İSTANBUL (AA) - MURAT BİRİNCİ - Ziraat Bankası ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, "Enflasyonda beklenen düşüşle mart ayında Merkez Bankası'nın para politikasındaki sıkılığı belirginleşecek." dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, Geç Likidite Penceresi (GLP) borç verme faiz oranı 50 baz puan artırılarak yüzde 12,25’ten yüzde 12,75'e yükseltildi. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8,00'de, gecelik marjinal fonlama oranı yüzde 9,25'te ve gecelik borçlanma faiz oranı ise yüzde 7,25'te sabit bırakıldı.

Merkez Banka'nın faiz kararına ilişkin görüşlerini paylaşan Ziraat Bankası ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırımlarının Çin Merkez Bankası (PBoC) tarafından eş zamanlı karşılık bulmasının küresel makro dengeleri açısından pozitif olduğunu belirtti.

ABD'de ve Çin'de faizlerin yükselmesinin dolar ve ham madde fiyatlarının istikrarlı seyretmesiyle sonuçlanabileceğini ifade eden Yılmaz, "Fed-PBoC etkileşimi ve eş zamanlılığı önümüzdeki dönemde girdi maliyetleri üzerinden fiyat istikrarına pozitif etki sağlayabilir." dedi.

Yılmaz, Aralık 2015'te piyasada faiz arttırım beklentisinin olduğunu anımsatarak, "Merkez Bankası aralık ayını pas geçmiş ve mart ayında koridorun üst bandında indirimle sadeleşmeye başlamıştı. Bugün benzer bir konjonktürle karşı karşıyayız. Enflasyonda beklenen düşüşle mart ayında Merkez Bankası'nın para politikasındaki sıkılığı belirginleşecek. 'Kararlı' duruş 3 Ocak 2018 tarihinde aralık enflasyonu ile birlikte kendisini göstermeye başlayacak." ifadelerini kullandı.


- "Faiz artışları devam edebilir"


Türk Ekonomi Bankası (TEB) Finansal Piyasalar Strateji Müdürü Erkin Işık, Merkez Bankası'nın GLP faizindeki 50 baz puanlık artışının piyasa beklentileri olan 100 baz puanın altında, kendi beklentileri olan 75 baz puana ise daha yakın gerçekleştiğini söyledi.

Muhtemelen TCMB'nin bütün fonlamayı yine geç likiditeden vereceğini ve bu durumda ortalama fonlama faizinin 50 baz puan yükselerek yüzde 12,75 olacağını ifade eden Işık, "Merkez bankası, yakın dönemde yaşanan maliyet gelişmelerin beklentiler ve fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırdığına dikkati çekiyor. Aynı zamanda hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceğini ve ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabileceğini söylemeye devam ediyor. Bu da 18 Ocak 2018 tarihindeki PPK toplantısında faiz artırımlarının devam edebileceğine işaret ediyor." diye konuştu.


- "Karar, kurlarda beklenen gerilemenin yaşanmasına engel olacak"


AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, TCMB'nin beklentileri karşılayamadığını ve yetersiz bir artış yaptığını ifade etti.

Merkez Bankası'nın repo ihalesi açmayarak ve tüm fonlamayı GLP'den yaparak ortalama fonlama maliyetini yüzde 12,75’e çıkarmasının beklenebileceğini söyleyen Bürümcekçi, "Banka anlaşılan, aralık ayından itibaren lehte baz etkileri ile gerileme eğilimine girecek manşet enflasyona güvenerek sıkılaşmayı sınırlı yapma tercihinde bulunmuştur. Bu ise kurlarda beklenen gerilemenin yaşanmasına engel olacaktır." dedi.


- "Kararlılık devam ediyor"


Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı, parasal duruşta beklentilerin altında sıkılaşmanın destekleyici küresel ortamda kabul edilebileceğini belirterek, "Her ne kadar GLP faiz oranında gerçekleşen artış beklentilerin altında kalsa da; TCMB'nin yayımladığı faiz notunda, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışında artan risklere dikkat çekmesini ve bu doğrultuda da parasal duruşun sıkılaştırılmasına yönelik ifadesini, fiyat istikrarı hedefini gözetme konusundaki kararlılığının devam ettiği yönünde yorumluyoruz." şeklinde konuştu.

