Fındıkta bahçe zararlıları, üretim artışı gibi konularda yaşanan sorunlar masaya yatırıldı. Fındık ihracatçıları üretimde büyük kayba yol açan bahçe zararlıları ile mücadelede seferberlik başlattı. İFMİB Başkanı Ali Haydar Gören, "Fındıkta lider üretici ve ihracatçı ülke olarak fındık kurdu, yeşil kokarca ve külleme gibi sorunlara karşı bilinçli mücadele yapmamız gerekiyor. Bunu başarmayı ve ürün kalitesini daha da artırmayı istiyoruz" dedi.

Türkiye’nin üretim ve ihracatta dünya lideri olduğu ve stratejik ürünler arasında yer alan fındıkta bahçe zararlıları, üretim artışı gibi konularda yaşanan sorunlar, düzenlenen basın toplantısında açıklandı. İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İFMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Gören ve Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Edip Sevinç’in ev sahipliği yaptığı toplantıya çok sayıda sektör temsilcisi de katıldı.

Toplantıda konuşan İFMİB Başkanı Ali Haydar Gören, iki yıl önce külleme hastalığını gündeme getirerek farkındalık oluşturduklarını ve üreticinin bilinçlendirilmesiyle 300 milyon doları bulan kaybı telafi ettiklerine dikkat çekti. Ali Haydar Gören, “Sadece bir fındık kurdu böceği 200 adet, bir yeşil kokarca böceği ise 250 adet fındık meyvesine zarar verebiliyor. Mantar kaynaklı bir hastalık olan külleme ise miktar ve kalite kaybına yol açıyor. Fındıkta lider üretici ve ihracatçı ülke olarak fındık kurdu, yeşil kokarca ve külleme gibi sorunlara karşı bilinçli mücadele yapmamız gerekiyor. Bunu başarmayı ve ürün kalitesini daha da artırmayı istiyoruz. Geçen yıl 1,6 milyar dolar olan ihracatımızı bu yıl artırmayı, 2023 yılında da 3,5 milyar dolar ihracatı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” dedi.

“Türkiye’nin payı yüzde 65’e düştü”

Dünyada 950 bin ton kabuklu fındık üretimi olduğunu, Türkiye’nin dünya fındık üretim ve ihracatında yüzde 80 civarındaki payı ile lider konumundayken, son yıllarda meydana gelen gelişmeler sonucunda payını yüzde 65-70’lere kadar düşürdüğünü vurgulayan Ali Haydar Gören “Hatta zaman zaman yüzde 60’a gerilemesi gibi tehlikeli bir durum ile karşı karşıyayız. Bu sonuç ile karşılaşılmasının en önemli nedenlerinden birisi, rakip ülke üretimlerinin artması ve yeni üretici ülkelerin ortaya çıkması iken, en az onlar kadar önemli diğer bir neden de ülkemizdeki verimin diğer ülkelere kıyasla çok düşük olması oldu. Öyle ki Türkiye’de dekar başına verim ortalaması 80-90 kg iken, İtalya’da bu oran 150-160 kg, Gürcistan’da 180-220 kg ve ABD’de ise 260-280 kg civarında. Oysa ülkemizde bazı alanlarda iyi tarım tekniklerini uygulamak suretiyle, şu anda dahi dekarda 250-300 kg fındık üretebilen üreticilerimiz mevcut” dedi.

Fındıkta Türkiye’nin payının artması için hem üretimin hem de tüketimin artırılması gerektiğine işaret eden Ali Haydar Gören, İtalya ve İspanya gibi badem üreticisi ülkelerin uyguladığı stratejilerden örnekler vererek şunları söyledi: “İtalya’nın 2010 yılında 495 bin ton olan üretimi 2017 yılında 1 milyon 250 bin tona çıktı. Bu ürünün tamamını dünya pazarlarında satıyorlar. Fiyat konusunda spekülatif yöntemler yerine, Ar-Ge çalışması yapıp, fındığı kullanan çikolata endüstrisinde soluklu mücadele ile bademin tercih edilmesini sağlıyorlar. Fındığa baktığımızda ise bizler 2010 yılında 243 bin ton, 2017 yılında ise 263 bin ton ihracat yapmışız. İhracat potansiyelimizi daha iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Dünyadaki tüm müşterilerimiz Türkiye’nin dünya standartlarında üretim yaptığını söylüyor. Kaliteli fındık ve fındık ürünleri konusunda sıkıntımız yok. Bu nedenle artık zaman kaybetmeden tüm paydaşlarla kaynakları daha verimli kullanarak üretimi ve kaliteyi artıracak çalışmalar yapmalıyız” diye konuştu.

