarak rezervlerin yetersizliğine işaret edildi.

Sonuçta yabancı yatırımcılar FT okuduğundan dün TL değer kaybetti.

Bu olayda vurgulanacak veya çıkartılacak birkaç ders var.

- İlki şeffaf olmak ve yanlış anlamalara yol açacak yorum ve haberlere zamanında açıklık getirmektir. Bu da en başta TCMB’nin görevidir.

NET REZERV KISTAS DEĞİL

- İkincisi merkez bankaları için önemli olanın net rezervlerin değil brüt rezervlerin olduğunun vurgulanmasıdır. Ne yani, net rezerv eksiye geçerse iflas etmeyeceğiz. Geçmişte eksiye geçtiği günler çoktu. İflas etmedik. Net rezervlerin ne olması gerektiği konusunda da herhangi bir kriter yoktur. Ne kadarı yeterlidir, ne kadarı yetersizdir, bilinmez bile. Böyle bir kavram yoktur.

ASIL KISTAS BRÜT REZERVLER

- Uluslararası karşılaştırmalarda aranan temel kıstas brüt rezervlerdir. Bu rezervlerle kaç aylık ithalatın karşılandığı ya da kısa vadeli dış borçları karşılayıp karşılamadığı sorgulanır. Normal kabul edilen rezerv düzeyi 6 aylık ithalatın finansmanıdır.

- Son dönemin ortalama aylık ithalatı 16 milyar dolardır. Bu da Türkiye için güçlü rezerv düzeyinin yaklaşık 100 milyar dolar civarında olması gerektiğini gösterir.

2013’TEN BERİ GERİLİYOR

- TCMB’nin 12 Nisan itibariyle brüt rezerv düzeyi ise 77 milyar dolardır. Yani 23 milyar dolar kadar bir eksiklik söz konusudur. Yaklaşık 1.5 aylık ithalat karşılığına denk gelir. Ancak bu durum rezervlerin tehlikeli bir noktaya doğru düşmekte olduğunu göstermez. Brüt rezervler Kasım 2013’te 114.2 milyar dolar düzeyinden kademeli kademeli şekilde azalmaktadır.

- TCMB gerektiğinde 77 milyar doların tümünü de nakde çevirip kullanabilir. Bu sırada net rezervler eksiye de geçebilir. Bunun bir önemi yoktur. Ancak brüt rezervleri tüketmenin de piyasalara av olmaktan başka bir yararı yoktur.

REZERVİ GÜNDEME GETİRME NEDENİ

- Bütün bunlara karşılık finansal piyasalara hitap eden bir yayın organının neden net rezervlere dikkat çektiği ise asıl cevaplandırılması gereken konudur. Ya da TCMB neden bu tür kısır tartışmalara konu edilmektedir?

- Bunun bir nedeni Kasım ve Aralık aylarında Hazine ihalelerinde faiz düşürme operasyonlarıyla yabancıların elinin yakılmasıdır. Nitekim yabancılar o tarihten sonra devlet iç borçlanma senetleri piyasasından giderek çekildiler. Kasım sonunda yabancıların devlet iç borçlanma senetlerine yatırımları 19.4 milyar dolardı. 12 Nisan itibariyle yani 4.5 ay sonra 14.1 milyar dolara indi. 5 milyar dolarlık azalma söz konusu. Yine yabancı yatırımcıların hisse senedi stoku aynı sürede 31.4 milyar dolardan 29.3 milyar dolar düzeyine indi. Azalma 2 milyar dolar kadar.

ALBAYRAK’IN ABD ZİYARETİ

- İkinci neden ise seçim öncesinde yine rezerv tartışmasından çıkan ve swap faizlerinin yüzde 1.300’e çıkmasıyla Londra’dan işlem yapanların elinin yakıldığı olaydır. Yabancılar bu olaylarda faturayı icranın başındaki insana çıkarmaktadır.

- Olay sadece TCMB rezervleri tartışması ile sınırlı da değildir. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ABD ziyaretinin haberleştirilme şekli de aynı nedene bağlı diye düşünüyorum.