Dünkü Fed kararlarının küresel piyasalar açısından güvercin olarak algılanabileceği sonuçlarının da göz önüne alınması durumunda, faiz kararının kur üzerinde yaratmış olduğu ilk tepkinin yumuşaması açısından destekleyici olabileceğini değerlendiren Tokalı, gelecek dönemde enflasyon baskılarının azalması yönünde gelişmelerin oluşması halinde de fonlama kompozisyonunda GLP'nin kademeli azaltılması ve ortalama fonlama maliyetinin gerilemesinin bekleneceğini söyledi.


- "TCMB, enflasyona dair daha şahin bir söyleme geçti"


QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı, Merkez Bankası'nın beklenenden az faiz artışına giderek piyasaları hayal kırıklığına uğrattığını belirtti.

Bu toplantının TCMB için kredibilitesini tesis etmesi adına büyük bir fırsat olduğunu ifade eden Kanlı, "Şimdi piyasaya kararlı olduğu mesajını verseydi daha sonra enflasyonun düşmesi halinde faiz indirim adımlarını da rahat bir biçimde atabilecekti. TCMB, beklenenden düşük faiz artırımına karşın, karar metninde enflasyona dair daha şahin bir söyleme geçmiş. Ancak, piyasa eyleme odaklanacaktır ve bu kararı olumsuz algılayacaktır." değerlendirmeleri yaptı.

Kanlı, TL'nin, diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre birkaç haftadır daha iyi olduğunu ancak bu seyrin gelecek dönemde tersine dönebileceği tahmininde bulundu.


- "Lehte baz etkisi manşet enflasyonun kur üzerindeki baskını azaltacak"


"Kasım ayında enflasyonun tarihi zirvesine ulaşması sebebiyle reel faiz oranları baskılanmış olsa da, aralık ayından itibaren lehte baz etkileri ile gerileme eğilimine girecek manşet enflasyon kur üzerindeki baskının azalmasını sağlayacaktır." diyen Şimşek, Merkez Bankası'nın ayrıca para politikası duruşuna ilişkin mesajını aynen koruyarak "ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir" ifadesini kullandığına dikkati çekti.


- "Sadece kur işlemleri üzerinden yaklaşma büyük resmin okunmasında sorun yaratabilir"


DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Strateji Yönetmeni Orkun Gödek, açıklanan kararın enflasyon görünümünde bozulmadaki hızlanmayı ve TL’nin sepet kur
nezdindeki son dönem değer kaybını sınırlandırıcı etkide bulunma ihtimalinin düşük kalabileceğini söyledi.

Özellikle aralık ayı içerisinde TL cinsi varlıkların fiyatlamalarında oluşan iyimserliğin TCMB'ye dair beklenti kanalı mekanizmasının işlemesinden kaynaklandığını düşündüğünü kaydeden Gödek, bu duruma sadece kur işlemleri üzerinden yaklaşmanın büyük resmin okunmasında sorun yaratabileceğinin altını çizdi.

Gödek, küresel risk iştahının destekleyici konumda olduğu bu dönem içerisinde aralık ayı ile başlaması muhtemel görülen baz etkisi kaynaklı enflasyon düşüşünün TCMB tarafından alınan kararı destekler yanları olabileceğini dile getirdi.

Ancak beklentilerin karşılanmadığı konusunda yatırımcı yaklaşımının enflasyonda beklenen iyimserliği sınırlayabileceğinin ve ek maliyet alanı açabileceğinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Gödek, "Dış koşulların destekler konumda kalmaya devam etmesi yerel varlıkların fiyatlamasında beklentilerin karşılanmaması konusunun sınırlı düzeyde görülmesini sağlayabilir. Ancak genel risk algılamasının gerilediği dönemlerde ise aksi yönde gelişmelerin olabileceği de unutulmamalı." ifadelerini kullandı.