“Türkiye’nin lider üretici konumu kırılmak üzere”

KFMİB Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Edip Sevinç, bahçe zararlılarına karşı tedbirlerin alınmaması halinde gelir kaybının önümüzdeki dönemde 1 milyar dolar olacağına işaret ederek Sevinç, “Geçen yıl sezon başlangıcında tahmin edilen rekolteden yüzde 40’a yakın kayıplar oldu. Araştırdığımızda, bunun meyvenin oluşumu sırasında bahçe zararlılarının anormal artışından kaynaklandığı ortaya çıktı. Üreticilerimiz zararla mücadeleyi ya yapmıyor ya da yapamıyor. Aynı durum devam ederse Türkiye’nin gelir kaybı 1 milyar dolara yakın olacak. Türkiye’de verim ve üretim artışının düşmesi nedeniyle alternatif fındık üreticisi ülkelerle aramızda ciddi bir rekabet oluştu. Türkiye’nin lider üretici konumu kırılmak üzeredir. Bu çok ciddi ve dramatik bir durumdur. Örneğin Gürcistan’dan dünyaya bulaşan kahverengi kokarca böcekleri var. Bu kokarcalar Türk fındığının sonunu getirebilir. Yanlış politikalar, verimsizlik, dünyada alternatif üretici ülkelerin ürünlerine olan ilginin artması ile oluşan sorunu göz ardı edemeyiz. Biz de buna karşı üreticiyi ve tüm kamuoyunu uyarmak için 1 milyon adet bilgilendirme broşürü hazırlattık. Fındık üretimi yapılan tüm il ve ilçelerde yer alan köylere bu broşürü ve afişleri dağıtarak büyük bir seferberlik başlatıyoruz” şeklinde konuştu.

"Büyük bir seferberlik başlatıyoruz"

Sevinç, “Türkiye’nin lider üretici konumu kırılmak üzere. Gürcistan’dan dünyaya yayılan kahverengi kokarca böcekleri Türk fındığının sonunu getirebilir. Fındık üreticilerine dağıtmak üzere hazırladığımız 1 milyon bilgilendirme broşürü ve afişlerle büyük bir seferberlik başlatıyoruz” dedi.

“Popülist nedenlerden fındık üretiminin artmasından korkuluyor”

Türkiye’nin fındığa ihtiyacı olduğunu, üretim artmadan istikbalin olmayacağına dikkat çeken İlyas Edip Sevinç, “Türkiye fındık üretiminin artmasından popülist sebeplerden dolayı korkuyor. Bu durum sıkıntılı süreci beraberinde getirir. En büyük zararı da üretici görür. Verimsizlik ve üretim azlığı nedeniyle fındık kullanamayan dışarıdaki sanayici fındık dışı ürünlere yönelir ve bir daha fındığa yönelmez. Artan fiyatlar nedeniyle yine başka ürünlere yönelirler. Bu durum üreticiyi geçim gelirinden ve ülkeyi ihracat gelirinden mahrum eder. Şu anda zirai bir mücadele yürütüyoruz. Yakında başka projelerimiz de olacak. Türkiye’nin yapacağı tek şey üretimi artırmak. Biz üretimi artırırsak, alternatif ülkeler de piyasadan çekilirler” ifadelerini kullandı.

“Fındığın 10 yıllık katma değeri 21 milyar dolar”

Fındık başta olmak üzere tarımla ilgili tüm problemleri üretim artışı olmadan çözmenin mümkün olmayacağını dile getiren İlyas Edip Sevinç, “Fındık da bir tarım ürünü olarak, ana ihraç kalemleri arasında yer alıyor. Stratejik ürünlerden bir tanesidir. Türkiye’nin bir zamanlar toplam ihracatının yüzde 10’unu oluşturuyordu, şimdi ise tarımda yüzde 10’unun oluşturuyor. Kemiksiz, yani tamamen yerli ürüne dayalı bir üründür. Yüzde 95 yerli teknoloji ile işlenmektedir. Öyle ki, ithal girdiler çıktıktan sonra ihracat lideri otomotiv sektörünün 10 yıllık katma değeri 23 milyar dolar iken, fındığın 10 yıllık katma değeri 21 milyar dolardır. Fındığın olmadığı bir yerde Karadeniz Bölgesi ekonomisinin hayat bulması mümkün olmaz. Buna rağmen ithal bir ürün olan bademin Türkiye’ye ithalindeki ciddi artışların çok dikkat çekicidir. Kuruyemiş stantlarında badem fındığın önündedir. Cevizde de artış var. Kendi milli ürünümüzün, Türkiye’de dahi tüketimi düşüyorken, ithal ürünlerin tüketiminin artması bizi düşündürüyor. Ama yine de umutluyuz. Bu yıl bahçeler çok iyi gözüküyor. Türkiye’nin şu anda 720 bin hektar arazide 575 bin ton civarında bir üretimi söz konusu. Bakanlığımız bu yıl için rekolteyi 515 bin ton olarak açıkladı. Üretimde tekrar yüzde 75 paya ulaşma şansımız var” dedi.