Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Bizim sistem vatandaşına diyor ki ‘kayıtlı ekonomiye ben geç derim ama sen geçme. Defolu ol ki bana hesap sorama.’ Zaten sistem onun üzerine kurulmuş. Biz hesap soruyormuş gibi yapıyoruz, onlar bize hesap soruyormuş gibi yapıyor. İki taraf da birbirini idare ediyor” dedi.

Hisarcıklıoğlu, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) toplantısında yaptığı konuşmada, kaliteli demokrasiden bahsedebilmenin yolunun kayıtlı ekonomiden geçtiğini belirterek, bütün gelişmiş ülkelerde kayıtlı ekonomiyi sistemin desteklediğini söyledi. Kayıtsız ekonomiyi de sistemin desteklediğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizim sistem vatandaşına diyor ki ’kayıtlı ekonomiye ben geç derim ama sen geçme. Defolu ol ki bana hesap sorama.’ Zaten sistem onun üzerine kurulmuş. Biz hesap soruyormuş gibi yapıyoruz, onlar bize hesap soruyormuş gibi yapıyor. İki taraf da birbirini idare ediyor. Tek bir yer var, milletin hesap sorabildiği yer, o da sandık... Allah’tan oraya kamera mamera girmedi de o örtünün arkasında millet kendi hür iradesiyle oyunu kullanabiliyor. Allah’tan o sandık var. Sandık da olmasa halimiz daha da perişan. Sandığı kaybetmememiz lazım.”

‘Güçlü ekonomi şart’
Bugünlerde herkesin bir çıpa aradığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
“Eğer iki tane çıpa aranıyorsa, iki çıpa güçlü ekonomi ve kaliteli demokrasidir. Bu ikisi birbirinin ayrılmaz bileşeni... Ekonominin güçlü olmasını istiyorsak demokrasinin kalitesi önemlidir. Demokrasinin kalitesini yukarıda istiyorsan, ekonomin güçlü olmak zorunda. Onun için ekmekle hürriyet birbirinden ayrılmaz. Bu ikisinden de insanoğlu vazgeçemez. Bundan dolayı Türkiye’nin mevcut gündemlerden sıyrılıp önüne bakıyor olması, geleceğine bakıyor olması lazım. Bizim, mevcut üzerimizdeki yılgınlığı yırtıp atıp başımızı yukarı kaldırıp bakıyor olmamız lazım. Bu da iki yoldan geçiyor, ekonomin güçlü, demokrasin kaliteli olacak.”
Hisarcıklıoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mevcut sistemde maalesef sistemin çivisi çıkmış durumda. Sistemin neresini yamamaya çalışsanız, öbür tarafından arıza veriyor. Sistemin tamamını yeniden dizayn etmeliyiz. Yeniden dizayn edemediğiniz sürece bir tarafından ele alacağız, öbür taraf elimizde kalacak. Onun için ne olur günü kurtaracak, bugünü kurtaracak işlere bakmamamız lazım. Orta Doğu’ya, Avrasya’ya, Doğu’ya, Balkanlar’a gidiyoruz, gözler bizde. Bizim farklı davranmamız lazım. Bir kere şunu unutmayacağız, kavga edersek bereket gider. Farklı düşünceler ve fikirler olabilir, ama o fikirler bizi kavga ettirmemeli.” (aa)

‘Anayasa yeniden yazılsın’ önerisi
Sistemin bütün vatandaşları defolu hale getirdiğini savunan Rifat Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
“Neyin demokrasisinden bahsediyoruz? Bu elbise bize artık dar geliyor. Bütün bu elbisenin yeniden dizayn edilebilmesinin yolu, milletin, 72 milyonun mutabakat sözleşmesi olan Anayasadan başlamaktır. Yeniden bir Anayasayı yazamazsak, beraber mutabakat sözleşmesini, bu elbise bize dar gelmeye devam eder. Ekonomik açıdan Anayasaya bakayım... 1982 Anayasası... O günkü şartlara göre en iyisini hazırlamaya çalışmışlar. O günkü ekonomik kalkınma modeli yüzde 50 özel sektör, yüzde 50 devlet eliyle ülkeler kalkınır şeklindeydi. Ama 90’larda duvar yıkıldı, küreselleşme geldi. Devlet eliyle kalkınmanın olamayacağı SSCB’nin dağılımıyla ortaya çıktı. Özel sektör eliyle kalkınma olacaktır. Benim Anayasam ne diyor? 20 sene geçmiş, benim Anayasam diyor ki ‘kalkınma devlet ve özel sektör eliyle olacak’. Ben koşmak istiyorum, ayağımda zincir var. Ben de diyorum ki bizim ayağımızdaki bu zinciri çıkartın. Bununla biz koşamayız. Benim önünde daha 16 rakip var. Ben yüzde 6 küçülürken, rakiplerim yüzde 8 büyüdü. Benim ayağımdaki prangayı çıkartın ki ben koşacağım.”

‘Hesap sorun’
Demokrasinin kalitesini artırmak için hesap sormak gerektiğini söyleyen Rifat Hisarcıklıoğlu, hesap veremeyenin hesap soramayacağını, demokrasinin vatandaşın ve bireyin hesap sorması demek olduğunun altını çizdi. Hisarcıklıoğlu, “Bazen gittiğim yerlerde soruyorum, alnını gererek, göğsünü gererek bu memlekette hesap sorabilecek kim var? Demokrasinin kalitesinden bahsetmek istiyorsak, hesap sormak üzerinden başlamak lazım. ‘Hesap sorabilecek misin, seni idare edenlerden korkusuzca hesap sorabilir misin?’ diyorum. Parmak kalkmıyor” şeklinde konuştu.

Radikal